..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþýk olmayan âdem / Benzer yemiþsiz aðaca. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




21 Temmuz 2002
Dansöz Kývýrmalarý-16.sh.  
16.SAYFA

Bahattin YILDIZ


Saðkol, elinin tersiyle alnýndaki birikmiþ teri sildikten sonra, kýzgýn ve küçümser bir tavýrla; "Karþý taraftan da epey adam birikti," dedi. "Ortalýk alevlenebilir...


:AHJB:
30


     "Biranýz tazelensin mi?..."
     Teklifi sunan garsona, "Bu soruyu bu akþam bir kez daha duymak istemiyorum," dedi Ber. "Boþ gördükçe yenile! Tabaða biraz da çerez ekle..."
     "Derhal, Efendim!"
     Görünümü salaþ olmasýna karþýn servis ve müþteriye olan saygý yönünden yýldýzlý pekiyi alabilecek bu birahaneye arada takýlmayý sevi-yordu.
Bazý akþamlar evde kalmak, Tut-Býrakma KursEvinde kalmak gibi geliyordu kendisine... Yalnýzlýk, hiçlik, boþluk, geçmiþteki hatalar, gele-cek endiþesi ve gözyaþlarý akýtma anýna kadar varan ve kaynaðýný tespit edemediði duygusal yoðunluklarýn etkisi altýna giriyordu. Geçmiþten kalan az sayýda ki arkadaþlarýna olan özlem ve daha bir çok içsel saldýrýlar kendisini bitiriyordu.
Artsa’yý, bir daha görmemek üzere kaybetmiþti. Yeðeni Mus, zorunlu askerlik görevindeyken Ýllegal ABCD örgütü militanlarýyla kurulan sýcak temasta öldürülmüþtü.
Tar, ise Ad Kenti kýrsalýnda dýþ güvenlik güçlerince ele geçirilmiþ ve þimdi 'Ýllegal-ABCD örgütü üyesi olma, yasa dýþý silahlý mücadelede bulunma' suçundan yargýlanýyordu. Ad Kenti Tut-Býrakma KursEvin'de tutukluydu. Arada ziyaretine gidiyordu. Yargý duruþmalarýnda avukatlýðýný da üstlenmek istemiþse de örgütlerinin özel avukatlarý olduðunu, avukat seçme inisiyatifinin kendi elinde olmadýðýný belirterek kabul etmemiþti, Tar.
Solkol, bilgisayar ve cep telefonlarý maðaza zincirini dörtlemiþ, iþlerinin yoðunluðundan çok az görüþür olmuþlardý.
Akrabalarýyla, akrabalýktan kaynaklanan zorunlu seyrek iliþkiler standardýný aþmamýþtý.
Markýz, Solkol'un maðazalarýndan birinde satýþ temsilcisi olarak çalýþmaya baþlamýþtý ve son zamanlarda neredeyse kendisiyle görüþme-mek için sudan bahaneler uyduruyordu. Seyrek günlerde yaþadýklarý cinsel birleþme dýþýnda ondan kaynaklanan nedeni belirsiz bir soðukluk baþla-mýþtý.
Med'le iletiþimsel baðý devam etmesine karþýn, yüz yüze ilk ve son kez görüþmüþlerdi. Aksi yönde ýsrar etmemeye söz vermiþti. Sözünü tutmamasý onun yanýtýný deðiþtirmeyecekti.
Ber, dost ve arkadaþ bulmakta küçüklüðünden beri çok zorlanýrdý... Bazen kendisini gereði gibi karþýsýndakine ifade edemez, bazen de iþine gelmediðinden öyle davranýr, bazen de yorum ve düþünceleri, standart altý veya üstü olmasý nedeniyle garipsenirdi. Kendisini algýlayanlar, bulun-duðu grup ortamlarýnda birkaç kiþiyi geçmezdi.
Arkadaþ kazanmak, bir sanatçýnýn ürün ortaya koymasý kadar zor gelirdi kendisine...
Bu yapýyý birkaç kez bozmuþtu. Bu þekilde kurduðu arkadaþlýklar devam etmemiþti. Saðlam temeller üzerine oturmayan dostlukklar çabuk bitmiþti.
Kalabalýðý ve gürültüyü genelde sevmezdi. Bazý günler ise sevme-diði kalabalýða ve gürültüye aþýrý açlýk hissederdi.
Bu da bir gereksinim galiba, diye düþündü.
Birahanede bulunan insanlarýn seslerinden oluþan uðultu ile buna eklenen az önce açýlmýþ televizyonun akþam haberleri sunucusunun çýkar-dýðý baðlantýsýz bir gürültü kaosu oluþmuþtu.
Aðzýna kadar doluydu. Duygularýný, düþüncelerini, gözlemlerini anlatabileceði birilerine ölesiye ihtiyacý vardý. Masasýna bira gönderip, sonra muhabbet için masasýna oturan þahýsla karþýlýklý bir þeyler paylaþmak istediyse de ayrý dünyalarýn insanlarý olduklarýný beþ-on daki-kalýk konuþmalarýyla her ikisi de farkýna varmakta gecikmemiþlerdi. Bira ikramý dýþýnda ikinci kez centilmenlik gösteriminde bulunan þahýs; masa-dan izin isteyerek kalkmasýyla rahat bir nefes almýþtý Ber...
     Canýný sýkan nedenlerden en büyüðü de düþtüðü bireysel ekonomik krizdi. Özelde ‘MilMalDen-Ydom’ isimli bir holding ile bazý þirketlerin devlete ait iki bankadan aldýklarý usulsüz kredileri geri ödemeyip, hileli iflasla iç etmesi nedeniyle oluþan bir ekonomik kriz nedeniyle ortam yeniden sarsýlmýþtý... Kriz, yurttaþý ve özelde Ber'i çok kötü vurmuþtu. Az sayýda kalan müþterilerinden durumu iyi olanlarýn avukatlýk komisyonu ödemelerinde tembel davranmalarý, borçlularýn mallarýný haciz edip kaldýrmasýna raðmen ödeme güçlüðü çekmeleri nedeniyle ödeyememeleri, satýlan mallardan elde edilen gelirin ise giderleri ve devlete ödenen harçla-rý ancak karþýlamasý... Ve daha bir çok nedenlerden vergi, sigorta ve diðer büro giderleri ile özel zorunlu giderlerini karþýlamada güçlük çekmeye baþlamýþtý.
     Telefon, elektrik, su faturalarýný, bina aidatlarýný, sekreter aylýk ücretini, devlete olan aylýk vergi ve sigorta borçlarýný ödemek için son aylarda banka kredi kartlarýyla nakit para çekmek zorunda kalmýþtý. TefeciBank'ýn bu ay ki ekstresin de geçen asgari ödeme limitini, baþka bir bankaya ait kredi kartýný kullanarak çekmiþ olduðu nakitle ödemiþti. Faizli parayý, faizli parayla ödemeye çalýþmaktý bu.
     Umut; fakirin azýðýydý. Geleceðe umutla bakýyordu.
     Birahanedeki uðultunun bir anda kesilmesi, televizyon sesinin üste çýkmasý Ber’in dikkatini çekti. Tüm gözler ve kulaklar televizyondaydý...
     Ulusal televizyon kanallarýndan birinde sunucunun sunduðu haber ilgi çekmiþti.
Televizyon; bazý sivil toplum örgütlerinin, sendikalarýn, partilerin katýlýmýyla oluþan büyük bir protesto yürüyüþünü gösteriyordu. Topluluk da bulunanlar ellerinde taþýdýklarý afiþ ve yazýlara uygun sloganlar, atýyorlardý. Megafonda birkaç örgüt baþkanýnýn konuþmalarý ayrýntýlarýy-la, yorumlu olarak veriliyordu televizyon kanalýndan.
Yan masadan bir ses geldi. "Yine sun’i gündem!..."
Ber, sesin sahibine baktý. Bakýþmalar, þahsýn baþ eðme yenilgisiyle sona erdi. Ber, kullanýlan cümlenin yorumunu isteyecekti. Belki, kendisi-nin de söylemek istedikleri olacaktý.
Ses sahibinin baþ eðmesi, bunun yolunu týkayan bir davranýþtý. Ber, nedenini iyi biliyordu; dýþsal görünümü kendisini tanýmayanlar da güvenlik görevlisi olduðu izlenimi oluþturuyordu. "Birey haklý... Bu ortamda her isteyen, istediðini, konuþabilmesi için, bazý zorluklarý ve riskleri göze almalý, diye düþündü. Bazen, güvenlik görevlisi olmayan-lardan dahi "Durumdan vazife çýkaranlar." oluyordu az da olsa...
Sloganlar, birahanenin içinde atýlýyormuþçasýna yüksek perdeden geliyordu. Ses ayarý ile oynanmamasýna raðmen bu þekilde sesin yüksel-mesinde televizyon yöneticisinin toplum bireylerinden kulaklarý paslý olanlara kýyaklýk yapma amacý var gibiydi...
Aylar önce bir lüks arabanýn bir kamyona vurmasý sonucu içindekilerin ölümüyle gerçekleþen trafik kazasýnýn ortaya çýkardýðý kirli iliþkiler ve olaylara halkýn kendiliðinden tepki vermesiydi. Ülkede bir þeyler deðiþiyordu...
Sabahleyin iyice temizlediði kulaklarýyla topluluðun attýðý sloganlarý dinlerken Ber, heyecanlanmýþtý.

