Özgürlük sevdası insanın başkalarına duyduğu sevgidir; güç sevdası insanın kendine duyduğu sevgidir. -Hazlitt |
|
||||||||||
|
Akşam yurda döndüğünde üzgün gibiydi.Oda arkadaşı onun bu halini görünce : - “ne oldu Oğuz” dedi. - Bir şey yok Nihat. - Moralin bozuk gibi ama. Yoksa sana da mı bulaştı o itler. - Hangi itler - Boşuna saklama, dün ben dışarıdayken gelmişler, yan odada kalan ersin söyledi . - Boşver önemli bir şey değil. Hem zaten . - Nasıl önemli değil ya. Konuşsana, cümleni bitir. - Hem zaten benim suçum. O kağıdı hiç almam gerekirdi. - Hangi kağıdı ? - Kantindeki kızın defterimin arasına koyduğu kağıt. Aynı saatlerde .. Kantindeki kız, yurtta ki odasında yatağın üzerinde uzanmış, bir yandan sardığı Cigarasını içiyor, bir yandan da telefonundaki mesajı okuyordu. -Gülay’ ım, canım kızım. Dün para istemiştin ya kitapların masrafı için, biraz geciktirebilirim. Bu aralar biraz sıkışığız. Ağabeyinin hastane masraflarına para yetişmiyor artık. Kızım söz haftaya yollayacam. Yeter ki sen derslerinden geri kalma. Bu aralar televizyonda çok çıkıyor yine öğrenciler kavga ediyorlarmış, sakın bulaşma kızım tamammı. Biliyorsun ağabeyinin halini.Ne olur onun gibi olma .Canım kızım........ - Öf be bu moruktan para koparmaktan iyice zor olmaya başladı. Şu Aysel de borç mu istesem gene, vardır o .ürtükte para. Akşam. Çıkış kapısının önü. - Bak Aysel bu sana son uyarım. Bir daha geç gelirsen .Yurt yönetimine bildiririm. - Ayıp ediyorsun bekçi bey , ne zaman geç kaldık. - Benim bir adım var. CE-LAL !! kaç kere dedim bana bekçi bey deme diye. Celal bey de , Celal de. - Tamam Celal abim , sen yeter ki kızma. - Celal abi değil Celal. Bak bir daha söylüyorum, sakın geç gelme. - Tamam celalim tamam. (.erefsiz , sana verirken iyiydi değil mi, şimdi parayla verince doğrucu Davut kesiliyorsun hemen. Köpeeek ulan inat değimli önümde sürünsen vermem sana bir daha. Para lazım para, okul bedava adam istemiyor.) - Hadi hadi fazla durma , kapının önünde . Şimdi millet laf edecek, işimizden olacağız. - merhaba yoldaş Aysel . Merhaba yoldaş celal . - hadi lan ordan .erefsizler.! lan hakan bir gün seni bu faşistler iyi bi dövecek, bende kıçımla güleceğim sana. Yarım saat sonra ; toplanma yerinde. - Hakan yarın ki eylemde kullanacağımız, bayraklar hazır mı? - Hazır Hüseyin yoldaş hazırda. Bu faşistler ne olacak. Geçen ki olayda sırtıma yediğim tahtanın izi hala geçmedi. - Canını sıkma arkadaş, intikamımız acılı olacak. Mücadele yolunda daha çok değnekler, yumruklar yiyeceğiz Ama yılmayacağız davamızdan. Kahrolsun faşistler. - Yaşasın özgürlük mücadelemiz. - Hakan arkadaş, bayrakların çubukları sağlam değil mi. Geçen ki gibi bir vuruşta kırılmasın. - Sağlam sağlam. Yoldaş kafanı yorma sen bunların hepsi dut dalı. - Mustafa arkadaş nerde kaldı. Şimdiye gelmesi lazım dı. - Gelir birazdan, biraz daha bekleyelim, gelmezse ararız. Aynı anlarda kampusün arka kısmındaki fakültenin 3.kat penceresinin üstünde. - lan Mustafa olum çabuk ol. Bir poster asmak bu kadar zor mu ? - bak arkadaş zaten eşek ölüsü gibi , bir de sen başımda dır dır edip durma. - Yoldaş yakışmıyor liderimizin resmi hakkında böyle konuşmak, unutma çok şey yaptı özgür mücadelemiz için Mahir Çay... - Arkadaşım bir sus da el at şu işe terler kıçımdan çıktı. - Tamam. Tamam. - Baksana sizin öğlen kafeterya da bildiri verdiğiniz çocuğu faşistler sıkıştırmış. - Biliyoruz Mustafa duyduk. İyi olmuş aslında. - Neden - En azından şimdi onlardan nefret edecek ve karşı koymak için arka arıyacak. - Ve tabi bizi gelecek diyorsun. - Aynen öyle. - Bu mu lan senin kardeşlik, özgürlük mücadelene bir yoldaş daha katma yöntemin. - Salak Salak konuşma elbet bu değil ama... - Sus sus. Sizin gibiler adamda ne demokrasi sevdası, ne devrim inancı bırakır. - Biz mi dedik Oğuz bey e git te faşistlere bildirimizi göster diye. - Adı Oğuz muymuş. - Defterinin üstündeki Büyük yazıda Oğuz yazıyordu. Heralde kendi adını yazmıştır. - Heralde. Sabah saat 4 civarları. - Oğuz hala uyumadın mı sen. - Uyayamadım sedat. Sen niye kalktın. - Sabah namazını kılacağım, biraz dan ezan okunur. - Vakit o kadar oldu mu yav hiç anlamamışım. - Oldu oldu. Hadi gelsende abdest al benimle. Ne gelirse Allahtan. Hayırlısı. - Tamam. O gece oğuz abdestini aldı, fakat namaz kılmadı. Yatağına uzanıp düşünmeye başladı aklını kurcalayan şeyleri. Bu okul nasıl biterdi sağ a sola bulaşmadan, nasıl babasına verdiği sözleri yerine getirebilirdi. Ve o kantindeki kız, hımmm neydi adı. Gerçi nasıl hatırlasın ki, masaya otururlarken her ikisi de adını söylememişti. Herşey iyiydi de neden bu kıza takılmıştı kafası. Yarın ilk iş onun ismini öğrenmeliydi. Sabah taner koşarak kafeye geldi. komünistlerin kampüsün arkasındaki fakültenin duvarına Mahir Çayanın resmini astıklarını söyledi. Ayhan hemen ayağa kalktı, tanere : - Git hemen kahvedekileri haber ver. Yıkım akşama kalmıyacakmış de. - tamam. Başka bir şey varmı ? - Bir de o dünkü çocuk varya, hani şu elinde bildiri bulduğumuz saftirik. - Oğuz, galiba Oğuz du adı. - Her neyse onu da al gelirken, Ayhan reis in sana söyleceği şeyler varmış de. Bu sefer kaba kuvvet yokmuş dersin. Gelmezse kendinin bileceğini de söylemeyide unutma. - Tamam reis. Kızlar yurdu, Gülay uyanırken. - Günaydın uykucu yoldaş gene elbiselerle yatmışsın. - Sen ne zaman geldin lan. Off başım çatlıyor ağrıdan. - Lan olum kaç kere diycez sana şu zıkkımı az çek. Bir gün altın vuruş a kurban gideceksin. - Lan sen yine işe mi çıktın .ürtük, bir gün seni kurban vericez aslında, .iktirnameyle okuldan. - Bir şey olmaz bana kafanı yorma sen. İşe çıkmasak babanmı vericek okul harcırahlarımı, borçlarımı. - Babam. Babam… Ya ben sana bir şey diyecektim ya.Off patlıycak sanki başım. - Ne diycen konuşmaya mecalin yok vur kafayı yat, sonra söylersin. YAŞASIN ÖZGÜR MÜCADELEMİZ !!! , KAHROLSUN FAŞİSTLER. - Sizinkiler başladı yine, bak sen geç kaldın. - Yav eylem akşam olacaktı. Niye sabah sabah başladılar ki bunlar. - Neyse kızım ben yatıyorum. Öğleden sonra dersim var.Hadi sana iyi eylemler. - Yat sen yat, cebin para gördükçe unutursun tabi, seni bu işi yapmaya mecbur edenleri. - Başlıcam şimdi mecbur edenlerinde ,seninde şarap çanağına. Sen git de benim yerimede cop ye polisten. - Tamam be tamam. Sen ne anlarsın zaten eylemden, mitingden. YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!!! KAHROLSUN IRKÇI POLİTİKALAR!!! - Nihat kalk, solcular eylem yapıyorlar. - Yat uyu sanane fazla sürmez zaten, biraz sonra polis dağıtır. Odanın kapısı açılır. Taner içeri girer ve Oğuz’ a ; -Selamın aleyküm kardeş. Günaydın. - Aleyküm selam birader buyur. - Estağfurullah buyurmak ne haddimize. Ayhan reis seni çağırıyor konuşacakları varmış. - Git mayfa bozuntusu reisine deki : Oğuz hiçbir yere gitmiyormuş - Sen karışma Nihat. Gitmem lazım. - Olum daha dün kendin yaşadın yaptıklarını , nasıl gidersin. - Gitmem lazım. Korkarak yaşayamam bu okulda. - Ama Korkutanlarla yaşabileceğini mi söylüyorsun. - Anlamıyorsun Nihat. Anlayamıyorsun. lacivert
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © tuncer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |