..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Bilgen




28 Kasım 2005
Zeki İnsan Amuda Kalkerken Kahve İçebilen İnsandır...  
Bilgen
Anlaması güç olsa da zeka, bir yüktür bünyeye...


:AGAE:
     Zeki insan, amuda kalkarken kahve içebilen insandır…

Şu kısacık ömrümde, (kısacık; matematik diliyle 22’ye tekabül ediyor) yakamı bırakmayan onca şeyden biri de kavram kargaşası. Kavramları birbirinden soyutlamak yada birbirine bütünlemek sevdiğim yanılgılarımdandır. Huyum kurusun, hatalarımı bile sevebilecek kadar zorluyorum psikoloji literatürlerini. Ben günlük hayatın sıkıcılığından kurtulmak için delirenlerdenim. Gerçi genlerimin katkısını da inkar edemem doğrusu, rahat uyu dedeciğim, izindeyim!
     Deliren tarafım (akıllı taraflarım da var, ironi bu işte!) zekayı, akademik kariyerin de ötesinde, hayatın her alanında sonsuz yetenek ve başarı ile başarıyı güçle, gücü yalınlıkla, yalınlığı sınır kişilik olabilmekle yani her şeyin en dibini ve en koyusunu yaşamakla, yalan söyleme yeteneği ile (ki bu bir yetenektir cidden) bütünleyip dururken, düz, kuru ve renksiz olan her şeyi zekadan soyutluyor. Benim için zeki insan, amuda kalkarken bile kahve içebilen insandır. Ötesini tanımayan mantıksız bir mantık sistemim var. Aklını korumakta ısrar eden tarafım zekaya bu kadar çok anlam yüklemenin anlamsızlığından dem vura dursun, deliliğim ‘saldım çayıra’ modunda kendini içimde istihdam etmekte…
     İşte bu nedenlerle, zekam konusunda hayatımın her döneminde ciddi endişelerim ve sağlam kabullenişlerim olmuştur. Aptal bir insan olmadığımı yüzümde pis bir sırıtmayla her daim söylemiş ve göstermişimdir gerçi ama iş zekaya gelince, soyutla bütünle derken bir türlü karar verip dillendiremedim. Sonra bir gün, yani sayıyla 22, yazıyla yirmi iki yıl sonra bu düğümü çözmeye karar verdim. (Aferin bana!) Iq testi yapmalıyım dedim, yaptım, hem de iki kez… %8lik bir dilimde (100 insandan 92’sini tek geçebileceğim anlamına geliyormuş bu), üstün zeka teşhisi koydular ilk seferde. İnanmadım, ‘kesin bir yanlışlık var bu işte’ dedim. Malum, güzel kahve içerim hatta bu konuda ihtisas sahibiyim ama ne amuda kalkmayı bilirim nede bu gerekli ve de faydalı eylemi gerçekleştirirken kafein ihtiyacımı karşılayabilirim. Üstelik kısır döngülerim, başarısızlıklarım, yanılgılarım, hatalarım, çöken ilişkilerim oldu, olmakta. Gri bir tarih abidesiyim yani. İkincisinde de aynı sonuç çıkınca bu sefer deli yanım isyan etti, ‘bak bakalım’ dedi akıllı yanıma ‘zeki adamlar nasılmış şu fani alemde’… 22 yılın inancı sarsıldı tabi, kolay değil, bir açık bulup oradan sıvışmak niyetinde… anlayıp bağrına bastı akıllı yanım deli yanımı. Çok sık olmasa da arada bir birbirleriyle kavga etmedikleri oluyor…
     Dünyanın en zeki adamı Einstein’ın yaşamıyla başladım işe, sonuncusu da bu oldu zaten... Sonsuz bir zeka, muzip gözlerine çok yakışan muzip bir gülümseme, dağınık saçlar, her zaman tek tek giyilen çoraplar çarptı ilk önce gözüme. Benim düşündüklerimle pek uyumlu bir portre değildi gerçi ama yinede sevilesi tarafı çoktu, sevdim. Bunların zekanın karakteristik özellikleri olduğu, Einstein’ın ‘özel yaşamı’na renk kattığı ama bu dağınıklığın özünde yaşamına sıçramadığı ve onu savurmadığı sonucuna vardım. Sonra kendime baktım, evet saçlarımın bazen dağıldığı oluyor ama bu jölemin mucizesi, zekamın değil. Hem sonra tanrıya şükür çoraplarım konusunda gayet becerikliyimdir. Bu düzen, bu intizam yaşamıma sıçramaz, ayrı… hemen, Iq testi bende yanıldı sonucuna vardım, zorlanmadım pek buna inanırken. Deli yanım zekamı yadsımaya çok yatkın, kaçışları kolaylaştırıyor çünkü zeka yükünü taşımamak….
     Devam ettim bakmaya… yarım yamalak ilişkiler, kopuşlar, yanılgılar, hatalar, ihmalkarlıklar, yarım kalan hesaplar… inanamadım, Einstein olamazdı bu! İlk önce yazarın Einstein’a, onun sahip olduğu ama kendisinde yeterli olmayan zekadan dolayı gıcık olduğunu ve bu yüzden onu karalamak için kitap yazdığını düşündüm. Başka bir yazardan okumaya başladım, baktım onda da benzer şeyler. Sonra bütün yazarların Einstein’a garezi olduğuna ve örgütlü bir mücadele başlattıklarına karar verdim bir süre. Akıllı yanım dürtmeye devam etmeseydi, buna inanmaya devam edip mutlu mesut yaşayabilirdim. Çok emek verdi, sağ olsun ama başı göğe erdi mi tartışılır…
     Sonra bir ara uyandım ve aslında bunun beni nereye getirdiğini gördüm. Zekiydim. İnanması güç ama öyleydi. Amuda kalkmayı öğrenmek zorunda değildim artık. Yanılgılarım ve hatalarım da bu gerçeği değiştirmiyordu. Hatta yanılgılardan ve hatalardan ibaret de olabilirdim. Akıllı yanım bunları söyleyip durdu eli belinde, deli yanıma… malum senelerin mağlubiyeti zafere dönüşmüştü bir anda. Deli yanım üzüldü, bu bir yükten öte bir şey değildi onun için, prangadan öte bir şey değildi… sihir katılmak zorundaydı artık yaşamıma. Aklımın fark edemediği buydu. Deli yanımın algıları hep daha güçlü olmuştur zaten…     
     Ben de deli yanıma hak verdim… Kaçışım olamazdı artık, bahanelerim hükmünü yitirmişti. Sığınacak limanlarım infilak etti. Ben zeki olmamanın sorumsuzluğuyla şen şakrak eğlenip dururken ve tanrıya bunun için sitem edip, aptal olmadığım için şükrederken bütün silahlarım alındı elimden. Anlaması güç olsa da zeka, bir yüktür bünyeye, hele hele senelerin başarı ve başarısızlıklarını zeka ile açıklamışsanız artık başka açıklamalar bulmak ve daha çok kendinizi suçlamak zorundasınızdır.
     Bu yazıyı ‘ben zekiyim’ demek için yazmadım. Onun için yazmış olsam bile rahatsız olmazdım, malum bilimsel ve ispatlı bir gerçek var ortada üstelik kendini olduğundan eksik göstermek, fazla göstermek kadar aptalcadır… bu yazıyı zekayı anlayabilmek için yazdım. Çünkü ben en çok kendim için yazarım. (İnsanlığı eğitmek gibi ulvi amaçlarım yok, kendimi eğitsem yeter…)
     Peki anladım mı?
     Hayır…
     Zeka ne işe yarar hayatın şu garip, korkutucu, imgeli, imalı, işaretli, sembollü ama bir o kadar da eğlenceli oyunlarında?
     Klasik söylemlerden ötesini diyebilecek varsa beri gelsin. Alnının tam ortasından öpeceğim, çok da samimiyim…
     

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Hürol Balakoğlu / , Türkiye
29 Kasım 2008
Babam derdi ki ; (eminim hala diyordur) İnsana en büyük hıyarlığı!!! kendi beyni ve zekası yapar... Zihin ve zeka sırtımızda taşıdığımız yüklerdir. Edinilimişlikler arasında kaybolmamıza neden olan iki keskin bıçak... O çok sevdiğin, sevimli bilim adamı da atomu parçalarken ondan bomba yapabileceklerini düşünecek kadar zekaya!! sahip değildi...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



Bilgen kimdir?

cümle kuruyorum sadece. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Bilgen, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.