her yeri her þeyi bulur ve bulduðuna yapýþýr zaman, ister ki o her kentle, her kadýnla-adamla anýlsýn, "aylardan þuydu denilsin falanca yerdeydim", "saat þuydu denilsin þu gelecekti" ...
çocuklarýndan herhangi birinin adý anýlsýn, ne kadar göme göme bitiremediðimize þaþýrsýn yüzlerce kezden sonra bile, doðurdukça doðursun... saatleri günleri, aylarý, yýllarý, yüzyýllarý ; küçük ölü çocuklarýndan dev tarihsel dilimler yaratsýn...
"adaleti unutsun"

180 derecede kaynar bir doksanlýk adamýn kefeni.
ve kafaný 180 derece çevirmeyi öðrenirsen
bir baykuþ gibi
ölümün ölçüsünü görürsün.
180 metrede boðar "küçükadanýn" denizi

üç buçuk yaþýnda hala konuþmayý öðrenmemiþti , kýrk santim boyunda falandý ( küçük adamdý aslýnda )
zeki çocuklar konuþmayý geç öðrenir derler iþlerine gelmediði için. elinde bir hortum ya çiçekleri sulardý ya da bizi, sabah herkesten önce uyanýr palmiyelerden kopardýðý dalla uyuyan personelin kýçýný dürtükleyerek onlara da bir nevi günaydýn derdi, son zamanlarda aðzým çok kötü içki koktuðu için benimle yatmýyordu barýn arkasýnda, gerçi bana da öyle saðlam içmeyi babasý öðretmiþti, gerçi babasý öyle saðlam içerken bir akþam üstü deniz onu kalbine çekmiþti...
küçükadada boðulmadý aslýnda, dilim söyledikçe dilimlenir o kentin yazlýk yerinin adýný , kafasýný çevirip muazzam dalgayý gördüðünde ; sanýrým benim gibi zamanýn yaþlandýkça, yaþlanmamýþ güzellklere dünyayý
tanýmaya fýrsat vermeyecek kadar adaletsiz olduðunu düþünmüþtür ve yokettiðimiz çocuklarýnýn intikamýný böyle aldýðýný hissetmiþtir , belki iþine gelip bu defa birkaç kelime mýrýldanmýþsýndýr küçük arkadaþým... ( yýllar sonra merhaba dünyadan, biz hala burdayýz ve seni bir deniz kýzýnýn kaçýrdýðýna inanýyoruz, boþver , böylece hep suyun altýnda yaþayacaðýn için hiç sevmediðin konuþmaya zorunlu kalmayacaksýn, orda bari kendine iyi bak küçük arkadaþým )
*2001 , temmuz ortasý, burhaniye-orjan arif ; boðuldu...