Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Hamd bütün alemleri yaratan Allah'a mahsustur. Selat ve selam onun Resul'ü, Habibi, Kullarının seçkini, alemlere Rahmet olan, Hz. Muhammed(s.a.a)'e ve onun pak ve pakize Ehl-i Beyt'ine olsun. Ve yine selam hidayet ehline olsun. Ki; onlar apaçık delillerle sapıklıktan uzaklaşıp hidayete erme aşkıyla yanıp tutuşmaktadırlar. Alışılagelmişin dışında farklı bir uslup ve metotla ele alınan Ali(a.s)ın şahsında zamanı yakalamak bir özeleştiriden öteye var olan monotonluğu aşmanın bir arayışı olarak değerlendirilebilir! İmam Ali gibi bir şahsiyet tüm zamanlarda bir mihenktir. Onun yokluğu yada yok kabul edilmesi insanlık devam ettikçe hissedilir. İmam Ali gibi bir şahsiyetin tüm boyutlarıyla tanınması onun kişilik, kimlik ve karakterinin bütün boyutlarının derk edilmesi elbette muhaldir. Eğer böyle olmasaydı, O'da tarihteki diğer derin iz bırakan bazı tanınmış kişiler gibi belli bir zaman sonra unutulmaya yüz tutacaktı. Kişioğlunun taşıdığı değerler manzumesi açısından bazen iticilik ve bazende çekicilik yönü farklı ortamlarda, farklı zamanlarda farklılık arzettiren bir elastikiyete sahiptir, elbette bu tanım Ali gibi bir şahsiyet için söylenemez. Ali'de var olan iticilik ve çekicilik yönleri eşit iki boyutlu olan mükemmel bir olgunun taa kendisidir. Ali(a.s)ın velayetinin özünde insanlığın kemaleti vardır ve insanlığın kemaletinin özünde ise Ali'nin ve soyunun velayetinin olmazsa olmazı vardır. Ali tüm zamanlarda insanlık mektebinin Adalet, Hürriyet, eşitlik, sabır, şecaat, takva, kelimenin tek anlamıyla insan-ı kamil olgusu olarak yaşamaktadır. Değilmi ki, yeryüzünün lanetlileri ve onların habis mirascıları (varisleri) maddenin tözsel zahirine saplantılarını insanlığa hakikat mektebi olarak yaftalama çabalarının yegane engeli olarak Ali okulunun mensuplarını kabul etmişlerdir. Ali okulu mensuplarının yeryüzünden silinmesi veya hiç değilse silik bir tablo olarak yalnızlık ve uzlete çekilmeye zorlamak için bütün hile ve desiselerin meşru araç olarak kullanılması, binaen yetersizlilerini setretme ve bu alandaki açık gediklerini, başkalaşmış yada başkalşmaya elverişli kökeni harici zihniyete dayanan ekolleri canlı tutma gayretleri ile telafı etme ve bu gayretlerini olanca maharetleriyle ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Günümüz dünyasında mevcut değersel objelerin ki; gerçekte insanlığın temel sorunu ve ihtiyaçlarıdır. İtibari ve inhirafi subjelerle değiştirilme siyaset ve entrikaları ancak fikri ve zikri mus'tazaflık hastalığına yakalanmış, kendi zamanının sorunlarını ve sorumluluklarını yeterince derk edememiş veya etmemiş birey ve toplumlarda hayat buldurup yer edecegini bilen, dört öğe (toprak, su, hava, ateş=kapital) felsefecilerinin temel öğelerini meşru ve gayri-meşru yöntemlerle az önce tanım ve tarifi yapılmaya çalışılan birey ve toplumlarda uygulamayı asıl gaye ve erek olarak kabullenmişlerdir. İmam Ali, kendi toplumunda var olan dışsal değere dayalı varlık hiyerarşisini ret ederken ki; (sosyal olarak, irsi anlamda değil) bu hiyerarşiyi ret edişinin derinliklerinde onun (imam Ali'nin) bulunduğu toplum tarafından kabul edilmemeyişidir! Değil ki; onda var olan değere (yani dışsal ve içsel değere ) dayalı varlık metodunu ret anlamındadır! Bulunduğu toplum içinde imam Ali şu değişimden yanaydı ki, değişme duyumsal ve içebakışsal deneyimimizin en belirgin temel ve öz'sel yönlerinden var olanların başka bir şekle yada duruma girme sürecidir. Evet Ali değişimden yanaydı, ama deneyim yasasını kendi şahsında barındırmak istemeyen ki, bu yasanın özünde bilgi yada ustalığın bir gelişme sürecine koşut olarak birikmesi yada genişlemesi algısı yatar. Ali (a.s)daki derin yapı, kişiliği, (kastımız mutlakiyet değildir) bilginin sonsuz sayıda bilgi üretmesini mümkün kılan temel duygu mekanizmasıdır. Modern zamanlardaki insan toplumlarının gerçeksel altyapı menbaının kaynağı olan Ali (a.s)ın taşıdığı ruh ve karekteristik yapısıyla bütünleşme zorunluluğu vardır. Modern zamanlar, sözsel eylemin içine düşmüş olduğu itibari değerlerin (şovenizm) gerçeksel olma zorunluluğunun kilit şahsiyeti olan Ali'nin tanınmasını olmazsa olmaz kılmaktadır. Tarihi determinizmin dayattığı coğrafyalaşmış yada Kültürlere sıkıştırılıp klişeleşmiş Ali olgusundan farklı bir Ali'dir bu. Ghandi'nin Asyasından, Zencinin Afrikasına, Lumumba'nın Afrikasından Eskimo'nun Antartikasına, hakeza; Kastro'nun Amerikasına diriltici bir ruh üfleyecek kadar büyük bir Ali'dir bu. Adem'iyet mektebinin son halkasının varisi olan Ali, Kişioğlunun yaşadığı dünyada kişinin şekillenmesinin iksirini taşımaktadır. Hürriyet ve Adalet, dahası; Kerim kul olma vasfını taşımaktadır, Ali. Ali(a.s) binyılların yolunun yolcusu olmakla birlikte, nice binyıllara yürüyecek bir yolcudur da aynı zamanda. Ali insanlık adına insan'a sunulmak istenen bütün insanlık dışı eylemlerin ve düşüncelerin karşısında yalnız ve yorulmaz yegane savaşçıdır. Ali; dünü, bugünü ve yarınlarıyla insanlığın yegane okulu olan sevgi okulunun üstadıdır aynı zamanda. Ali; tarihi yasaların kendisine has kabul ettiği kuralları tanımayan ve bu alanda yüzen zulüm ve despotluğu zülfükarıyla yarıp, Hak ve batılı net çizgilerle ayırdığı gibi, pekala aynı sahneyi sevgi okulunun bir üstadı olarak başka eylemlerde de gerçekleştirebilen şahsiyettir. Ali'deki değerler manzumesi süreç içerisinde oluşmuş bir olgudan ziyade, kendisiyle beraber tüm zamanları da bünyesinde barındırabilecek değerler manzumesinin kaynağıdır! Ali; Bugün'ün dünyasında evrensel fedek mirası varisinin (Mehdi -a.s) öğrencilerini yetiştiren akademiyi yeniden ihya eden inkılab'ın kaynağıdır. Bu inkılab'ın beslendiği menbaadır Ali. Ali'deki temel değerleri kendisinde barındıran yapı (imamet) barındırılanın barınana kapsayıcılığı olmadığından, uzlaşması tartışma gerektimeyecek kadar aşikardır! Ali'nin kendi zamanından zamanımıza ulaştırdığı mesajlardan biride şudur ki; insanın kendisini her ne ise o yapan (fıtrat), özü süreç içinde kendi geçici varlığından sıyrılarak gerçeköz'de sonsuzluğa varmak! Ve özüyle özdeşleşme sürecinde O'nu (insanı) kuşkudan kurtarmak ve ona doğruyol'u göstermektir(sırat-ul mustakiym). Ali gibi düşünmek, Ali gibi inanmak, Ali gibi yaşamak, Ali gibi olmaya çalışmak muhal olgulardandır. Hiç değilse bu değerleri şiar edinmek her insanın iftihar-ı medarı olmalıdır. Soncümle: Aliokulunun sevgi yüklü öğrencilerinin miyopsal bakış zaafiyatından kurtulma gibi bir zorunluluğu var kabul edilerek, bu cümleden; bilmukabil dedi değil, diyorum diyen zamanın Ali'sini tanıma, olmazsa olmaz zaruriyetini bütün samimi duygularla evrendeki insanlık camiasına bildirme gereğini bir sorumluluk bilinciyle....Fi emanillah. Muhammed CAN Frankfurt 17.08.2007 mcan313@yahoo.de
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |