Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Şimdi giderken oraya, unutma bu defa mutlaka onunla göz göze geleceksin. Hep göz göze geldiğin gibi. Gidersen oraya bunun başına geleceğini bileceksin. Bilerek gideceksin. Tıpkı onun başına gelecekleri bilerek gittiği gibi. Şimdi sen giderken şehre, sanıyor musun ki yalnızlıkların takılmayacak peşine.., gölgelerin çoğalacak senin. Çoğaldıkça gölgelerin, yalnızlığını büyüteceksin. Böylece büyüyerek gideceksin. Büyüyerek ve büyüdükçe yorularak. Umarsızca bırakacaksın kendini, dikkatsizliğine ve değersizliğine şehrin. Aynı bütün diğerlerinin yaptığı gibi. Herkes kaçıyor bak yağmurdan herkes… Durup da yağmurun altında, yağmuru düşünenlerden birkaçından birisisin. Birkaçından biri ! Sen yağmuru düşünecek kadar değerli ama ona değer veremeyecek kadar dikkatsiz misin? Yoksa O ‘nun yağmuru düşünürken ve beklerken seni de görüp düşünerek değer vermesi kadar dikkatli mi? Şimdi giderken oraya, bir de yağmur yağıyorsa, kalabalıklarında, caddelerinde ve ışıklı yollarında şehrin. Herkesin bir arada olduğu ama kimsenin birlikte olmadığı şehrin, gezegenin. Kendi korkularının teneke kuyruğunu da peşinden sürükleyerek gittiğin. Yine de tıpkı onun gibi sesinden de korkup kuyruğunun, kulaklarını da kapatıp gideceksin. Onun gibi susacaksın, sustukça anlatacaksın. Bakıp bakıp gözlerini kaçıracaksın. Tanımamana rağmen onu, herhangi bir suça boğacaksın. Böylece sen de ihtimal suçlar kayıtlarına katılacaksın. Aklındaki kayıtlara mimleyeceksin ya da onu. Arkana bakmadan cezalandıracaksın belki. Belki de diğerleri gibi, tanıdığını almak tanımadığını tanımamak isteyeceksin. Ya da onu hayallerinle süsleyerek, zaman katliamına çevirecek ve eriteceksin. Hiçbiri ! Aslında bu ihtimalleri düşünmeden geçip gitmen gerekirdi hep yaptığın gibi. Sesler çınlayacak şimdi etrafında, gürültüler, bağrılar ve çağrılar duyacaksın. Bir de yağmur varsa ki kaçarken diğerleri yine bakacaksın hep baktığın gibi. Çıktıysan yola, yöneldiysen oraya ve bir de yağmur yağıyorsa dikkat et biri geçecek yanından. Bunu söylediğim için ve bunu dinlediğin için farkına varacağın birisi… Oysa o hep farkındayken senin. İşte bu defa yağmurda bekleyen, bekleyip de düşünen birkaçından biri olarak, onu da düşüneceksin. Onun seni düşündüğü gibi. Yaklaşacak, göreceksin. İşte o vakit sahrada karşılaşan iki yolcu gibi, o ana kadar hiç düşünmediğin bir şeyi düşünecek, hiç bakmadığın gibi bakacak, hiç denemediğin bir şeyi deneyecek, hiç heyecanlanmadığın gibi heyecanlanacak, hiç yapmadığın bir şeyi yapacak, hiç söylemediğin bir şeyi söyleyeceksin !; -“Merhaba” diyeceksin. O sana “merhaba” derken…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © serhat merdivenci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |