Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Biz insanlar ya çok cesuruz, ya da biraz deli dolu!..Rabbimiz ısrarla “Her nefis ölümü tadacaktır”(Enbiya s.35.Ayet) diyor.Bizler bu kat’i fermana rağmen gündelik işlerle zamanı,bir değirmenin tahılı öğüttüğü gibi öğütüyoruz.İnsanlık tarihinde ölümden kaçabilen veya ölümü öldürebilen bir cengâver çıkmamıştır.Ölümle boy ölçüşmeyi bir kenara bırakın,bir kısım hastalıklarla da boy ölçüşememişlerdir.Ecel vakti gelince,bu zamanı hiç kimse ne bir dakika öne,ne bir dakika geriye alabilmiştir..Dünyanın neresinde olursanız olun,ölüm sizi ağına düşürecektir.Çağın üstün teknolojisinin önlem alamadığı tek hakikattir ölüm!..Oysa buna rağmen insan,hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışır.Oysa en kârlı ticaret,yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmaktır. İnsanlarda ebedî yaşama arzusu hat safhadadır.Bu aslında ahiretin varlığına bir işarettir.Yüce Rabbimiz,bütün duyguların tatmini için sebepler yaratmıştır.İnsana ebedîlik hissi veren bir Yaratıcı’nın ebedî bir sığınak olan ahireti yaratmaması düşünülemez.Çünkü tatmin edilemeyen bir duygunun varlığı (haşa) abes olurdu. Ölümden kaçmak,onun bize ulaşmasına engel teşkil etmez.Kendinizi dünyevî mahbûplarla oyalamakla ölümü unutacağınızı mı sanıyorsunuz?Aklınızdan kovmaya çalıştığınız o ölüm asla sizi unutmayacaktır.Azrail adlı o mübarek melek,günün birinde yakanıza yapışarak ilâhî emaneti alıp,sahibine geri götürecektir.Böylelikle manen tebdil-i mekân etmiş olacaksınız.Bu hususta yüce Allah’ın şu ayeti o büyük hakikati tüm çıplaklığıyla bütün insanlara,özellikle inkârcıların yüzlerine vurmaktadır: “(Ey Resulüm! Onlara) de ki:-Haberiniz olsun,o kaçıp durduğunuz ölüm muhakkak gelip size kavuşacaktır.Sonra,hem gizliyi,hem aşikârı bilen Allah’a döndürüleceksiniz de o size neler yaptığınızı haber verecektir.(buna göre sizi cezalandıracaktır.)(Cuma s.8.Ayet) Hayat aslında bir rüzgârın esip geçmesi kadar kısa bir zaman dilimidir.Göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçiyor.Sevgili annem “Sayılı gün çabuk geçer oğlum!” derdi.Bunu şimdi daha iyi anlıyorum.Bazı şeylerin farkına varabilmek için zamana ihtiyaç vardır. Ölüm,hayatı tazelemektir aslında!..Yeni doğanlar,ölenlerin yerini alarak hayata bambaşka bir renk ve dinamizm katıyorlar.Şevket RADO,aşağıdaki şiirinde hayatı bir sinemaya benzeterek şöyle diyor: “Güneş yine doğacak tepelerden Bu gökyüzü yine mavi kalacak Şarkılar yükselecek bahçelerden Ne çare ki giden gitmiş olacak. Gerek yoktur ağlayıp sızlamaya İzin yoktur düzeni kınamaya Başkaları gelecek sinemaya Bizim için film bitmiş olacak.” e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |