|
 • İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
1
|
|
|
|
Şimdiye kadar denemediğim kilo verme yöntemi kalmamıştır herhalde. Stresli ve gayet hareket kabiliyeti az olan bir işiniz varsa, oturarak çalışıyorsanız, sıkıntıdan durmadan boğaza yükleniyorsunuz eee sonra ne oluyor, bunlar size tabi ki yol su elektrik olarak dönmüyor da, kilo, kolesterol, şişmanlık, sinirlerinizin bozulması olarak geri dönüyor. |
|
2
|
|
|
|
Benim gibi sizin de uyku probleminiz varsa, üç beyazın size de çok kıyakları olacaktır. Deneyin bakın pişman olmazsınız... Yoğurdu biliyorsunuz zaten biz Türklerin dünya mutfağına en büyük armağanı. Biraz sulandırdınız mı ayran oluverir. Ayran oldu mu, sizde ’’Ayranım bile yok içmeye.’’ diyemezsiniz. Hanım da bildiği için üç beyaz tutku mu, mutlaka evde bulundurur... |
|
3
|
|
|
|
Mayıs ayının ilk günlerinde iki tane mini mini güzel güvercin tellerin üzerinde salına salına güneşleniyorlardı... Uçmak ne güzeldi, kanatlarıyla rüzgarı tokatlamak, güneşe göz kırpmak, baharı ciğerlerine çekmek... |
|
4
|
|
|
|
Köyümüz bir zamanlar hocasız kalmıştı. Yeni bir hoca bulmak için yapılan çabalar hep boşa gitmişti. |
|
5
|
|
|
|
Gazete de böyle bir ilan gördünüz mü, ne yaparsınız? Apışıp kalırsınız, hatta apışıp kalmak da kesmez sizi, hayretleriniz bile şaşar da, fena mena olursunuz... Tabi böyle bir ilanı da hiç bir gazete basmaz, basmak istemez, direk erkeklerin kişilik haklarına saldırı olduğu için. Lakin bizim yan komşumuz Afitap Abla, kocasından bıktığından mıdır, nedir, böyle bir ilan hazırlamış da, gazeteler bunu basar mı basmaz mı diye bize danışmaya gelmiş... |
|
6
|
|
|
|
Geçenlerde köye gittim. Arkadaşımı ziyaret ettim. Tabii meşhur ağacımızın altında oturup sohbet etmek istedim. Ama ne göreyim, dut ağacımız adeta yerinde yoktu. Neredeyse tamamen kesilip budanmıştı.
Arkadaşa “Bu ne hal? Ne oldu bu ağaca?” dedim. Arkadaşım güldü: “Hiç sorma! Bir bilsen ağacın başına neler geldi.” dedi. |
|
7
|
|
|
|
İşte yine bir teşaşür yarışması... Sarı saçlı İgorski ’’Ben bu teşaşurü bir yaparım pir yaparım, benden uzaklara kimse küçük su dökemez, hatta teşaşür yaparken küçük suuuda gördüm seniiii şarkısını bile söyleriz.’’ Uzaktan İgorski’nin teşaşürünü seyreden Baydırmen ’’Hıh! O da bir şey mi ben bu İgorski’nin paçasını aşağıya alır, hem de ondan daha da uzağa şeyderim, şeyderim derken, anlayın işte teşaşür yahu teşaşür.’’ |
|
8
|
|
|
|
Bir de kabak çıktı mı karpuz, o zaman işte insanın başından aşağıya kaynayan kaynamayan bütün sular dökülüyor. İyi de kardeşim zurnada peşrev olmaz ne çıkarsa bahtına, karpuzda da durum aynen böyle billahi... Hayır elime alıyorum karpuzu, tık tık vuruyorum, ne iş oğlum kabaksan söyle diyorum, onda tık yok. |
|
9
|
|
|
|
Selamın aleyküm.
- Aleyküm selam.
- Buralarda ucuz bir otel filan var mı?
- Var hemşerim buraların hemen hemen hepsi otel.
- İyi midir o gösterdiğin otel. Senin memleket nere hemşerim?
- Ankaralıyık kardeş
- Ankara'nın neresinden?
Neresini söyleyeyim şimdi sana Ankara'nın...
|
|
10
|
|
|
|
Üç arkadaş ortak sigaraya giriyorlar, ama pahalı sigara öyle basit bir şey değil 25-30 lira gibi bir fiyatı var. Otuz lira olsa üç arkadaş, içinde yirmi tane var, adam başı yedi tane sigara düşer, bir kişi altı alır, diğerleri yedi yedi alır cebine koyar. Hem de ciğerleri bayram eder, bu devirde pahalı sigara ancak böyle içilir... Ciğerlerinin bayram edip etmediği aslında şüpheli... |
|
11
|
|
|
|
Efendiiim uzun uğraşlardan sonra Mafya dedelerinden Rükrullah Topuğasıkar ile beraber olup bir röportaj yapacağız... Mafya Dedesi Rükrullah Topuğasıkar ile görüşme randevumuzu oğlu Mafya Babası Sinancan Topuğasıkar'dan aldık. ''Babam ile görüşebilirsiniz tabi yalnız çok da üstüne gidip eski yediği hurmalardan soru sormazsanız iyi olur o eski yediği hurmalar biliyorsunuz ki babamın ...çını tırmalar.'' |
|
12
|
|
|
|
Ooooo bakın karşıdan kim geliyor... Şimdi ismini söyleyeceğim siz de hemen hadi ya bu O mu gerçekten diyeceksiniz...
