"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sýrtýnda elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Yeþilçam Sinemasý klasikti, öyleydi böyleydi ama bizden olaný veriyordu. Oysa bugün çekilen filmlere baktýðýnýzda “bizden” bir þey görmek imkânsýz… Dizilerde muhteþem villa hayatlarý, sinemalarda “klasik Amerikan senaryolarý” Türk izleyicisine verilip duruyor. Þu kanallarda dönüp duran dizilere baktýðýnýzda gördüðünüz þeyler de ayný; Silahlý polis, bir grup dershane arkadaþýnýn baþýna gelenler, tatlý çocuklar, ihtiras ve entrika dolu aþklar… Kiþiliksiz, estetik öðelerden yoksun diziler ve bunlarýn sinemaya uyarlanmýþ halleri… Ben eli nasýrlý baþörtülü bir anneyi hiç göremedim bu dizilerde… Ya da sýradan yaþamlardan kopup gelen içimizdeki hayatlarý… Her ne kadar sinema eleþtirmenlerinden bazýlarýna göre “onlar da bir bisiklet etrafýnda dönen çocuðun hikâyesi anlatýlýyor” þeklinde eleþtiri yapýlýyorsa da Ýran sinemasý diðer anlamda örnek gösterilebilecek alandýr. Muhteþem edebiyatýndan gelen gücü sinemasýna yansýtmayý baþaran Ýran Sinemasý bu alanda tüm dünya da kiþiliðini de kanýtlamýþtýr. Ayný þekilde Hindistan sinemasý için de bunu söylemek mümkün. Maalesef Türkiye, hala yabancý senaryolarý aþýrýp Türkçeye çevirmekle meþgul… Hala Avrupa ve ABD’de çok tutan yarýþmalarý kendi kanallarýna uyarlamakla vakit geçiriyor. Üretmek ve kendinden olaný sunmak þu aþamada hayal gibi… Aslýnda bu durumu sadece sinema için söylemek yanlýþ. Sinema görünenlerden sadece biri… Bu sorun, Modern Türkiye’nin düþünce sisteminde, hayata bakýþýnda; kýsacasý her yanýný kuþatan bir bakýþ açýsýyla karþýmýzda… Yani ne teknolojimizi, ne modamýzý, ne sanatýmýzý, ne sanayimizi ve diðer tüm alanlarda özgün bir bakýþ açýsý getiremedik. Bazý alanlarda bu özgünlüðün hissedilmesine karþýn büyük bir tarafý yukarýda ifade etmeye çalýþtýðým gibi “toplama bir süreç” gibi görünüyor. Mevlana’nýn Pergel Meteforu’nda olduðu gibi; yine “bir ayaðým bende, diðer ayaðým dünyayý dolaþýyor” nidasýyla; kökte, özden beslenme ama genelde, özden aldýðýmýzý tüm dünyaya yayma çabasý taþýyan bir kültürel donanýmla “medeniyet” iddiasýný taþýmak zorundayýz. Avrupa kütüphanelerinde 500 kitap varken Endülüs’te 1.5 milyon kitabýn olduðu günlerde olduðu gibi; þahsiyetli, özgün ve kendine münhasýr bir medeniyet anlayýþý için daha çok aydýnlanmamýz gerekiyor. Aydýnlýk yolda ýþýklarý yakmak için kollarý sývayanlara ne mutlu…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |