Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarýný düþünmedim. Tersine yaþam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onlarý seçti. -Juliette Binoche |
|
||||||||||
|
Ve büyük haksýzlýk etmiþ! Gerçekten hem RTÜK kurulu üyelerine hem de diðer muhtelif RTÜKgillere çok büyük haksýzlýk yapýlmýþtýr. Eðer siz filanca gazetesi yazý iþleri olarak Padiþahlýk payesi daðýtacaksanýz? Bu daðýtým iþlerini adaletli yapmalýsýnýz! Aç parantez (biz ayaklarýn! Baþa bakaný Recep Tayyip Erdoðan beyefendi den, adaletli(!) daðýtým konusunda ders almanýný nacizane olarak tavsiye ederim! ) parantezi kapattýk. Þimdi sevgili okurlar (sahi sizler “lar” kadar varmýsýnýz?) RTÜK kelimesinin açýlýmýný unutun, çünkü kelime olarak ne anlama geldiðinin pek bir önemi yok!... Hatta sizinle daha iyi anlaþabilmemiz için bu yazýnýn sonuna hafýzanýzdan siliniz.... Sildinizmi? Güzel o zaman, kafadan kazýk bir soru ile baþlayayým.. Hayatýmýzda kaç adet RTÜK vardýr? a) 1 b) 5 c) 10 d) 15 e) Say say bitmez. Bence e þýkký, yani yaþamýmýzda ki her alanda bir veya birden fazla RTÜK bulunmaktadýr. Hatta zaman içerisinde “bu kadar RTÜK yetmez kardeþim” diye her bulduðumuz fýrsatta yeni yeni RTÜK’ler üretiyoruz.. YÖK’müz TÜK Mahallemizin delikanlý abileri TÜK Öðretmenler TÜK Polisimiz TÜK Ordumuz TÜK Medyamýz TÜK Ebeveynlerimiz TÜK El âlem TÜK.....yani say say bitmez... YÖK’müz: Var olma sebebi, üniversite öðrencisinin, eðitim gördüðü sistem dahil olmak üzere diðer baþka baþka zararlý! Þeylere kafa patlatýp bir sabah langadanak diye VATAN HAÝNÝ! ANARÞÝST!, TERÖRÝST! olmasýný önlemek için vardýr. Çünkü bunlar gençlerdir ve bu hayatta ne halt yiyeceklerini bilemezler... ama, ülkenin geleceði onlara emanettir.. Mahallemizin delikanlý abisi: Moda deyimi ile “mahalle baskýsý” en kanlý þekli olan gönüllü olarak mahalle zamanýný ve yeri gelince! Þehir ve ülkenin tüm namusundan (kadýnlarýndan) sorumlu olduðuna inandýðý/inandýrýldýðý için özel hayat filan dinlemeden her iþe burnunu, kolununun ve bacaðýnýn yaný sýra çoðu zamanlar da “sen ha! Bize bunu nasýl yaparsýn?” narasý eþliðinde 30 santimlik ekmek býçaðýný sokan kanlý kontrol mekanizmasýdýr. Öðretmenlerimiz: Kiþilikli ve sorgulayan (ANARÞÝST!) nesiller yerine “saygýlý ve vatansever!” adý altýnda sünepeler yetiþtirmek için kendi aralarýnda yarýþan müfredat sevicileri.... Polisimiz: Tüm komplekslerinin acýsýný, vatandaþtan çýkartan..halk için deðil de halkýn kendisi için var olduðuna inanan/inandýrýlmýþ yasa koyucu/savcý/hakim hatta kimi zaman 4. kiþilik olarak cellat kiþiliklerini bünyesinde barýndabilmeyi baþaran kontrol mekanizmasý... Ordumuz: Cumhuriyetin dolayýsýyla ülkenin sahibi “esas çocuk” hem siyasi yönetimin dýþýnda, ayný zamanda içinde... yeri geldiði zaman tüm kanunlarýn üzerindeki mutlak koruyucu kollayýcý olan.. Prof.Dr. Üstün Dökmen’nin çocuk eðitimi ile ilgili bir benzetmesi ayný zamanda ordumuzu da tanýmlamak için oldukça ideal. Üstün hoca ilk önce soruyor “Bonzai aðacýnýn nasýl yetiþtirildiðini biliyormusunuz?.” Sonra “aþýrý ilgi ve sevgiyle” diye devam ediyor.... iþte Ordumuzun ülkemiz demokrasi’sine Bonzai muamelesi yapan kontrol hastasý! Ebeveyni Medyamýz: Dördüncü kuvvet olmanýn pekte iyi bir þey olmadýðýna inandýðýndan olsa gerek, çoðu zaman patron cebi ile gazetecilik vicdaný ve sorumluluðu arasýna sýkýþtýrýlmýþ, kiþiliksiz kontrol mekanizmasý... Ebeveynlerimiz: Biz çocuklarýn kendilerinin “malý” olmadýðýmýzýn, bize karþý fiziksel veya ruhsal þiddet uygulamaya haklarýnýn bulunmadýðýný, bizim ana rahmine düþmemiz den itibaren bir kiþilik sahibi olduðumuzun farkýnda olmayan, kontrol mekanizmalarý. El âlem: Mahallemizin delikanlý abileri olmak üzere bir çok çarpýklýðýn anasý “El âlem ne der” diye çok güzel özetlelenebilir bir çeþit seri katil ruhlu, kontrol mekanizmasý. Evet seri katildir. Sýrf bu salak “ne der” mentalitesinden dolayý binlerce insanýmýz ölmektedir ve herkes katili çok iyi tanýmasýna raðmen “gýkýný” çýkartýp da ahanda “katil biziz” demediði, demenin iþine gelmediði gibi hem hepimizi bünyesinde barýndýran hem de “Yok gardaþým ben öyle birini tanýmýyorum” diye inkar ettiðimiz, hasta kontrol mekanizmamýz. Sözün özü; Diðer bütün RTÜK’lere her türlü desteðini esirgemeyen bizlerin, sadece “aptal kutusu” diye adlandýrýlan cihazýn denetlemesinden sorumlu kuruma bu kadar yüklenmemiz doðru deðil... Ýþin aslýna bakarsanýz, biz ne zaman diðer RTÜKgillerin yaþamýmýzda yer alan etkisini azaltýr veya “yok edersek*” iþte o zaman Radyo ve Televizyon Denetleme Üst Kurulu üyelerini adeta ikditar partisi uydusu yapmak için bahþedilen ölçüsüz ve adaletsiz imkanlara karþý avazýmýz çýktýðý kadarýyla baðýrabiliriz. *= Bu saðlýksýz eðitim müfredatýnýn ürünü bir basýn savcýsýnýn (herhalde doðru tanýmý bu) “ Þýþþt! Demirhan efendi gel bakalým buraya, sen þimdi ‘yok edersek’ demekle devletin bütünlüðünü parça pinçik edelimmi demek istiyon?!” deme ihtimalini göz önünde bulundurarak “Ne alaka?, yok öyle bir demek istemedim.” diyorum peþinen... Mýsmýl olunuz
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Demirhan Ocak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |