..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




13 Temmuz 2002
Dansöz Kývýrmalarý-14.sh.  
14.SAYFA

Bahattin YILDIZ


"Sizin yasanýza göre bu durumda soðuk su içmeniz gerekiyor." Ýcra Görevlisi,"Aðzýnýzý düzeltmezsiniz, sizin hakkýnýzda tutanak tutmak zorunda kalacaðým"


:AGFA:
25


     Ber, cumartesi erkencisiydi. Duþunu aldý.
Sandviç ekmeðinin içine kaþar peyniri, ince kesilmiþ salamý dizdi ve portakal suyu ile birlikte midesine indirdi.
"Küçük deðiþiklikler büyük mutluluklardý." Markýz'la her cumartesi evde buluþmalarý, bir þeyler atýþtýrýp seks yapmalarý standartlar hanesine yazýlmýþtý. Bu kez sözleþmiþler, bulvarda bulunan parkta buluþacaklardý.
Temiz kalan son gömleði ve pantolonunu giydikten sonra dýþarý attý kendisini...
     Ber, yolu hýzlý adýmlarla katetti. Park giriþinde bulunan boþ bir banka oturdu.
Temiz havayý soludu...
Aðaçlar ile çiçeklerin görüntüsü ve küçük havuzdaki fýskiyeden akan suyun sesi biraz da olsa rahatlatmýþtý kendisini....
     Banklarda oturan insanlarý gözleriyle taradý...
     Ýnsanlar ayný insanlardý. Bakýþlar aynýydý... Öznellik gösteren yoktu. Kýyafet, saç biçimi ile öznellik saðlamak isteyenler ise gören gözlerde sýrýtýyordu.
     Düþünsel gidiþatýný, orta yaþlar da bir adamýn, "Oturabilir miyim?..." sesleniþi bozdu. Ber, bankýn ortasýnda oturduðunu fark ederek, sol yana yaklaþýp, yer açtý. Burasý kendi özel mülkü deðildi. Baþkalarýnýn da oturmaya hakký vardý.
     Markýz, hala görünürlerde yoktu. Belki de uyuya kalmýþtý... Veya annesi yeniden rahatsýzlanmýþtý.
     Orta yaþlý adamýn oturmasýndan kýsa bir an sonra genç bir erkek yanlarýna yaklaþtý. Yanaklarý al, temiz görünümlü genç elinde tuttuðu dergiyi göstererek, "Alýr mýsýnýz?..." teklifinde bulundu. Normal satýcýlara benzemiyordu. Ber'in, "Hayýr!.. Teþekkür ederim," olumsuzlamasýna karþýn yine de tanýtýmda bulunmak istiyordu. Ber, tanýtýmýn dahi alýcýsý olmadýðýný kaþ hareketleriyle ifade etti.
Ayný tepkiyi yanýndaki orta yaþlardaki adam vermedi, genci ve dergiyi üstünkörü inceledikten sonra, onla muhabbet etmeye baþladý... Ber, ister istemez kulak misafiriydi...
     Orta yaþlý adam, "Oðlum! Bu derginin satýþýndan kârýn oluyor mu?" diye soru yönlendirdi. Soru þekli bu soruyla yetinmeyeceði izlenimi veriyordu.
     Genç adam, farklý sorular bekliyor sýkýlganlýðýndaydý. "Ufak harçlýk veriyorlar," dedi. "Ama, benim amacým kazanç elde etmek deðil... Dergiyi ne kadar çok insana ulaþtýrabilirsem, kendimi o kadar rahatlamýþ hissedi-yorum... Sevabýna yapýyorum."
     Orta yaþlý adamýn karþýlýðý alaycý oldu. "Ne kadar satarsan o kadar sevap var, öyle mi?..."
     Genç adam, orta yaþlý adamýn mimiksel, sözsel alaycýlýðýný sezinle-miþ olmalý ki, "Ne demek istiyorsun, amca?... " þeklinde serzeniþte bulundu.
     "Satýþtan elde edilen paralarýn nerelere gittiðini biliyor musun?"
     "Elbette, biliyorum... Ülkemizdeki milliyetçi, mukaddesatçý hizmet-lere gidiyor?"
     "Oðlum, ben de milliyetçi-mukaddesatçýyým. Ama bu derginin baðlý olduðu holdingin öyle bir amaca hizmet ettiði konusunda, özellikle son zamanlarda ciddi þüphelerim oluþtu... Samimi olduklarýna inanmýyorum artýk. Yanýma otur sana bazý tecrübelerimi aktarayým,"diyen orta yaþlý adam, ortaya çekilip genç adam için oturma boþluðu yarattý...
Genç adam üsteletmedi. Oturdu.
Orta yaþlý adam sözlerine kaldýðý yerden devam etti, "Ortaokula gittiðim çaðlardaydý... Okul sonrasý manifaturacý olan babamýn iþyerine giderek ona yardýmcý olurdum. Satmaya çalýþtýðýn derginin baðlý olduðu holdingin sahipleri, o sýralar ekmeði zor buluyorlardý. Sadece dini ve milli kelimelerinin baþ harflerinin kýsaltýlarak oluþturulan DM-Grileþtirme isminde bir gazete çýkarýyorlardý. Bu gazete, siyah beyaz ve birkaç sayfadan ibaretti. Babam da dahil, esnaflara ve her gördüklerine; 'Boyalý basýndan uzak durun! Eve götürüp, ailenize kalp huzuruyla okutabi-leceðiniz milliyetçi-mukaddesatçý bu gazeteyi alýn! Aile terbiyenizi koru-yun... Dininizi, tarihinizi, deðerlerinizi daha iyi öðrenin...' gibisinden propaganda yapýyorlardý. Bu kurumun temsilcileri, esnafla bayaðý iyi iletiþim kurmuþlardý. DM-Grileþtirme dýþýnda gazete bulunduranlar onlardan biri geldiðinde, hicap duyar, saklarlardý. ' DM-Grileþtirme’ gazetesini bulundurmak; ‘Muhafazakarlýðýn ispat aracý' sayýlmaya baþla-mýþtý neredeyse...
Daha sonra, 'Yayýn Aðýmýzý güçlendireceðiz... Matbaa kuracaðýz,' diyerek karþýlýksýz hatýrý sayýlýr para yardýmý almýþlardý. Babam günde üç DM-Grileþtirme gazetesi alýr, her türlü maddi desteði saðlar, yeni aboneler dahi bulurdu....
DM-Grileþtirme sahipleri iþi ilerlettiler zamanla. Dergi, kitap, arkasýndan ev aletleri de satmaya baþladýlar... Müþteri potansiyeli hazýrdý ve ne sunarlarsa alýcýsý bulunuyordu. Alýcýlar; ‘ucuz yolla sevap kazandýk-larýna,’ inanýyorlardý. DM-Grileþtirme medyanýn her alanýnda boy göster-meye baþlamýþtý. Çok sonrada finans sektörüne kadar uzandýlar. Devleþti-ler... Ne yazýk ki “Paranýn dini imaný olmaz,” kaidesince kendilerinin karþý çýktýklarý her türlü davranýþý sergilemeye baþlamýþlardý. Topladýklarý mevduatlara ödedikleri belirli orandaki faiz bedeline ‘kar payý,’ dediler...
Yerleþik sanat deðerlerine göre kenar mahalle barlarýnda þarký söyle-yebilecek kadar sanatçý kimliði taþýyabilecek kiþilerin kalýn bacaklarýný, büyük dekolte göðüslerini kendi televizyonlarýnda cömertçe sergilettiler, onlara inananlarda dahil tüm izleyicilerine... Et teþhircilerini meþhur etmekle kalmayýp, muhafazakar halkýn dolaylý veya doðrudan sevap anlamýnda yapmýþ olduklarý yardýmlarýn, alýþveriþlerle sunduklarý parala-rýn bir kýsmýný çoðunlukla onlara akýttýlar...
Dolayýsýyla kendilerini var eden insanlara, geçmiþlerine, söylemle-rine sürekli ihanet etmeye baþlamýþlardý...
Senin elinde sattýðýn dergiyi de kendilerini maskelemek, ‘aslýnda ayný kimliði koruyoruz,’ yargýsýný toplumun beyninde sürdürmek için sattýrmaya devam ediyorlar... Yanlýþ anlama!... Tüm mukaddesatçýlar ‘böyle hareket etmiþtir’ anlamýnda söylemiyorum....
Oðlum! Beni dinlersen kendini yorma!..." anlatýsýný bir hatip gibi sundu, yanýnda ki genç adama bakmadan, gözleri aðaçlara takýlý halde...
Orta yaþlý adam, konuþmasýnýn bitiminde, genç adam üzerinde oluþturduðu etkiyi duyumsamak için baþýný ona çevirdiðinde; iyice kýrmýzýlaþan, gözleri irileþmiþ, hiddet dolu bir yüzle karþýlaþtý...
Dergiyi tutan eller titriyordu. Ses; görüntüsüyle benzeþti, "Amca! Sen bize hakaret ediyorsun!..." dedi. "Halen eskisi gibiyiz... Ülkeyi ayakta tutan, manevi destek saðlayan, gençleri; uyuþturucudan, kumardan, fuhuþtan, dinsizlikten uzak tutmak için mücadele eden grubumuz hakkýnda söylediklerin düpedüz iftira! Dergiyi almayacaksan alma!..."
     Orta yaþlý adam; etki dozu oranýnda tepki vermeden, "Oðlum, Sen bana gençliðimi hatýrlattýn," dedi. Sesi nostaljik duyumsamalar salgýlý-yordu. "Ýleride belki, sen de bunlarý tanýyacaksýn! Beni anlayabilecek-sin..."
Genç adam, hýnçla banktan kalktý. Birkaç adým attýktan sonra yarým dönüþ alarak, orta yaþlý adama ayný sertlikte bakýþ fýrlattý ve uzaklaþtý...
     Ber, orta yaþlý adama, kulak misafiri olduðunu tescil etmek ister gibi, "Genç, size çok bozuldu," dedi.
     "Birilerine hamallýk yapmasýn! Duygularý birileri tarafýndan paraya çevrilmesin amacýndaydým... Ama beni yanlýþ anladý."
     "Ýyice koþullanmýþ birine, aykýrý düþünce etkili olmaz. Çünkü beyin kapalýdýr, göz görmez, kulak iþitmez..."
     Ber, konuþmasýna devam edecekti. Duyulan ezan sesi üzerine, orta yaþlý adamýn, "Kusura bakmayýn, camiye gitmeliyim... Size iyi günler, " dilemesiyle arzusunu gerçekleþtiremedi.
     Diyaloglar, Ber’in dikkatini daðýtmýþtý... Belki de iyi olmuþtu. Yaklaþýk yarým saat daha aðaçlarý, çiçekleri seyretti boþ bakan gözlerle...
     Randevu saatini bir saat geçmiþ, Markýz gelmemiþti... Daha fazla beklemenin anlamý yoktu... Evine dönüp yarým kalan uykusuna devam etmek üzere parktan ayrýldý...


                         ***


                              26


     Uykusu gelmesine raðmen uyumak istemiyordu. Son günlerde uyumak; önceki kabuslarýndan daha þiddetlileriyle yüzleþmesi anlamýna geliyordu. Gördüðü rüyalar gününü mutsuz kýlýyordu. Kendisini Fredy'nin kabuslarý filmindeki kurbanlar yerine koyuyordu. Sonunda uyuyacak ve korkunç rüyalarda yaþayacaktý. Uyumaya direnmek, yine uyku anýný biraz daha geciktirmekten baþka iþe yaramayacaktý.
Yakýn geçmiþ de yaþadýðý olumsuzluklar yansýyordu rüyasýna...
     Aylardýr Med kendisiyle iletiþime geçmemiþti. Bunun sancýsýný ise ayrýca çekiyordu. Onla paylaþmayý istediði bir çok olay yaþamýþtý. Özel-likle ülkedeki güncel politikayla ilgili bilgi alýþveriþinde bulunmak istiyor-du.
     Yurt genelinde Halkýn Temsilcileri Genel Seçimi olmuþ ve kendi partisinden altý kiþi Ad kentinden halk temsilcisi olarak seçilmiþ, merkez kente gönderilmiþti. Bunlarýn hiç biride o makama layýk olabilecek yapýda insanlar deðildi, özellikle LeftKol.... Maf'ýn sol kolu olan LeftKol dýþýnda Legal XY parti’sinden sað kolu Saðkol'da Halkýn temsilcisi olarak seçil-miþti.
Bunlar gerçekte ‘Halkýn Temsilcileri mi, yoksa; Maf'ýn temsilcileri mi?’ olduðunu tartýþma gereði bile duymuyordu Ber. Demokratik kural-lara göre yapýlan seçim sonucunda seçmenlerin oyuyla seçilmiþler ve seçmenlerin temsilcileri olarak Merkez kente gönderilmiþler, orada Halkýn Temsilcisi olarak bulunmayacaklarý ise kesindi. Çünkü, görünürde onlarý seçen Ad kentinde bulunan halkýn seçmen çoðunluðu olsa da gerçek seçici Ad kenti üst düzey mafya grubunun lideri Baba Maf’tý.
     Ber, Legal XYZ Partisinin Ýl Yönetim Kurulu Üyesi olmasýna raðmen oy sandýðýnda oy pusulasýný geçersiz kýlarak kullanmýþtý. Günaha ortak olmak istememiþti.
     Saat gecenin yarýmýný gösteriyordu. Ýçtiði sigaralar büyük küllüðü doldurmuþtu.
     Bulunduðu salona, sessizlik hakimdi. Soluk alýþ veriþini dahi duyu-yordu. Odada dolaþan sivrisineðin çýkardýðý sesler Birleþik Devletlerin Ad kentine yakýn üsse sürekli inip çýkan savaþ uçaklarýnýn çýkardýðý seslerle eþitti sanki... Ýçindeki sýkýntýlar patlama noktasýndaydý. Hatta fizyolojine yansýyacak kadar yoðunlaþmýþtý.
     Derisinin kabardýðýný, bedeninin ürperdiðini hissetti. Beyni karýncalanmaya baþlamýþtý. Kalp çarpýntýlarý hýzlanmýþ, yutkunmada güçlük çekmeye baþlamýþtý. Soluk alýþ veriþleri sýklaþtý. Kulaðý dikildi. Saç telleri dikleþti. Bunlar son zamanlarda olmayan bir durumdu...
Med, baðlantýya mý geçecekti?...
Olasýlýklardan biri ve tercih ettiði olasýlýk buydu...
Salonun ampulü yanýktý. Bu yeterli deðildi. Ampulü patlayabilirdi. Koridor lambasýný da yaktý. Elektrik kesilmesi ihtimalini göz önüne alarak ýþýldaðý da yaktý.
Yýllar önce birkaç kez gördüðü cam parlaklýðýnda ki korkunç gözleri anýmsamýþtý her nedense.
O gözler, karanlýkta görünmüþtü, bir kaç kezde, mesleðinin ilk haciz iþlemini gerçekleþtirirken... Gündüz olmasýna raðmen bulutlar çevreyi karartmýþ ve yine karanlýkta görmüþtü... Bir kaç kez de karmaþýk rüyala-rýnda kendisini izleyen o gözleri görmüþtü...
Korkularýnýn, özellikle yýlgýnlýk hissettiði anlarda ortaya çýkmasý rastlantý olamazdý. Özgüvenini kaybetmesi korkularýný ortaya çýkarýyordu. Korkunun þiddetinin halüsinasyon görmesini saðladýðýna inanýyordu.
"Ecelin üzerine gitmek, Azrail'i kaçýrýr," özdeyiþine uygun davranarak bu duygularýndan kurtulabileceðini düþündü. Evet!... Korkula-rýyla yüzleþmeliydi...
Iþýldak dahil, tüm ýþýklarý kapadý. Kanepeye oturarak karanlýðý gözle-di. Ýþte hiçbir þey olmuyordu...
Kýsa bir an sonra sýcak bir ürpertinin ensesinden ayaklarýnýn ucuna kadar indiðini hissetti.
Acaba, insanlarýn bazýlarý yalnýz kalma korkusunu yenmek için mi evleniyorlardý?... Bu gece evinde birinin daha bulunmasý ne iyi olurdu.
Beyin içi aðrýlarý yine nüksetmeye baþladý.
Ayak sesleri duyuyordu, yakýnlaþýp uzaklaþan ayak sesleriydi bu... Bir türlü sonlanmýyordu. Her iki kulaðýný, her iki iþaret parmaðýyla bir süre kapadý. Ses seviyesi deðiþmemiþti. Ses, sanki beyninin içinden geliyordu. Beyni eziliyor gibiydi...
Yorulan parmaklarýný serbest býraktý.
Salonun içinde onlarca varlýðýn rasgele yürüdüðünü duyumsuyordu. Ayak sesleri salonun içinden geliyordu þimdi....
Kaskatý kesilmiþti. Iþýk düðmelerine dokunacak kadar bile gücü kalmamýþtý. Ýki metre ötedeki ýþýk düðmeleri kilometrelerce uzaklarda gibi geliyordu kendisine...
Ayak sesleri aniden kesildi. Kýsa bir sessizlik sonrasý bu kez çýnla-yan, kulak týrmalayan kadýn erkek karþýmý kahkaha sesleri iþitmeye baþlamýþtý. Sesler yine salonun içindeydi...
Ve Ber, çýldýrmak üzereydi.
Salonun ortasýnda mum ýþýðý kadar hafif bir ýþýk belirdi... Büyüdü, þekillendi...
Iþýk, cam donukluðunda genelde deðiþken özelde yeþil renkli gözlere dönüþtü. Kendisine bakýyordu tüm nefretiyle...
Gözlerini, o gözlerden alamadý. Gözlerin bakýþlarý içine kadar iþliyordu. Bir yýlanýn bakýþlarý karþýsýnda esir olmuþ av gibiydi. Kýpýrdayamadan öylece kala kalmýþtý. Göz temasý derin ve etkindi.
"Oðlum!... Oðlum!... Korkma yanýma gel!.."
Bir ses!... Evet bu ses!... Bu ses?.. Mümkün olamazdý. Bu ses yýllar-ca önce vefat eden annesinin sesiydi...
Ýzleyen iki gözden, gözlerini zorlukla kaçýrarak sesin geldiði yöne baktý. Sarý saçlarý, mavi gözleriyle annesi karþýsýnda duruyordu. Kollarýný açmýþ kendisini çaðýrýyordu. Yýllardýr özlediði güvenli kollara çaðýrýyordu. Annesine sarýlmaya, dizinde uyumaya o kadar çok ihtiyacý vardý... En güvenilir kiþi oydu. Beklememeliydi... Önceki kaskatýlýðýndan eser kalma-mýþtý. Güçlenmiþti... Oturduðu kanepeden kalkarak, annesinin kollarýna bir an önce atýlmak için koþtu. Yüzünde serinlik hissediyordu. Kollara ulaþmasýna bir solukluk kadar mesafe kalmýþtý.
"Beeeeeeeerrrrrrrr!... Kendine geeelllll!" baðýrtýsýyla irkildi.
Baþýný her iki yana sýrasýyla çevirdi. Bu Med'in sesiydi ve hala baðýrýyordu. Tekrar annesine döndü. Göremedi... Gözlerini kýrpýþtýrdý, avurtlarýyla gözlerini ovuþturdu. Annesi yok olmuþtu. Kendisine geldi. Çevresine dikkatlice baktý. Balkon korkuluðuna bedenini dayadýðýný fark etti. Annesinin karþýsýnda olmasý mümkün deðildi. Çünkü karþýsý boþluk-tu...
Yoksa!... Med'in uyarýsýný duymasaydý... Gerçekten annesinin gittiði aleme gidecekti...
Med, onu bir kez daha ölümden korumuþtu.
Salona geri döndü... Ýzleyen gözler yoktu ve her þey normaldi. Iþýklarý yaktý.
Telefondan çýkan zil sesi sürpriz deðildi. Heyecanla kaldýrdý. Karþýdaki sesi almadan "Med! Teþekkür ederim," dedi.
Ber'in duyumsamasý doðru çýkmýþtý.
Med, "Uyurgezerlik, ölümüne neden olacaktý," dedi. "Az daha gecikseydim apartmanýn altýnda parçalarýn toplanýyor olacaktý."
"Bazý güçler beni öldürmeye çalýþýyor..."
"Ýçsel korkularýn yansýmalarýydý onlar. Korkun, sýðýnma isteðini doðurdu. Anne ve annede somutlaþan ölüm dýþýnda güven duyabileceðin bir seçeneðin kalmamýþ..."
Med'in eline, Ber'i hýrpalamak için iyi bir fýrsat çýkmýþtý, deðerlendirecekti. "Kýsaca; korkuyla yüzleþmen koca bir fiyasko ile sonuçlandý." dedi.
"Üzerime gelmekten zevk alýyorsun!"
"Aynen öyle..."
"O halde tatmin oluncaya kadar al ve rahatla!"
"Þimdilik yeterli... Argümanlarý birden tüketmek istemiyorum."
"Sana çok ihtiyacým vardý... Uzun zamandýr benle görüþmüyordun..."
"Ýþlerim vardý, zaman bulamýyordum."
"Bir kaç dakika ayýramayacak kadar önemli ne iþin olabilir?"
"Bunu yanýtlamak zorunda mýyým?..."
"Hiçbir þeyi yanýtlamak zorunda deðilsin?"
"Çok gerginsin, neden?"
"Yüzlerce nedeni var,"
"En önemlisi?..."
"Med! Bir kez olsun, yanýlmaz mýsýn?"
"Yanýlmak insanlara özgüdür ve ben de insaným."
"Ben senin insan olduðundan bile þüpheliyim..."
"Gülmem gerekiyor mu?... Beni cin mi sandýn?.."
"Evet!.. Öyle sanýyorum artýk... Her konuda uzmansýn, geleceði biliyorsun, içselimi biliyorsun ve..."
"ve...?"
"Beni etkin altýna aldýðýna inanýyorum... Karþý çýktýðým her tezini görüþünü sonradan kabul etmek zorunda kalýyorum... Senin yörüngende hareket ediyor gibiyim... Yoksa sözünü ettiðin düzenleyicilerden biri de sen misin?..."
Med bu soruya hemen cevap vermemiþti. Kýsa bir duraklamadan sonra ,
"Saçmalýyorsun?..."
"Beni yanýlt, ikna et, o halde!"
     "Ben kendi gerçeklerimi sunuyorum... Yaþadýðýn olaylar benim görüþlerimi doðruluyorsa ve sen ayný kanýya varýyorsan bu senin de doðrundur... Aklýn yolu birdir..."
     "Olaðanüstü yeteneklerine ne demeli?..."
     "Ýçindeki cevheri ortaya çýkarýp, tüm koþullandýrýlmalardan uzakla-þýp beynini, duyumsamalarýný açan herkes bu yetenekleri kazanabilir..."
     "Bu parlak sözlerle beni ikna edemezsin. Hala senin normal biri olduðundan bile þüpheliyim. Seninle yüz yüze geldiðimde ancak bu yargým deðiþebilir... Sana dokunmalýyým, benim gibi etten kemikten olduðuna inanmalýyým..."
     "Yýllar seni eskitmemiþ, hala ayný inatçý tavýrlardasýn."
     "Sevgiliden de öte en yakýným sen olmana raðmen yýllardýr, gerçek anlamda yüzünü görmüþ deðilim. Bunu istemek hakkým. Ayrýca; bu isteðim gerçekleþmediði takdirde seninle iletiþimi de koparmak istiyo-rum..."
     "Bir tehdit?... "
     "Kendi kendime söz verdim. Blöf deðil."
     "Duyumsuyorum..."
     "O halde?..."
     "Tehdide boyun eðdiðimi sanma... Ama uygunsan önümüzdeki deðil sonraki hafta sonu buluþalým diyecektim. Bana fýrsat tanýmadýn."
     "Önemli olan buluþmamýz..."
     "Ýkinci Hafta sonu bir bayan arkadaþta olacaðým. Sana telefon numarasýný yazdýrayým. O gün hazýr olduðun saatte beni ararsýn..."
     "Evimi biliyor musun?..."
     "Bilmiyorum... Telefon açtýðýnda tarif edersin."
     "Yýllardýr beklediðim an gerçekleþecek."
     "Benim içinde. Ama ilk ve son kez yüzleþeceðiz. Sonra ýsrar yok. Söz mü?"
     "Söz!.. Peki pazar günü olmaz mý?..."
     "Markýz' dan dolayý mý?..."
     "Evet!..."
     "Bugün seni ektiðini ne çabuk unuttun!"
     "Ekme olayý yok. Telefon açtým. Misafirleri gelecekmiþ... Bu yüz-den gelememiþ, özür diledi."
     "Öyle olsun... Ama, bu sana bir hak verir. Hafta sonu iþinin çýktýðýný söylersin."
     "Tamam!... Tamam!... Dediðin gibi olsun."
     "Bu konuyu çözdüðümüze göre seni sýkan en önemli þeye gelelim. Politikaya!!!"
     "Politikadan iyice nefret etmeye baþladým. Ýstifa edeceðim. Yine kehanetin gerçekleþecek. "
     "Nefretin kaynaðý?..."
     "Biliyorsun..."
     "Senden duymak istiyorum."
     "Programý ve söylemleri birey ve toplum yararýna olan partimizden gösterilen ve seçilen halkýn temsilcilerinin bir kýsmýnýn bu söylemlerin aleyhine geçmiþleri olmasý ve kendileriyle birlikte bazýlarýnýn çýkarlarýna hizmet etme amaçlarýnýn olmasý... En çok güvendiðim delegelerin kendilerini inkar ederek ön seçimde onlarý seçmiþ olmalarý..."
     "Bunlar, yabancýsý olmadýðýn olgular olmalý."
     "Ben biliyorum, ya delegeler ve seçmenler hata yaptýklarýný ne zaman anlayacaklar?... Ýþ iþten geçtikten sonra..."
     "Sodgom Ülkesinin iþportacýlýktan tut, sistemin en üst yönetim birimlerine kadar tamamen irili ufaklý mafyalaþmalarýn olduðu ikimizin de malumu... Bu kadar mafyalaþmýþ gruplar, kendileri aleyhine çalýþacak kiþileri yasa koyucu sýfatýný alarak halkýn temsilcileri merkezine seçtirir mi?..."
     "Az da olsa seçilen oluyor, ama"
     "Onlarý da bir þekilde etkiliyorlar... Etkilenmeyenleri de harcýyorlar... Geçmiþteki açýklarýný ortaya koyuyorlar. Her insanýn geçmiþ-te iþlemiþ olduklarý hatalarý vardýr. Bunlar Gizli El Yönetimi tarafýndan not alýnýr. Devlet Avukatýna özellikle ihbarda bulunmazlar. O kiþi veya kiþiler kendi aleyhlerine yani, düzenleme raporlarýna aykýrý hareket etmeye baþladýklarýnda günahlarýný su yüzüne çýkarýp silikleþtirilirler. Onlarýn haklý söylemleri duyulmaz olur. "
     "Ülkemizde uygulanan Demokratik sistemi, Gizli El Yönetimi olarak vasýflandýrabiliriz."
     "Sadece ülkemizde deðil, demokratik olsun olmasýn tüm ülkeler için geçerli olabilecek vasýflandýrma..."
     "Bireyin ve bireylerden kurulu toplumun gerçekten yönetime ortak olabileceði ve kendilerinin ve insanlýðýn yararýna olabilecek daha iyi bir yönetim biçimi hala bulunamadý..."
     "Bunu sen diyorsun..."
     "Bunu herkes söylüyor"
     "Ben söylemiyorum."
     "Med!... Duymadýðým bir sistemden mi söz edeceksin?..."
     "Hayýr, duyduðun bir sistemden. Fakat uygulamanýn ana amaca hizmet edebileceði geliþtirilmiþ bir sistemden..."
     "Evet?..."
     "Demokrasiden..."
     "Baþa döndük."
     "Baþa dönmek; göz geçirmeyi, eleþtirsel bakýþý getirir."
     "Çok uzatýyorsun... Gizemli sunuþlarda bulunmana gerek yok, zaten öylesin."
     "Demokrasinet sistemi, uygulama alaný bulursa halkýn kendi kendisini yönetmesi diðer anlamýyla Demokratik yönetim gerçekleþebilir."
     "Bu kavramý ilk kez duyuyorum... Açar mýsýn?"
     "Ayrýntýlarýnýn geliþtirilmesi ve tartýþýlmasý gereken bir kavram... Hatta bu teorim uygulanabilirse sadece politikada deðil; yargý da, üst düzey bürokratik atamalar da, bireyin ve toplumun geleceðini etkileyen tüm karar ve iþlevlere de uygulanabilir."
     "Esasa gelir misin?"
     "Zorlama beni... Adým adým yaklaþýyorum...Bir örnekleme yapalým, sen mesleðinde yapmakta olduðun bir iþte kimi temsil ediyorsun?"
     "Müþterimi."
     "Önceki kavramla?..."
     "Müvekkili, yani beni vekil tayin eden kiþi, kiþiliði veya kiþileri..."
     "Seni vekil tayin edenler, senin yanlýþýný gördüklerinde, iþleriyle layýkýyla ilgilenmediðini fark ettiklerinde, davayý gerektiði þekilde yürüt-mediðine, iþlerini baþkalarýnýn yararýna sattýðýný belirlediklerinde... Örnek-leri çoðaltabiliriz. Her hangi bir nedenle seni bu vekillik görevinden alma, azletme yetkilerine koþulsuz sahiptirler, öyle deðil mi?..."
     "Doðru... Onlar istedikleri an temsil yetkimi düþürebilirler."
     "Ayný durum bireylerin oylarý ile yetki alan Halkýn temsilcileri için söz konusu mu?..."
     "Ancak yeni seçim dönemini beklemeleri gerekecek."
     "Yeni seçimde seçtiklerinde yine hatalý oy kullandýklarýný anladýk-larýnda onlarý da azletmek için yine diyelim beþ yýl beklemek zorunda kalacaklar."
     "Yasa böyle," dedi çaresiz ses tonuyla Ber.
     "Ülkemizde seçim esnasýnda yerleþik olan politik düþünce; ‘nabza göre þerbet ver, halký kandýr, her yolu deneyerek halkýn oylarýný bir þekilde elde et.’ gibi temellere dayanýyor. Seçildikten sonra halkýn temsil-cileri merkezine gir, sözlerine aykýrý davran... Parti düþüncesini kendi düþüncesine uygun gördüðü için oy verenleri yanýlt. Kendi programýna, ileri sürdüðün görüþlere ve seni seçenlere ihanet et!... Ýhanetin karþýlýðýnda sana vekalet veren birey beþ yýl suskun kalsýn... Yeni seçim döneminde bir þekilde baþka oyunlarla yeniden oylarý elde etme þansýný dene... Genelde bunda baþarýlý ol! Bu bir kýsýr döngü... Belki, bir insan ömrü kadar sürecek bir kýsýr döngü..."
     "Ama seçmenlerin yeni seçim dönemine kadar elleri kollarý baðlý deðil ki. Bir þekilde özellikle sivil toplum örgütleri kanalý ile tepkilerini dile getirme olanaðýna sahipler."
     "Ancak Gizli El'in istediði kadar bu olanaklar oluþabiliyor. Gizli El'in istemediði, benimsemediði, yararlanamayacaðý kitlesel tepkiler, coplarla daðýtýlýr. Coplardan sonuç alýnamazsa, silahlar sýkýlarak, kan akýtýlarak engellenir. Birey ve toplumun her haklý tepkisi, Gizli El'in, diðer adýyla Evrensel ve Yerel Düzenleme Gruplarýnýn raporlarýyla akim býrakýlýr. Kendi yararlarýna çýkarýmlar elde edebileceklerse sessiz kalýrlar, bazen de desteklerler. Aksine durumlarda bu tepkilerde bulunanlarýn elebaþýlarý tasfiye edilir, yönlendirilir veya satýn alýnýr..."
     "Çözüm?..." diye sordu Ber.
     "Çözüm; müvekkil ile avukat arasýndaki iliþkiyi olabildiðince seçmenler ile seçilenler arasýnda uygulayabilmekte."
     "Yani?..."
     "Bazý parti genel merkezlerinin ön seçimsiz aday belirlemesi tamamen ortadan kaldýrýlmalý... Seçmen öncelikle tercih ettiði bir partinin üyesi olmalý... Aday adaylarý amaç ve düþüncelerini somut maddeler halinde kamuoyuna duyurmalý. Aradan delege sistemi kaldýrýlarak üyenin istediði aday adayýnýn seçimde aday olmasý yönünde oyunu kullana-bilmesi saðlanabilmeli... Aday, seçildikten sonra ona oy veren seçmenlere karþý taahhütlerinden doðrudan sorumlu olmalý... Yasa tasarýlarýndaki oylamalarda, kitle haber araçlarýyla yapacaðý açýklamalarda bu taahhüt-lerini ve buna uygun düþüncelere oy vermiþ seçmenlerin duygu ve düþün-celerini esas alarak görevini yapmalý... Seçmenlerin iradesini yansýtmayan þekilde temsilcinin oy kullanmasý halinde, seçmenler direk müdahale edebilmeli hatta o temsilciyi merkezden çekebilmeli... Kýsaca azil yetkisine hatta onun tasarrufunun iptaline dahi karar verebilmeli... Buna karar verecek seçmenler ise sadece ona oy veren seçmenlerin salt çoðun-luðu olmalý... Ayný seçmen grubu azlettikleri vekilleri yerine sýradaki diðer adayý gönderebilmeli..."
     "Hayali ve gerçekleþme olasýlýðý olmayan teoriler.."
     "Neden, böyle düþünüyorsun?..."
     "Her seçim trilyonlarca Sodgom parasýna mal oluyor. Bir çok kiþi görev alýyor, her an seçim olabileceði psikolojisiyle toplum ve sistem çöker... Bu müþterinin avukatýný azletmesine benzemez. Birkaç gün dedi-ðin yeni aday seçimi birkaç aydan önce gerçekleþemez..."
     "Solkol'dan aldýðýn bilgisayarýn yanýnda internet eriþim paketi de hediye olarak verilmiþti."
     "Evet!"
     "Ýnternet baðlantýsýný chat yapma dýþýnda da kullanmaný tavsiye ediyorum. Güvenli bir alanda seçmenin saniyesinde oyunu kullanma olanaðýna sahip kýlýnmasý mümkündür. Vekil tayin edebilir, azledebilir, gerekli uyarýlarda bulunabilir."
     "Bunun için tüm seçmenlerin evinde bilgisayar olmasý gerekmez mi?"
     "Teknoloji ilerliyor, internet baðlantýsý için illa bilgisayar da gerekmeyecek... Ýnternet baðlantýsý olmayanlara ise neredeyse her sokakta açýlan internet kafeleri kullandýrýlabilinir veya özel merkezler kurulabilinir. Hatta wap lý cep telefonlarýda bu amaca hizmet edebilir."     "Mantýklý gibi... Peki seçmen iradesinin Gizli el denetimli çýkar çevrelerinin ve medya araçlarýnýn, aday adaylarýnýn propagandalarýyla etkilenebileceði nedeniyle sonucun deðiþeceðine inanýyor musun?"
     "Asýl sorun iþte burada! Çözümü bireysel aydýnlanmada yatýyor. Birey, kendi içindeki cevheri çýkarma uðraþý vermeli, aydýnlanmasýný diðer bireylerle karþýlýklý paylaþmalý, baþka bireylerin de bu uðraþa yönelmesi yönünde etkilemeli, hatta yardým etmeli..."
     "Bireyler gruplaþmadan bunu nasýl saðlayabilirler. Bir gruba girmek ise grupta önceden oluþturulmuþ veya oluþacak kemikleþmiþ koþullan-dýrmalara uygun davranmayý gerektirir ve bu da Gizli el'in denetim ve yönlendirmesini kolaylaþtýrýr... Birey; kimliðini kaybeder... Ýçsel geliþimi-ni köreltmiþ olur. Bireyciliðini koruyanlar da bir þekilde dýþlanýr."
     "Bireyler sürekli karþýlýklý baðlantýda olarak sözünü ettiðin risklere düþmeden güç oluþturabilirler..."
     "Nasýl?..."
     "Yine internet sayesinde... Birey kendi yapýsýný, bilgi ve deneyim-lerini ortaya koyan web sayfalarý düzenleyerek, e-mail haber gruplarýna üye olarak, yeni haber gruplarý oluþturarak, sýk sýk bilgi, görüþ ve duygu alýþveriþlerinde bulunarak bunu saðlayabilir, saðlatabilir..."
     "Ayný yöntemi, diðerleri de kullanabilir."
     "Onlar her þeyi kullanýrlar ve kullanacaklardýr. Önemli olan onlarýn oluþturduðu senaryolarý önceden duyumsayan bireylerin bunlarý deþifre etmesi. Kendi raporlarýna uygun davranýlmasý için kitlede ve özelde bireyde oluþturduklarý etkin psikolojik yöntemlere karþý; aydýnlanmýþ bireyin kendi psikolojik yapýsýný ortaya koyarak direnebilmesi ve bu enerjinin diðer bireylerde de oluþmasýný saðlamasý. En önemli taktikleri olan, kitlenin hassas duygularýna, düþüncelerine hitap eden ortamlar oluþturarak veya bu anlamda oluþan ortamý deðerlendirerek, birey ve toplumu sürü misali kullanan, istediði yöne sevk eden gücün; vasýta olarak kullandýklarý en büyük olgu olan 'kitle psikolojisi ile yönetme" yollarý týkanmýþ olacaktýr.
     "Kulaða hoþ gelen düþünceler..."
     "Ýleri de gerçekleþeceðine inandýðým düþünceler."
     "Büyük güç gruplarý karþýsýnda birkaç e-maille, birkaç chatleþmeyle bunlarýn saðlanabileceðine nasýl inanýyorsun anlamýyorum?..."
     "Önceleri söylediklerime de tepkilerin böyle olmuþtu. Anlaman için zamana gereksinimin olacak.... Dansözlü rüyaný anýmsýyor musun?"
     "Evet!... Bunun yorumunu yapmýþtýn. Yakýn geçmiþte olan gerçek-liðin yansýmalarýný izlerken asýl mesleði dansözlük olmayan ve kötülüðü temsil eden Dansöz ve dansözler çýkarak dikkatimi kendilerine yönlen-dirip algýlamalarýmý engellemeye çalýþmýþlardý. Danslarýnýn yeterli etkiyi saðlamadýðý düþüncesiyle iksir dahi sunmuþlardý... Tabi ki bu senin yorumundu..."
     "Onlarý yok ediþim nasýl gerçekleþmiþti?"
     "Bir çantadan çýkardýðýn kablolarla... Ama bunun yorumunu sonra yaparým, demiþtin."
     "Sonraki an; þimdiki an... Çanta, laptop bilgisayardý. Kablolar internet baðlantýsý örneklemesiydi. Bireyi gerçeklerden uzaklaþtýran, yanlýþ yönlendiren, söylemlerin, etkilerin, somutlaþtýðý kývýrmalarýn sahibi dansöz kýyafetlileri yok eden benim klavye tuþlarýyla yazmýþ olduðum düþünce, duyumsama ve algýlarýmýn netteki sunumlarýydý... "
     "Dansözlerden bayan olanlarý çok güzeldi... Hala gözlerimin önündeler..."
     "Güzellik bir yanýlsamadýr... Gördüðün dansözlerde cinsiyet ayýrýmý da yapmamalýsýn. Ýlk gördüðün Büyük dansöz cinsiyetsizdi. Bu dansöz bir kýsým kötü politikacýlarý, varoluþ görevlerine aykýrý hareket eden güvenlik görevlilerini, çýkarlarýný gözeterek hareket eden bürokratlarý, alanýnda yeterli olmayan sanatçýlarý, topluma dayatýlan ve temeli olmayan edebiyatçýlarý, muhabirleri ve gazetecileri, salt dýþsal güzelliðiyle uygun olmayan yerlere getirilmiþ kiþileri, teknoloji olanaklarýyla sesleri düzeltilen karga sesli müzik yorumcularýný, batýdan ve doðudan apardýðý besteleri ufak deðiþikliklerle kendisine aitmiþ gibi sunan sahte söz ve müzik düzenlemecilerini, normal konumundan daha fazla toplumda yer edinen futbol sevgisini, toplumun deðer yargýlarýný, yine toplumun aleyhine kullanýlmasýný, mafyalaþan her þeyi, soyguncularý, iþçi aleyhine çalýþan iþçi sendikasý yöneticilerini, emeði deðer olarak kabul etmeyen sermaye patronlarýný, tefecileri, adalet aleyhine çalýþan hukukçularý, Uyuþturucu ve silah tüccarlarýný, savaþ yanlýlarýný, baþkasýnýn görüþ ve düþüncelerine saygý göstermeyen, onlarý yok etmeye çalýþan fanatik gruplarý ve eli silahlý gruplarý. Kýsaca; tüm kötülükleri kývýrmalarý içinde barýndýran ve gizleyen bir dansözdü.
Ondan çýkan ve onun danslarýna uygun hareket eden dansözler ise anlattýðým ve anlatmadýðým benzeri irili ufaklý kötü birey ve gruplardýr. Büyük dansöz, etkisine girmeyen birey ve grubu, kendisinin var ettiði dansözlerden en azýndan biri kanalýyla etkileme amacýndaydý. Bu dansözler, kendilerini maskelemek için kat kat güzel kýyafetler giyinirler, güzel kokular sürünürler. Güzel seslidirler, güzel konuþur, güzel þarký söylerler. Büyük dansöz'ün çaldýrdýðý oyun havalarýna uygun kývýrýrlar. Birey ve toplum onlarýn oluþturduðu ortamda kendisini Hasan Sabbah cennetinde sanýr. Gerektiðinde onlar için ölüme bile gider... "
"Ama yinede kadýn dansözlerin enfes olduðunu inkar edemezsin! Hele o þeffaf kýyafetleri altýnda görünen vücut hatlarý... Görsellikleri senin anlatýlara uymuyor."
" Þeffaflýk görüntüsü verse de aslýnda görünen þeffaflýkta bir kýyafetti. Þeffaf kýyafet de bir maskedir. O çýkarýldýðýnda kandan, irinden oluþan korkunç bedenleri görünür. Cüzzamlý bir hasta görüntüsü onlarýn asýl görüntüsüdür.
"Rüya tabirleri konulu bir kitap yazsan yok satardý..."
"Burada ciddi konulardan söz ediyorum, bulandýrma!..."
"Saatler oldu telefonla konuþmamýz."
"Ber!.. Sýkýldýn mý, yoksa?..."
"Hayýr!... Hayýr!... Sabaha kadar konuþabilirim."
"Sorun ne o halde?..."
"O kadar zengin olmadýðýný biliyorum. Yetim aylýðý ile kabarýk telefon faturaný ödeyemeyeceðinden korkuyorum."
"Teþekkür ederim, ama bu benim sorunum."
"Benim de sorunum."
"Neden?"
"Telefon faturaný ödeyemezsen telefonun kapatýlýr... Benle görüþme saðlayamazsýn."
"Çok komiksin."
"Buna bir çözüm bulmalýyýz. Sen ve ben evlerimize bir bilgisayar alsak diyorum. Ýnternet baðlantýsý saðlayýp, yazýþsak... Telefon faturan bayaðý düþük gelir. Gerçi, kadife sesinden mahrum kalýrým, ama arada yine ararsan sorun olmaz."
"Evimde internet baðlantýlý bilgisayarým var, senin alman gereki-yor."
     "Neden daha önce söylemedin... Ýþyerimde boþ vakitlerimde chat-leþirdik."
     "Chatleþmediðimizi kim söyledi?"
     "Neee!!!!!...."
     "Kibar ol!... Neee! denilmez. (............)'ýn Mar'lýsý!.
     "Özür... Gerçekten senle hiç chatleþtik mi?..."
     "Bir çok kez."
     "Kullandýðýn takma ismin; nick'in?..."
     "Onu da sen bul."
     "Biliyordum... Birkaç kez sana soracaktým. Senin görüþlerine ve üslubuna çok benzeyen biriyle arada chatleþiyordum. Sen, Medayih takma adýný mý kullanýyordun?..."
     "Ýyi bildin, saf çocuk."
     "Med! Beni sürekli þaþýrtýyorsun. Chatleþirken verdiðin özgeçmiþin doðru muydu?..."
     "Evet, ufak yalanlar dýþýnda doðru."
     "Bir þey daha soracaðým... Cinsellik konusundaki görüþlerin?..."
     "Onlarý, tamamen içimden geldiði gibi yazmýþtým."
     "Bak senle benzeþen görüþlerimiz de varmýþ."
     "Benimki kaba cinsellik deðil. Seninkinden çok farklý."
     "Her neyse yine eskisi gibi çatýr çatýr chatleþmeye devam edeceðiz, deðil mi?"
     "Çatýr çatýr’ý cümlenden eksiltirsen... evet."
     "Seni seviyorum."
     "Sen Markýz'ý seviyorsun."
     "Onu da seviyorum."
     "Baþka kimler var sevdiklerinden?..."
     "Gönlüm geniþ, herkese yer var."
     "Özel yer verilmeyen gönülde iþim ne?..."
     "Gönlüm sayýsýz bölümler ve özel odalar barýndýrýyor."
     "Tamam kes!... Saçmalamaya baþladýn... Uyku saatin geldi. Hadi sana iyi geceler, bye."
     "Buluþacaðýmýz Hafta sonunu sabýrsýzlýkla bekleyeceðim... Bye bye."
     "Zaman çabuk geçer!..."


                         ***


Devamý: 15.SAYFA'DA



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.