..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Suna Gurler




22 Mayıs 2002
seçim sizin  
Suna Gurler
Mutlu sonla bitmeyen aşklar vardır. Verilen yeminlerin unutulduğu, gözlerinin renginin, sesinin tonunun hatırlanamadığı aşklar. Kimse bu aşkların kahramanlarından olmak istemez. Herkes bir kalpte derin yaralar açmak ve arada bir, ince bir sızı ile anılmak


:BEEE:
Mutlu sonla bitmeyen aşklar vardır. Verilen yeminlerin unutulduğu, gözlerinin renginin, sesinin tonunun hatırlanamadığı aşklar. Kimse bu aşkların kahramanlarından olmak istemez. Herkes bir kalpte derin yaralar açmak ve arada bir, ince bir sızı ile anılmak ister. Unutulmak her açıdan kötüdür. Akla bile getirmek istemez insan. Yıllar sonra ortak tanıdık arkadaşlardan “hala adın geçince gözleri doluyor.” Lafını duymak için binlerce kadın ve erkek neleri vermezler.
Aslında kalıcı olmak içinde çok çaba harcamaya gerek yoktur. Mutlaka kokunuzla, bakışlarınızla, dokunuşunuzla ve hatta yaptığınız ufacık da olsa hatalarınızla karşı tarafta mutlaka bir iz bırakırsınız. Bunu o an anlamasanız da yıllar sonra birden bir sözcüğü onun ağzından döküldüğü gibi söylersiniz, bir gülüşünüzde yanağınızdaki gamze onunkisi gibi çukurlaşır, bir şarkıda size dokunuşu aklınıza gelir, bir bakışta onun gözlerini yakalarsınız.
Belki de böyle güzel hatırlamak ve hatırlanmak için ilişkileri tüketmeden bırakmak gerekir. Severek ayrılmanın bir başka boyutu da olsa bu, kendini ve kişiliğini fazla yaralamadan, son damlanı da tüketmeden ayrılabilirsin.
İlk ayrılışınızda onsuz yaşayamayacağınızı, nefes bile alamayacağınızı düşünseniz de bakın hala ayaktasınızdır. Hıçkırıklarla ağlamak, artık onu sevdiğiniz gibi kimseleri sevemeyeceğinizi düşünmek oldukça normaldir tabii. Sizi kimsenin anlamadığını düşünürsünüz. Hatta insanları aşksız yaşadıkları için kınarsınzı bile.
Acıdır ilk günler… İçiniz kavrulur, herşey gözyaşlarınızın akması için bir bahanedir, sizi teselli edenlere kızarsınız, yeniden hiç hatasız başlamak istersiniz aynı insanla hayatınıza. Ah yeniden başlamak…Sözler verirsiniz bir daha onu hiç üzmeyeceğinize dair, hep onun dediklerini yapacağınızı söylersiniz. Bir türlü kabullenemezsiniz bittiğini. Kabullenemezsiniz bir daha aynı insanla artık olamayacağınızı…
Aradan haftalar geçer. Bu sefer karşı tarafın da hatalarını hatırlamaya başlarsınız. “Evet” dersiniz, “o da beni üzdü”. Ve aylar geçmeye başlar bu sefer yaşadıklarınızı yavaş yavaş gülerek anımsamaya başlarsınız. Ve bir de bakmışsınız artık yeni bir kokunun peşindesinizdir.
Koku güzeldir. Büyüler peşinden diyar diyar götürür sizi. Önce yüzünüzde güller açar, içinizden aşk dolu şarkılar söylemek gelir. Tamam dersinizi “İşte aradığım insan…
Zamanla öğrenirsiniz önemli olanın sizin içinizde olduğunu. Kendinize bir yol çizersiniz tüm akıllananlar gibi; artık duygularınızı kontrol altına alıp, seçici davranmayı, mantık üzerine kurulu birliktelikler kurmayı planlarsınız. Gönlünüzü yaralanmalara kapatırsınız yani. Ya da akıllanmayıp sevginizi kolayca dağıtmaya alışmışsanız bir kere gene devam edersiniz buna.…
Seçim sizin… Ya kırık kalpler dünyasında kurulan gönüllü derneklere katılacaksınız ya da hep kazananlar dünyasındaki partilere…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
kokun
gece
geçmisim
Gittin


Suna Gurler kimdir?

Istanbul dogumluyum. Kitap okumak benim icin bir tutku diyebilirim. Kisa oykuler yazmak uzun yillardir yaptigim bir ugrasi ve boyle bir degerlendirme alani buldugum icin de cok mutluyum.

Etkilendiği Yazarlar:
yerli ve yabanci birçok yazardan etkilendim.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Suna Gurler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.