..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Çocuk Yetiştirme > Tayyibe Atay




4 Ağustos 2003
Delinin Köyünden Mektup Var  
Tayyibe Atay
Değirmenmiş, eşekmiş, yolmuş, izmiş!..Boş ver bunları üstadım!Neler öğütmüyor ki hayat denen değirmen! Her şey unufak!...


:BIDI:
Hani ‘Delinin Köyü’ başlıklı bir yazım vardı; hatırlar mısınız? Genel bir soru sormaya hakkım yok, biliyorum. Umut işte! Bir okuyan olmuştur da “evet!...ben hatırlıyorum!” diyen biri çıkar diye yönelttim bu soruyu. ’Değirmenden dönen ayak izi bırakırmış J)’ (benimki silinmiştir, biliyorum!..) Bayılıyorum şu atasözlerine! Az kelime ile kitap dolusu söz üretir onlar..Bil bil söyle!..Duy duy söyle!..Ama bu atasözünü ben uydurdum bilesiniz!J) Uydurukçunun kaydırıkçının biriyim zaten!..”Yap yapıştır (sür sürüştür olacaktı,özür!), tak takıştır, muhallebiciye gel!” Demişti şairin biri...Veliler’ den bir Orhan Veli!..Bakıyorum üstadım sen de uydurukçunun tekiymişsinJ))))(bağışla emi!). Hem ne yapacaktın muhallebicide yani!..Bir tas sütlü muhallebi sunmayacaktın ya, beni kandırma sakın!J)))Zaten yoktu ki senin muhallebi alacak paran!Peki ya ne yapacaktın o zaman? Garanti şiir okuyacaktın ona değil mi? Madem şiir okuyacaksın ”İstanbul’u Dinliyorum” şiirini oku lütfen! Zaten senden başka kimse dinlememiş İstanbul’u!..DUR! demiş İstanbul,geçen geçene!..Yapma demiş, yapan yapana...Hem içine, hem dışına...Sen en iyisi mi canlanıp da görme istersen İstanbul’un halini...Senin o kadın vardı ya o kadın...Hani ayaklarını suya sokan!..Devre kurban gitti,öldü biliyor musun?(!) Onu aldılar su kıyısından çarşaflara sarıp,karanlığa gömdüler(!)Geçtim İstanbul’un çıngırak yerine kapkaççı çalan sokaklarını; esas bu dert yedi bitirdi beni üstadım!..

Değirmenmiş, eşekmiş, yolmuş, izmiş!..Boş ver bunları üstadım!Neler öğütmüyor ki hayat denen değirmen! Her şey unufak!...Ne kalıyor ki geriye kırıklıklarımızdan başka...Hayat havalı cam mübarek! Topla topla bir araya gelmiyor...Boşuna uğraşıyoruz bana kalırsa; neyi nereye koyacağız ki yani...Biliyor musun şu parmaklarıma, ellerime çok kızıyorum bazen...Neye dokunsam kayıp gidiyor parmak aralarımdan...Güneşi bile tutamadım, onca uğraşmama rağmen...Hep ışıksız kaldı bundan böyle avuçlarım...Bak bak dipsiz kuyu!..Esas sorun bu değil üstadım! Esas sorun bizim köyün delisinin bana yaptıkları...Hem de üniversiteli delinin yaptıkları...

Sen itiş uğraş, iki yıl kursa git, aileyi borç dert içinde bırak, nihayet sınavdan geçerli bir puan kurtar, sonra da delir...Olacak iş mi bu! Her zaman dedim, gene de derim; bu gençliği anlamak mümkün değil! Sınav sonuçları belli oldu olalı bir savaşın içinde debeleniyorum inanmazsınız!..Sorun oğlum yada kızım fark etmez...Nasılsa hepimizde bir kız yada bir oğlan var sonuçta.Esas mesele sınav sonrası onlardaki ruh hali!..Yaşamak güzel, vazgeçilmez!..Lakin zorlaşıyor yaşamak! İşte bunun farkına varıyorlar yavaştan yavaştan sınav kazanan çocuklar...


Evden ayrılacak, güdümsüz kalacak (sudan çıkmış balık!..), yerine göre açlık çekecek, barınacak ev bulamayacak, yumuşak sıcak yataktan olacak, harçlığı tükenecek, yemek yapmak zorunda kalacak, çamaşırları kirlenecek, yıkasa bile ütülemeden giyecek, arkadaşları dalga geçecek, dinamizmi doruk noktaya ulaşmış insan topluluğu içine girecek, birazcık da olsa siyasete eli bulaşacak, aşık olacak ama belki de terk edilecek vs..vs...Kim kalkabilir ki bu yükün altından?!..Kolay mı sence!?

Bir de şu var be üstadım! Üniversiteyi ne yapıp edip bitirdiler diyelim, ya sonrası!..Sonrası felaket!..İşsizlik! Sefillik! Boşluk!..İşte bunu da görüyor daha okula başlamadan sınav kazanan çocuklar... Akıllı gençlik vesselam!

Çok sevdiğim bir komşum var; emekli öğretmen. O, şöyle der ara sıra: ”İş çokluğunda iş, eş çokluğunda eş buldukJ)))” Ne kadar haklı görüyor musun? Şimdiye kalsa ne işimiz olurdu, ne eşimiz...Bu yüzden çocuklarımızın yerinde ben olsam, ben de delirirdim!..Ve ağzımdan çıkanı kulağım duymaz, çevremde bulunanları suçlar, ağzıma gelen her şeyi söylerdim...Neler mi?! İşte söylemediğim ama duyduğum cümleler:

Beni niye doğurdun,salak karı!..(Terbiyesiz!Suçlunun aşk olduğunu bilmiyor hala..J)..)

Manyak!..Sana kim dedi beni doğur diye!(Elimde miydi sanki,günaha inanıyordum o zamanlar...)

Beni neden falanca burcun insanı olarak doğurmadın? (Zamandan haberim yoktu diyecektim ki, tuttum kendimi...)

Sadece çocuk doğurmuşsunuz ama hiçbir şey vermemişsiniz(!)(Babasını da kattı ya bu işe; sevinmedim değil doğrusu!.Esas salaklığı o yapıyor aslında: canını verdiğimizi unutuyor!..)

Bir cep telefonum bile yok!.. (Mahsus almadığımı söylemiyorum ona.Alayım da biraz daha kazıklanayım TÜRKSEL, TELSİM, AYCEL-bizim Aysel diyorum ben onaJ)..-, ARİA tarafından, öyle mi!? Yok ya almayacağım işte! İşin toplumsal başkaldırı yanını öğrenmesi gerek...Bunu da ancak kendi para kazanıp, kendi harcadığı zaman öğrenir, benim ödeyeceğim telefon paraları ile değil...)

Kendimi öldüreceğim, şah damarım nerede!?(Merakına bak hele;şimdi mi sorulur bu ya! Korkup yanıt vermiyorum ama verdiğimiz eğitim öğretimin kalitesini bir kez daha ölçmüş oluyorum acı duyarak...Büyük isabet doğrusu; hayat kurtardık, hayat!..)

Bunlar lafla taciz! Gönlümüze ve yüreğimize taş olup oturanlar yani...Bir de doğrudan tacize uğrayan yerler var, bilemezsiniz...Evin kapıları ve duvarları mesela!...Ne dayanıklıymış!..Vur vur kırılmadılar, yıkılmadılar...Keşke onların yerinde ben olsaydım(!)

Ne bu işkence ya!..Deli gönül diyor ki; tut kolundan at dışarıya!..Hem de çırılçıplak!..Kendi kazanıp, kendi edinsin bakalım benden istediklerini!..Ne tür çocuklar doğuracağını, okutacağını, onlara neler vereceğini görelim bakalım! Feleğin, yalnızca bu felek olduğunu öğrendiklerinde, nasılsa ben göçerim bu diyardan; anlatacak kimi bulurlar acaba!..

Kısacası onları yarına hazırlarken çektiğimiz sıkıntıların neler olduğunu takdir etmeyen bu gençliğe ne demeli bilmiyorum!..PES DOĞRUSU!..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cibiliyet
Tüpe Bak Tüpe
Hesap Kitap
Olimpiyat
Yalana İnanmak
Büyüdük Yani
Sepet
Dört Biçükk
Hoparlör
İlahi!.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yumurta [Şiir]
Merak [Şiir]
Poşet [Şiir]
Semazen [Şiir]
Artık [Şiir]
Masa 2 [Şiir]
Bostan [Şiir]
Havan [Şiir]
Tavşan [Şiir]
Oyun Arkadaşı [Şiir]


Tayyibe Atay kimdir?

Yeni şiirin,uzun yıllar yazmama rağmen yeni şairiyim. İnternet ortamı sayesinde okuyucu önüne çıktım henüz. Ne kadar şair olduğumun yanıtını ise okuyucuya bırakıyorum. Bayan yazarların çok az olduğu bir ülkede,duygu ve düşüncelerimi,şiirin ruhu okşayan ,elleyen tarafıyla anlatmaya çalışıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Arif,Behçet Necatigil,Nihat Behram...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.