- Sayın Sosyal Medya fenamenlermiz... pardon fenomenlerimizden Suat Asosyal bey...
- Evet, siz bakmayın soy adımın asosyal olduğuna ama ben bir sosyal medya fenomeniyim, hatta en fenomen benim, benden başka en büyük fenomen tanımıyorum. |
|
13
|
|
|
|
Soba zaten yılların sobası her tarafı dökülüyor. Önce kömür üstüne biraz odun, biraz çıra. Kibritler elimizde de elimizde olmaya, ıslak meretler. Bu kibritlerle sobayı herhalde öğlen namazına varacağımız zaman yakarız, belki de ikindiye bile kalır... En iyisi bir yerlerden çakmak bulmak. Öyle ya, bu devirde kibrit mi kaldı? |
|
14
|
|
|
|
Çok sakıncalı bir durum gerçekten, üç beş tane işi ayrı ayrı yapmaya kalkıyorsanız zaten çok yoğun bir insansınız demektir. Gazetenin spor sayfası, her ne hikmetse biz Türk erkeklerini çok cezp eder. Fenerbahçe berabere kalmış, Kartal yabancı saha da galip, Trabzon berabere, sonra televizyonda ki o popüler diziye bakılacak, dizi enflasyonu var beyaz cam da, daha sonra da şiirler beni bekler dört gözle, bir de sitem ederler geç kalırsam ‘'Nerede kaldın Ahmet ağabey ya, yorumsuz bırakma bizi'' diye. Tırnaklarını da sonra boş bir zaman da kesiver. Hey dostum, kardeşim Ahmet'im şunları tek tek yapsan da işleri birbirine karıştırmasan. Sadece bunlar ile kalsa iyi. Bir gün dolmuşa bindim. Orta sıralarda oturdunuz mu arkadan paralar tek tek ileriye iletilmek üzere gelir, şoföre ulaşır, şoför para üstü verir, o paralar tekrar geride ki kişilere ulaşır, ayakta gidiyorsanız ve trafik polisine denk geldiyseniz, şoförün talimatıyla bir de çökersiniz, o arada kendi paranızı vermeye ve paranız bozuk değilse üstünü almaya çalışırsınız. İşte size aynı an da yapılan iki üç iş...
|
|
15
|
|
|
|
El Aziz'liyiz biz ağam. Eski adı işte, şimdilerde Elazığ derler ilimize... Güzeldir pek bereketlidir bizim oraları... Oğlanlarımız da kızlarımızda pek bir alımlıdır, pek bir gösterişlidir... Civan gibidirler hepsi maşallah... Bizler eski toprak sayılırız şimdiki yeni yetmelere nazaran... Bar kuruldu mu, halaya kalkıldı mı hemen yanaşırız birbirimize... Elele, omuz omuza dalarız oynamaya... |
|
16
|
|
|
|
Üç dört durak sonra oturacak yer kalmadı, açık artırma bile yapsalar, kimsenin, gençlerde dahil yerinden kalkası yok. Duraklardan binen bir iki yaşlı bey ile bir yaşlı teyzemizde gençlerin gözünün içine bakıyor ki yer versinler, hiç tınmıyor gençler. Şimdi kalkıp bir şey söylesen zibidilere, bu sefer hır çıkacak. Ama bir şeylerde yapmak lazım. O an da şimşekler çakmasın mı kafamda... Yaşlı amcalardan birine, bir de Hidayet beye göz kırptım, anladılar hemen... |
|
17
|
|
|
|
Bunun için keskin bir burun kılı makası lazım. Uzadıkça gerçekten çok kötü bir görüntü oluşturuyor burnumuzun kılları. Burada Tarkan'ın ''Kıl Oldum Abi'' diye de bir şarkısının olduğunu fakat bu şarkının burun kılları ile de bir ilgisi olmadığını belirtelim... Kime kıl olduysa artık Tarkan birader, onu da bilemiyoruz, bilmekte istemiyoruz. Bize ne? |
|
18
|
|
|
|
Akıllı makıllı değil telefonum. O zaman demek ki ben ondan akıllıyım. Öyle ya insanoğlu olarak o telefonu ben yaptım. Teşbihte hata olmaz, ben yaptım dediysem, siz de anlayın işte benim insan kardeşlerim alamanlar, ingilmanyalılar, amerikanyalılar, yaptı... |
|
19
|
|
|
|
Baktık olmuyor, halk oyunları daha güzel, sonra halk oyunlarına yatay, dikey, yandan, ortadan bilumum şekilde geçiverdik. Pişman mıyız? Yok, pek de sayılmaz. Neden derseniz, döğüş sporları, bireysel, oysa ki folklor, halk oyunları öyle mi... Haydaaaaaa, dediniz mi, davul, zurna, bir de akordeon sesi, hele de yanınızda elini tuttuğunuz bir kız varsa, değmeyin keyfinize... |
|
20
|
|
|
|
Aramızda bu işi bilenler var. Onlar mı bilmesin, Bursa’nın asli vatandaşları arkadaşlarım. Bir zaman takmışlar işte ayaklarına, şakır şakır kayıyorlar. Biz de mal gibi onlara bakıyoruz. Biz derken benim gibi bir iki kardeşim daha var bilmeyen... Nasıl yapsak da biz de kaysak? Dışarıdan bakınca basit gibi de görünüyor. Ne var ki iki dakika da öğrenirim ben bunu yahu! Diye geçirsem de içimden, aslında kazın ayağı hiç öyle değilmiş... |
|
|
|