Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Bu bir ayrılığın, kavuşmanın ve ölesiye sevmenin yazısıdır! (sonuna kadar gerçektir/ hayatımın yasak gerçeği biraz da…) /Bir aşktır ömür… Yudum-yudum yitirilen, sonraları uçurum kenarlarında mehtap şarkıları söylenen…/ Sevgilim! Şimdi “sen” olma vaktidir! Şimdi cennet aşkının tam zamanıdır. Şimdi yeniden doğmanın da zamanıdır… Ey gül yüzlüm! Uğruna ateşlerde yanıp-kül olduğum; o küllerden tekrar sen olup, yaşama sarıldığım. Hayatımın en sevilesi yeri:”hoş geldin”, şu garip gönlüme, hani bir tek senin zenginleştirebildiğin zavallı yüreğime… İyi ki sevmişim seni. Hani iyi ki şu an bir tek sana yazabiliyorum sevgimi… (senden tek isteğim yüreğime geldiğin yolları sakın unutma…) Sevgilim kendime kalışlarda parçalarımı aramaktan bıktım/ yoruldum sahte oyunlardan, sessizlikten en çok ta ağlamaktan… Sahi ben çok mu cesaretsizdim? Çok mu sustum? Oysa cevapları sende bırakırken, ne çok soru sordum ve ben o cevapsız sorularda kala-kaldım… Ne zormuş kendinin bile bilmediğin çözümsüzlüklerde yaşamak aşkı. (bir parça mutluluk çok gelmiş olacak ki bu kadar acıyla azaltmaya çalışıyorum) Kirleniyorum. Bazen kendimi çok uzak dağların ardında gül ararken buluyorum. Şaşırıyorum. Nasıl bu kadar sensizliğe yakınlaştım… Yaşanmamış hüzünlere doğru yürüyorum, yanımda garip bir ses “o senin cennetin/ sakın bırakma” diyor, susuyorum. (çok susmaların çaresizliğinde “seni” yaşatıyorum/ akıllıca mı inan hiç bilmiyorum) “Gül yüzlüm… Sen ki kırmızının aşkısın; beyazında masumluğu… En çok ta kadınımsın” /Bir sendir ömür… İçimde günbegün çoğalan, sonraları ruhumun dört bir yanında yok olan; şarkılarda hüznüme ortak olan…/ Sevgilim! Şimdi “sensiz” Olma zamanı… Hiç istemesem de/ kendimi bu durumdan dolayı hiç affetmesem de… Sevmediğim zamanlara kalıyorum. Aldanıyorum. Her şeye birazdan daha da çok kanıyorum. Sakın beni unutma gül yüzlüm. Buna dayanamam… Belki içimde yaşadığım acıyı anlatamıyorum ama sen bilirsin beni bir tek sende yaşamak istedim gerçek sevgiyi… Onun için yanılgılar beni yolumdan çeviremedi ki halen senin yolundayım… (ama sen yine de beni hiç unutma çünkü ben seni unutmadığım için yaşıyorum) Sessiz müzikler çalınıyor sanki… Oysa diğer sesleri duymuyorum ki; kulağımda kalan en son sesin “seni seviyorum”, geliyor aklıma/ düşüyorum, gel kurtar artık beni bu saçma hayattan… Sahi çok mu çaresiz görünüyorum? (kusura bakma seni üzüyorum değil mi kendime kalmalarımla…) Mevsimler ne kadar hain böyle… Tıpkı sonbahar gibi dökülüyorum aşktan tel-tel… Sanma ki umudum tükeniyor; şimdilerde kış ayındayız, çok az kaldı bahara… Elini tutup ta denize taş atmaya… Oysa ben seni mevsimlere inat yaşamak isterdim/ en çok ta kaderime inat, ayrılıklara da… (senden hiç ayrılmadım ki-sadece biraz kendime kaldım/çok!) Kızıyorum kendime… Neden daha çok sevmediğim için yüreğime de… –“Bu kadar mıydı sevgin be” demek, geliyor kendime… Sahi ben seni neden daha çok sevemedim ki… (garibin aşkı da garip oluyor sevgilim/ sen yine kusuruma bakma…) ( yürek burkulmalarında ki tozlu yazılar–18 ) -Emre onbey
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © emre_onbey, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |