..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilge kişi her şeye şaşan kişidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Politika > Mustafa Yener




10 Ekim 2012
Suriye Bizim Olsa…  
Mustafa Yener
Bu halkın tarihinde büyük bir imparatorluk var. Kalbinin bir köşesinde ise, o imparatorluğu ayağa kaldırmak.


:BCBJ:
“Aşk kağıda yazılmıyor” demiş ya Ozan; ben denedim Mehter marşı da yazılmıyor. Oysa halkın ruh halini ne güzel anlatırdı şimdi. Ne fayda; ritim olmayınca Mehter marşı eksiliyor sanki, sözler yavan kalıyor.
Bu halkın tarihinde büyük bir imparatorluk var. Kalbinin bir köşesinde ise, o imparatorluğu ayağa kaldırmak.
10 Yıldır, “Osmanlı uyanıyor” sloganlarıyla ruhumuzu okşuyor birileri, kalbimizdeki ateşe ha bire odun atıyor. Ve nihayet kalbimizdeki ateş harlandı, savaş ortamı hazırlandı. Utangaç işgal temennileri şimdi daha sık duyuluyor.
“Suriye bizim olsa… Geç kalmadan saldırsak...”
__________
Tarihiyle gurur duyan bu halk, keşke tarihini layıkıyla biliyor da olsaydı. Sadece tarihiyle gurur duyanlar için değil, yerden yere vuranlar içinde geçerli bu temenni. Ne yazık ki hem basmakalıp sloganlarla Osmanlı’yı yerden yere vuranlar, hem de abartılı bir şekilde yüceltenlerin sayısı, tarihe objektif bir şekilde bakanlardan çok daha fazla.
Taraflardan biri tarihsel koşulları hiç hesaba katmaksızın, “başkalarının ülkesinde Osmanlı’nın ne işi vardı” diye soruyor. Diğer taraf ise, tıpkı Osmanlı gibi başkalarının ülkesine girmek için tutuşarak savaş çığlıkları atmakta.
Dedim ya; denedim. Tam buraya yazacaktım. Ama Mehter marşı hoş durmadı kağıtta.
__________
Sürekli güçlenen ve büyüyen, geniş bir coğrafyayı etkisi altına alan dev bir imparatorluktu Osmanlı.
Sonrasında o dev zayıflamaya ve küçülmeye başlayacak, en nihayet parçalanarak tarihten silinecek, O’nun küllerinden bugün üzerinde yaşadığımız Cumhuriyet kurulacaktı.
Osmanlı’nın dev bir imparatorluğa dönüşmesi de, parçalanması da bir tesadüf değildir. Osmanlı devlet yapısını ve özellikle tarihsel süreci göz önüne almaksızın ne Osmanlı’yı anlamak, ne büyümesini, nede dağılmasını açıklayabilmek mümkün değildir.
Osmanlı tebaasının geçmiş yaşam şekli, kültürü ve o kültürün esas alınmasıyla oluşturulmuş olan devlet yapısı, yayılmacı bir politika izlemeye oldukça müsaitti. Tarihsel süreç ve o süreçteki ülke ve millet yapıları da, bu yayılmacı politikaların hayata geçirilmesine son derece elverişliydi.
O çağın koşulları itibarıyla, tüm bunlar ayıplanacak şeyler de değildir. Tam aksine; Osmanlı emperyalist devletlerden farklı olarak, ele geçirdiği toprakları kendi ülkesi bilmiş, yağmalamak bir yana, imarına gayret göstermiştir. Zaten onca büyüyebilmesinin altında yatan dinamiklerden birisi de, O’nun diğer emperyalist ülkelerle arasındaki bu önemli fark olmuştur.
Bunca elverişli olan şartları doğru şekilde kullanan Osmanlı, sonuçta devasa bir imparatorluğa dönüşür. Ancak bu büyüme doğal olarak çeşitli din, dil ve milletlerden oluşan karmakarışık bir yapıyı da beraberinde getirecektir.
__________
Böylesi büyük ve güçlü bir imparatorluğun dağılmasını bir tek sebebe bağlamak elbette eksik kalacak, yanlış olacaktır. Bir çok padişahın adını, onların bir çok yanlışını gerekçe olarak sıralayabilmek, bir çok devlete ‘kahpe’ yakıştırması yapabilmek mümkündür. Ancak en önemli sebeplerden birisi; Osmanlı’nın büyümesine olanak sağlayan koşulların, zaman içinde ortadan kalkmış olmasıdır.
Osmanlı değişen koşullara ne yazık ki ayak uyduramamıştır. Aslında ayak uydurabilmesi de pek mümkün değildir zaten. Dünyayı yavaş yavaş milliyetçi rüzgarlar kuşatmakta ve bu rüzgarlar İmparatorluğun dört yanını etkisi altına almaktadır.
Farklı kültürler, farklı diller, farklı dinler ve farklı milletlerden oluşan bu karmaşık yapıyı bir arada tutabilmek, her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır. Ardı ardına patlayacak olan isyan ve ayaklanmalarla baş edebilmek bir yerden sonra mümkün bile olamayacaktır.
__________
Tarihi sloganlardan öğrenen bir millet, ne yazık ki kritik bir dönemde sloganlar eşliğinde savaş çığlıkları atıyor. “Osmanlı yeniden canlanıyor” sloganları ruhumuzu okşayıp, o şaşaalı günlere dönme arzumuzu tetikliyor olsa bile, gerçekçi olabilmekten uzaktır.
Osmanlı’nın parçalanmasına sebep olan koşullar henüz ortadan kalkmamıştır. Bu hayalperest politika ve sloganlarla ölmüş olan bir imparatorluğa tekrar can verebilmek mümkün olamaz. Tam aksine, üzerinde yaşadığımız son kara parçasını bir kez daha parçalama riski vardır ki; tehlikenin işaret fişekleri, ardı ardına zaten çakmaktadır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölüler Ülkesi
Puta Tapmayı Bırak, Tövbe Et Hey Halkım..!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Lavman... [Şiir]
Babam Yaşasa Çok Kızardı… [Deneme]
Kendisiyle Savaşan Toplum… [Deneme]
Hayat Kazık Atar İnsana… [Deneme]
Ölen Bir Ülkenin Memesinden Beslenmek… [Deneme]
İşte Bunun İçin Üç Çocuk [Deneme]
Pandora’nın Kutusu… [Deneme]
Altın Yürekli Kahraman Beşar Esad… [Eleştiri]
Boş Verin; Sol da Oluvermesin… [Eleştiri]
Haydi Kızlar Kocaya..! [Eleştiri]


Mustafa Yener kimdir?



Etkilendiği Yazarlar:
Öyle bir etki altında olduğumu düşünsem, yazmam manasız olurdu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Yener, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.