..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > sıla havva şahin




26 Mayıs 2005
Anne Çocukluğum Nerede Kaldı?!  
çocukluğumu istiyorum gençliğimin yaşlanmışlığında

sıla havva şahin


Büyüdüm istemeden gençliğime! Oysa sadece kalemle kâğıt arasında satırlar dolusu dünyalar kurup yeni yaşlar, yeni yaşamlar armağan edecektim daha yıllanmışlığıma. Çocukluğuma sahip çıkmayı unuttum anne!


:BDHB:
Neden büyüdüm ki anne? Neden yılların sezdirmeden çocuk haklarımı elimden almasına göz yumdum, neden? Oysa daha fazla uçurtma yarıştırmak istiyordum ben martı kanatlarıyla! Oysa daha birçok zaman, nota bozuğu şarkılar söylemek istiyordu ağzım dünyaya. Oysa anne, daha doymamıştım ben babamın avcuna dokunup haykırışlarla aldığım pembe pamuk şekerlerinin tadına. Nasıl oldu da masum gülücüklü öykülerden konuşurken dalgalarla, köpüklü akıntısında trajediler yarattım insanların? Ellerimin en özenli kutsallığıyla kumdan kalelerimi kurban ederken tuzunu mavisine katan suya, nasıl oldu da kiremit kızılı odaların yıkılası duvarlarında yalnızlığıma kendi gözyaşlarımı armağan etmeye başladım? Anne ben ne zaman mavi gözlü, sarı saçlı porselen bir bebeğin yırtılan elbisesine ağlamayı reddettim tecrübe(!)lerimle? Ve ne zaman kıpkırmızı elma şekerinin sarı çıkan elmasına hırçınlaşan küçük kız büyümeye adadı kendini? Nerede çaldılar çocukluğumu usul usul ve hayatın o sonsuz karmaşasına kattılar apansız? Yağmur yağınca yaşam alışkanlığı bir güvensizlikle çığlıklar atan bu çocukluktan artan yanım hangi yaşlı ruhlar büyücüsünün acımasız iksirinden içti anne? Hangi zayıflıkta harflerimi bu sahte dünyanın geleneksel maskeli balolarındaki zavallı insanlar için can yanmaları rengindeki sayfalara dökmeye başladım?
Büyüdüm istemeden gençliğime! Oysa sadece kalemle kâğıt arasında satırlar dolusu dünyalar kurup yeni yaşlar, yeni yaşamlar armağan edecektim daha yıllanmışlığıma. Çocukluğuma sahip çıkmayı unuttum anne! Anlamadığım onlarca dünya dili arasından birini seçip, sol anahtarının sağına dizili izler eşliğinde tüm geceler boyunca ağlamak nedir biliyorum artık. Birkaç gurbet yılı süren umarsız yaşantımı, insanlarını bırak; sokaklarını bile tanımadığım bir şehirde yağmura gebe bir gökyüzünün altında “ah deli yüreğim! Gel artık uslandır beni!” diyerek haykırmak nedir Livaneli’ye biliyorum, ne yazık… Canımı ölümlere büyüteceğim yaşlara çevirdim yüzümü anne! Korkutuyor beni çocukluğumdan sonra bir de yaşamla düşeceğim ayrılık! Dua et bana anne! Yaşam daha sıkı sarılsın yüreğime ve öyle balıkçı ağlarındaki tuz kokusu gibi işlesin tenime. Parmaklarımın arasındaki kalemim kadar sabırsız, dilimin ucundaki kelimelerim kadar kifayetsiz ve elimin altında satır satır kayan yaprak kadar doyumsuz bir yaşamın eteklerinden son yaşlarımı topluyorum anne. Belki bu yüzden çocuk olmaya olan özlemimi ifadesi mümkün olmayan kaygılara dönüştüren beklentisizliğim.
Sahile inince en beyaz deniz kabuklarını seçip, elerime büyük, umutlarıma küçük gelen ceplerime doldurduğum gibi; yaşamımın en güzel yıllarını çocukluğuma ekleyip yeni bir yaşam seçmek istiyorum anne! Umutlarım, umut etmeye korktuklarım ve hafıza kaybına karıştırdığım can kırıklıklarımla bir gemiye binip koşmak istiyorum mutluluk adasına. Ya da; çocukluğuma!..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: merhaba....
Gönderen: seyfi çelikkaya / Yozgat/Türk ve Caicos Adaları
3 Haziran 2005
selam sevgili şahin.. özlemi ve hasretliği, annene yönelttiğin nerede? sorusu ile dile getirirken, yanıt alamadığın beklentilerine isyan bayrağını açmışsın. yüreğine sağlık. annene sorduğun yanıtı da orada, yani yüreğinde.. sevgi ve saygılarımla.. seyfi




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Umut Etmek
Sevgiliyle Siyah ve Beyaza Karışmak
Hayata İthaf Olunur!..
Yaşam Hangi Dilde Güzellik Demekti?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sonsuz Huzur [Şiir]


sıla havva şahin kimdir?

şanını haketmiş yazarları okuduktan sonra "acaba" demeye başladım. "acaba ben yazmalı mıyım? yoksa yazılarımla sadece fazladan yer mi kaplıyorum?". . . soru sorarken bile kelimelerle öyle bir harmoni yaratıyorsun ki, küçük kırmızı ayakkabılı bir kız tüm hevesiyle dans pistinin ortasında kendi etrafında hayatın basını döndürmek için donup duruyor gibi geliyor. öyle ki benim basım belki ondan daha çok donuyor. ve ben ne zaman yazının büyüsüne asık olduğumu farkettiysem, o zaman aşkım için birşeyler yapmalıyım deyip kaleme sarıldım. ufacıktı ellerim oysa. kalemin en ufağı bile hep taşardı avuçlarımdan. . . ama durmadan yazardım. ve bir sure sonra yazmadığım anlarda ruhumun beni terketmek istediğini anladım. yazmayınca hiç oluyordum çünkü. ve anladı ki ruh sevmiyordu hiç olanları. o yüzden yazı kısa bir zaman için yapılacak bir şey değil. bu gerçekten bir hastalıktır bence. nasıl bir anestezidir bu bilmiyorum. bazı geceler yazamadığım için uyuyamayıp, kağıttan kaleme bir randevu kopardıktan sonra saniyelerle kısıtlı bir zaman diliminde uykuya teslim olduğumu bilirim. belki de biz insanlar yada yaza(n)lar sadece bir köprüyüz kalem ve kağıt sevisi arasında. . . bir neşter darbesi demek gerekirse yazmaya, ruhu kanatmıyor. gariptir, acı çeken binlerce yeni duyguyla durmadan yamaladığımız paramparça ruhumuzun siyah mürekkep kokulu kanına şeffaf bir darbe atıyor. . . sıla havva şahin benizapla@yahoo. com

Etkilendiği Yazarlar:
etkileyebilenler


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © sıla havva şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.