..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir dünya yurttaşıyım. -Sokrates
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Gülmece (Mizah) > Demirhan Ocak




7 Kasım 2007
Sex Sex Sex  
Demirhan Ocak
taşfırını işçisi, erkek ile 3 aydan beri sadece fotoğraf alma ve gönderme yöntemiyle aşk yaşarken; kendisini bekâr ve 22 yaşında, fabrikatör olarak tanıtan, Kudamettin D.’nin ısrarlı davetleri sonucunda onun evine gidince, Kudamettin D. ve arkadaşları Cemal L. (35), Mahmut H. (51) tarafından, 72 saat boyunca sırayla tecavüz edilmiş...”


:EICA:
Türkler seksi internette arıyor
Google araştırmasına göre, ‘sex’ sözcüğünü Google’da en çok arayanlar, Türkiye, Mısır ve Hindistan’daki internet kullanıcıları.” (medya)

Bildiğim kadarıyla, son yıllarda ‘seksi internette arama’ konusunda sürekli ilk üçteyiz. Yani bu özelliğimizin farkına yeni varmadık.
Peki neden biz?

a) Cinsel açlık mı?
b) Cinsi sapkınlık mı?
c) Ayıp, tu kaka, günah... yani cinselliğin üzerinde hüküm süren, toplumsal ve dinsel katı kurallarının, bir neticesi; ‘öcü’ sendromu mu?
d) Gizli, saklı yapılan davranışların, adrenalin hormonunun, metabolizma içerisinde borsada tavan yapması için mi?
e) Zevk için mi?
f) Adı konulamamış bastırılmış duygulardan dolayı mı?
g) Genetiğimizin derin hafızasında özene bezene saklanan, cinsel merak mı?
h) Gerçek hayatta “Ailenizin gazetesi” diye yayımlanan, mazbut aile gazetelerinin internet versiyonları, adeta sanal umumhane olarak işletildiği için mi? (Bu durum da o gazetelerin genel yayın yönetmenleri genelev ağası / anası, webmaster’ları markacı mı oluyorlar? Ve/veya bu gazeteler, sadece hali hazırda var olan cinsel açlığı tıklamaya, yani paraya mı çeviriyor?)
i) Hali hazırda dünya üzerinde her gelişmekte olan ülkede görülebilecek bir ‘hastalık’ mı?
j) Ulaşılması kolay olduğu için mi?
k) Hepsi?
Sizce bu nedenlerden, hangisi bu arayışın sebebidir?
Bence hepsi!
Hayatında seksin kayıp olduğu, yok varsayıldığı, ancak bir ‘şey’ olarak tanımlanabildiği, bu güzelim ‘yaşanılası’ duygunun, internetin piksel tarlalarında aramansının nedeni, yukarıda sayılan sebeplerin hepsidir.
Peki arandığı zaman bu internetin dehlizlerinde ne bulunuyor?
Cinselik değil ama, cinselliğin bir parçası olan sadece “seks aksiyonu” mu?

Eee zaten, abaza yurdum insanın da aradığı olay, tamamıyla o aksiyon... Ama, burada ne oluyorsa ‘internet’ kavramına oluyor.
Bildiğiniz gibi, ülkemiz dahil bir çok ülkede, internet alkolden sonra kötülüklerin üvey anası olarak, damgalanıyor.
Elbette, siz de her iki güne bir, sabah gazeteyi açtığınız da;
“Chat cinayeti: Filanca şehirde yaşayan, G.N. (27) isimli, görücü usulü ile evlendirilmiş, 4 çocuk annesi kadın, 600 km. uzakta yaşayan, Kudamettin D. (45) isimli, evli 5 çocuk babası, taşfırını işçisi, erkek ile 3 aydan beri sadece fotoğraf alma ve gönderme yöntemiyle aşk yaşarken; kendisini bekâr ve 22 yaşında, fabrikatör olarak tanıtan, Kudamettin D.’nin ısrarlı davetleri sonucunda onun evine gidince, Kudamettin D. ve arkadaşları Cemal L. (35), Mahmut H. (51) tarafından, 72 saat boyunca sırayla tecavüz edilmiş...”
şeklinde haberler okur; hafızanızda bu haberin başrolünü ‘mutsuz bir evlilik’ veya ‘güdük cinsel kompleksli Kudamettinler’ değil de, chat’i, dolayısıyla ‘internet’i’ başroldeymiş gibi hafızanıza kayıt ederseniz... Ve tabii ki, siz’de interneti kötülüklerin üvey anası olarak damgalarsınız.
Eğer dayanabilecek mideye ve zamana sahipseniz, bir gün boyunca, ulusal televizyon kanal(izasyon)larının karşısına geçip, kritik, şüpheci ve incelemek amacıyla bir seyredeniz... Görsel medyanın toplumun cinsel açlığına hitaben yaptığı gizli ve ince pazarlama tekniklerinin yanında internetin çok masum kaldığının hemen o gün farkına varabilirsiniz. Çünkü, ulusal kanalların tamamına yakınında görev alan, kemeraman ve stüdyo şeflerinin, kanal müdürlerinin aslında çocukluklarından beri, birer ‘jinekolog’ olmak istiyorlarmış da olamamışlar gibi bir havaları var! Onların hâlâ iç dünyalarında bir ukde olarak yaşattıkları bu özlemlerini, ‘haber değeri’ var diye kadın şarkıcı, manken, konu mankeni, kazazede, stadyum ve stüdyo seyircilerinin üreme ve emzirme organlarına doğru yapılan yakın plan, detaylı çekimlerinden anlayabilirsiniz... Olmadıysa, ana haber bültenlerinde filanca şehirde, falanca giyim mağazasının, sokak ortasında yaptığı iç çamaşırı defilesini, abluka altına almış abazaların haberi verilirken, haberin görüntülerini çeken kameraman arkadaşın, sırf manken kızlarımızın böbrek alt bezlerini görebilmek, gösterebilmek için, sarfettiği ‘performansın’, ‘haber’ adı altında salonunuzun baş köşesine kurulduğunda görürsünüz!
Bence İNTERNET; bugünün en masum haber alma imkânı, sunan bir aracıdır. Kuşkusuz internet bir okyanustur, bu okyanusun kimi kıyılarında; usa sığmayacak şekilde kadınlar, çocuklar, hayvanların kullanıldığı hastalık derecesinde görüntüleri bulmak, evde mutfak tezgahının üzerinde, bomba yapabileceğiniz kadar bilgi de mevcuttur. Ancak, bu okyanusta nerede yüzeceğinize dair seçme hakkınız da var, ve hatta kıyıdan çok uzaklarda, açık bilgi ve haber alma denizinde gezinme imkânınız bile var...
Peki, şimdi soruyorum: Adeta “fix menü” tadında olan birbirinin kopyası geleneksel görsel ve yazılı medya mı, yoksa neredeyse sonsuz seçme hakkınız olan, İNTERNET mi tehlikeli?
Mısmıl olun...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: tebrikler
Gönderen: Hidayet Oğurlu / , Türkiye
27 Haziran 2008
Ergenlik döneminde insanın, beyni ile cinsel organı yer değiştirircesine düşünceleri sürekli o yönde olur. Fakat Türkiye'de bu yaş sınırını tespit etmek mümkün değil galiba. Çok haklısın ki bu durumda o ahmak kutusunun payı büyük. BAŞARILAR




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Köşeci" Geldiiiii Hanıımmm!
Hindi Cumhuriyeti Antalyaski

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çotadanak Pide Salonu ve Mustafa Kemal Katilleri
Tecavüzcüler

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kına Yakın [Şiir]
Anamın Sihirli Adana Şalvarı [Şiir]
Bize Edebiyat Yapma Lan! [Şiir]
Okyanus [Şiir]
Canım İstiyooo... [Şiir]
Ben Namuslu Bir Erkek Değilim! [Öykü]
Bir kadının el çantasının anatomisi [Öykü]
Bak Postacı Geliyor Selam Veriyor... [Öykü]
Tü Rtük İye [Öykü]
Dandini dandini dastana [Öykü]


Demirhan Ocak kimdir?

Almanya'lı bir Asabi Veled

Etkilendiği Yazarlar:
Hangi birini anlatsam ki?


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Demirhan Ocak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.