yaşam dediğin ne ki
doğmak bir kere
ölmekse...binlerce.
an avucunun içinde yeryüzü
an yıldızlar kadar uzaktan seyredersin kendini
gün gelir bir simit sıcaklığı damağında
gün gelir ne yenir ne yutulur boğazında
geçmişten bu yana
akıl ermez kahpelerin oyunlarına
vurulurda- vurulursun
tenine yabancı kurşunlarla
denizinin mavisini sunarsın
kurak ruhlarını ıslatırlar
yüreğindir can yelekleri
kıyılarında doğar- büyür- çoğalırlar
ama yazgısıdır tarihten bu yana insan olanın
direnerek tüketilmek
ve bir kere doğup binlerce kez ölmek
yine de bitmez denizlerin
boğuşsan da dalgalarında
çekemez derinlerine ölü yosunlar
vurursun mutlaka bir adanın kollarına
seyrederler seni ölüm çukurundaki
simsiyah kanayan gözleriyle
binlerce parçaya bölünsen de
gülüşlerini söndüremez sağanakları
özlem dolu gözlerinde bulamazlar
düşmanca bir bakış
sorumsuzca sıralanan sözlerinde
susarsın..susarsın yiğitçe
bilirsin
daha çok yürünecek bu vahşet yolunda
kiminin dil ucundan
kiminin iki dudak arasından batacaktır
özsüz sözlerinin zehirli dikenleri
ama alışıksındır
artık kan tutmaz seni
yaşam dediğin ne ki
doğmak bir kere
ölmekse...binlerce..