..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Sinema ve Televizyon > Orhan TURAN




6 Aralık 2007
Medeniyet Kişiliği  
Orhan TURAN
Maalesef Türkiye, hala yabancı senaryoları aşırıp Türkçeye çevirmekle meşgul… Hala Avrupa ve ABD’de çok tutan yarışmaları kendi kanallarına uyarlamakla vakit geçiriyor. Üretmek ve kendinden olanı sunmak şu aşamada hayal gibi… Aslında bu durumu sadece sinema için söylemek yanlış. Sinema görünenlerden sadece biri…


:BJJJ:
Bugün Yeşilçam’la dalga geçen ‘kokoş sinemacılar’a bir bakın. Yaptıkları filmler “batı kopyası”ndan farklı değil.
Yeşilçam Sineması klasikti, öyleydi böyleydi ama bizden olanı veriyordu. Oysa bugün çekilen filmlere baktığınızda “bizden” bir şey görmek imkânsız…
Dizilerde muhteşem villa hayatları, sinemalarda “klasik Amerikan senaryoları” Türk izleyicisine verilip duruyor.

Şu kanallarda dönüp duran dizilere baktığınızda gördüğünüz şeyler de aynı; Silahlı polis, bir grup dershane arkadaşının başına gelenler, tatlı çocuklar, ihtiras ve entrika dolu aşklar…
Kişiliksiz, estetik öğelerden yoksun diziler ve bunların sinemaya uyarlanmış halleri…
Ben eli nasırlı başörtülü bir anneyi hiç göremedim bu dizilerde… Ya da sıradan yaşamlardan kopup gelen içimizdeki hayatları…

Her ne kadar sinema eleştirmenlerinden bazılarına göre “onlar da bir bisiklet etrafında dönen çocuğun hikâyesi anlatılıyor” şeklinde eleştiri yapılıyorsa da İran sineması diğer anlamda örnek gösterilebilecek alandır. Muhteşem edebiyatından gelen gücü sinemasına yansıtmayı başaran İran Sineması bu alanda tüm dünya da kişiliğini de kanıtlamıştır. Aynı şekilde Hindistan sineması için de bunu söylemek mümkün.

Maalesef Türkiye, hala yabancı senaryoları aşırıp Türkçeye çevirmekle meşgul… Hala Avrupa ve ABD’de çok tutan yarışmaları kendi kanallarına uyarlamakla vakit geçiriyor. Üretmek ve kendinden olanı sunmak şu aşamada hayal gibi…

Aslında bu durumu sadece sinema için söylemek yanlış. Sinema görünenlerden sadece biri…

Bu sorun, Modern Türkiye’nin düşünce sisteminde, hayata bakışında; kısacası her yanını kuşatan bir bakış açısıyla karşımızda… Yani ne teknolojimizi, ne modamızı, ne sanatımızı, ne sanayimizi ve diğer tüm alanlarda özgün bir bakış açısı getiremedik.
Bazı alanlarda bu özgünlüğün hissedilmesine karşın büyük bir tarafı yukarıda ifade etmeye çalıştığım gibi “toplama bir süreç” gibi görünüyor.

Mevlana’nın Pergel Meteforu’nda olduğu gibi; yine “bir ayağım bende, diğer ayağım dünyayı dolaşıyor” nidasıyla; kökte, özden beslenme ama genelde, özden aldığımızı tüm dünyaya yayma çabası taşıyan bir kültürel donanımla “medeniyet” iddiasını taşımak zorundayız.

Avrupa kütüphanelerinde 500 kitap varken Endülüs’te 1.5 milyon kitabın olduğu günlerde olduğu gibi; şahsiyetli, özgün ve kendine münhasır bir medeniyet anlayışı için daha çok aydınlanmamız gerekiyor.

Aydınlık yolda ışıkları yakmak için kolları sıvayanlara ne mutlu…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beyin Göçü
Kaç Kişiyiz,kendi İçimizde? Kaç Kişisiniz?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Özledim [Şiir]
Yanacağım [Şiir]
Öncesi Yok [Şiir]
Seni Kendime Sakladım, Hepsini Bana Sapladım. [Şiir]
Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor! [Şiir]
Benim Adım Mabure; [Şiir]
Su ve Ateş [Şiir]
Dua… [Şiir]
Tüm Ayrılıklara Dair [Şiir]
Utandım Filistin [Şiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptığım kayalar, ruhumun akışını kemirince görüntü farklılaştı. Her otuzuna geldiğinde mi, muahasebe yapma gereği duyar insan. . . Cevaplanması gereken çok soru var şimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa başlamak. . . İkinci şans da bu olsa gerek!

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.