Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
İmlasına toz kaçmış düşlerini de dahil.. Harflerinin yokuş yukarı tırmanırcasına,yüreğimi soluksuz bırakışlarını bile seviyor(d)um... Ben en çok seni sevdim. Başka tenlere gece ışığı gözlerini teslim edişini bile.Giderken, enkaz bir hayat bıraksanda her bastığın adımının altında, aslında hayatında yapıcılığı öğrenmediğini biliyor(d)um. O yüzden hiç kızmadım sana. Bu masalda şah-mat yoktu... Kalelerim aydınlık gülüşlerine başka kadınların gülüşleri eklendiğinde yıkıldı.(!) Ama ben gene de en çok seni sevdim,geri de bıraktığın cesedi. İçimde ağlayan bir çocukla uyandığım gecelerimde olmadın hiç... Başım dik, düşlerim/iz eğikti. Tüm şehir uykuya dalıyordu, benim yüreğimden kan damlıyordu, duymor/dun/uz... Ölüyor(d)um... Kaç zaman dilimleri ömrümden geçiyordu. Şimdiki zamanların yalnızlığında sana çoğalırken, di-li geçmiş zamanların yoksulluğunda kendimin faili oluyor(d)um. Akrep,yelkovana aşkını ilan ediyordu, gecenin mateminde ben sancılarla yeni senler doğururken.Kalabalıklarına ölü bebekler eklerken. Şimdi di-li geçmiş zamanlarım gibi yüreğinden öpmek istiyorum benden gayrı ölü bildiğim gölgemi. Sus/tum. Benden sonra şeytan da sus pus oldu. Kandırıp ayırmadı hiçbir sevdalının koşar adımlarını. Çelme takmadı düşsünler diye. Ben c/an/ları/mı(zı) kurban vermeye çalıştıkça, o da yalnızlığıma saklandı. Körebe oynadık, ağrıyan harflerin sessiz gürültülerinde. Namlunun ucuna sermişler sevdamı, nereye dönse yine kendisi... En çok seni sevdim. Gece gebe kalırken Tanrıdan, elbiseler giydirirken ömrüme kefen niyetine ben yine de vazgeçmedim sevgili(m) bizden. Söyle kirpiklerine asılmış, dudaklarının arasında gülüşleri gizlenmiş bu ömür, intiharı mıdır yokluğunun? Neyimi yok etsemde kahrolmuş bu zaman diliminde namluyu kendime döndürmesem?Söyle yalvarırım, daha dündü, dünlerimizdi, güneş elbisesini soyunmamıştı, geceler berraktı yüzün gibi, söyle onaylıyor musun intiharımı? Dilinde unuttuğun aşk namelerinde avutma beni artık, mertçe söyle. Çarmıha germe, yoruldu kollarım ellerimin çivilerinden kurtulmaya uğraşıp,sana uzanmaya çalışmaktan. Bağışla ömrümün sana sığınmış kelebek sevinçlerini. Çocukluğumu, olgun bir kadın olamayışımı, gurursuzluğumu, gidişine matemimi bağışla. Kör olmayı istedim,uzaklaştıkça adımların. Dönüp bir kere bakmadın sensizlikte doğurduğum çocuklara sahip çıkmadın. Sağır olmayı diledim,uzağına düşüp yürek haritanda kaybolmaktansa. Adım hanının yolcu bölümüne yazılmaktansa lal oldum. Herşeye rağmen yüreğimde kazıdığın uçurumu sevdim. Ayaklarım takılmıyor dibe vurduğumda. En çok ben/de unuttuğun SENİ sevdim...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gecem Efsun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |