..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Mehmet Demir




5 Ocak 2006
Aşk ve Ayrılık  
Mehmet Demir
Maksadım ne aşkı küçümsemek ne de ayrılmanın esef verici bir durum olduğunu anlatmaktır.Dikkat çekmek istediğim nokta aşkın başlangıcı ve aşkın yaşandığı süreç ile ayrılık arasındaki tuhaf , çelişkili ve bence bir o kadarda komiklik.Yani;nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça!!!


:CAHF:
Ah o yeminler ah!Aşıkların birbirlerine verdiği sözler ne çabuk unutulur olmuş...Birbirlerinin gözlerine bakarak verilen bu sözlerin hiç mi geçerliliği yok veya en azından kıymeti..Ne garip sanki hiç söylenmemiş gibi unutulurlar.Ayrılırken bunlar hiç mi akla gelmez anlayamıyorum..

Hele bazı sözler vardır sanırsınız ki leyla-mecnun ,ferhat- şirin gibi büyük aşıkların sözleridir bunlar.İlk aklıma gelenler:’’Sana tapıyorum’’ ve ‘’Senin için ölürüm’’...Agızdan çok kolay çıkar bu sözler ama zaman gelir çiğnemeden yutarız bunları..Ne saçma veya daha ağır bir tabirle ne kadar ‘’aşağılık’’ ve şerefsiz’’ bir şey bu öyle değil mi?

Maksadım ne aşkı küçümsemek ne de ayrılmanın esef verici bir durum olduğunu anlatmaktır.Dikkat çekmek istediğim nokta aşkın başlangıcı ve aşkın yaşandığı süreç ile ayrılık arasındaki tuhaf , çelişkili ve bence bir o kadarda komik durum.Yani;nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça!!!

Aslında salt olarak değinmek istediğim konu ayrılık ve arılmak üzereyken ile ayrılık arasında geçen ilginç süreç.Şu ana kadar bir çok ayrılık ve ayrılık sürecine tanık oldum yaşadığım çevrede – yaşadığım çevrede diyorum çünkü dünyanın diğer bir ucunda veya yanı başımdaki apartmanda farklı bir aşk ve ayrılık süreci yaşanmış ,yaşanıyor olabilir.

Bazı aşklar vardır çabuk başlar , taraflar birbirlerini çabucak tüketir ve ayrılık tez gelir.Bu aşk tipinde aşıklardan en az birisi daha önce ya hiç sevilmemiş veya sevmemiştir..Çaresizce aşka bırakır kendini.Biraz sevgi biraz şefkat ve ilgi kendinden geçirir aşığı.Ayrılık genelde çok sessiz ve gürültüsüz olur.Zaten iki aşıkta birbirlerinden o kadar da haz almamaya başlamıştır..Ve birikteliğin sonuna doğru birbirlerinden iyice soğumuş olurlar.Arkadaş kalma saçmalığı genelde bu tip aşklarda görülür.Yaşanılan onca şeyin;sahilde geçirilen onca anların ve şehvetli sevişmelerin en ufak bir kırıntısı bile kalmamışcasına hem de..

Gözlemlediğim bir başka aşk tipide çıkar ilişkisine dayalı ilişkidir.Daha çok ego tatminine dayanır.Bu tip aşıklar biraraya geldiklerinde konuşmaktan çok öpüp-koklaşmayı ve
haşna –fişneyi tercih ederler.Konuştuklarında ise daha çok birbirlerinin kıyafetlerinden pahalı arabalarından veya magazinden bahsederler..Genellikle bunlar ‘’burjuva piçleri’’ dediğimiz zümredir.Ayrılıkları genellilikle aldatma ile başlar.Yani ayrılma sebepleri bir üçüncü sahıştır.Ayrılığın hemen öncesinde birbirlerine şirinlikler yapıp kendini masum gösterme peşindedirler..

     Diğer bir aşk tipi ise tek atraflı aşktır.Bahsettiğim platonik aşk değil.İki kişiden en az biri daha çok sever- daha doğrusu sadece bir tanesi tam manasıyla sever- diğeri oralı bile olmaz.Ama bu durum dışarıdan bakıldığında çok rahat gözlemlenemez.Dışarıdan çok mutlu ve birbirini deli gibi seven iki aşık olarak görülürler.Ama şunuda belirtmek isterim ki ;başlangıçta iki aşıkta birbirlerini seviyodur-en azından kendilerini öyle zannediyorlar- ve bu durum tahminen 3 – 4 ay sürebilir.Bu süreden sonra-şayet beraberlik devam ediyorsa-artık bir taraf ilişkiden kopacaktır.Onun bıraktığı yerleri diğer saf aşık dolduracaktır(bu kişi genellikle erkek olur).Bir onu yerine geçecektir bir kendi olacaktır.Yani tabiri caiz ise tek başına stand-up show yapacaktır.Ama bu durum fazla sürmeyecek kişi durumun farkına varacak ve bu rahatsızlığını sevgilisine aksettirecektir.Sevgilisi muhtemelen onu ciddiye almayacak ve ayrılık lafını ilk kulllanan o olacaktır.Zaten buna dünden razıdır da!Ama sevgilisini de ikna etmeye çalışacaktır-daha doğrusu vicdanı rahat bırakmıyacaktır(nede olsa verilen sözler vardır ortada)-ama sevgilisi ikna olmayacaktır.Bu aşamadan sonra artık ufak ufak restleşmeler başlar.Bu restleşmelerin sonu hakarete dek varır.Ama seven taraf yine de ısrar eder birlikteliğin devamı için...Bir türlü gerçekleri görmek istemez çünkü ne de olsa seviyordur veya sevdiğini zannediyordur..Ama inadı fazla sürmez ve acı son :ayrılık kapıyı çalar ve içeri girer bir daha gitmemek üzere.Ayrılık beklenmedik bir misafir değildir ,aksine günler öncesinden randevu alıpta gelmiştir..Ayrılıktan sonra bir kaç kez telefonla arar erkek ama sadece o kadar..Artık bundan sonra kendini sorgulama dönemi gelmiştir(seven kişi için).Kendini ,aşkını ,ilişkisini ve eski sevgililerini sorgular.Bu süre depresyonda olduğu bir süredir.Yakın çevresinden bol bol tavsiye alır.En çok verilen tavsiye : ‘’Sana kız mı/erkek mi yok.Selma gider aylin gelir o da gider başka biri gelir/ahmet gider mehmet gelir o da gider başkası gelir, hem ondan daha iyisinide bulursun ,sen daha iyilerine layıksın oğlum /kızım.’’şeklindedir.Bu nasihatlar kişiyi daha çok gerer.

     Sonra zamanla dünyanın döndüğünü farkeder ve zamanla materyal dünyada kaybolur gider – ne de olsa kapitalist sistem böyle emretmektedir.Derken yeni bir aşk güneş gibi doğar ,penceresinin kenarlarından süzülerek odasına kadar ulaşır ve yeniden tüm benliğini kaplar.Yeni bir umuttur onun için bu aşk.Eskisinde olduğu gibi bırakır kendini aşka çaresizce.Ama bu sefer farklı olarak ;kafasında hep bir şeyler dönüp durur eski sevgiliye dair.Aşkı ,umutları ,sevdası verilen sözleri, hayalleri ve ayrılığı...Kafasında şüphe de vardır yeni sevgiliye ve ilişkiye dair ; acaba o da bırakıp gidecek mi onu, gene hayalleri yıkılacak mı..Şüphesinde haklıdır..Ve gene ayrılık kapısını çalar.Bir darbe daha almıştır.Peki daha sonra ne olur?Tam olarak değilse bile umutları çok azalmıştır..Umutsuzca aşkın kapısını tekrar çalmasını bekler..

     Şimdiye kadar hep yaşanılanları ve gözlemlerimi anlattım.Yani olanları anlattım.Ya olması gereken aşk...O nasıl bişey acaba..Bunu gerçekten çok merak ediyorum.Aslında aşkın ne olduğunu da bilmiyorum..Ama en azından ne olmadığını biliyorum,sanırım bu yeter.

     Ve şunu da ilave etmek isterim ki;’’aşk ‘’ kelimesini kullanmak zorunda kaldığım için aşkın kendisinden,aşkı bu 3 tip içinde tartıştığım için tüm aşıklardan(aşkı başka türde yaşayan çiftlerden) özür dileme ihtiyacı hissettim.Aşktan ve tüm aşıklardan bunun için özür diliyorum..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: binlerce aşk tanımından biri...
Gönderen: emine uslu / Konya/Türkiye
29 Mart 2008
aşk;tek taraflı yaşanan bir duygudur paylaşılmaz,artmaz eksilmez,kaybolmaz bitmez(gerçek aşk tabii ki bu...)aşkın karşılığını beklemek karşılıklı çıkar ilişkisine dönüştürmektir ki;buna da aşk denmez herhalde...bu da bence bir aşk tanımı.aşkın herkezce bir tanımı vardır genler gibidir aşk herkezce farklı yaşanır ve algılanır.günümüzde aşklar hoyratça bedenlere teslim edilse de aşk bi yerlerde var uamrım herkesin karşısına gerçek aşk çıkar ve onu görürler.mehmet bey kaleminize sağlık üç bakış açısıda çok real bir yaklaşım maalesef o halde güzelim hayat kaynağı aşkımız...yüreğiniz aşkla dolası dileği ile.

:: ne yazsam az
Gönderen: nilüfer ferah / /
13 Ocak 2006
çok beğendim..nasılda güzel anlatmış..nasılda içten yazmış.. yazdıklarına aynen katılıyorum...gerçek sevgi gerçek aşk..nerde?

:: ÖZ'RE GEREK YOK BENCE.
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
12 Ocak 2006
Merhaba Sevgili Mehmet Demir; Neden özür diliyorsun ki!İstediğimiz konuda istediğimiz gibi düşünmek, bunu söylemek- yazmak ayıp değil...Herkesle her konuda ortak paydada buluşmak zorunda değiliz.Ne demiş atalarımız:"Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını satın almış."....Sevgiyle kal...Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ölümün Gölgesinde [Şiir]
Kuş Tanrı [Şiir]
Umut İstemiyorum Artık [Şiir]
Kürt Sorununa Kökensel Bir Bakış [Bilimsel]
Ruh Yazmayı Öğrenirse [Bilimsel]


Mehmet Demir kimdir?

Bilgiye açlığımdan dolayı pek fazla yazı yazdığım söylenemez. Belkide buna ben izin vermiyorum. Çünkü her yazdığımda içim boşalıyormuş gibi oluyo. Ama bütün bunlara rağmen,bilgi taştığı zaman ve yaşadıklarım dağ gibi biriktiği zaman yazı yazmama ben bile engel olamıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
, Ayşe Kulin,Leyla Erbil,Necip Fazıl,Iris Galey,elif şafak


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Demir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.