..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > ASİL SONER DEMİR




18 Mayıs 2008
Başımızın Eti Hamur Ahmet  
9 aylık göbeğiyle yükü oldukça ağır olduğu için , konuşurken yanınızda bir kadın doğumcu getirmediğinize pişman olabilirsiniz ...

ASİL SONER DEMİR


Kafesinden yeni çıkmışçasına önce bakar şöyle bir gözlerinin içine , ardından eski şaşkınlığına geri dönüverir ...


:BHFF:
Adamın suratına baktığınızda sövmenin dışında hiçbir şey gelmiyor aklınıza…
Bir merinos koyunu gibi yağlı ve kıvır kıvır saçlarıyla ortalıkta dolaşıp durur .
Penaltı kaçırmış bir oyuncu gibi şaşkın mı da şaşkındır …
Hayat içinde tek hobisi , tek amacı – gayesi , tek tiryakisi yemek yemek ve içmektir .
Konuşurken karşındakini tost ekmeğinin arasına koyup yiyecekmiş gibi bir hissiyat uyandırır insanda .
Kafesinden yeni çıkmışçasına önce bakar şöyle bir gözlerinin içine , ardından eski şaşkınlığına geri dönüverir .
9 aylık göbeğiyle yükü oldukça ağır olduğu için , konuşurken yanınızda bir kadın doğumcu getirmediğinize pişman olabilirsiniz .
Ev halkıyla vardiya usulü yemek yer .
O sofradayken ev halkı doymaz yada sofradan yarı aç kalkar .
O yokken ancak ve ancak yemek yiyebilir ve karınlarını doyurabilirler .
Bu doğarken 9 kilo doğduğu ve 4 yaşına gelmeden 65 – 70 kiloya ulaştığı için ailesi evvela bunu evlatlık vermek istemiş .
Ancak bunu alacak ‘’ enayi dümbeleği ‘’ bir aile bulamadıklarından dolayı mecburen kadere boyun eğip , tepe göz misali bunu beslemeye başlamışlar .


DUDU HATUN - 10 ineğimiz olsa ineklerden aldığımız süt buna yetmez .
Vantus gibi emiyor . Buna bir mandıra lazım … Olmadı bunu beslemek için bir süt çiftliği bulmak gerekir .

ATİLLA BEY - Ne süt çiftliği oynak karı . Biz kendimizi zor besliyoz . Ben senin huyunu bilirim . Uyuz olayım , canım çıkana değin çalışayım ama yine de aç kalayım diye benim inadıma doğurdun bu bebeyi değil mi ?

DUDU HATUN - Sesini bir taraflara sok da yankısı bana kadar gelmesin .
Ulan seni sevmesem seninle çiftleşir miyim oynak panda ?

ATİLLA BEY – Ben de seni çok seviyorum da , ne çiftleşmesi ?

DUDU HATUN - Ne diyem ya ? Son zamanlarda hayvandan farkın yok .
Kurt olmaya çalışan bir kedi gibi her seferinde çıkıyon üzerime .

ATİLLA - Ulan gerdeğe girdiğimizden beri sırf çene , sırf çene …
Valla 20 senedir, sen altta ben üstte seks mi yapıyoz , maskaralık mı orasını bende anlamadım …

DUDU HATUN – Ne yapacan bundan sonra seksi ,seksiliği ? Yatak firmalarının reklamlarına mı çıkacan ?

ATİLLA – Bırak seksi – meksi … Senin ağzını bağlayıp , karşına geçip seyredecem . Oh bundan büyük keyif yok valla .

Cömert sahnelerinle bu yaştan sonra nefesimi kesecek halin yok ya …

DUDU HATUN - Yuh , hem ahlak , hem de fizik kurallarına aykırı adam seni … Hem ben hala göz kamaştıran fiziğimle …

ATİLLA – Ne fiziği be … Marul yaprağı gibi olmuşsun bir de fizik diyorsun .
Senin üzerine artık sadece limon sıkılır , limon …

DUDU HATUN – Çüş … Tuzlayayım da kokma bari . Ben hala tüm davetlerin aranılan ismiyim bir kere , sen kimsin ki ?

ATİLLA BEY - Ne daveti be , ne daveti ? Her sabah aç karnına
Sidikli Emine ‘ yle , Cehennem Suratlı Karı Deli Raziye ile yaptığınız dedikoduları mı söylüyorsun ?

DUDU HATUN - Atilla dikkat et rüzgara karşı tükürüyon . Gider hem Emine ‘ ye hem de Deli Raziye ‘ ye deli olduğu halde ona ‘’ deli ‘’ dediğini söylerim …

ATİLLA BEY – Sen akıllı mısın ki ? Akıllı olsan benim gibi bir erkeğin kıymetini bilirsin .

DUDU HATUN –, Raziye aslen manyaktır …

ATİLLA – Ee kimin arkadaşı ?

DUDU HATUN – Ama sen bilmezsin ki Eminenin kütüğü akıl hastanesindedir .
Şimdi görürsün sen …

ATİLLA - Git benden de bir çay söyle … Davete mi gidiyon ?

Duyanda bunu sabah Çırağan ‘ a , öğlen Hilton ‘ a , akşama da Eyfel ‘ in altında yemeğe davetli olduğunu sanır .

Gidecekler şimdi ağızları koka koka , börekleri , kekleri de yedikten sonra mayışmalarına on kala benim dedikodu mu yapacaklar .

Midem kaldırsaydı gider bende yerdim de , zehirlenmekten korkuyorum .

Bir tanesi kocasını zehirleyerek öldürmüş , diğeri haşlayarak .

Ah ah şöyle , yatakta şehvet rüzgarları estirecek , öpüşmenin 50 zevkli yolunu anlatacak , iç çamaşırı mankeni gibi bir karı bulamadık gitti .

İlk okuldaki uzatmalı sevgilim , deve kuşu beyinli Aysel ‘le mi evlenseydim ,
ne ?


Mizaç olarak karakterleri birbiriyle uyumlu , Dudu Hatun ile Atilla Bey
mekan ve zaman farkı gözetmeksizin birbirlerini yerken arada bir de
yağ küpü çocuklarını beslemeye çalışırlarmış .
Atilla Bey40 haramilerin hazinesini bile çökertecek bir hızla yemek yiyen , bizim Hamur Ahmet ‘ i görünce korkmuş .
Allah ‘ tan başka çocuk istememek adına Dudu Hatun ‘ u tedbir alması için kolundan tutup bir jinekoloğa götürmüş .
Ancak ölümlü dünyada , öküz burnuna gelmeden karısını bir öküze benzetse de uyarmak istemiş .

ATLLA BEY – Bak güveç beyinli karı .. Doğura doğura şiddetini ve hızını hiçbir rasathanenin hesaplayamadığı bir sarsıntıyla yemek yiyen balina gövdeli bir çocuk doğurdun …

DUDU HATUN – Ulan etçil anakonda . Evin içinde 2 değil üç ayaklı tehlike gibi ben dolaşıyonm sankim … 24 saat malum vaziyette , malum yerinden radyasyon yayıyon . Pimi çekilmiş el bombası gibi ne atlayıp duruyon öyleyse üzerime ?

ATİLLA BEY – Ulan gideyim de komşunun karısına mı atlayayım . Uzun atlama yada sırıkla … Senin üzerine atlayacam tabii .

DUDU HATUN - Öyleyse ben ne yapam ? Çocuk bir kişiyle mi oluyo , 2 kişiyle oluyo ?

ATİLLA BEY – Oha , herhalde çocuk 2 kişiyle yapılır . Bir de grup olsak ne olurdu kim bilir ?

DUDU HATUN - Grubu siz o kahvedeki aylaklarla yapın . Yağlı saçlarınızla , kokan külotlarınızla ,kaktüs gibi su yüzü görmemiş dikenimsi
suratlarınızla her birinizin göz kamaştıran fizikleri var ya …

ATİLLA BEY - Bundan böyle karikatürlere malzeme olmayalım diye gidelim doktora , bir tedbir alalım .

DUDU HATUN - Oradan da bir kafa dokturuna uğrayalım istersen . Bir de seni gösteririz , tedavin varsa iyileştiririz . He ?

ATİLLA BEY – Kalk da , şunu yemeğin başından al . Kahvaltıya diye oturdu , öğle yemeğini yiyor .
Hoş seni doktor yerine bir baytara götürmek var ya …
Neyse … Hayvanlara hakaret diye hayvan severler şimdi ayağa kalkar .

DUDU HATUN – Seninle evlendiğime göre en büyük hayvan sever benim . O yüzden merak etme , bir şeycik olmaz .

ATİLLA BEY – Ulan şimdi kadın doğumcu diye kırık çıkıkçıya götürecem seni . Kaldır şu Deli Dumrul ‘ u sofranın başından .

DUDU HATUN – Hem ben kuduza da aşılıyım . . Yani ısırsan da bir şey olmaz .
Ama yine de kalkayım …

Dudu Hatun ‘la Atilla Bey dans eder gibi kavga ede ede doktorun yolunu tutarlar . Tabii ki doktora geldiklerinde doktorun asistanı ‘’ hoş geldiniz , sefa getirdiniz ‘’ dese de ne hoşluk getirmişlerdir ne de sefa …
Atilla Bey her seferinde kışkırtıcı bir tonla yemek yiyen bizim Hamur Ahmet ‘in boğazını tutması ve yeme - içmesini önlemesi adına boynu kırılanlara takılan bir boyunluk taktırmıştı . Yemek gördüğünde de saldırmaması yada kaybolmaması için de arkasına bir de ip bağlamıştı .

ASİSTAN – Çocuk aç galiba … Bekleme salonumuzun hemen altında bir de kafeteryamız var . Ayrıca geçmiş olsun .

ATİLLA BEY – Bak Hanım . Kız halimize acıdı da bize geçmiş olsun diyor .

DUDU HATUN – Tabii ki geçmiş olsun diyecek … Doktora geldik … Geçmiş olsun yerine afiyet olsun mu diyecek .

ATİLLA BEY – Başımın etini yemeği bırak da sen onu çocuğuna söyle .
Bırak len sen de kağıt yemeği … Aha Dohtor da geliy …

DOKTOR - Buyurun , şikayetiniz neydi ?

DUDU HATUN – Biz başka çocuk istemiyoz dohtor bey ? Aha bir çocuğumuz var , sankim ölümümüze sebep . Boğazını tutsun diye boynuna boyunduruk taktık .

DOKTOR – Neyse … Sizlere yaşarken söyleyeyim , bu bir yöntem değil .

ATİLLA BEY - Ben dedim buna .. Tokat yemeden kafası almıyor ki . Köpeklere yada atlara takılan o ağızlıktan alalım buna dedim . Eceline susamış gibi yemek yiyo . Sonunda bizim ecelimizi getirecek deyyus .

DUDU HATUN - O dilini alır , tükürdüğünü bir güzel yalatırdım sana ama doktora dua et . Midesi bulanmasın şimdi adamcağızın .

DOKTOR - Oğlunuz için bir çözüm bulamayız ama ikinci bir çocuk istemiyorsanız .

ATİLLA BEY - Burada dokuzuna bedel bir tane var … İkinciyi ne yapalım .

DUDU HATUN – Tüm enerjimi eve saklıyorum , nazik olmaya çalışıyorum doktorun yanında … İstemiyoruz doktor bey .

DOKTOR – Peki öyleyse … Siz benimle gelin hanımefendi . Gerekli muayene sonrası ben size almanız gereken tedbirleri söyleyeceğim .

ATİLLA BEY – Bak sığıntı kılıklı karı . Doktora oranı buranı mıncıklatırsan olmayan uzatmalı sevgilimi eve kuma diye getiririm haberin olsun .

DUDU HATUN – Koyun can derdinde , kasap et derdinde …Senin uzatacak neyin kalmış ki bir de sevgilinden bahsediyorsun . ‘’ Yatakta sadece çenem çalışıyor ‘’ diye gelmişken bir de sen göster istersen kendini doktora . Ya da bir ağızlık da sana mı takalım, ne ?

ATİLLA BEY – Git git … Ne taktırıyorsan taktır . Eve gidince takacam zaten sana , madalyonu … Kafama takmaktansa …

( Devam edecek … )

Asil Soner Demir      














Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Akapuntur Naci
Kabak Tadı Veren Dünya ve Kabak Kafalı Kayınço
Palyaço Mahmut
Hintli Değil , Hin Oğlu Hin...
Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor Musun?
Sallandıracaksın Bunlardan Bir İki Tane …
Dünyan I Yaşamak İstiyorsan Dün Ü Bırak .
Patronum ve Tasma Gereken Ensesi
Biyrun Efendim Biyrun

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İmkansıza Prim Yok . [Şiir]
Yazana Yazılmak... [Şiir]
Okul Sonrası Çocuk [Şiir]
Çığlık [Şiir]
Kırık Süt Dişleri [Şiir]
Yazbabamyaz [Eleştiri]


ASİL SONER DEMİR kimdir?

Yaşam hatanesinden en iyi şekilde taburcu olmak üzere akıllı taklidi yapan bir divaneyim .

Etkilendiği Yazarlar:
'' İnsan olandan kolay kolay etkilenmem '' derdim önceden . '' İnsan '' olanı görene dek ... Açıkçası yazmaktan okumaya fırsat bulamıyorum .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ASİL SONER DEMİR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.