"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Neden bahsediyor bu diyebilirsiniz. Konuya girince ne demek istediğimi anlayacaksınız kanaatindeyim. Bu robotlar sağımızda solumuzda, önümüzde arkamızda. Her yaşta ve tende milyonlarca robot! Daha oyun çağındayken ellerine oyuncak yerine kalem verilen okuma yazmayı tam öğrenemeden test kitaplarıyla tanışan bir robot ordusu. Çocuklar dışarıda oynamalı, toprak yutmalı, düşmeli, ağlamalı. Ancak bu robot üretim projesi yüzünden çocuklar aile kontrolünde günde sadece 1 saat dışarıya çıkartılıyor eğer sınav sonucu kötü gelirse o hakkı da elinden alınıyor. Paylaşmayı, arkadaşlığı öğrenmeden kaybetmemeyi, rekabeti öğreniyor. Çocukluk döneminde öğrenmesi gereken bir çok şeyi öğrenemiyor öğrense bile belirli noksanlıklar yaşıyor. Aileleri tarafından hep 'Bu çalışmayla kazanamazsın!' gibi hep çalışmaya yöneltilen ve hep yapamazsın, edemezsin gibi olumsuz cümlelerle muhatap edilen bir robot ordusu. Hal böyle olunca da okullar, test kitapları yetmezmiş gibi özel dersler ve dershanelere gönderiliyor yığın yığın sorularla boğuşmak zorunda bırakılıyor. Ee peki ne yiyor bu robotlar? Aslında cevabı çok basit. Nasıl yapıldığı belli olmayan besin miktarı bakımından fakir olan besinlerle besleniyor ve ileriki hayatında kanser* hastalığına yakalanma riskini artırıyor. Çocukluk dönemi yetmezmiş gibi ömrünün en sancılı çağı olan 'ergenlik' çağında da sınav test kitapları ve ilgisizlikle yine baş başa kalıyor. Uzmanların en çok tartıştığı konu 'Gençliğin zararlı maddelere olan isteğini' bu konuyla bağdaştırırsak hata etmiş olmayız sanıyorum. Çocukluk dönemi yenmiş, ergenlik döneminde yalnız bırakılmış sağlıksız besinlerle beslenen ve tek derdinin 'sınavı kazanmak' olan robot ordusu "Vatana Millete Hayırlı Olsun!". Kim demiş Türkler robot üretemez diye. alın size robot hem de son teknoloji!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Melih Karauğuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |