"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
'' Affedersiniz dalmışım... Aşti '' dedi sessizce. Tekrar derinlere daldı. Ne kadar da gözyaşı dökmüştü aşkı için. Şimdi tekrar beraberlerdi iki ay aradan sonra. Ocak 2'de bir yıllarını doldurmuşlardı beraberliklerinin. Ama bir yılı doldurduk demeye dili varmıyordu bir türlü. Arada acı dolu iki aylık bir boşluk. Film en güzel yerinden kopmuş gibiydi. Bu boşluk onda daha büyük boşluklara mı yer açıyordu ne içinde. İçi içini kemiriyordu. Hep böyle olur muydu acaba? Bir zorlukla karşılaştıklarında Neco böyle kaçacak mıydı hep. Ve en önemlisi bu acıyı bir kez daha kaldırabilecek gücü var mıydı Neco' ya karşı. Nedense artık konuşamıyor, anlatamıyor, yazamıyor, paylaşamıyordu. Belki de artık hayal kuramıyordu... Daha doğrusu hayal kurmaya korkuyordu. Bir dönem daha bitmişti ve artık bu sene mezun olacaklardı. Neco'nun okulunun uzama ihtimali vardı. Ya kendisi... O ne yapacaktı? Tıpış tıpış eve dönmek istemediğinden emindi. Artık kendi ayakları üzerinde durmak istiyordu ama nasıl? Mezun olur olmaz Eskişehir'de bir iş bulmalıydı yoksa eve dönmek zorunda kalacaktı. Bu düşüncelerle yorgun düştü ve uykuya daldı... Anonsun sesiyle gözlerini tekrar açtı, otobüs mola vermişti. Ne kadar da sinir bozucu rüyalar görmüştü kısacık zaman zarfında. Ayrıldıkları dönemde hiç yanından ayrılmayan Volkan da vardı rüyasında. Yine Neco'nun kafası karışmıştı ve ilişkiye ara ermeleri gerektiğini söylüyordu rüyasında. Volkan da arkadan kaş göz işareti yapıyordu yalan söylüyor anlamında. Çok kötü bir kâbustu, hemen otobüsten inip temiz havayı içi üşüyene kadar çekti ciğerlerine. Ah o Volkan olmasaydı bu kadar güçlü durabilir miydi? Ayrı oldukları dönemde hep Volkan'dan öğrenmemiş miydi o gün ne yaptı, ne yedi, ne içti kimlerle beraber. En kötüsü de Volkan'ın son verdiği haberlerdi. Volkan'ın anlattığına göre o kadar kötüydü ki Neco o dönem, artık nerdeyse eve ayık gelmiyordu. Hatta bu esnada ona baş belası bir kız musallat olmuştu. Volkan bunları da anlatınca artık dayanamamıştı. Gururunu ve acısını bir yana bırakıp Neco'yu bu durumdan nasıl kurtarabileceğini düşünüyordu her gün. Volkan bırak ya akıllansın diyordu ama onun vicdanı elvermiyordu onu öylece hatalar silsilesinin içinde bırakmaya. Sürekli Neco'ya telefon açıp zamanını çalıyordu sırf o günü kurtarabilmek için. Böylece Neco'yu barlardan uzak tutuyordu aklı sıra. Ya kendi... Acıdan kıvranıyordu onun yanında. Eskiden büyük bir aşkla tutuşan eller şimdi ikisinin de cebindeydi ve sessizdi her iki taraf da. Günler böyle acı dolu geçerken bir gün dayanamayıp açtı konuyu: — mutlu musun şu anda? — şu anda mı? — hayır, yani artık ben sırtında bir yük değilim huzurlu musun yani? Çok içten soruyorum eğer gerçekten huzur bulduysan ben de senin adına mutlu olmak istiyorum. Ve en önemlisi artık ben de kendi yolumu bulmak istiyorum. — Ne yalan söyliyeyim. Sen yanımda olduğunda huzurluyum ama sen yokken... — Benden mutlu olmadığın için ayrıldın sanıyordum. Benden ayrıldığında mutlu ve huzurlu olman gerekirken, ben arkadaşlarından her gün içtiğini, diğer güne de bir önceki günü hafızandan silerek uyandığını öğreniyorum. Nedir sorun seni yiyip bitiren anlamıyorum, sana yardımcı olmaya çalışıyorum ama sen gittikçe dibe batıyorsun. Benden ayrılarak beni bu bunalımının dışında bıraktığını sanıyorsan yanılıyorsun. Çünkü ben senin diğer parçanım hala. Sen ne kadar mutsuzsan ben de bir o kadar mutsuzum anlasana Neco. Bunu kendine yapma lütfen. Ben dayanamıyorum bu acıya artık... — Hiç bir şey sorma bana lütfen, ben sadece dibe vurmak istedim geçmişte yaşadıklarımı unutmak, seni tertemiz bir başlangıçla sevmek istedim. Ama seni çok üzdüm biliyorum. Aşkım... Ben seni gerçekten çok özledim... — … — Bana doğum günümde hediye ettiğin bu deftere tekrar devam eder misin? — Bu bir teklif mi? — Sence …? — Her bunalıma girdiğinde beni böyle bırakıp gidecek misin? — Aşkım bana bir şans daha ver, gerçekten kaybettiğim güvenini tekrar kazanacağım. Bu bizim miladımız olsun. M.Ö olsun bu karanlık zaman diliminin adı bizim için... — … — Seni çok seviyorum bebeğim. Benimle kal lütfen... Mola verdikleri yer çok esiyordu ve soğuktu. Bu düşünceler içinde Neco'nun dudağına hasretle kondurduğu o sıcacık öpücüğü düşününce içi bir anda ısınıverdi. İlk öpücük kadar sıcaktı...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Burcu, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |