..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlarýn arasýnda yaþadýðýmýz sürece, onlarý sevelim. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Miha Kuþu




30 Haziran 2008
Büyü Dükkaný  
Miha Kuþu
zaman geri alýnamaz alýnýrsa zaten yaþanmýþ olmaz


:BADH:
Uzak diyarlardan birinde bir ülkede, yemyeþil tepelerin arasýnda, kýþýn bembeyaz bir kar örtüsü ile, baharda rengarenk kýr çiçekleri ile kaplanan bir vadi vardý. Ortasýndan küçük bir ýrmaðýn geçtiði bu vadi “Büyülü Vadi” olarak anýlýrdý. Ona bu adý veren ise, vadideki ilginç bir dükkan ile, bu dükkanda yaþananlardý. Ünü ülkenin dört bir yanýna yayýlmýþ olan dükkanýn adý “Büyü Dükkaný” idi. Büyü Dükkaný’nýn sahibi, ak saçlý, ak sakallý bir ihtiyardý. Burasý, ayný zamanda onun yaþadýðý yerdi. Bu nedenle, dükkanýn dýþarýdan görüntüsü týpký bir ev gibiydi. Üç tarafýnda da yeþil çerçeveli pencerelerin olduðu, tamamý ahþaptan yapýlmýþ olan bu binaya, bir verandadan giriliyordu. Ýçeri girer girmez, ilginç eþyalarla donanmýþ oldukça geniþ bir oda ile karþýlaþýyordunuz. Büyük bir kütüphane, üzerlerinde çok sayýda eþyanýn bulunduðu raflar, masa ve konsollar dükkanýn dört bir tarafýný kaplýyordu. Ancak bu kalabalýk görüntü içinde çok etkileyici bir düzen göze çarpýyordu. Bütün eþyalar, belli bir estetik içinde duruyor ve bu estetik hiçbir zaman bozulmuyordu. Büyü Dükkanýný çevreleyen pencereler, içerdeyken bile günün aydýnlýðýna ve vadinin güzelliðine hakim olmanýza izin veriyordu. Dükkanýn içinde, arka taraftaki bölmeye açýlan bir kapý vardý. Bu bölmede mutfak, banyo ve yatak odasý bulunuyordu. Dükkana gelen müþteriler, arka tarafa açýlan kapýyý daima kapalý görürlerdi.
Her insanýn, yaþamýnda çok istediði ancak sahip olamadýðý bir þeyler vardýr. Ya da sahip olup kaybettiði þeyler. Bazen de sahip olduðu ancak kurtulmak istediði þeyler. Ýþte bütün bunlar, o ülkede yaþayan insanlarýn bir kýsmý için, Büyü Dükkaný’na gelme nedeniydi.
Bu dükkanda, isteklerinizi sýnýrlamak zorunda deðildiniz. Müþteriler, hayal edebildikleri her þeyi isteme ve alma hakkýna sahiptiler. Tabii, bedelini ödedikleri takdirde. Her yerde olduðu gibi bu dükkanda da almak istediðiniz þeyin bir bedeli vardý. Bu bedelin ne olacaðý, dükkan sahibiyle yaptýðýnýz pazarlýk sonucunda ortaya çýkardý. Ancak, Büyü Dükkaný’nda maddi bedellerin hiçbir hükmü yoktu. Bazý müþteriler bir þeye sahip olmak için denebilecek tek bedelin para olabileceði düþüncesiyle, cepleri kabarýk gelirlerdi. Oysa burada yapýlan pazarlýklar, günlük yaþamdakilerden biraz farklý olur ve pek çok müþteriyi þaþýrtýrdý. Dükkan sahibi yaþlý adam, her sabah gün aðarýrken kalkar, kendine büyük bir fincan kahve yapar ve bir insanýn isteyebileceði her þeyin var olduðu dükkanýyla gurur duyarak kahvesini yudumlardý. Kahvenin ardýndan gelen zevkli bir kahvaltýdan sonra da pencerelerinin perdelerini sonuna kadar açarak, sallanan koltuðuna oturur ve içeri dolan gün ýþýðýnýn yardýmýyla okumaya baþlardý. Büyü Dükkaný’nda satýcý olmak bilgelik isterdi. O güne kadar dükkana gelen hiçbir müþteriyi geri çevirmemiþti dükkan sahibi. Herkes, çok istediði bir þeye sahip olmak uðruna onca yolu göze alarak gelir ve mutlaka alabileceði en iyi þeyi almýþ olarak çýkardý. Ama genellikle aldýðý þey istediði þeyden çok farklý olurdu. Yaþlý adam ara sýra, okuduðu kitaptan baþýný kaldýrýr, yolu gören pencereye bir göz atardý. Eðer bir müþteri geliyorsa, onu ta uzaktan yakalayýp, dükkana yaklaþana kadar izlemeyi severdi. Bu, onun için zihinsel bir hazýrlýk süreciydi. Bu süre içinde zihnini, biraz sonra gelecek olan müþteriyi iyi anlayabilmek için boþaltýrdý.
Sabah dýþarý baktýðýnda, yaðan karýn yolu iyice kapattýðýný gördü. Bu havda gelen giden olmaz diye düþünüp, hüzünlendi. Büyü Dükkaný, hemen her gün bir müþteri aðýrlardý. Ancak, yýlda birkaç kere de olsa kimsenin uðramadýðý günler olurdu.
Yaþlý adam, o gününde bunlardan biri olmasýndan korktu. Nedense iþsizlik içini ürpertmiþti. Tam o sýrada uzakta bir karartý gördü. Kar beyazýnýn kamaþtýrdýðý gözlerini kýrpýþtýrýp tekrar baktýðýnda, bunun yaklaþmakta olan bir insan olduðunu anladý. Ýçini bir sevinç kapladý. Gidip sobasýna bir odun attý ve tam pencerenin karþýsýndaki sallanan koltuða oturup, müþterisini beklemeye koyuldu. Kýþ mevsiminin bu soðuk günüde epeyce üþümüþ, yorgun düþmüþ olmalýydý. Kapýnýn önüne gelinceye kadar, gözlerini hiç ayýrmadan izledi onu. Ýyice kulak kabarttý. Üç basamakla çýkýlan, ahþap zeminli verandadaki ayak seslerini ve onlara eþlik eden gýcýrtýyý duymaktan çok hoþlanýrdý. Beklediði kiþinin ayak sesleri ikinci basamakta kesildi. Müþteri çalmadan, kapýyý açmamayý prensip edinmiþti yaþlý adam. Çünkü, hemen herkes o kapýnýn önünde durup, bir kez daha düþünürdü. Kapýyý çalmaktan vazgeçip dönenler, az da olsa olmuþtu. O gün de ayný þeyi yaptý. Sonunda kapý çalýndý. Açtýðýndý, karþýsýnda soðuktan kýzarmýþ elleriyle atkýsýný çýkarmaya çalýþan bir erkek gördü. “Ýyi sabahlar, girebilir miyim?” diye sordu müþteri. Dükkan sahibi, müþterisini içeri aldýktan sonra, ýsýnmasýn için ona bir kahve ikram etti. Sessizce kahvesini içerken etrafý seyreden adam, karþýsýnda oturan yaþlý satýcýnýn ikna edilmesi pek güç olmayan biri olduðunu düþündü. Herhalde o da müþterisini anlar, onun haklý isteðini geri çevirmek istemezdi. Acaba Büyü Dükkaný’dan çýkarken istediði gibi bir alýþveriþ yapmýþ olacak mýydý? Bir süre söze nasýl baþlayacaðýný bilemedi. Belki de dükkan sahibinin bir þeyler söylemesi gerekirdi. Ancak karþýsýnda, sabýrlý bir ifade ile müþterisinin gözlerinin içine bakarak oturan satýcýnýn, alýþveriþi baþlatmaya niyetli olmadýðýný anladý. Bu sabýrlý bekleyiþ, onda hem cesaret hem de yumuþak bir etki yarattý. Anlaþýn, baþlangýç sözleri kendisinden bekleniyordu. Sonunda, fazla düþünmeden aklýndan ilk geçeni söyleyiverdi:
-Ününüzü duyunca çok uzaklardan kalkýp geldim buraya. Ýstediðim þeyi, bir tek sizin dükkanýnýzda bulabileceðimi söylediler. Karþýlýðýnda ne isterseniz vermeye hazýrým.
-Ýstediðiniz þeyin ne olduðunu öðrenebilir miyim?
-Bakýn, ben elli beþ yaþýndayým. Yaný yolun yarýsýný geçeli çok oldu. Söylemeye dili varmýyor ama yolun sonuna yaklaþtým galiba. Bu gerçeðe tahammülüm yok. Ben bugüne kadar ki hayatýmý geri istiyorum. Mümkün mü?
-Elbette mümkün. Biliyorsunuz, dükkanýmda her þey mevcut. Ancak tam olarak ne isteðinizi anlayabilmem için,bana geri istediðiniz hayatýnýzý biraz anlatabilir misiniz?
Dükkan sahibinin sorduðu soru, müþteriyi iç dünyasýna döndürmüþtü. Gözünün önünden geçen sahnelerin kendi yaþamýna ait olduðunu kabul etmek için kendini zorluyordu. Bütün görüntüler, bir kargaþa ve telaþ içinde birbirlerine karýþarak geçip gittiler ve geride yalnýzca ýssýz bir hüzün býraktýlar. Hüznünün yüzüne yansýmasýna engel olamayan müþteri, yaþlý satýcýnýn sorusu karþýsýnda ancak þunlarý söyleyebildi:
-Geçmiþ yaþamýmda birçok hata yaptým. Bunlar için piþmanlýk duyuyorum. Yanlýþ kararlar verdim, kayýplara uðradým. Zamaný hovardaca harcadým. Bir gün bir de baktým ki, hayat yanýmdan geçip gidiyor. Paniðe kapýldým ve bir çare aramaya baþladým. Dostlarýmla konuþmayý denedim. Beni teselli edip derdimi unutturmaya çalýþanlar da oldu, yardým etmeye çalýþanlar da. Ama hiçbiri kar etmedi. Kendimi çok mutsuz hissediyordum. Derken, bir gün irisi bana sizden ve Büyü Dükkaný’ndan söz etti. Bunu duyar duymaz sanki içinde bir ýþýk yandý. Büyük bir umutla hemen yollara düþüp size geldim. Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Lütfen elli beþ yýlýmý bana geri verin.
-Yani, siz piþmanlýk duyduðunuz hayatýnýzý yeniden yaþamak mý istiyorsunuz?
-Elbette hayýr. Söylemek istediðim bu deðil. Ben yalnýzca kaybettiðim yýllarýmý geri istiyorum. Eðer bir þansým daha olursa ayný hatalarý tekrarlamayacaðým.
-Herhalde bunu çok istiyorsunuz.
-Evet, hem de her þeyimi verecek kadar.
-Peki, benim size vereceðim elli beþ yýlýn karþýlýðýnda siz bana ne verebilirsiniz?
-Ne isterseniz?
-Sanki bunun için her þeyden vazgeçmeye hazýr gibisiniz.
-Hiç kuþkunuz olmasýn. Þu anda sahip olduðum her þeyden vazgeçebilirim. Yeter ki geride býraktýðým yýllarýmý bana geri verin.
Yaþlý adam, ellerini sakallarýnda dolaþtýrýrken, kendini sallanan koltuðunun devinimlerine býrakmýþtý. Bir süre düþündü. Müþterisinin, sabýrsýzlýkla, pazarlýðýn bitmesini beklediðinden emindi. Büyü dükkanýna gelen kiþiler, yaþlý adam, pazarlýðýn baþýndaki düþünce yolculuklarýnda yalnýz kalýrdý. Þu anda da, sessizliðin yalnýzca kendi iþine yaradýðýný biliyordu. Koltuðu ile birlikte öne doðru eðilerek müþterisinin gözlerinin içine baktý ve aðýr aðýr konuþmaya baþladý:
-Beyefendi, her ne kadar siz elli beþ yýl karþýlýðýnda bana her þeyinizi vermeye hazýr olsanýz da, ben sizden bir tek þey isteyeceðim.
-Dileyin benden ne dilerseniz.
-Belleðinizi.
-Anlamadým?
-Belleðinizi dedim. Elli beþ yýlýn yaþantýsýný içinde barýndýran belleðinizi istiyorum.
-Ah evet anladým. Ýlginç bir bedel. Kabul ediyorum. Tamam alýn belleðimi.
-Emin misiniz?
-Neden olmayayým? Elli beþ yýl kazanacaðým.
-Belleðinizi, içindeki her þeyle birlikte bu dükkanda býrakýp gideceksiniz. Elli beþ yýlýn tek bir anýný hatýrlamayacaksýnýz. Buraya neden geldiðinizi bile.
