..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Hatice Kübra TÜZÜN




6 Ağustos 2006
Yaşamak Düşlerde Güzel...  
Hatice Kübra TÜZÜN
Güneşli bir sabahtı, yosun kokusunu içime çekerek sahilde sadece düşüncelere dalmıştım. Hayatın anlamı kaybedişler miydi yoksa kazanılanlar mıydı? Öyle güzel bir hayat yaşıyordum ki ne okuduğum kitaplarda ne de duyduğum hikâyeler de vardı bu hayat… Bu güzel sahile gidip gelmeler yaşıyordum düşlerimde… Aslında öyle bir yer yok, yaşadığım hayat ta yoktu...:)


:BDEF:
YAŞAMAK DÜŞLERDE GÜZEL…
Güneşli bir sabahtı, yosun kokusunu içime çekerek sahilde sadece düşüncelere dalmıştım. Hayatın anlamı kaybedişler miydi yoksa kazanılanlar mıydı? Öyle güzel bir hayat yaşıyordum ki ne okuduğum kitaplarda ne de duyduğum hikâyeler de vardı bu hayat… Bu güzel sahile gidip gelmeler yaşıyordum düşlerimde… Aslında öyle bir yer yok, yaşadığım hayat ta yoktu. Düşlerimde bir ülke, bir deniz ve de sahilde ki huzurum vardı. Hepimiz kendimizi bir hayalde bulmuyor muyuz ki bu yaşadığımız duygusuz taştan dünya da?
İçimizden kaçımız ailesini, her gün gittiği evini, işini, arkadaşlarını kısaca yaşadıklarını bir kenara bırakıp hayallerinde ki yeri ve sonunda da kendini bulmak için bir yolculuğa çıkar ki? Bu yolculuk kendi içimizde ki yolculuk aslında fakat bunu farklı yollarla yapabiliyoruz. Farklı bir şehir, farklı bir ülke veya farklı insanlar. O işte en yorulduğumuzu sandığımız anda hayatın bize tam gücüyle yüklendiğinde ve baktığımız yüzleri seçemeyip, kendimizi preslenmiş gibi hissedip cümlelere karşı sustuğumuz da kısacası kendimizi kayıp olmuş gibi hissettiğimiz anda yeniden var olmamız gerekiyor.
Yaşam bizi o kadar şaşırtıyor ki hiç sevmediğim ve tahminleri tutmayan bir loto düşünün. Elimizdekiler birden yok olabiliyor. Tepe taklak oluyoruz. Seviyoruz, nefret ediyoruz sonra yeniden seviyoruz bir şeyi. Bazen evsiz, tinerci sokak çocuklarını, şarapçıları gördüğümde hayatın insanlara neler yapabileceğini açıkça görüyorum. Üstleri leş gibi kirli, saçları karışık, hep aynı kıyafetler içinde ve ellerinde tiner, şarap, sigara etraftan para istiyorlar bir daha ki zula için. Kim bilir ne gelmişti başlarına. Sıcak bir evleri, onları seven bir aileleri, paraları kısaca hayata tutunacak hiçbir şeyleri yok. Kendi hayatınızı düşünün birde. Kim daha gerçek yaşıyor hayatı? Hayat bir üst model araba, güzel ve şah şalı bir ev değil herkes için.
Hırslarımız, biz ve bitmek tükenmek bilmeyen gösteriş merakımız. Siz hiç bilir misiniz simit ve çay içmenin keyfini hiç paranız yokken? Ve selpaklı çocuklardan güzel bir tebessüm almayı… Soğuk, üst sınıf mekânlarda sıkışmış kalmış tebessümler var oysa şimdi. Kim kiminle ne yapmış falan filan geyikleri. Kayıp yitik kültürlü insanların sohbeti zamanı da doldurmuyor. Yaşadığımız topraklar o kadar tarih zengini ki yaşanmışlıkları öğrenip, bilmiyoruz. Belki de bilmemize gerek yok diyoruz ve zaten günlük sıkıntılarımız içinde bunalıp gidiyoruz diyerek kendimizi bu güne adıyoruz.
Kimi nehirler yol alır kendince kiminin yolu kesilir ulaşamaz denize. Bazılarımız için hayat hep kolay olurken bazılarımız engellere çarpar sürekli. Derken hayat yorar bizi ve biz yoruluruz, biter hayat. O ihtişamlı gençliğin ve o kıskandıran güzelliğin bir anda elinden alınmıştır. Artık ölmeden önce durup düşünürsün ki hayat bir nankör kedi. Sen ona tam alışmışken, sevmişken o seni yolda bırakır ve seni kendinden mahrum eder.
O yüzden yaşamak düşlerde güzel. Ne dünya da yaşanan çirkinlikler ne de insanların senden aldıkları ne de terk edip gidenler… İçinde yarattığın imparatorluk öyle güçlü olmalı ki; dışarıdan saldırılar, fırtınalar, ihanetler yıkmamalı seni. Ve sen ertesi güne huzurla bakarak sevdiklerine bir “günaydın” diyebilesin hiç yüksünmeden… Evet, bugün yaşadığımızın sevinci ve şükrüyle, belki de küs olduğumuz insanlara dönüp bir merhabayı bir günaydını eksik etmeyelim… Çünkü yarın olmayabiliriz!!

.Eleştiriler & Yorumlar

:: başarılar
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
30 Kasım 2006
Merhaba Sevgili H.Kübra Tüzün; Lise öğrencisi için, oldukça başarılı bir yazı.Bitişik yazılması gereken ki ve de' lerde yazım hatası vadı vardı birkaç yerde.Ancak; yazının geneli dikkate alındığında, başarılı bir çalışma.Devamını dilerim....Bir öneri: Virgülü daha dikkatli kullan.Ne gerektiğinden fazla, ne de gerektiğinden az.Örneğin, şu cümleye virgül gerek; okuyucuyu, anlam kargaşasına düşürmemek için:Hayatın anlamı kaybedişler miydi yoksa kazanılanlar mıydı? .....:)...Sevgiyle kal.Kâmuran Esen

:: Mesaj belli olunca
Gönderen: Orkun Levent BOYA / Ankara/Türkiye
30 Kasım 2006
Yazı, sona, verilmek istenen mesaja yazılınca içini doldurmak için başlangıcındaki satırlarından zaman zaman koptuğu izlenimi uyandırdı bende. Yazar, vaizlerin rolüne soyunmaya kalkarak, başkalarının bizden daha kötü olan durumlarına bakıp mutlu olmayı savunacağı kanaatine varmak üzereydim ki, "paranız olmadığı zaman simit ve çay..." satırlarını görünce durdum... "Bulunduğun yer, o an bulunabileceğin en iyi yerdir." sözü aklıma geldi, yazının son bölümünü okurken... "Kimi nehirler yol alır kendince, kiminin yolu kesilir ulaşamaz denize." cümlesi ise, altı çizilesi bir cümle olmuş... Saygılarımla... Orkun




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gitme!..
Vak Vak Yavrusu Çirkin (!) Ördek…
Ayn - Şın - Kaf
Gözü Yaşlı Bir Medeniyettir Adapazarı...
Her Yerde Sen'i Ararım...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yitik Bir Ezgiyim... [Şiir]
Izdırap... [Şiir]
Ömrüm Kadar... [Şiir]
Uyuyan Kız [Şiir]
Güle Hasret... [Şiir]
Görüşürüz... [Şiir]
Sen Ağlama Ne Olur, Ben Dökeyim Yaşları... [Eleştiri]


Hatice Kübra TÜZÜN kimdir?

Merhaba:) Lise öğrencisiyim. . . Bebekken sürekli gazete yermişim:)Ailem bu zamana kadar benim yazı yazdığımdan haberdar bile değilmiş, bende zannediyordum ki biliyorlar fakat bana destek olmuyorlar:)Liseye ilk Sakarya Anadolu İmam Hatip Lisesinde hazırlık sınıfını okuyarak başladım ama sonra ayrıldım. . . Şimdi Arifiye Çok Programlı Lisesin'de okuyorum. . . sözel bölüm öğrencisiyim. Ayrıca yerel bir gazetede köşe yazarlığı yapıyorum. . . Tek isteğim bir gün sevilen bir yazar olmak, inşaallah diyorum. . . selamlar!

Etkilendiği Yazarlar:
Sait Faik Abasıyanık, Cezmi Ersöz, Pınar Yılmazer, İpek Ongun, Senai Demirci, Ahmet Altan, Hülya Kartal...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hatice Kübra TÜZÜN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.