..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > İbrahim Kilik




30 Ağustos 2012
"Yok Bu Şehr İçre Senin Vasfettiğin Dilber"  
Erguvanlar ve Çay

İbrahim Kilik


Zamana ibrişimle işlenmiş bir nakıştır bir bardak çay. Buğusu, naz yurdundan efsane bulutlar tarafından armağan olarak getirilmiştir gözlere. Berrak ve aydınlıktır çayın sureti. Tebessümü, gül misalin gamzesinden esintidir yaz günlerinde. Tevazu ikliminde albeninin ipek yumağıdır hâlleri çayın ki aşkın hâllerini çağrıştırır.


:BIDF:
Zamana ibrişimle işlenmiş bir nakıştır bir bardak çay. Buğusu, naz yurdundan efsane bulutlar tarafından armağan olarak getirilmiştir gözlere. Berrak ve aydınlıktır çayın sureti. Tebessümü, gül misalin gamzesinden esintidir yaz günlerinde. Tevazu ikliminde albeninin ipek yumağıdır hâlleri çayın ki aşkın hâllerini çağrıştırır.



Çayla ilgili cümle avadanlığın saygınlığı da bizzat çayın albenisinden kaynaklanır. O yüzden isli birçaydanlığın hayalini betimlemek için nice mısralar yazılır. Nice nağmeler dizilir. Çayın her katresinde bin bir gizem vardır ya işte o gizem demliği, semaveri, çaydanlığı ve ince belli dilberleri de bürür. Çay içilen en salaş mekanlar baştan başa efsunlanır çayın buğusu ile.


Güneşin haz aldığı surettir çayın sureti. Yahya Kemal’in “Gece Leyla’yı ayın on dördü koyda yıkanırken gördüm.” mısraına özdeş hâller görürür güneş gündüzün. O yüzden sükuta bürünür gurup vaktine kadar. Yüreğine çayın gamzesinin açtığı yara ile aşıp gider. Ertesi sabahı iple çeker rüyasında. Gece demlerinde aya emanet eder çaya dair güzellikleri. Ay, Leyla’dan yadigar gülüşünü yur koyda çayın.


Demlikle semaverin anllatığı masal kıskandırır Binbir Gece Masallarını. Şarkın nadide dilberleri, çayın hâllerini ezberler yudum yudum. Zarafeti ve inceliği talim ederler. Çaya ait seremoniler tarih düşerler karanfil dudakları ile. Haşim o yüzden söylemiştir. “Yârin dudağından getirilmiş bir katre alevdir bu karanfil.” dizesini. Dizenin cümle gücü, gönül okşayıcılığı yârin dudağı ile çayın buğusunun harmanlanması sonucudur hayallerde.


Divan şairimiz Nedim, çayın gümüş sahillerine erebilse, İstanbul’un bir taşına yekpare Acem mülkünü feda ettiği gibi, çayın ışıltısına da İstanbul dilberlerinin gamzesini feda ederdi hiç şüphesiz. Erguvan mevsiminde semaveri hazla yakar ve “ Yok bu şehr içinde senin vasfettiğin o dilber Nedim. Bir peri suret görünmüş, bir hayal olmuş sana.” dizelerinde bahis konusu ettiği dilberi beklerdi bin heyecanla. Zarafeti, letafeti nefaseti asaletle buluşturmayı daha bir iştiyakla hayal ederdi. Şayet o dilber çay meclisini teşrif etse çayı kıskanırdı bence.


İşte, bir önceki paragrafta bahsettiğim nedenlerden dolayı. Nedim’in ruhunu incitmemek için erguvan zamanı çay içerken bardağı daha itinalı tutmalı eller İstanbu’da. Semavere, çaydanlığa,demliğe bir peri surete bakar gibi bakmalı gözler. Kim bilir,demlikten bardağa süzülen hayal Nedim’in sözünü ettiği “Bir peri suret görünmüş, bir hayal olmuş sana.” dizesindenki hayaldir belki de…


Nazın hazla bu denli yakınlaşmasını sağlayan çay ve ince belli, beyaz zambakları andıran incecik ellere nice yakışırsa. Nedim’in “Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedim. Bir peri suret görünmüş bir hayal olmuş sana.” dizeleri de karanfil dudaklara öyle yakışmalı. Her erguvan mevsiminde çay yudumlayan dilberlerin albenisi şad etmeli Nedim’in ruhunu. Boğaz’ın serin sularında tütsülenmeli Nedim’in hayalleri. Nice taze dizeler süzülmeli çayın gamzelerinden. Biraz olsun Nedim’in hüznü hafiflemeli. Vasfettiği dilberin hayali ile çayın buğusu buluşmalı İstanbul’da zaman zaman.


Çayı Asaf Osman demlemeli, İstanbul şehri ihya olmalı. Peri suretler Nedim devrinden el etmeli günümüze. Çayın nefaseti ve letafeti ziyadeleşmeli. İstanbul’un en has çay mekanında buşuşmalı dostlar. “Bir peri suret görünmeli ince belli içinde.”hayalin kurmak ve burulan damağımızla veda etmek de bize kalmalı… İstanbul’un Ankara dönüşüne tarih düşülmeli. Çay Çaynağme’de içilmeli her daim…
Ankara, 30.08.2012 İ.K








Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Argodan Esintiler
Kıl ve Tüy
Kılıç ve Kalem
Antalya'da Gün Batımı
Erguvan Akşamlar (N)
Yazmak Serüveni
Buğulu Günler
Muhabbet İksiri Çay
Hiçten Saadetler Ülkesi
Bî Bedel Peri

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkçe Sevdası
Yazmak Yahut Yazmamak
Argo ve Siyaset
Son Mülteci
Yazarlar Şairler ve Şehirleri
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 18
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 16
Ayrılığın On Yedinci Günü
Erbil Kalesi'ni Gezerken
"Bir Fincan Kahve Olsa" Kitabı Üstüne

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hüznümüz Kahverengi [Şiir]
Arzu 1 [Şiir]
Cin Biberi [Şiir]
Erguvanlar Lâleler [Şiir]
Zaman Dar [Şiir]
Düş Gülü [Şiir]
Mülteci [Şiir]
Dem Masalı [Şiir]
Çççççççççççççççççççç [Şiir]
Pişmanlık Bestesi [Şiir]


İbrahim Kilik kimdir?

Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay) Dilberin gamzeleri. Demliğin dem demleri. Bardakta keklik kanı. Tebessüm huzmeleri. Dostun dosta ikramı. Alır yürekten gamı. Fincanda türkü söyler. İnce bellide mani. Zamanın gül kurusu Gülde gülşen dokusu. Rehavetten kurtarır. Pek de şirin doğrusu. Bardaktır mihmandarı. Herkesin çeker canı. Yalnız bu kadar değil. Sohbetlerin mimarı. İnce bir gülüş gibi. İçe süzülüş gibi. Ülfete kapı açar. Kaldırır hep uzleti. Ankara,03. 09. 2007 İbrahim KİLİK

Etkilendiği Yazarlar:
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.