-Daha iyi ya! Her þeye yeniden baþlayacaðým. Zaten geçmiþi hatýrlamak istemiyorum ki!
-O halde, korkarým elli beþ yýl sonra buraya tekrar gelirsiniz. Tabii o zaman benim yerime, bir baþkasý size yardýmcý olur.
-Hayýr hayýr. Emin olun ki, þu dakika belleðimi sez býrakýp elli beþ yýlýmý geri alacaðým ve dükkanýnýzý, bir daha dönmemek üzere terk edeceðim. Ve yine söz veriyorum, þu ana kadar yaptýðým hatalarýn hiç birini tekrar etmeyeceðim.
-Ýsterseniz baþka sözler vermeyin. Çünkü, az sonra, belleðinizle birlikte bütün hepsini burada býrakýp gideceksiniz.
Yaþlý adamýn son sözleri, müþterinin duraklamasýna neden olmuþtu. Bu sözlerin anlamýný kavrayabilmek için birkaç saniye düþünmek zorunda kaldý.
-Nasýl yani? Buradan çýktýðýmda hiçbir þey hatýrlamayacak mýyým? Sizinle konuþtuklarýmýzý bile, öyle mi?
-...................................
-Yani hiçbir þeyi mi? Buraya neden geldiðimi,sizin kim olduðunuzu ve hatta...!
-Ne yazýk ki!
Yaþlý adam, þu anda pazarlýðýn sonuna geldiklerini hissediyordu. Karþýsýnda oturan müþterinin yüzünde gördüðü aydýnlanma, pazarlýk sahnelerinin en hoþlandýðý görüntüsüydü. Son sözleri müþterisinin söylemesini istediði için bir süre sessiz kaldý ve bekledi. Bu seferki sessizliðin, müþterisinin iþine yaradýðýndan emindi. Onun aydýnlanan yüzünün ortasýnda parlayan gözbebekleri, yaþlý satýcý için, sessizliðin içinden çýkacak sesli bir coþkunun habercisi gibiydi. Gerçekten de, konuþmaya baþlayan müþterisi onu yanýltmadý:
-Sanýrým ne demek isteðinizi þimdi anlýyorum. Eðer elli beþ yýlýn bedeli bu ise, pes ediyorum. Belleðimden vazgeçemem. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Bir kadýnýn, çok istediði bir tokayý, saçlarý karþýlýðýnda satýn almasýna. Çok ilginç bir insansýnýz. Bana, Büyü Dükkaný’dan almak istediðimden çok farklý bir þeyle çýkacaðýmý söylemiþlerdi de inanmamýþtým. Ben, bugüne kadar ki yaþamýmý almak için gelmiþtim, ancak bugünden sonraki yaþamýmý alýp gidiyorum. Size teþekkür ederim.
-Bir þey deðil. Güzel bir pazarlýktý. Hoþça kalýn.
Yaþlý adam, müþterisini gözden kaybolana dek gülümseyerek izlerken, aklýndan Santayana’nýn bir sözü geçiyordu:
“Geçmiþi hatýrlamayanlar, onu bir kez daha yaþamak zorunda kalýrlar.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fena Halde Mutsuz Adam
Ýmtihan
Papatyanýn Hikayesi
Çatlak Kova
Yaþamanýn Öncelikleri
Cinayet Davasý
Dört Mahalle
Masum Þeytan
Yapamamlarý Gömmek
Karar Vermenin Bilgeliði

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Babaya Dair [Þiir]
Umuda Sýkýlan Kurþun [Þiir]
Sözde Özler 2 [Þiir]
Hayat [Þiir]
Yol ki [Þiir]
Hoþgörü 1 [Þiir]
Kuplelerden Bir Derya [Þiir]
Sözde Özler 1 [Þiir]
Ey Gül [Þiir]
Hoþgörü 2 [Þiir]


Miha Kuþu kimdir?

DOÐDUÐUMDA GÜVERTEDEN SONSUZU SEYREDÝYORDUM,ÝLKOKULDA KAMARAMDA KÝ CAMDAN YILDIZLARA BAKIYORDUM, ÞÝMDÝ ÝSE IÞIK ALMAYAN MAKÝNE DAÝRESÝNDE KENDÝMÝ ARIYIRUM.

Etkilendiði Yazarlar:
DÜN BUGÜN ÖLDÜ, BUGÜN DE YARIN ÖLECEK


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Miha Kuþu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.