Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Küçücüktük büyüdük. Çocukluk devremiz arkamýzda kaldý. Ama nedense hep çocukluk yanýmýz bir türlü terk etmedi bizi. Yýllar da geçse ruhumuz çocukluktan kurtulamýyor. Çocuklara karþý ayrý bir sevgi duyuyor, onlara karþý bambaþka bir gözle bakýyoruz. NKL’den öðretmen arkadaþým Bünyamin Merhametsiz telefonla aradý. SOS Çocuk Köyü’ne bir ziyaret yapacaklarmýþ. Beni de davet etti. “Basýn olarak sana da malzeme çýkar, buyur gel” dedi. Hiç yok demedim. Teklifi hemen kabul ettim. Tüm basýn davet edilmiþti. Ama nedense kimse oraya gelmemiþti. Bir tek Ýsmet Ezel ve ben oradaydýk. Nedenini hala anlayabilmiþ deðilim. Acaba NKL’nin bir Maðusa okulu olmasý mý idi sebep? Lefkoþa’nýn okullarýndan biri olsaydý bütün basýn ordusu orada olurdu diye düþündüm. Ama yine de biz, Ýsmet Ezel ile görevimizi yapmaya çalýþtýk. O fotoðrafladý, ben yazdým. Yaþadýklarýmý, gördüklerimi sizlerle paylaþmak istedim. Her þeyden önce böyle bir ziyaretin fikir babasýnýn öðrenciler olduðunu duydum. Bu, beni daha da heyecanlandýrmýþ ve daha da sevindirmiþti. Demek ki öðrencilerimize sevgiyi, saygýyý, arkadaþlýðý, dostluðu, yardýmlaþmayý kusursuz olarak verebilmiþiz. Bu hareket bunun bir göstergesiydi. Öðrenciler, usanmamýþlar, dükkan dükkan gezerek hediyeler toplamýþlar. Üstelik kendi paralarýyla karýnca kararýnca sevgili kardeþlerine yardýmda bulunmuþlar. Bu ne asil, ne yüce bir davranýþ… Benim bu köye ilk geliþim oluyor. Ne yalan söyleyeyim. Dýþardan her baktýðýmda burasýný bir kreþ gibi, bir çocuk yuvasý gibi, bir öksüzler yuvasý gibi veya bir bakýmevi gibi görüyordum. Meðer hiç de öyle deðilmiþ. SOS Çocuk Köyü sorumlusu Ahmet Akarsu, tüm içtenliði ile karþýladý bizi. Görevini en iyi þekilde yapan bir memur edasýyla hareket ediyordu. Kendine olan güveni oldukça fazlaydý doðrusu. Öðrencilere doyurucu bilgiler verdi. Köy hakkýnda geniþ açýklamalar yaptý. Öðrenciler belki de böyle bir köyle karþýlaþacaklarýný tahmin bile etmiyorlardý. Çünkü ben bile beklemiyordum. Ahmet Akarsu, Köyü, yakýndan tanýmamýz için, bizi ev ev, sokak sokak gezdirdi. Ev ev diyorum. Çünkü burasý resmen bir mahalle, bir site veya bir köy gibi düzenlenmiþ. Dýþarýda normal bir mahalle nasýlsa, burasý da aynen öyle. Þu anda köyde 11 aile bulunuyormuþ. Ahmet Akarsu, ýsrarla burasýnýn bir yurt olmadýðýný belirtti. Burada aileler yaþadýðýný ve her ailenin bir annesi olduðunu söyledi. Bu anneler, gönüllü anneler. Bütün gün burada kalýyor ve çocuklara anne þefkatini ve sevgisini veriyorlar. Bunlar profesyonel anne imiþ. “Þu anda sizlerin evinde ne varsa, aynýsýný burada bulmanýz mümkün” diyor Akarsu. Aileler, diledikleri gibi birbirlerine ziyarete gidebiliyor ve dýþarýdaki çeþitli etkinliklere katýlabiliyorlarmýþ. Dýþarýda, normal bir ailenin yaþamý nasýlsa, buradaki yaþam da ayný imiþ. Tatil Köyü’ne her çocuðu kabul etmiyorlar. Belli kriterleri var. En baþta geleni, çocuklarýn özürlü olmamalarý. Buraya alýnacak çocuklarýn, zihinsel ve bedensel özürlü olmamalarý gerekiyor. Ahmet Akarsu, bunun gerekçesini þöyle açýklýyor: “Bunun için gerekli ve yeterli donanýmýmýz yok. Bu tür çocuklar özel bir eðitim istiyorlar. Burada öyle bir eðitim verecek imkanýmýz maalesef yok” diyor. Köy, küçük þirin bir yer. Her türlü konfor düþünülmüþ. Oyun alanlarý, spor sahalarý bile var. Çocuklar futbol, voleybol, basketbol gibi sporlarý yapabiliyorlar. Üç personel ailesiyle birlikte köyde kalýyor. Bunun yaný sýra köy þoförü ve Müdür de burada ailesi ile birlikte yaþýyor. Evler, dubleks ve müstakil olarak yapýlmýþ. Yan yanalar. Her taraf yemyeþil çimenlerle dizayn edilmiþ. Her eve bir numara verilmiþ. Biz, izin alarak, 10 numaralý eve misafir oluyoruz. Müzeyyen Haným bütün sevecenliði ve içtenliði ile karþýlýyor bizi. O, gönüllü bir anne. Altý çocuðu var. Ve onlara annelik yapýyor. Onlarýn her türlü yaþam biçimlerinden, geliþmelerinden, eðitimlerinden sorumlu. Ýçerisi gayet modern. Koltuklar, masalar, sandalyeler var. Televizyon ihmal edilmemiþ. Çocuklar ödevlerini yapýyorlar. Müzeyyen Haným’a bir günlük yaþamlarýný soruyorum, anlatýyor: “6.30’da kalkýyoruz. Kahvaltýlar yapýlýyor. Çocuklar üzerlerini giyip servis aracýna biniyorlar. Okullarýna gidiyorlar. 13.30’da eve geliyorlar. Yemeklerini yiyorlar. 14.00 ile 16.00 arasý ders çalýþýyorlar. Kitap okuyorlar. 16.00’dan sonra da oyun saati baþlýyor. Akþam yemeði yiyorlar. Yatma vakti yatýyorlar. Normal gün nasýlsa öyle devam ediyoruz. Deðiþik bir yaþam tarzýmýz yok” diyor. Sorumlu arkadaþa, ailelerin geçimlerini nasýl temin ettiklerini soruyorum. Tamamen elde edilen yardýmlarla saðlandýðýný belirtiyor. Toplanan yardýmlarla her aileye bir bütçe ayrýlýyormuþ. Aileler de kendilerine verilen bu bütçeyi, en iyi þekilde deðerlendiriyorlarmýþ. Sorun olup olmadýðýný soruyorum. Ahmet Bey içtenlikle cevaplýyor. “Mutlaka sorunlar oluyor. Mesela öðrenci en çok ‘ben buraya niçin geldim? Benim burada ne iþim var?’ diye soruyor. Burasýný hemen kabullenemiyor. Bunu da doðal karþýlamak gerekiyor. Ama zamanla uyum saðlayabiliyor. Bir de çocuklarýn ergenlik dönemlerinde sorunlar çýkabiliyor. Bu nedenle de köyümüzde psikologlar ve pedagoglar da devamlý bulunmaktadýr. Onlarýn görüþlerine baþ vurarak, bu tür sorunlarý aþmaya çalýþýyoruz.” diyor. SOS Çocuk Köyü’nün çalýþma biçimi hakkýnda bilgiler alýyoruz. Dört aþamadan meydana geldiðini öðreniyoruz. Birinci aþamada 0-16 yaþ grubu bulunuyor. Bunlar, 16 yaþýna kadar burada yaþýyor. 16 yaþýna gelince Girne’deki Gençlik Evlerinde kalýyorlar. Orada anne görevini danýþmanlar yürütüyor. Eðitimlerini tamamlayýp, bir iþe girinceye kadar burada yaþýyorlar. Sonra üçüncü aþama geliyor. Bir ev bulup yerleþtiriliyorlar. Burada yarý baðýmsýz yaþýyorlar. En son dördüncü ve son aþama baþlýyor. Bu aþamada öðrenciler, kendilerini tamamen kurtarmýþ ve hayata atýlmýþ olarak buluyorlar. Böylece tam baðýmsýz yaþam baþlýyor. Bu aþamadan sonra evlenip kendi ailelerini kurabiliyorlar. Burasý gerçek bir köy. Dýþarýdan göründüðü gibi deðil. Görmeyenler, bilmeyenler yanýlgýya düþebilirler. Burasý ne bir yurt, ne bir bakým evi, ne de çocuk ýslah evi. Burasý tamamen gönüllülerden oluþan; ve kendilerini çocuklara adayan, sevgiye muhtaç kalmýþ, annelik þefkatinden uzak kalmýþ yavrulara, o, bir yudum sevgiyi verebilmek için uðraþan, çalýþan bireylerden oluþan, doðal bir köy. Bizlere düþen de bu köyü benimsemek. Orasýnýn, canýmýzdan bir parça olduðunu düþünerek, buraya yardýmlarýmýzý esirgememek. Çocuklarýmýza, yavrularýmýza kucak açarak, onlara, yalnýzlýklarýný, kimsesizliklerini hissettirmemek. Evet sevgili çocuklar! Yalnýz deðilsiniz. Sizleri SEVÝYORUZ.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |