..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir. -Cervantes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Halk Öyküleri > Gürcan AVCU




7 Mayýs 2007
Çam Aðaçlarý ve Veda  
Gürcan AVCU
- Nasýl da kocaman oldular be yav!.. Te te bu kadardýlar, belime bile gelmezlerdi be yaa... Kimbilir daha ne kadar burda kalacak bunlar? diye övgüyle bitirir. Bitirir ama ben her zaman onun bu dünyada kalýcý birþeyler býrakmýþ olmanýn huzurunu yaþadýðýný düþünürüm.


:BBJD:
Eski bir arkadaþýmla Tekirdað Devlet Hastanesinde yatan annesine refaket ediyorduk. Arkadaþýmýn annesi, adý tam olarak konulamamýþ bir hastalýkla uzun zamandýr mucadele ediyordu. Doktoru sorunu anlayabilmek için bazý tahliller yapmaya karar vermiþ ve bu yüzden bir süre hastanede gözetim altýnda kalmasýný istemiþti. Ara ara þiddetlenen göðüs aðrýlarýyla baþlayýp gece boyu süren sancý nöbetleri vardý annesinin. Çektiði tüm acýlara raðmen yakýnlarýna yük olmak istediðinden refakete kalýnmasýna da karþý çýkýyordu. Ama yine de arkadaþým ve ailesi olur da biþey lazým eder diye görevlerini aksatmýyorlardý.

Benim okulum yeni tatile girmiþ olduðundan hem de anlatacak çok þeylerin varlýðýndan yanýnda kalmýþtým arkadaþýmýn. Gece uzun, sözlerimiz boldu. Arada bir arkadaþýmýn annesini kontrole çýkýyor sonra da tüm hastaneyi turlayarak sohbet ediyorduk. Bazen, bastýran uykumuzu açmak acilin önüne inip, bazen de bahçedeki küçük havuzun etrafýndaki banklarda oturup laflýyor, sigara içiyorduk...

Ben bu hastaneyi iyi biliyordum. Benim yaþýtlarýmýn Tekirdað’da gördüðü tek hastane olmasý bir yana, bir zamanlar dedem burada çalýþtýðý için çocukluðumdan beri gidip gelmiþliðim; hem hasta hem de ziyaretçi olarak neredeyse her bölümünü gezmiþliðim ve her mekanýyla ilgili anýlar duymuþluðum vardýr. Üstelik dedemle ne vakit hastaneye gitsek uzun uzun hastane anýlarýný anlatmaya koyulur... Ama o onu dinleyenlerin sýkýlmýþlýðýna da býkkýnlýðýna da hiç mi hiç aldýrmadan anlatýr da anlatýr. Tabii ki bunda hastane marangozu olarak çalýþmasýnýn ve artýk yaþýnýn ilerlemiþ olmasýnýn etkisi tartýþýlmaz.

Marangoz olmasýna raðmen nasýl memur kadrosuyla yýllarca çalýþtýðýný; doktorlarýn hemþirelerin diðer çalýþanlarýn çocuklarýna yaptýðý ahþap kýzaklarý, arabalarý; yirmi yýl boyunca nasýl da hergün ayný saatte evinden çýkýp ayný yollarý arþýnlayýp iþine gittiðini, hastane bahçesine þimdi oldukça olgunlaþmýþ olan aðaçlarý nasýl da kendi elleriyle diktiklerini hiçbir fýrsatý kaçýrmadan heyecanla anlatýr her seferinde. Ama en çok bu aðaç dikme hadisesini anlatmayý sever. Artýk kaçýncý defa dinlediðimi bilmediðim bu anýsýnýnýn gururunu her seferinde yüzünden okurum.

- Buralarda çalý bile yoktu beyaa!.. Bi görseediniz tarla içinde gidip gelirdik astaneye... diye göçmenlere özgü þivesiyle baþlar dedem. Önce Baþhekimin talimatýyla orman müdürlüðünden binbir güçlükle aldýklarý fidanlarý kamyonete yükleyip getirmiþler. Sonra, hastanenin terzisi ve hizmetlisi ile tüm bahçeye düzenli aralýklarla kazdýklarý çukurlara fidanlarý yerleþtirmiþler. Bir sonbaharmýþ, rüzgardan kýrýlmamalarý için çýtalar kesmiþ; fidanlarýn dibine çakmýþlar. Hatta sayýsýný bile verir diktiði fidanlarýn ama tuhaftýr, þimdi hatýrlayamýyorum. En sonunda da çamlarýn karþýlarýna geçip:

- Nasýl da kocaman oldular be yav!.. Te te bu kadardýlar, belime bile gelmezlerdi be yaa... Kimbilir daha ne kadar burda kalacak bunlar? diye övgüyle bitirir. Bitirir ama ben her zaman onun bu dünyada kalýcý birþeyler býrakmýþ olmanýn huzurunu yaþadýðýný düþünürüm.

O gece de hastanenin bahçesinde, dedemin o aðaçlarýnýn altýnda uzun zaman vakit geçirmiþtik. Gece ilerlemiþ ve yine arkadaþýmýn annnesini kontrol etme vakti gelmiþti. Tam hastane binasýna girmek üzereyken bir taksinin ardý ardýna çaldýðý acý kornasýný iþittik. Acil bir hasta geldiði belliydi. Bir ticari taksi biraz önce altýnda oturup sohbet ettiðimiz, bahçenin yanýndaki hastane kapýsýndan hýzlýca içeri girdi. Hýzýný hiç düþürmeden acil kapýsýna doðru yaklaþýrken sellektörler yapýyordu. Ne olduðunu görmek için orada durup beklemeye arkadaþýmla hiç konuþmadan karar vermiþtik.

     Arkadaþým olabilecek kötü þeyleri sezip acil görevlilerini uyarmaya koþtu. Bense orada taksinin acil kapýsýna sol yandan yanaþmasýný izliyordum. Þöförün yüzünde yalnýz korkmuþ insanlarda görülen bembeyaz bir ifade vardý. Arka koltukta belli belirsiz yaþlý bir kadýn seçebildim; eðilmiþti. Taksi þöförü hýzla arabadan çýkýp benden yana olan kapýyý açtý. Ne yapacaðýmý bilemediðim için öylesine bakýyordum olanlara. Henüz bizden baþka kimsecikler yoktu ortalýkta.

     En sonunda ben de öne doðru hareketlendim. Arabanýn içinde biraz önce seçemediðim karaltýlar daha belirginleþti. Ýlk gördüðüm þey koltuða yýðýlmýþ beti benzi atmýþ, dudaklarý mosmor olmuþ ihtiyar bir adam oldu. Belli ki yanýndaki de karýsýydý. Yüzünün, yaþýný ele veren kýrýþýklýklarýna soðuk bir korku eklenmiþti. Baþörtüsü baþýnýn arkasýna düþmüþ, upuzun parlak beyaz saçlarý ortaya çýkmýþtý. Bir eliyle baþýný kapatmaya çabalarken diðeriyle de kocasýnýn sol eline yapýþmýþtý. Þöförün;

     - Kriz geçiriyor! Yardým edin, yardým edin!.. diye baðýrdýðýný hatýrlýyorum. Yaþlý adamýn hareket edecek hali olmadýðý belliydi. Onu oradan çýkarmamýz gerekiyordu. Þöförün hýzlýca kavradýðý bacaklarýndan birini de ben tuttum. Yaþlý adamýn baþý hala karýsýnýn kucaðýndaydý. O haldeyken yaþlý kadýn kocasýnýn tuttuðu elini býrakýp koltuk altlarýndan kavradý. Tüm gücünü sarfetmesine raðmen kocasýný kaldýrmayý baþaramadý. Yaþlý adam kendini tamamen salmýþ görünüyordu. Þöför bunu farkedince hemen arabadan içeriye doðru atýldý. Bu arada:

     -Birader sen de bacaklarýndan tutuver! Dedi bana. Tamamlamadýðý alelacele aðzýndan savurduðu bu cümleyle bana seslenirken kadýnýn yapamadýðýný þimdi o yapmaya çalýþýyordu.

     O sýrada arkadaþým içeriden bir görevliyle çýkageldi.

     -Bir sedye getirin! diye haykýrdým. Sesimin þiddeti kendime getirdi beni. Son bir hamleyle yaþlý adamý arabadan karga tulumba çýkardýk. Görevlinin getirdiði tekerlekli sandalyeye yaþlý adamý oturturken bir an ölmüþ olabileceðini düþüncesiyle irkildim. Ölmüþ birine dokunabilmek her zaman zordur. Bedeninin soðuk olup olmadýðýný, yaþadýðým tüm korkuya raðmen çekine çekine kontrol ettiðimi gayet iyi hatýrlýyorum. Yutkundum, neyse ki tuttuðum adam soðuk deðildi! Görevli yaþlý adamý hýzlýca acil odasýna götürürken karýsýný gördüm yanýnda. Tüm o hengame boyunca ilk baþta olduðu gibi bir eliyle kocasýnýn eline sarýlmýþtý. Diðeriyle ise küçük siyah çantasýný tutarak tekerlekli sandalyenin yaný sýra koþturuyordu.

     Açýk kahverengi bir pardesüsü, siyah topuksuz ayakkabýlarý vardý kadýnýn. Hiç konuþtuðunu duymadým o ana kadar. Hep beraber acil odasýna kadar son sürat girdik. Yaþlý kadýn adamýn elini tutmaya devam ederken bizler de acil yataðýna yatýrdýk hemen. Zaten orda hazýr bekleyen doktor, daha yaþlý adamý yatýrýrken nabzýna bakýyordu. Ardýndan nefesini kontrol edip hýzlýca müdahale etmeye baþladý. Hemþire ilaç dolabýndan çýkardýðý serum gibi bir þeyi koluna takýyordu. Taksi þöförü nefesi yettiði kadarýyla;

- Doktor bey! Amca evde fenalaþmýþ. Teyze arayýnca hemen arabaya atýp getirdik. Evden çýkartýrken daha bi kendiydeydi þimdiki gibi deðildi, diye iþe yarayacaðýna inandýðý açýklamalar yaptý. Sonra doktor yaþlý kadýna dönerek;

- Amca daha önce kriz geçirdi mi tezye? Diye sakince sordu. O ana kadar sesini duyurmadan kocasýnýn yüzüne bakanýp yanaðýndaki damlalarý saklayan yaþlý kadýn. Yine baþýný çevirmeden cevapladý.
     
-Yoo doktor bey oðlum. Biþeycikleri yoktu amcanýn... dedi.

-Tamam... Nabýz çok düþük! Bir tansiyona bakalým, dedi. Hemþireye çarçabuk bir kaç ilaç ismi söyledi.

- Yaþý kaç amcanýn teyze? Diyerek bilgi almayý sürdürdü doktor. Soðukkanlýlýðýný zorla korumaya çalýþan insanlarda görülen endiþeli hal gözlerden kaçmýyordu.

Sesindeki korku ve heyecan artmýþtý teyzenin. Yutkunarak, -77 diyebildi.

Biz olaný biteni, kapýsý olmayan acil giriþinden izliyorduk. Þöför arabayý uygun bir yere çekmeye giderken hemþire de doktorun söylediði ilaçlarý az önce baðladýðý seruma çevik hareketlerle ustaca þiringa ediyordu. Sessiz geceye koþuþturmaca hakim olmuþtu acil serviste. Bu sýrada baþka bir hemþire girdi odaya.

Kahverengi ciltli büyük bir defter açýp biþeyler yazmaya koyuldu. Yaþlý kadýna; hastanýn adý, soyadý, yaþý, baba adý, doðum yeri gibi birçok soru sordu. Yaþlý kadýn tek tek, tane tane sorulduðu kadarýna cevap veriyor ama yanýbaþýna çömeldiði kocasýnýn elini hiç býrakmýyordu. Yaþlý adam öylece hareketsiz yatýyordu. Masadaki hemþirenin –Amcanýn karnesi var mý teyze? sorusuyla irkildi yaþlý kadýn.

- Kýzým karnemiz var ama telaþla çýktýk evde kaldý, dedi. Kocasýnýn elini býrakýp masaya doðru yöneldi.

- Tamam, dedi hemþire birkaç saniye hiç konuþmadan yazdýklarýný okudu. -Ama bize o lazým þimdi sen karneyi bize getir, biz amcaya bakarýz sen merak etme iyi olacak amca!.. derken servisin diðer yanýndaki koþuþturmaca hala sürüyordu.

Bir o tarafa baktý bir de masadaki deftere yaþlý kadýn. Arada kalmýþ gibiydi. “Ama nasýl olacak öyle...”, diye belli belirsiz mýrýldandý. Biraz sonra da

- Ýyi o zaman biz Ali’yle alalým gelelim madem, dedi ürkek sesiyle.

Arkadaþýmla birbirimize baktýk bir an. Þimdi istenecek þey mi bu?, diye söylendiðini duyar gibi oldum. Bu son istek gerçekten de can sýkýcýydý. Yine de arkadaþým:

-Dur sen teyze Ali sizin þöför arkadaþtý deðil mi? Ben onu bulayým da siz bir koþu gidip evden alýn karnenizi, dedi ve cevap beklemeden hýzlýca çýktý dýþarýya.

Kadýn bu tekliften sonra tekrar kocasýna doðru yöneldi. O koþuþturmaca içinde doktorun onun sokulmasýna izin vermesinin sebebini çok sonralarý anlayacaktým. Sessizce aðlýyordu yaþlý kadýn. Gözünden düþen damlalarý silmek bir yana içini çeke çeke yaklaþtý kocasýna.

Doktorun ve hemþirenin bulunduðu yerin karþýsýna geçip kocasýnýn sedyeden aþaðý sarkmýþ sað elini elleriyle kavradý. Önce göðsüne doðru bastýrdý. Ardýndan yüzüne eðildi adamýnýn. Gözlerini, yanaklarýný, dudaklarýný ayýrdetmeden tüm yüzünü tekrar tekrar öperken; çok alçalýp gözyaþýyla doldurduðu sesiyle;

-Bey bey! Hakkýný helal et bey!.. Hakkýný helal et!.. Allah senden razý olsun bey!.. Allah senden razý olsun!.. dediðini duyduk. Bir daha bir daha tüm yüzünü iki elinin arasýna alýp doya doya öpüyordu. Dudaklarý sürekli kýpýrdýyordu yaþlý kadýnýn. Belli belirsiz dua ettiðini gördüm. Dualar ederken avuçlarýný kocasýnýn yüzüne sürüyordu tekrar tekrar.

Kýsa bir süre sonra bir doktor ve bir hemþire daha geldi. Acil servisin içi kalabalýklaþmaya baþlamýþtý. Hemþirelerden biri kadýnýn arkasýndan yaklaþarak omuzlarýný yavaþça kavradý. - Hadi teyze merak etme, sen karneyi al gel. Biz ona bakarýz, dedi.

Þöför Ali arabasýný hazýrlamýþtý. Arkadaþýmla ben kenara açýlýp yaþlý kadýna yol verdik. Yaþlý kadýn kapýdan çýkarken dönüp kalabalýðýn arasýndan kocasýna bir an daha baktý. Baþýný öne eðerek bize doðru dondü. Ýki eliyle, karnýna yasladýðý küçük çantasýný tutarak baþýný öne eðdi ve yavaþça arabaya yöneldi yaþlý kadýn. Bunun bir veda olduðunu o zaman anladým...

Yaþlý kadýn hastaneden ayrýldýktan sonra da biz acil önünde beklemeye devam ettik. Üç beþ dakika sonra, tüm vucudu bembeyaz kocaman bir çarþafla örtülmüþ halde acil odasýndan yaþlý amcayý çýkardýlar.

Biz tekrar bahçeye döndük. Dedemin elleriyle diktiði aðaçlarýn altýnda veda etmenin nasýl bir þey olduðunu konuþtuk.


Þubat / 2007
Çengelköy



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn halk öyküleri kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Baba...
Yýrtýk Sarý Eþofman

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çýrak
Kandilli, Deniz ve Balýkçý...
Beytepe'de Nisan
Yaðacak Yaðmuru Beklerken


Gürcan AVCU kimdir?

Yeni þehirde eski insanlar buldum. Tozlanmýþ anýlar çektim geçen gün Marmaradan. Burda geceleri gürültüsüz bir sahil var, Dalgalarla seviþiyor hiç utanmadan. Sýcak ama çöpü çok çay servisi de var sabahçý kahvesinde. . . Bu þehirde beyaz martýlar var, Dinmiþ acýlarýyla uçan az mavi göklerde. Yazmayý seven herkese, bir selam da benden olsun. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Sait Faik Abasýyanýk, Ernest Hemingway, Nazým Hikmet, Attila Ýlhan


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Gürcan AVCU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.