..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Yûşa Irmak




20 Kasım 2020
Sorumluluğa Davet  
Yûşa Irmak
Herhangi bir memlekette aydınlar, devlet ve milletin kaderi söz konusu olduğu meselelerde, her türlü şahsi ve minik hesapları bir kenara iterek milli bir çap ve seviyede düşünebilmelidirler. Çünkü bu taşıdıkları aydın sıfatına layık olabilmelerinin yüklediği asgari bir haysiyet ve şeref borcudur.


:BAJA:
Herhangi bir memlekette aydınlar, devlet ve milletin kaderi söz konusu olduğu meselelerde, her türlü şahsi ve minik hesapları bir kenara iterek milli bir çap ve seviyede düşünebilmelidirler. Çünkü bu taşıdıkları aydın sıfatına layık olabilmelerinin yüklediği asgari bir haysiyet ve şeref borcudur.

Özellikle sıradan bir aydın olmanın birkaç tık ötesinde, devlet makamlarında bulunmuş, vekillik, parti başkanlığı, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı, ordu komutanlığı yapmış insanlar için böylesine bir milli çap ve seviyeye ulaşmış bulunmak; meseleleri kısır çekişmelerin, hasis duyguların, zümreci taassupların dışında, tamamen milli bir açıdan görüp değerlendirebilmelidir.

Şahsi ve zümreci taassuplardan, hasis duygulardan, milletle ilgisi bulunmayan ihtiraslardan kendini kurtaramamış küçük hesap adamlarının, basit politika esnafının, devletin sorumluluk mevkilerinde ön plana geçmesi, millet kaderinde söz ve karar sahibi olması, bir milletin uğrayabileceği talihsizliklerin en hazini olsa gerektir. Çünkü devletler, yaşatmayı ve yüceltmeyi değil, “yaşamayı ve yükselmeyi” düşünen, büyük rollerle çıkmış, böylesine mini minnacık tiplerin elinde batmıştır.

Türkiye’nin bugünkü meselelerinin, demokrasiler de tabii olan ve cemiyet için sıhhat alameti sayılan fikir ayrılıklarının sınırını çoktan aşmış ve topyekûn bir “varlık, yokluk davası” noktasına kadar gelmiştir.

Bir taraftan tarihinde bilmem kaçıncı defa dostlarının ihanet ve kalleşliğine maruz kalmış olan Türkiye, bir taraftan da içerde, dış kaynaklı terörist ve sevicilerinin tertipleriyle dünya çapında tahrip edilmeye çalışılıyor.

Sınıf, yoksulluk kavga ve sömürücüsü PKK’lı bugünkü sol, azınlık ırkçılığı ile mezhep kışkırtıcılığını yedeğine alarak, daha doğrusu onları ateş hattına sürerek, devamlı tahrik ve eylemlerle HDPKK’yı, FETÖ’nün ihanet ve terörist faaliyetlerini meşrulaştırmaya tam gaz devam ediyor.

Bu sahiplenme ve meşrulaştırma çalışmalarını da nihai safhaya ulaştırmak suretiyle kendilerine gelen bir takım yardımlarla ülke içinde bir patırtı çıkartıp devleti ele geçirmek için can atan dış mihraka ülkemizi peşkeş çekilmesinin önünü açarak dünya gavurlarının iştah ve ihtiraslarına resmen yağ sürüyor.

İçinde bulunduğumuz savaş ve beraberinde getirdiği tehlikelere karşı Devletin ve askerin almış olduğu tedbirleri tartışmaması gerekir. Fakat kafalar o kadar karışık ki bukelamun gibi renk değiştirerek milletin gözünde resmen çer-çöp olmaya devam ediyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi ülkesi olduğunu iddia eden İçimizdeki İrlandalıların devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü söz konusu olduğunda “komünal ve terörist” dili bırakması gerektiğini düşünüyorum.

Ancak bu durumda memleket içinde cereyan eden olaylara doğru ve gerçeğe uygun teşhisler koyarak herkesin tavrını belli etmesi, hiçbir şüpheye, tereddüde yer bırakmayacak bir açlıkla safını seçmesi gereken günlerdeyiz.

Durum bu olduğu halde maalesef birçok sorumlu politikacıların, devletin kaderinde söz sahibi olan siyaset ve politikacıların kendilerinden beklenen “milli bakış”ı asgari sorumluluk duygusundan çok uzaklarda kalarak açıklama üzerine açıklama yaptıklarını milletçe görüp, müşahede ediyoruz.

Binlerce yılın devlet tecrübesine sahip büyük milletimizin olup bitenleri, emsalsiz sağduyusuyla takip ederek, herkese layık olduğu dersi vereceğinden şüphe etmiyorum.

Ancak, her ne süratle olursa olsun, milletin bir bölümünden teveccüh siyaset adamı sayılan kimselerin de halkı şaşırtmaya, yanlış yönlendirerek kafalarında soru işaretleri bırakmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Aksi takdirde veballeri ağır olacaktır. Bu da böyle biline ey CHP!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kilidi Açmak
Chp’nin Psikopatolojisi
Ben Olsam Ne Yaparım
Chp, Gerçekten ‘demokrat’ Mıdır?
Bir Çatışma Zemini Olarak Kültür
Hizipçi Memur Partisi Chp
Siyasetin Kilidini Açmak
Chp: Eski Hamam, Eski Tas, Eski Nalın, Eski Tarz…
Huzuru Batıda Aramayın!
Aynaya Bakmak

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Bu "X’tir Git" Diyesi de Gelir
Milletlerin Ruhunu Taklit Öldürür
Neyimizi Kaybettik
Sinema Kültürel Meselemiz Haline Ne Zaman Gelecek?
Yarın Bekleyebilir Şiir Kitabı Üzerine
Türk Sinemasının Ezberini Bozan Yönetmen
Seviye
Dikkat Bu Bir Siyasi Yazıdır!
Aldatmanın Cezası Nasıl Kesilir?
The Man Who Wasn’t There 2001 (Orada Olmayan Adam)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Geldim [Şiir]
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.