Nasih, hükmü kaldýran ayet, Mensuh ise hükmü kaldýrýlan ayet manasýna gelir. Nasih, ayeti hükümsüz býrakmak, hükmün içini boþaltmaktýr. Allah, ayetlerini güçsüz býrakanlar için Sebe Suresi 38'de þöyle diyor: ''Ayetlerimizi etkisiz býrakmak için çaba harcayanlar; iþte onlar da azabýn içine getirilmiþlerdir.'' Nasih Mensuh felaketine inanan kiþiler, bazý ayetlerin hükmü var ama ayeti yok, bazýsý da ayeti var ama hükmü kalktý diyorlar. Recm hurafesi ve içki ayetlerini de bunlara örnek gösteriyorlar.

Bazý din adamlarý 750, bazýsý da 5 ayetin nesh edildiðini iddia ediyor. Zaten Kuran'da 750 tane hüküm konusu yok. Allah Fussilet Suresi 42'de mealen, ''Ona (Kuran'a)görünen görünmeyen hiç bir iptal edici þey gelemez diyor. Çünkü Kuran her hükmünde isabetli olan Allah tarafýndan indirilmiþ mesajdýr'' diyor. Nisa Suresi 82'de, ''Onlar hala Kur'an'ý iyice düþünmüyorlar mý? Eðer o, Allah'tan baþkasýnýn Katýndan olsaydý, kuþkusuz içinde birçok aykýrýlýklar (çeliþkiler, ihtilaflar) bulacaklardý.'' diyor. Allah ayette, insanlarýn Kuran'ý düþünmek gibi bir konularý olsun diyor. Ayetin devamýnda ise Kuran'ýn içinde çeliþkiler olmadýðýný vurguluyor. Kuran bir gün helal dediðine bir gün haram demez. Bir gün var dediðine bir gün yok demez. Bunlar çeliþkidir ve Kuran'da böyle çeliþki yok diyor Allah.

Allah Hicr Suresi 9. ayette, ''Hiç þüphesiz, zikri (Kur'an'ý) Biz indirdik Biz; onun koruyucularý da gerçekten Biziz.'' diyor. Allah'ýn koruduðunu söylediði Kitabýn bazý ayetlerinin nesh edildiðini iddia etmek, felakete sebep olacak yollar açar. Mesela Ýmam Suyuti'nin aktardýðý yanlýþ bilgiye göre; Sözde Hz. Ayþe demiþ ki, Ahzab suresini önceden 200 ayet okurduk, Hz. Osman döneminde 73 ayete indi. Bu, ayetlerin 127 tanesi yok oldu demektir. Böyle bir þeyi söylemek, kaydetmek, nakletmek büyük bir hatadýr. Mesela besmeleler hariç Kuran'da 6232, besmele dahil 6348 ayet vardýr. Ama sorulduðunda 6666 ayet var denir. Aradaki fark kadar ayet nesh oldu derler. Bu Kuran'a yapýlmýþ büyük bir iftiradýr. Zalimliktir.

Þimdi nasih konusunu biraz daha detaylandýralým. 5 tür nesih vardýr.

1- Ayetin ayeti neshi. Bu mümkün deðildir. Çünkü Kuran noksansýz, çeliþkisi olmayan, kýyamete kadar korunan, istisnasýz her ayetinden sorumlu olduðumuz Hak Kitaptýr.
2- Sünnet- hadisin, Kuran'ý neshi. Bu da mümkün deðildir. Allah "...Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kýlmaz." (Kehf suresi 26) ''Hüküm, yalnýzca Allah'ýndýr..." (Yusuf Suresi, 40) Peygamberin, farz ve haram hüküm verme ve ayeti geçersiz kýlma yetkisi yoktur.
3- Sünnetin sünneti neshi. Bu olabilir. Peygamberimiz, bir dönem yaptýðý bir uygulamayý daha sonraki dönem kaldýrmýþ olabilir. Mesela savaþ dönemi ekmek yenmesi ve def çalýnmasýný yasaklamýþ. Ancak daha sonra bu uygulamayý kaldýrmýþ. Ya da bir dönem kabir ziyaretini yasaklamýþ, daha sonra serbest býrakmýþ.
4- Sünneti ayetin neshi. Bu da olabilir. Peygamberimizin her hangi bir konuda yaptýðý uygulama ayetin hükmü ile kaldýrýlabilir. Örneðin önceden Kudüs'e doðru namaz kýlýnýyordu. Allah ayetle, Kabe'ye doðru dönülmesi gerektiðini buyurdu ve sünnetin hükmü kalktý.
5- Kuran'daki bazý hükümlerin, geçmiþ þeriatlerdeki bazý hükümleri kaldýrmasý. Bu da olur. Mesela kýsas konusu. Kýsas, adam öldürmeye verilen cezadýr. Tevrat'ta bu hem kýsas hem diyetti. Ýncil'de sadece kýsas. Kuran'da ise ya kýsas ya diyettir.

Bakara Suresi 106. ayette Allah, ''Biz, daha iyisini veya benzerini getirmedikçe bir delili (ayeti) yürürlükten kaldýrmaz (neshetmez) veya onu unutturmayýz. Allah'ýn her þeye gücü yettiðini bilmedin mi'' buyurur. Ayetlerin nesh edildiðini savunanlar, genellikle delil olarak bu ayeti gösterirler. Ayet kelimesi tekil olarak Kuran'da 84 yerde zikredilir. Ve bunlarýn tümünde ''mucize, delil, belge, iþaret ve risalet, yani peygamberlik ve sistem'' manalarýnda kullanýlmýþtýr. Hiç bir yerde Kuran ayetleri için kullanýlmamýþtýr. Ayet kelimesinin çoðulu olan "ayat" ifadesi Kuran ayetleri manasýnda kullanýlýr. Tekil olan "ayet"kelimesinin geçtiði ayetlerin listesi þöyle:

2:106, 118, 145, 211, 248, 259; 3:13, 41, 49, 50; 5:114; 6:4, 25, 35, 37, 109; 7:73, 106, 132, 146, 203;10:20, 92, 97; 11: 64, 103; 12:105; 13:7, 27, 38; 15:77; 16:11, 13, 65, 67, 69, 101; 17:12; 19:21; 20:22,47, 133; 21:5, 91; 23:50; 25:37; 26:4, 8, 67, 103, 121, 128, 139, 154, 158, 174, 190, 197; 27:52; 29;15,35, 44; 30:58; 34:9,15; 36:33, 37, 41, 46; 37:14; 40:78; 43:48; 51:37; 54:2,15; 79:20.

Bu listede sunduðum ayetlerin tümünde ayný kelime ''mucize, delil'' olarak çevrilmiþken, Bakara 106'da her ne hikmetse Kuran ayeti þeklinde çevrilmiþ. Hatta bazý meallere hüküm kelimesi de eklenmiþ ve ayetin hükmünün kalktýðý algýsý oluþturulmuþ.

Allah Bakara Suresi 106'da ''...bir delili (ayeti) yürürlükten kaldýrmaz (neshetmez) veya onu unutturmayýz.'' diyor. Unutturduk ve yerine yenisini getirdik demiyor. Mesela Ýsra Suresi 86. ayette Allah; ''Andolsun, eðer dilersek, sana vahyettiklerimizi gerçekten gideriveririz, sonra bunun için Bize karþý bir vekil bulamazsýn.'' diyor. Burada kullanýlan ifade diledik ve yaptýk manasýna gelmiyor. Dilersek yaparýz manasýna geliyor. Ýkisi çok farklý. Allah burada Kendi kudretine iþaret ediyor. Yine Zümer Suresi 65'de ''Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): "Eðer þirk koþacak olursan, þüphesiz amellerin boþa çýkacak ve elbette sen, hüsrana uðrayanlardan olacaksýn.'' der. Bu ayette Allah peygambere, ''eðer müþrik olursan amellerini sileriz'' diyor. Ayetten, ''peygamber müþrik oldu ve amelleri silindi'' sonucu çýkmýyor.

Bir ayeti anlamak için ayetin önüne ve arkasýna bakmak gerekiyor. Bakara 106'yý anlamak için de 105'e bakmak þart. Bakara Suresi 105'de diyor ki; ''Kitap Ehlinden olan kafirler ve müþrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrýn indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediðine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.'' Burada Ehl-i Kitaptan olan müþrikler ve kafirler müminler için neyi istemiyor? Müminler kaç vakit namaz kýlsýn, yüzlerini nereye dönsünler, borç hukuku vs... Elbette ilgilendikleri ve müminler için istemedikleri konular bunlar deðil. Çünkü bu konular onlarla alakalý deðil. Onlar Kuran'ýn tümünü ve peygamberi istemiyorlardý. Bu ayetin arkasýndan Bakara 106'ya bir daha bakalým; ''Biz bir ayeti kaldýrýrsak, yerine daha iyisini getiririz'' diyor mealen. Burada bahsedilen ayet, '' risalet, peygamberliktir''. Allah demiþ oluyor ki, ''böyle bir unutturma (risalet konusunda) olursa bu, Bizim gücümüz dahilindedir''. Ayetin sonunda ''Allah'ýn her þeye gücü yettiðini görmüyor musun'' diyor.

Rad Suresi 39'da ''Allah, dilediðini ortadan kaldýrýr ve býrakýr. Kitabýn anasý O'nun Katýndadýr.'' der. Burada ayet kelimesi geçmiyor. Ancak bazý kiþiler bu ayete, ''bir kýsým ayeti býrakýr bir kýsmýný siler'' manasý yüklüyor. Halbuki burada, üzerinden yürüyüp geçtiðimiz kainat ayetleri ile ilgili bir anlatým var. Mesela gece ayeti gelir, gündüz ayeti silinir. Güneþ ayeti gelir, ay ayeti silinir gibi...

Sonuç olarak Kuran'da hükmü kalkan tek bir ayet yoktur. Kuran bir süreç içinde vahyolunsa dahi tek seferde inmiþ bir Kitaptýr. Allah zamanýn ve mekanýn dýþýndadýr. Ve gelmiþ geçmiþ tüm olaylara ayný anda hakimdir. Dolayýsýyla Allah'ýn, Kitabýn vahiy sürecinde zamanýn þartlarýna göre yeni ayetler belirlemesi veya hükmünü kaldýrmasý söz konusu deðildir. Bu iddia, Allah'ýn kudretini kavrayamamaktan ileri gelir. Kuran'ý bölümlere ayýrýp parça parça kýlmak ve bir kýsmýný kabul, bir kýsmýný inkar etmek þirktir. Þirk ise Allah'ýn affetmeyeceði tek günahtýr. Dikkat!

Kaynak: Mehmet Okuyan

Mehtap Gözükan

https://www.facebook.com/MehtapGozukan

https://twitter.com/MehtapGozukan