..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kitabının bir kopyasını gönderdiğin için sağol. Onu okumakla hiç zaman yitirmeyeceğim. -Moses Hadas
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Deneysel > Levent Ateşoğlu




24 Ağustos 2004
N. F. Manifesto  
Levent Ateşoğlu

:AHEF:
                                        01.04.2004-İsviçre
N.F.* MANİFESTO

Takvim
Nisan’a vurdu
      sonra
     bahar güneşi
          bana
ben
     şehre vurdum
          size çarptım
               kendimi
soluksuz
     yürüdünüz
sanki yoktum
     sanki yoktunuz
sanki
hiçbirimiz yoktuk da
sadece
     çarpmaydı varolan
          ses çıkaran
           tarihte
               bir yeri olan
     ya da
      demek isterseniz
           zaman
Tanrının evinde
     ağladım usulca
yalnızlar korosu ardımda
          ardım
           önümde
          yalnızlığa ağladık
oğulları sokaklara atan
çarmıhlarınıza gerdirten
          babalara
           ağladık
yine de
bir
dilek
tuttuk içimizden
      babalar için
uzun yaşasınlar
ve
görsünler
      bileklerimizden akan kanı
     günbegün          
      toprağa doğru
oysa
kan
betona damlıyor artık
          sonra
           kuruyup
          kuş gagalarına yapışıyor
           kent meydanlarında
babalarsa
güzel mezar düşünü
          sayıklayıp duruyor
               reklam aralarında
Suya dalıp
     yardım ben de
           kalbini anamın
ve
korkuyla
     izledim sizi
          nasıl da
şeytanın memesini kanatırcasına
emdiğinizi
ıslak kıllarım
      kurudu
her yanıma yapıştı
           suda
          ayak
           izlerimi
               bıraktım
                    bir
                dalgaya
çarpsınlar diye
      amansızca
           bir kıyıya
ve
sonsuza dek
      kaybolsunlar
     insanlık
      izimi
          bir daha bulamasın
     av köpekleri gibi
               ardımdan
                    koşamasın
     kiminiz de bilirsiniz
           o yürek çarpıntısını
      sürgündeki deliğinize
                    koşarken
                         dört adım
ve tabii
     yapışmadıysanız
          irinli memelerden birine
ve tabii
     alışmadıysanız
      kalbinizin tutturulmasına
               kanlı bir
                ilmeğe
Acılarımı
     akıtmak istiyorum
kollarımı kanatıp
           akıtmak
               bir boşluğa
dibi olamayan
      sesi
          olmayan
           bir boşluğa
kendimi
     unutmak istiyorum
               bir sokakta
ve
     yeniden bulmak
ve
     tekrar unutmak
sonra
yeniden bulmak
ve
     unutmak
sonsuza dek
     oynamak istiyorum
          bu oyunu
ve
     inandırmak kendimi
          gerçeğin ta kendisi
                bu
ben yazdım
ben okudum
ve
inandım
kendi kendime
          gerçek
            bu
gerçek
     kayıp bir
          ben
ben
unutulmuş insanlığım
Hangi cepte
dururdu para
hangi dudakla
     söylenirdi şarkılar
ve
kendinden geçince
     hangisi titrerdi ellerin
yoksa
ikisi de mi birden
ellerimi kessinler istiyorum
          gözlerimi oysunlar
dilimi
tuzlayıp
     bir kaba koysunlar
insanım diye
      haykıran
          her nerem varsa
kızgın bir
demir eriğine
      atsınlar
yoksa
fark ediyor şeytanlar
ve
kuş gagalarını gösterip
alay ediyorlar
     yüreğimden geçmiş
           hücrelerle
artık
bitsin istiyorum
karşı dağdaki
      bir
      çam yaprağı olsun istiyorum
      kendim
bir
karga boku altında
     soluksuz saklanan….
Kan
suya damlasın
     suda dağılsın
      balık dudaklarında
          derinliklere taşınsın
     ve
      acıyla ısırayım tabanımdaki toprağı
     siz
      tersyüz olup
          kusarken
ciğerlerinizi
      kıyıma
Tarihin
tarlasına dalacağım
ve
kıracağım boynunu
can çekişmelerden
     sıkıldım artık
boş kalsın
tarla
varlık
yokolsun
nadasa dursun
      insanlık

          -L-
* Neo Fütürist



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın deneysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sahte Ölümlerde Gerçek Acılar
Hep
Elma
Olmaya Tutku
İntihar
İlimek

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gök Han Öl Dü
Ardım
Sorgu
Dehşet
İsimsize
Hep Gördüğüm Düş
Üçleme (Son)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bu Masalın Sonunda Kimse Hayatta Kalmayacak…. [Deneme]
11 [Deneme]


Levent Ateşoğlu kimdir?

yazıyorum


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Levent Ateşoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.