Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. -Atatürk |
|
||||||||||
|
IŞID’den kaçan Suriye vatandaşları akın akın Türkiye’ye sığınıyor. Öyle ya can tatlı... Suriye’nin kuzeyinde bulunan Kobani bölgesinden kaçan insanlar, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde çadır kentlere yerleştirildi. 2 gün içinde 100 binden fazla sığınmacının buraya konuşlandırıldığı belirtiliyor... Bu çok ciddi bir rakam. Bırakın Türkiye’yi Dünyanın en zengin ülkelerinin bile bu kadar yoğun bir sığınmacı nüfusu bünyesinde barındırması, onların her türlü ihtiyaçlarını karşılaması çok zor. Çadır, ekmek, su, yemek, tuvalet, banyo ihtiyaçları, bunların yanısıra, elektrik, sağlık, ilaç gibi sorunları gidermek oldukça zor. O devlet için büyük bir külfet. Mutlaka dışardan destek alması şart. Aksi halde üstesinden gelmesi mümkün değil... Hatta imkansız... Türkiye insanı değerlerle hareket eden bir ülke olduğu için, bu insanlara kucağını açıp elinden geldiğince, en iyi şekilde onları barındırmaya çalışıyor... Dün bazı internet sayfalarına bu konuyla ilgili Türkiye’nin alternatif bir çözüm üreterek 50 bin Suriyeli sığınmacının KKTC’ye gönderileceği haberi yer aldı. Tabi bu şimdilik sadece bir iddia... TC Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılmak üzere New York’a hareket ederken “tampon Bölgesi önemli bir konu” demişti. Böylece Sayın Erdoğan güvenli bir bölge kurulması gerektiğinin önemini vurgulamıştı. Bunun üzerine 50 bin Suriyeli sığınmacının KKTC’ye gönderilmesi kararının gizlice alındığını ve şartların oluşması halinde bu düşüncenin hemen hayata geçirileceği belirtildi. Belki insanlık adına iyi bir düşünce olabilir bu. Ama mutlaka bunun olumsuz yanları da olacaktır. Her şeyden önce bu karar alınırken veya hayata geçirilirken, KKTC Hükümeti ile istişare edildi mi? Bu konuda KKTC’li yetkili mercilerin görüşüne baş vuruldu mu? Diyelim ki bunlar hep aşıldı. Daha da öte bakacak olursak, bunların alt yapısı nasıl yapılacak? Nereye yerleştirilecek? Neler verilecek? Yukarıda söz ettiğimiz şartlar nasıl sağlanacak? Maddi destek nereden alınacak? Bunları da bir yana bırakalım? Gelecek insanlarla burada yaşayanların uyumu nasıl sağlanacak? Arada bir kültür farklılığı var. Kültür çatışması nasıl engellenecek? Şu anda Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları veya yaşattıkları ortada. Aynı sorunlar burada da yaşanacak... Kavgalar, hırsızlıklar, ölümler, cinayetler beklemediğimiz şekilde artacak... Nitekim Türkiye’de bunların örneğini gördük... Basında, Suriyeli sığınmacıların çıkardıkları olayları sürekli izliyoruz... Burada şunu demek istiyorum: “Kelin ilacı olsaydı kendi başına sürerdi.” Biz KKTC olarak çok mu daha iyiyiz? Kendi ayaklarımız üzerinde tamamen durabiliyor muyuz? Kendi içimizdeki ayrımcılığı, bölücülüğü, kavgayı halledebildik mi? Bunun cevabı hayır. Çünkü adeta adayı Teksas’a çevirdik. Eline silahı alan ya, “bar-pavyon” basıyor; ya “dükkan- okul” basıyor... Soygunlar, cinayetler de cabası... Durun durduğunuz yerde Allahınızı severseniz... Başımız zaten dertten kurtulmuyor...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Hakan Yozcu, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |