..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Nurcihan Orhan




19 Temmuz 2008
Boşluksuz Bir Yazı  
Nurcihan Orhan
Değişik yaşama şekilleri


:AHHH:

Kendimi yorgun mu hissediyorum? Öyleyse belki biraz dışarı çıkmayı denemeliyim. Birbirini büyük bir umursamazlıkla boğazlayan o insanların içinde dolaşmak iyi gelebilir. Ya da evimde oturup yodanın ölmesini beklerim. Bu elbette çok vaktimi alır ama aynı zamanda en garantili yoldur da. O ölmek için odasına gittiğinde ben de televizyonu açıp Teri nin gelmesini beklerim. Bir gün geçer beş yıl geçer , şanssızsam elli yıl geçer. Böylece bir saçma bekleme safhası daha geçmiş olur ve ben onların hepsinin geçip bitmesini öylesine çok istiyorum ki. Sonra benim arkamdan bir şarkı söylediğinizde yattığım yerden kalkıp kapatın çenenizi be derim. Teri gelir.Terinin olma ihtimali , benim olmama ihtimalim ve biz hepimiz birlikte mutlu mesut yaşayıp gideriz. İşte gerçekten mutlu mesut yaşamak da budur.
Eskiler buna hayalcilik derlerdi. Mesela dedem. Ona göre herşey aptallıktı.Onun istediği kadar uzun olmadığım için eksik olmaya doğuştan mahkum olan da bendim ama yinede beni severdi. Mesela ananem. Bunları anlatsaydım bana inanabilecek yegane insan ananemdi. Çünkü ananem Cüneyt Arkının her seferinde öldüğüne de inanıyordu. Annemi , babamı ve kardeşlerimi ise tek tek saymak istemiyorum burda.
İşte benim yaşamak için kendime seçtiğim yol bu anlattıklarıma benzer bir şey. Temiz hava, bol güneş ve insanlar. Benim özellikle kaçındığım gerçekler hepsi. Tıpkı hikayenin sonunun "ve herşeye rağmen küçük çocuk kurtarılamadı" diye bitmesi gibi. Bir gün belki küçük çocuk öldüğünde arkasından ağlayan çok insan olacak. Nede olsa o küçük bir çocuktu, küçük çocukları herkes sever ve küçük çocukların ölümüne herkes üzülür. Ama o küçük çocuk yine de hiç bir şeyi anlamamış olacak. Bense o gün geldiğinde ancak şunu söyleyebirim. Hiçbir zaman sahip olamadım. Öyleyse kaybetmeminde bir anlamı yok.
Öyle değil mi?

.Eleştiriler & Yorumlar

:: selam
Gönderen: Nurcihan Orhan / , Türkiye
3 Temmuz 2009
çok teşekkür ederim yorumunuz için:)

:: selamlar
Gönderen: kemal ergezen / , Türkiye
19 Haziran 2009
çok güzel yazıyorsunuz , nicelerini okumak dileklerimle ,,




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kör Gözüme Üç Parmak
Ali, Küçük Çocuk, Annesi
Sadece

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Uzak Bir Gün [Şiir]
Kaynamış Yumurta ve Çaresizlik [Şiir]


Nurcihan Orhan kimdir?

Babam söylemeseydi belki aklıma gelmezdi. Ama o gün Necdet dayının karşısında benim kızım büyüyünce yazar olacak diyen babama karşı yine de diyebilecek çok fazla bir şeyim yoktu. Kuşkusuz babam yazarlık derken aynı zamanda benim önemli bir insan olmamı ve belki de ileride tarihe bile geçebilecek bir şeyler yapmamı kastetmişti. İşte böyle bir insandı babam ve ben onu sadece babam olduğu için değil aynı zamanda böyle bir insan olduğu için de sevmiştim. Ama bende babamın düşündüğü gibi biri olma hevesi yoktu. Büyük işler yapmak ,ağır konulardan bahsetmek benim üstlenmekten korktuğum bir yüktü. Fakat yazarlık işi babamın düşündüğünden biraz farklı da olsa kafama yatmıştı. Öyle ki babam benim kızım yazar olacak dediği günden beri kim bana büyüyünce ne olacaksın diye sorsa hep yazar olacağım dedim . Çünkü her zaman biraz ağlamaklı konuşan babam tam da benim kızım ileride yazar olacak derken öylesine ilginç görünmüştü ki bana eğer bunu ben anlatmazsam ileride kimse anlatmaya değer bulmayabilirdi ve böylece o an sonsuza kadar kaybolmuş olurdu. Şimdi ise başa dönelim. Sizin bu yazıyı okuma sebebiniz beni biraz olsun tanıyabilmekti ve belkide bütün bunları okuduktan sonra benden çok babamı tanımış oldunuz ama bu konuda yapabileceğim daha başka bir şeyin olmadığını da bilmelisiniz. İşte galiba ben de böyle bir insanım.

Etkilendiği Yazarlar:
William Faulkner ,Umberto Eco ,Oğuz Atay


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nurcihan Orhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.