Siz Hiç Cennette Kadeh Kaldırdınız mı?
"Ve siz hiç cennette kadeh kaldırdınız mı? "
Ölmeyi beklemeyin dostlar ;
buyurun Avşaya.
"Ve siz hiç cennette kadeh kaldırdınız mı? "
Ölmeyi beklemeyin dostlar ;
buyurun Avşaya.
zordu…çok zor / senli zamanlardan / sensiz zamanlara geçiş
sözlerin kurunca darağacını / özümün yandı canı / ve ayaklanınca
yaşam dediğin ne ki / doğmak bir kere / ölmekse...binlerce.
lütfen dedi adam / biliyorum çok kırdım seni / beni
yalnızlık denizinini dalgalarını / vurma öyle hazin hazin kıyılarıma /
ey karanlıkların / kendini dev sanan cüceleri / düşüncelerimin suskunluğundan
yaşam dediğin ne ki / doğmak bir kere / ölmekse...binlerce.
usuldan başladı vurmaya / …….Ekim ayazı…… / kurumaya yüz durmuş
top sesi / ardından hoş sedasıyla imam / ramazanın son
nihavent makamı hüzünler gibi / gelip geçtin yine zamanın çemberinden /
bir şiir miydi yaşam - her harfi acıya doğan / her satırı hasret
olur ya merak edersen bu aralar beni / bil ki inceden inceye sızlıyor
öyle sinsi / öyle baştan çıkartıcı bakma Eylül / çevirme
Eylül damlaları düşer üzerime / öpüşleri hüzünlü ve durgun /
bilirim Eylül / her gelişin sonrasızlık / ve ben her
söylemek istediğim tüm kelimeler / bıçak gibi kanatıyor dilimi /
gerçek bir ressamın fırçasının / yeteneğindeki hassas döngüler gibiydi /
tamam / madem ki bir çemberin içinde / istediğiniz son
bulur nasılsa kırılacak dal
bu gövdemde uslanan rüzgar
ağlayıp bir yastığın koynunda
yatar mı “çürümüş lal” Figen YARAR
1962 yılı, Temmuz ayının 5.gününde doğdu hep kendi yüzüyle kalmaya çalışan adalı kız.
1975 yılında başladı kalemle dansım, aynı dili konuşamadığım kişilerle olan anlayamama ve anlaşılmama çözümsüzlüklerimde. Dertleşmekti amacım kendimle, ama kendimi de tanıma sürecim başlamıştı, gözlemliyor, gözlemlediklerimi yazıyordum. Fark ettim ki; dış dünyayı algılamaya çalışıyorken kendimi de algılamaya başlamıştım ve seviyordum kendimi tanımayı ve anlamayı.
İnsan akan zaman nehrinde bir çok şey bırakıyor ardında, bir çok anını unutabiliyor ama; ” Söz uçar, yazı kalır.”(Bu bir Latinata sözüdür, açılımı;” Verbis volanta, litteris planta” sözünün, benim bu akan zamanda birlikte götüreceğim, yaşamım son bulduğunda da, soyumda devam eden bireylerin kulaktan dolma değil de, beni benden öğrenmelerini sağlayacağını düşündüğüm birikimleri kalıcı kılmak eylemindeyim..
http://www.figenyarar.com/
İstanbul
Bestesi ne olursa olsun;özlemlerim, sevmelerim, tutkularım, korkularım, dibe vurmalarım, umutlarım, vaveylalarım,hüzünlerim, çelişkilerim, karmaşıklığım; tüm bunların farkındalığının dansını yapıyorum, kalemin eşliğindehttp://www.figenyarar.com/.
Nazım Hikmet, Suna Tanaltay, Doğan Cüceloğlu, Atalay Yörükoğlu
. Asla “şair ve marka” olma hırsım olmadı ve umarım olmaz da
http://www.azbuz.com/viewProfile.jsp?userId=566362