..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Mehtap Gözükan




21 Mayıs 2015
"Müminleri Savaşa Teşvik Et" Ayeti Savaş Kışkırtıcılığı mı?  
Mehtap Gözükan
İslam, barış kökenli bir kelimedir. Temelinde barış olan İslam'ı savaş ve vahşet dini gibi göstermeye çalışanların, Kuran ayetlerinden bihaber oldukları aşikardır. İslam'da savaş, sadece ve sadece saldırı olursa haktır. Doğal olarak saldırı olduğunda, savunma amaçlı olarak yapılması gereken ne ise o yapılır. İslam'da savaş ve kısas dışında bir canın alınması, tüm insanlığı öldürmekle eş tutulur ve en büyük günahlardandır. Asıl konumuza girmeden önce Kuran'da savaşın başlama koşulunu anlatan bir kaç ayet eklemek istiyorum. Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü'minlere, savaşma) izni verildi. (Hac Suresi, 39)


:AAIE:
İslam, barış kökenli bir kelimedir. Temelinde barış olan İslam'ı savaş ve vahşet dini gibi göstermeye çalışanların, Kuran ayetlerinden bihaber oldukları aşikardır. İslam'da savaş, sadece ve sadece saldırı olursa haktır. Doğal olarak saldırı olduğunda, savunma amaçlı olarak yapılması gereken ne ise o yapılır. İslam'da savaş ve kısas dışında bir canın alınması, tüm insanlığı öldürmekle eş tutulur ve en büyük günahlardandır. Asıl konumuza girmeden önce Kuran'da savaşın başlama koşulunu anlatan bir kaç ayet eklemek istiyorum.

Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü'minlere, savaşma) izni verildi. (Hac Suresi, 39)

''Kendilerine zulmedilen ve savaş açılan müslümana savaşma izni verildi''.

Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez. (Bakara Suresi, 190)


''Sizinle savaşanlara karşı'' ve ''Aşırı gitmeyin''

Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın... (Bakara Suresi, 191)

''Onlar sizinle savaşıncaya kadar siz savaşmayın'' ''Savaşırlarsa siz de onlarla savaşın''

Ayetlerden de çok net anlaşılacağı üzere, Müslümanlar durup dururken asla savaşa girmiyor. Mutlaka kendilerine savaş açıldığında; can, mal ve ırzları tehdit altına girdiğinde, bunları savunma amaçlı olarak savaşa giriyorlar. Şimdi bu ayetleri dikkate alarak, ateist arkadaşların sürekli gündeme getirdiği ''müminleri savaşa teşvik et'' ayetini inceleyelim.

Ey Peygamber, mü'minleri savaşa karşı hazırlayıp-teşvik et... (Enfal Suresi, 65)

Bir ayeti lokal olarak alıp eklediğinizde çok farklı manalar çıkarabilirsiniz. Örneğin Nisa Suresi 43'de ''İçkiliyken ne dediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayınız'' der. Siz bu ayetin sadece ''namaza yaklaşmayınız'' kısmını alırsanız, bambaşka bir mana çıkar karşınıza. Enfal Suresi 65. ayette de böyle bir durum söz konusudur.

Ayetin öncesine baktığınızda; Enfal Suresi 56. ayette, anlaşmalarını bozan küfür ehlinden bahseder. Enfal Suresi 58. ayete baktığınızda, anlaşma yaptığınız topluluğun ihanetinden şüphe ederseniz, böyle bir durumda sizin de anlaşmaya sadık kalmayacağınızı onlara bildirin denir. Ve ayetin sonunda ''Allah hainlik edenleri sevmez'' denilerek, karşı tarafın ihaneti kınanır. Enfal Suresi 60. ayette, anlaşmayı bozan ve hainlik yapan küfür ehlinin hainlik ve saldırılarına karşı tedbir ve caydırıcı olması açısından maddi hazırlık yapılması gerektiği bildirilir. ''Kuvvetli ve besili atlar hazırlayın'' denir. Enfal Suresi 61. ayette ise bu hazırlık sürecinde ''onlar barışa eğilim gösterirlerse, sen de ona eğilim göster '' denir. Yani savaş değil, barış her zaman önceliklidir. Ama karşı taraf savaşta ısrarcı olursa, o zaman kaçınılmaz olur. Ve savaş ortamı oluştuğunda bir kumandanın yapacağı şey, askerlerini savaşa maddi ve manevi hazırlayıp teşvik etmektir.

Günümüz koşullarını düşünelim; herhangi bir savaşa dahil olmasa da ülkeler, olası bir savaş riskine önlem olarak asker ve mühimmat konusunda hazırlıklı ve eğitimlidirler. Ve bu her ülkede teşvik edilir. İstiklal Savaşında Mustafa Kemal Atatürk de askerlerini savaşa maddi manevi hazırlayıp teşvik etmiş, onları bu zorlu ortama psikolojik olarak motive etmiştir.

''Ordular, ilk hedefimiz Akdeniz'' sözü, düşmanı vatan topraklarından atma kararlılığının simgesidir. Savaşa teşvik içeren bu sözünün temelinde, işgal altına alınmış toprakları düşmana karşı savunmak yer alır. Atatürk, ''Eğer vatan savunması için değilse savaş bir cinayettir.'' diyerek, Maide Suresi 32. ayete sadakatini de göstemiştir. Zafer üstüne zafer kazanan, ülke topraklarını düşman işgalinden kurtarmaya kararlı bir kumandan olarak askerlerine “Size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum” demiştir. Savaş ortamı oluştuğunda bir kumandan, stratejisini belirler, savunmasını yapacağı taktikler geliştirir ve bunları uygulama konusunda askerlerini motive/teşvik eder. Hz. Muhammed de, savaş vuku bulduğunda, kumandan olarak askerlerini bu yönde motive ve teşvik etmiştir. Olması gereken de budur.

Sonuç: Kuran'da savaş ve ölümden bahseden ayetlerin geri planındaki sebep, Müslümanlara saldırı ve yurtlarından çıkarılma girişimidir. Bu eyleme karşılık Müslümanların kendilerini savunması hak olmuş olur. Ve savaş vuku bulduğunda da insanlar birbirine çiçek vermez, ölmemek için öldürürler. Ve başta bulunan kumandan da savaşta mağlup olmamak için askerlerini yüreklendirir.

Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Mümtehine Suresi, 8) buyurarak, Müslümanı yurdundan çıkarmaya çalışmayan ve savaşmayana adaletli olunması ve iyilik yapılmasını emreder.

Mehtap Gözükan

https://www.facebook.com/MehtapGozukan

https://twitter.com/MehtapGozukan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



Mehtap Gözükan kimdir?

1971 doğumluyum. Heykeltraşım. Yaklaşık 10 yıldır dini konularda makale yazıyorum.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehtap Gözükan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.