Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu |
|
||||||||||
|
Tutabilir misin onun ellerinden aşkınızın son günü olduğunu söylediğinde, nefretin son noktasına geldiğinde sevgi sözcükleri söyleye bilir misin? Hayatı akışına bıraka bilir misin, senden bir parça öldüğünde geriye kalanlarla devam edebilir misin. Tüm hesapların yanıldığında yanında kimse olmadığında onu düşünürken sükunet içinde, tüm gururunu bir yana bırakıp telefona sarılıp ona ulaşa bilir misin. Ulaşırsan ne geçer eline, ne kadar yarım ne kadar gerçek yaşaya bilirsin, onun sana olan sevgisini, aşkınızı, imkansız diye nitelendirdiğin şeylerden biri haline getirdiğinde neler yapabilirsin? El-ele tutuştuğunuz ve onu bir daha hiç göremeyeceğin bir yol ortasında veda ederken, yeniden görecekmiş gibi davrana bilir misin? Onun ardından kilitlenen bakışlarına gem, onun açtığı yaralarına merhem olabilir misin. Ne kadar sarhoş olabilirsin onun büyüleyen bakışlarında? Sarhoş olabildiği kadar mı sever insan yoksa esir kalabildiği kadar mı. Direnmek ne kadar uzaklaştırır seni o büyük aşkından, “ne çok şey kaybettim” dediğin oldu mu hiç, çıkarken onun yansımasıyla parladığın bir karanlıktan. Şimdi bu çerçevesiz boş duvarlara bakışlarım, maziden kalan alıntılar bu başıboş yalnızlığım, bu kelimelerimden anlaşılmayanlar etrafsız bir kargaşa şimdi ne sen çözebilirsin bunu ne bir başkası, kaça bileceğin bir yer yok kronik bir bela bu, bu sarhoş baş ağrısı. Seni bakışlarından ne kadar tanıya bilirim, ne kadar güvene bilirim sana, tenindeki o akustik beyazlığın ne kadar yakışır içimdeki siyahlığa, ya simsiyah düşlerimin içinde kaybolursan, ya bulamazsam seni bir daha. Yine birbirinden özgü yeni hatalar yapıp affettirmek istersem kendimi sana, kimin kırılgan kirpiklerine bakıp gözlerinden akarım. Kim tiz bir hıçkırık sesinde çağırır beni. Burası yolun sonu aşkım ( bir uçurum ) sen olmazsan nereye koşarım. Sen olmazsan her şey kabuğuna çekilir, her aşkta bir mu bağla ve her başı boş bir bakışta muamma ararım. Ekinler büyümez tarlada çalışan yaşlı kadın söylemez türküsünü, paylaşamazsın içimdeki o iç gıcıklayan aşkımızın dürtüsünü. Hayatı çok daha iyi tanımış ve kavramış olmanın önemini seni tanıyınca anladım, keza yalnızlığı, sarhoşluğu ve mutluluğu da öyle. Sen kimdin benim için ve bana ne kadar yer kalmıştı kendi içimde. Şimdi bu kadar alışmışken sana çekip gitsen diyorum, benim için düşündüğün tüm mistik sorularına cevap veremeden kovsan diyorum kalbinden beni, peki tüm bunları senden isterken ben neden çekip gidemiyorum. Seni sevmenin zorluğunda, yokuşunda yorulmuş yüreğim ve ben hala her sabaha tek başıma ayakta kalabilme umudu ile kalkıyorum... ancak sensiz olmuyor, yapamıyorum. Neden bütün tarifsiz duygularımın tarifi sensin, neden tarifi benim bütün çıkmazların. Seni öyle tuhaf ve karmaşık yapan merhamet neden beni sıradan bir günün turuncu bir gün doğumuna kirli ve sersemsi bırakıyor. O serkeş bakışlarının içimde titretmiş olduğu her bir teli bir yana bırak, neden bu yankısız ve uzak şarkı sadece seni anlatıyor. Ritimleri meymenetsiz bir hatıranın soğuk ve kuytu bir yerinde de sordum seninle kurduğum hayallerin o sınır tanımaz üstünlüğünde de çünkü siyah kadın seni kaybetme korkusu daima mevcuttu hücrelerimde. Şimdi ben ahraz mı oluyorum yoksa aşık mı? Kör topal bir sensizlik akşamında ellerim, aşkı böylesine yorucu kılan ey kehanet seni tanıdığım ilk günden beri neden her şeyin muhtevası ve derbederi benim. İmkansız şey gibi görünüyor ancak olurda bu hengamenin içinde kaybedersem seni ve nedenini hiç bilmediğimiz bir şekilde yitirirsek bu aşkı benim bunca karışık ve çagresizliğime rağmen yine sen kaybedeceksin. Çünkü ben nereye baksam sana dokuna bilir, seninle olabilirim. SEN HERŞEY DEMEKSİN BENİM İÇİN... Sense beni bir daha görebilir, sıcaklığımı hissede bilir misinki?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Umut Aydemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |