"Usun ve deneyimin aksaçlılarınki gibi, ama yüreğin masum çocuklarınki gibi olsun." -Schiller |
|
||||||||||
|
*** Var olan güç... karanlığın o kimsesizliği içinde yanındakine kimsesiz olmadığını hissettirmek için onu kolları arasında vargücüyle sarıyor, korumaya çalışıyordu. Bir duvarın dibinde tek vücut olmuş savunmasız bir şekilde zamanın geçmesini bekliyorlardı, büyük bir ümitle. Korkuları bu karanlığın derinliklerinde ebediyen yok olmaktı. Belki yarın onlar için artık uzak bir ihtimakdi... Karanlıkta çınlayan, kulakları sağır eden sesler adeta onlara orada yalnız olmadıklarını söylemeye çalışıyordu. Kolları arasındaki; hayatın gerçek yüzünü göremeyecek, anlayamayacak kadar küçüktü. çevresinde olup bitene anlam veremeyecek kadar küçük... İki var oluş mücadelesi arasında var olmaya çalışan küçücük bir fidan! Babasının kolları arasında yaşama içgüdüsü ile saklanmaya çalışıyor,babası ise korku dolu gözlerle çevresine adeta yalvarıyordu. Yaşadıkları karanlık dünyayı aydınlatan tek şey ateşlenen silahların çıkardığı kırmızımsı ışıklardı. Yankılanan sesler arasındayavrusunu teselli etmeye çalışıyordu bir aydınlık bir dünyaya kavuşacaklarına dair ama yavrusu karanlığa çoktan çığlık olmuştu bile.... *** Aydınlık bir dünyaya kavuşmak! Ama nasıl? Anlaşılan insanlık, tarihten miras olarak sadece savaşmayı yani halende devam eden o gücü almış ve buna da gözü gibi bakıyor. Öyle bir dünyada yaşar olmuşuz ki yapılan her haksızlık aydınca bir hareket olarak görülmeye başlandı. Bügün, bizler ıslah edicileriz diye ortalıklarda dolaşanlar güya ıslah ettikleri yerlere feleketlerin en büyüğünü götürüyor. Yobaz, karanlık diye hor gördükleri yerleri mermi ışıkları ile aydınlatmaya çalışıyor ve sonrada aydın sıfatı altında dünya üzerinde emperyalizmlerini sürdürüyorlar. Aydınlık bir dünyaya böyle mi kavuşacağız? Ama nasıl sorusun cevabı bu olmamalı!Savaşmak, sadece sevgi için'sevgiyi' var edbilmek için olmalı. Ama maalesef bu sözcüğün temiz anlamı da sömürüldü ve kendisini dünyanın efendisi olarak gören sözde güç sevginin arkasına sığınarak istediğini yapabiliyor. Kendisinin büyük ölçüde, ama gizlemesini çok iyi becerdi,sebeb olduğu bir katliamda ölmüş küçücük bir bedenin intikamını alacağını söyleyerek bir değil binlerce savunmasız beden alacak sözde bir insan sevgisi... 21. yüzyılda yaşıyoruz hani şu insanlık usunun sınır tanımadığı yüzyılda. Hergeçen gün teknolojinin bize kazandırdığı nimetlerin haberleriyle seviniyoruz. Teknolojik olarak geçmişe fink atarken maalesf zihniyet olarak geçmişin koyu karanlıklarından başaramadık daha. Hala yok etme çabası, hala daha fazlasına sahip olmaq isteği, nasıl daha fazla insan öldürürüm mantığı yani kısacası bir yetinemezlik! İşte bu bilgi çağı adı verdiğimiz devirde bilimsel anlamda olamaz denilen bir hayali gerçekleştirerek atomu parçaladı insan. Bilim sevindi ama insan bununla olamaz denilen, hatıralardan kolay silinemeyecek bir olayı daha gerçekleştirdi. Bir atom parçalandı ama bir Hiroşima yok oldu! Tarihin hangi diliminde olursak olalım sevgi açlığı olduğu sürece savaşma güdüsünü bir türlü yok edmeyeceğiz, ne kadar bilgi sahibi olursak olalım. Gerçek sevgiyi kavrayana dek bu gerçek değişmeyecek! Hayvan bile karnının doyabileceği ölçüde öldürürken kendimize insan sıfatını yakıştırdığımız yaratıklar olarak bizler hayvan olmayı dahi beceremiyoruz. Belki bizler öldürmüyoruz ama öldürene mani olmadıkça onlardan bir farkımız olmayacak. O ayakkabıyı giydiğimizde ayağımız acıyacakca bilelimki ölenlerinki çok acıdı. Sessiz kalmak kabullenmekse, insan olmak için sessiz kalmamalıyız. Karanlıkta bir mum hiçbir şey ifade etmeyebilir ama binlercesi çok şey ifade eder. Elinde mum tutan karanlığa geçerse işte o zaman aydınlık bir geleceğin yolu açılmış olur. Gerçek gücün ne olduğu da ortaya çıkar. Şahsi hiç bir çıkar gözetmeden insanlığın mutluluğu için savaşmak, bu güç için topla tüfekle değil, sevgiyle. Ancak böyle, umutla büyüyebilir çocuklar. Analarının, babalarının koları arasında ölümün ne olduğunu dahi bilmeden ondan korkarak, silahların gölgeleri altında yeşererek değil; sevgiyle umutla yaşatmalıyız onları. Birer çocukken daha hep şu şarkı söyletilirdi bizlere, umarım bu düş birgün gerçekleşir: BİR DÜNYA BIRAKIN BİZ ÇOCUKLARA,ISLANMIŞ OLMASIN GÖZ YAŞLARIYLA!!!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © reyhan özaykan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |