Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Her şeye, herkese sitemim. Yalnız kalmak nedir bilmeyenlere, uyandığında tek olmak ve bütün gün öyle olacağını düşünmek nedir bilmeyenlere, kendini dünyanın merkezi sanıp, insanları kendilerine yönelik şeyler yapmaya zorlayanların gereksizliğine… Liste uzun. Anlat anlat bitmez. Hislerim ise çok kısa, hatta hiç yok sayılabilir. Umut etmeyi bile bırakmış biri olarak çıkıyorum hayatın karşısına bundan sonra, ister alsın beni yanına, ister almasın. Onu da istemiyorum zaten. İstediğim, özlediğim, beklediğim sensin diyorlar bana hep, iyi ki varsın diyorlar, ama neredeler şimdi, sen hep ol, sakın bir yere gitme diyenler neredeler? Gözleri mi usta olmuş artık yalan söylemeye, yoksa dillerinden çıkan hakikat mi? Sessizim, ağlıyorum, gözlerim karanlık artık, hiçbir şey görmez oldu. Sevdiğimi son kere görem dediğim zamanlar ise çok geride kaldı. Artık ne sevme isteği var içimde, ne de sevgi hissi. Ayıbı benim değil, ayıbı beni bu hale getirenlerin. Gözlerinde güneşi gördüğüm, sonra gözlerine bir avuç balçık sürenlerin, maviliklerinde kaybolduğum denizleri olanların, o denizlerin sonunda karanlık bir mağara yaratanların, güleç yüzlerin altında hep bir kaybı olanların, benim değil… Haydi, biz gidelim diyorum sandalcıya, bırak arkamdan ağlasınlar, bırak beni arayıp arayıp bulamasınlar diyorum, ama yapamıyorum! Öyle bir urganla bağlanmışım ki sanki, hiçbir yere harekete edemiyorum. Beni anlayanlar mı azaldı, yoksa artık ben mi anlatamıyorum. Ne dersem diyeyim kendimi tarif edemiyorum, içimdeki karanlığı haykıramıyorum, ne kadar istesem de, ne kadar uğraşsam da o karanlığın ardını bir türlü göremiyorum… Kaçmak mı istiyorsun deli gönül, nasılsa kaybedecek bir şeyin kalmadı arkada. Hadi kalk gidelim olmayan diyarlara, bari bundan sonra mutlu olmaya çalışalım, bari bundan sonra kalbimizde solan gül bahçelerinin yerinde bir tek siyah gül açsın, bari bundan sonra, ardını göremediğim duvarlarım yıkılsın, bari bundan sonra o duvarların ardından güneş görünsün, gözlerim alışamasa da ilk başta ışığa, söküp atsın güneşle beraber çıkan gökkuşağı gözlerimden o kara perdeyi…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Erkan Kelleci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |