Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Dünyada hiç ölmeyecekmiş gibi(tûl-i emel) planlar yapmak,gelecekte hüsrana uğrayacağımızın işaretidir.Görüyoruz ki bu yaşlı dünyamızdan her gün,hatta her saat ,belki her dakika birileri, göçüp gitmektedir.Bu hadiseler yanımızda ve yakınımızda cereyan etmektedir.Annesi,babası,karısı,abisi,komşusu ve hatta çocuğu ölenler,nasıl oluyor da bu küçük kıyametten paylarına düşen ibreti almıyorlar.Oysa ibret için ölüm yeter. Şafak vakti hüzünlü makamlarla uykumuzu bölen sâlâ sesleri bizlere bir yerleri ve bir şeyleri çağrıştırmıyor mu?Ölümü niçin kendimize yakıştıramıyoruz?Hangimiz sabah evden çıkınca,akşam sağ salim geri dönebileceğini garanti edebiliyor?Bunlar gibi onlarca soru sıralamak mümkündür.Bu suallerin cevaplarını verebilmek,ölüm gerçeğini anlamak için mutlak gereklidir.Sözkonusu sorulardan kaçmakla hiçbir şeyi halledemeyiz. Ölümden kaçmak ve korkmak imanın zayıflığına delâlet eder.Rabbini seven,ona kavuşmayı arzular.Büyük mutasavvıflardan Mevlâna Celâleddin-i Rûmî ölümü bir düğün şöleni olarak görmüştür.Günahlarımız çok olduğu için Allah’ın huzuruna çıkmaktan utanıyoruz.İnsan çok sevdiği Rabbine kavuşmaktan niçin korksun ki?Bir an evvel Rabbime kavuşayım,diyerekten kişinin canına kıyması da asla uygun görülmemiştir.Hatta buna başvuranlar şiddetle lânetlenmiştir.Bu şekilde ölümü istemek mücadeleden kaçmaktır bir anlamda.Oysa insan yeryüzüne imtihan için gönderilmiştir.O,Allah’ın davasını öncelikle yaşayacak,sonra da en yakınından en uzağına dek tüm fertlere yaşatacaktır.Tabiki sevgi ve hoşgörüyle!... İslâm inancında ölümü temennî etmek nâhoş bir davranıştır.Fakat büyük bir muhabbet neticesinde Rabbe rücû isteği,kötü bir davranış olarak addedilemez.Allah’tan gelene razı olmak gerekir.Ölüm zamanını da o tayin etmiştir.Vakti gelince gerçekleşir.Cenab-ı Hakk’ın işine karışmamak lâzımdır.Elimizden gelen işleri yaptıktan sonra,geri kalanını,Allah dostu Niyazi-i Mısrî’nin dediği gibi: “Mevlâ göresim neyler,neylerse Mevlâm güzel eyler” mantığı dahilinde Rabbimize bırakmalıyız.O mutlak adildir. İnsanoğlu dünyada yaptığı hayır ve hasenatla dilerse adını ebedîleştirebilir.Maddeden bu fâni âlemden göç eylese de manevî bakımdan tüm ihtişamıyla yaşayabilir.İyi veya kötü bir namla anılmak bizlerin elindedir.Onun için yaptığımız her işte hakka ve hakikata uygunluk ölçüsünü aramalıyız.Recaizâde Mahmut Ekrem’in dediği gibi : “Ölüm…Evet! O da fânilerin felâketidir….”Fâniyi bâkiye tebdil etmek elimizdedir.Yaşarken edindiğimiz ölçüler,bizim gerçek kimliğimizi ortaya çıkaracaktır.Bu ölçülere göre,öteki âlemde muhasebe edileceğiz.Mahkeme-i Kübra’da bizler değil ,dünyadayken yaptığımız amellerin görüntüleri konuşacak.Manevî kameralar,bizlere yaptıklarımızı inkâr etme fırsatı vermeyecektir.Rabbim,anne babanın çocuğunu ,çocuğun da anne babasını tanıyıp kollayamayacağı o dehşetli günün şerrinden sana sığınırız. e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |