..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksýn ki yaþamayý, yetmiþinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Caner Almaz




12 Temmuz 2012
Unutanlar Bürosu - 3  
Caner Almaz
Ýnsanýn tüm unuttuklarý bir defter vasýtasýyla önüne konulsaydý, ne olurdu dersiniz?


:AEDH:
1. Bölüm için; http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=108390

2. Bölüm için; http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=108856


***

3. Bölüm


Evin kapýsýndan girdikten sonra çantasýný portmantonun yanýna býraktý, anahtarlarý da anahtarlýða. Aslýnda býrakmasam diye düþündü, evden çýkarken sürekli unutuyordu çünkü anahtarlýklarýný. Ama geri dönmeye üþendi. Odasýna doðru yürürken mutfaktan gelen sesleri duydu, annesi mutfaktaydý. Ne annesinin yanýna uðradý, ne de seslendi. Üþeniyordu her þeye, muazzam bir üþengeçlik dolaþýyordu vücudunda. Doðruca odasýna gitti.

Odasýna gireli oldukça uzun zaman olmuþtu. Karný da acýkmýþtý. Acaba annem ne yemek yaptý diye düþündü. Mutfaða gitmeye karar verdi. Uzandýðý yataðýndan doðruldu, sanki çok yaþlýymýþçasýna zoraki adýmlarla mutfaða yürüdü.

“Duyduðuma göre beni 3, babaný da yüzlerce kez unutmuþsun!” dedi annesi mutfaða girer girmez. Olduðu yerde durdu, anlam veremedi bir an “Ne?” diyebildi sadece. “Diyorum ki, elalemin insanlarýný hatýrlarsýn, anneni babaný unutursun zaten!” sesinde bir annenin kýzdýðý zamanlarda sesini yüklediði mana vardý. Düþündü. “Ama anne” dedi “insanlýk hali, neleri unutmuþum görmedin mi, bir sürü þeyi, insaný unutmuþum”. Kýsa bir sessizlik oldu, annesi ocakta yemeðini çeviriyordu. “Sen doður, büyüt, yetiþtir, aman eksik bir þeyi kalmasýn, aman hastalanmasýn, baþýna bir hal gelmesin, aç açýkta durmasýn, adam olsun diye uðraþ, beyefendi annesini aklýnda tutamasýn! Sonra da piþkin piþkin insanlýk hali desin, insan hiç annesini unutur mu evladým? Sen kesin ben yaþlanýnca huzurevine de verirsin beni, babandan bahsetmiyorum zaten, o adama yazýk deðil mi? Beni geçtim onu kesin vereceksin huzur evine belli baksana!”. “Abartmýyor musun anne” diyebildi. Bir tabak aldý dolaptan, annesine uzattý. Annesi yüzüne hala geçmemiþ siniriyle baktý, tabaðý elinden aldý. Ocaktan yeni indirdiði yemekten koydu. “Abartýyormuþum, dil de maþallah pabuç olmuþ!” çekmeceden çatal çýkartýp çocuðunun önüne koydu.

Baþýný yemeðe gömdü, yerken aklýna geldi. Onu ve babasýný unuttuðunu nereden biliyordu? Nereden öðrenmiþti annesi onu unuttuðunu?

“Anne” diye seslendi, “sen nereden öðrendin unuttuklarýmý?”. Geçtiði odadan mutfaða dönen kadýn cevapladý, “Bilmiyor musun? Büroya giden kiþinin baktýðý tüm unuttuklarýyla alakalý unutulan kiþiye bilgilendirme gider. Araþtýrmadýn mý bunu?”

Baþýndan kaynar sularýn döküldüðünü hissetti o an. Yanýyordu teni, beyni. Yani unuttuðu herkese bilgilendirme mi gitmiþti? Olamazdý böyle bir þey, olmamalýydý. Cevaplayamadý annesinin sorusunu. Yutkundu. Aklýnda filizlenen korku saçaklarýný seyretti o an. Unuttuðu herkes, herkes artýk düþman olacaktý ona. Annesi bile böyle davranýyorsa, sýradan bir insan nasýl davranýrdý kim bilir? Kimleri unuttuðunu saymaya baþladý. Saydýkça daraldý, daraldýkça bunaldý, bunaldýkça kaçmak istedi, kaçmak istedikçe bir þey yapamayacaðýný gördü, gördükçe çaresizliðini yaþadý. Düþünürken eve gelen babasýný fark etmedi doðal olarak. Eve yeni gelen adam, mutfakta dalgýn oturan çocuðunu görünce yanýna yürüdü. “Yüzlerce unutursun beni ha, yazýklar olsun!” diyerek sert bir tokat yapýþtýrdý suratýna. Daldýðý yerden sýçrayarak babasýna baktý çocuk.

Sýçradý. Kan ter içerisindeydi, hatta o kadar yoðun terlemiþti ki, yastýk bile neredeyse sýrýlsýklamdý. Gördüðü kötü rüyanýn etkinsinden kurtulamamýþtý ki, bulunduðu yeri kavramak için saðýna soluna bakarken yaný baþýnda sandalyede oturan dedeyi gördü. Bir kez de dedeyi görünce sýçradý.

“Korkuttun beni dede, aþk olsun” diyebildi elini göðsüne götürerek. Yattýðý yerde doðruldu, alnýndaki ter damlalarýný sildi. Saatine baktý, 14.03’ü gösteriyordu. Çok uyumuþum diye düþündü. Kafasýný toparlamaya çalýþýyordu, gördüðü rüyadan, dün baktýðý sayfalardan sonra zihni de aklý da karmakarýþýktý. Bu kadar etkileneceðini, unuttuklarýnýn bu denli etkisinde kalacaðýný tahmin etmemiþti. Nasýl bir yola girmiþti, hayatý bundan sonra nasýl devam edecekti, aynada yeni tanýdýðý yüzüne nasýl bakacaktý? Sorular, sorular, sorular. Aklýný zapt ediyordu.

Sakalýný okþayan dede karamsar bir bakýþla, “Uyarmaya çalýþmýþtým evladým, geçmiþin anahtarý belki de bu yüzden elimizde deðil. Hafýzamýza belki de bu sebeple bu denli az hükmediyoruz. Etrafýna bak istersen, hayatýnda görebileceðin en mutsuz insanlar, unutamayan insanlardýr. Geçmiþinden ayrýlamayan insanlar mutsuzluðu en çok giyen insanlardýr.”

Dedenin söylediklerini düþündü. Haklýydý. Geçmiþ her ne kadar güzel anýlarla dolu olsa bile, bir o kadar da unutulmak istenen þeylerle doluydu. Hatýrlanmak istenmeyen þeyleri bilinç zamanla yok ediyordu, silinmiyordu onlar fakat bulunmayacak bir yerlere gidiyorlardý hafýzada. Hafýza çok odalý bir saray gibiydi. En bilinmeyen odalarýnda en kötü, en kullanýlmayan ama atmaya da kýyýlamayan eþyalar duruyordu.

Sessizlik içerisinde bir süre beklediler. Yaþlý adam, gencin kendisine gelmesini, düþüncelerini toparlamasýný istiyordu. Nihayetinde onun hayatýydý ve bir önceki gün istediði þey onu þu an bulunduðu vaziyetten daha elim bir hale taþýyabilirdi. Kendisinin unuttuklarýna katlanamayan bünyesinin, bir baþkasý tarafýndan unutulma ihtimaline karþý nasýl bir tepki verebileceðini ise daha önceki tecrübelerinden çok iyi biliyordu dede. Ýnsanoðlu bir baþkasýnýn kendisi hakkýndaki düþüncelerine o kadar önem veriyordu ki, kendi düþüncelerinden ziyade, bir baþkasýnýn düþüncelerine göre kendini yontuyordu. Kendini baþkalarýna göre yontan birey, nihayetinde de mutsuzluða mahkum oluyordu.

Telaþla sordu dedeye “Bu baktýklarýmla alakalý olarak, unuttuðum kiþilere bir bilgilendirme gidiyor mu acaba, böyle bir þey mümkün mü?”. Dede gülümsedi, “Böyle bir þeyin olmasý kime ne fayda saðlar ki, bizim amacýmýz insanlara yardým etmek, kötülük etmek deðil.”

Ferahladýðýný hissetti. Annesi bilmiyordu onu unuttuðunu, babasý ona tokat atmayacaktý unuttuðu için. Bir nebze olsun keyiflendi. Yattýðý yerden kalkýp masada duran suya doðru yürüdü, çok susamýþtý. Ýki bardak içti. Bardaðý masaya koyarken, masanýn üzerinde duran deftere gözü takýldý. Ýsmi okudu. Onun defteriydi. Onun unuttuklarýydý. Ýþte yine ayný noktada buldu kendini. Az önce yakaladýðý bir yudum keyif kaçtý. Düþüncelerle sarýlmýþ buldu etrafýný. Sorular bir yaðmur gibi yaðýyordu beynine ve cevap þemsiyesi yoktu. Korunaksýz bir þekilde soru yaðmurunda sýrýlsýklam oluyordu.

Bakmalý mýydý onun unuttuklarýna? Dede onu çok samimi þekilde uyarmýþtý dün ve hala uyarmaya devam ediyordu. Bakma demiyordu kesinlikle ama bakmasýnýn onun üzerinde býrakabileceði izleri anlatmaya çalýþýyordu. Dedenin anlattýklarýnýn yanýnda, kendi unuttuklarýnýn bünyesinde býraktýðý derin etkiyi de düþündükçe dedeye hak vermeye baþlamýþtý yavaþ yavaþ.

Ne kadar seviyor olsa da onu, ayrýlmýþlardý. Üzerinden hayli zaman geçse bile hala onu unutamamýþtý. Tertemiz sevmiþti, sevmiþti ama bazen sevmek yetmiyordu. Bazen sen ne yaparsan yap, ne kadar çabalarsan çabala, her þey senin istediðin gibi gitmiyordu. Senin istediðin gibi gittiðinde de karþýndaki için iþler yolunda olmuyordu. Bir terazi gibiydi aþk oyunu, bir denge oyunuydu. Ýki taraftan birisi aðýrlýðýný yitirirse (yani sevgisini) o terazi dengesini yitiriyordu. Öyle olmuþtu. Bir kiþi çok sevince, karþýsýndakinin eksikliðini dolduramýyordu. Ayrýldýlar. Daha doðrusu kýz ayrýldý, çocuk hala onunlaydý. Her yere götürüyordu onu, kýz bilmiyordu. Her anýnda taþýyordu onun varlýðýný, kýzýn haberi yoktu. Böyle bir hastalýk haline çevirmiþti içerisinde aþkýný. Yara kapanmaya yüz tuttukça, kaþýyordu. Kanatýyordu. Hiç iyileþemeyecek bir yara haline dönüþtürüyordu onu. Bedenindeydi. Hiçbir zaman izinin kaybolmayacaðý bir yara haline dönüþüyordu kýz, bilmiyordu.

Deftere dalmýþ çocuðun omzuna dokundu dede. “Bakýp bakmamak senin elinde olan bir konu evladým, biliyorsun. Þu an bakmadýn henüz, içinde bulunduðun aný bir deðerlendir istersen. Þu an ki durumunu gördükten sonra, bir de deftere baktýðýn andan sonra oluþabilecek durumlarý göz önüne alarak tekrar kendine bir bak. Ýhtimalleri düþün. Hayat senin hayatýn çocuðum, sen nasýl yaþamak istiyorsan öyle yaþarsýn. Bunun için de bunun kararýný sen vereceksin.”

Hala deftere bakýyordu. Düþündü. Ne kaybedebilirdi ki? Onu görmüyordu, onunla konuþmuyordu. O zaten hayatýnda yoktu, belki onun düþüncelerini görebilirse tamamen hayatýndan onu çýkartabilirdi. Gerçekten istiyor muydu bunu peki? Kararsýzdý. Voltaya baþladý, sessizliði adýmlarýnýn sesi bozdu. Bir süre böyle yürüdükten sonra ani bir hareketle masaya yöneldi. Sandalyeye oturmuþ dedenin dizleri önüne çöktü. Gözleri yaþarmýþtý.

“Bakalým dede, kanýyor zaten, bakalým da kurtulayým bu yaradan.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Unutanlar Bürosu - 1
Unutanlar Bürosu - 4
Unutanlar Bürosu - 2

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zaman - 1
Yanmak - 2
Eksik - 4
Topal Kedi
Varlýk
Gölge
Nokta
Eksik - 3
Yokluk - 3
Düþmek

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yeni Baþlayanlar Ýçin; Yalnýzlýk [Deneme]
Yeni Baþlayanlar Ýçin; Aþk [Deneme]
Çay - 2 / Sen Gittin ve Herkes Ölmeye Baþladý [Deneme]
Ýtiraflar - 1 [Deneme]
Kesik [Deneme]
Çay - 1 [Deneme]


Caner Almaz kimdir?

Ýçimdeki çok sesliliðin esiri olan kalemimle, çok sesliliðinize hitap ediyorum. Sizi duyuyorum ve sizi anlatýyorum. Ýçinizdeki sizi dinlemelisiniz.

Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski, Oðuz Atay, Franz Kafka


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Caner Almaz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.