     "Kahrolsun Halkýn dini!..."
     "Kahrolsun Gericilik!..."
     "Kahrolsun Halkýn Kültürü!..."
     "Yaþasýn Çaðdaþlýk!..."
     "Yaþasýn Demokrasi!..."
     "Yaþasýn özgür Düþünce!..."
     "Gericiliðin ayak seslerini keseceðiz!..."
     "Mafya, Politika, Güvenlik iþbirliðine son!..."
     "Hukuk Ülkesiyiz; Güvenlik ülkesi olmayacaðýz!..."
     "Susma!... Sustukça sýra sana gelecek!..."
     "Faili meçhul cinayetler aydýnlatýlsýn!..."
     "Vur!... Vur!... Ýnlesin!... Merkez Baba dinlesin!"
     "Kahrolsun Emperyalizm!... Yaþasýn Baðýmsýzlýk!..."
     "Kahrolsun B.D. ve onun yerli iþbirlikçileri!"
     "....................................................................................!"
     
     Bir þeyleri yaþatmak için bir þeyleri kahretmek gerektiðinin mesajlarýydý...
     Ber, gösterinin katýlýmcý gruplarýndan biri olan ve yaklaþýk bir yýldýr üyesi olduðu “Yenilikçi Hukukçular Grubu" Genel baþkanýnýn, titrek ve ancak 1789 Büyük Fransýz Ýhtilalini gerçekleþtirenlerden birinde oluþabi-lecek duygu yoðunluðunu duyumsatan sesiyle, karþýsýndaki topluluða ve medya aracýlýðýyla tüm SodGom Ülkesi insanlarýna ulaþtýðý bilinciyle hitap ediyordu.
Cinsiyeti bayan olan genel baþkanýn ses düzeni erkeksi özellik-teydi... Demokrasi, özgürlük, çaðdaþlýk, içerikli anlatýlar için kadýn sesi uygun deðil miydi?... Yoksa, sert söylem için kadýn sesi yetersiz mi kalýyordu?...

Haber sunucusu bir baþka habere geçiþ yaptý. Haftalardýr gündemde olan bir toplumda infial uyandýrýlan olayla ilgili yeni geliþmelerden söz ediliyordu.
Hemen hemen her mahallede ve köyde gerçekleþen adiyattan bir olay, her nedense gündemin ikinci maddesiydi. Etkileþimli ve etkilenmeli ve etkileyici medya ufak bir olayý dahi isterse ülkenin birinci önemli sorunu haline getirebiliyordu. Onlar yüce güçle yarýþmaya çalýþan önemli güçlerdendi. Onlara yakýn duran güvende olur... Onlardan uzak duran, çelme takmaya çalýþan ise en müthiþ suçlamalarla cezalandýrýlýr, infazý için bildik Tut-Býrakma KursEvine sahip olmasa da daha büyük KursEvleri vardý onlarýn. Hedeftekilere Dünyayý, zindana dönüþtüre-bilirlerdi.
Ufak bir kýsmý haricinde onlar hem iddiacý, hem yargýlayýcý, hem savunucu hem infazcý... Her þeydiler onlar. Yargýnýn, ‘sav-savunma-yargý’ olarak özetlenen üç sacayaðýndan daha çoðuna sahiptiler. Onlarýn sac-ayaklarý sayýsýzdý.
Onlarýn bir kýsmý, her þeydi. Gerektiði zaman bir bakkal olabilir, yurttaþa deterjan daðýtabilirlerdi. Gerektiði zaman telefoncu olurlar, cep telefonu daðýtýrlardý. Oyuncakçý... Kasap... Kitapçý... Ressam... Politikacý... Çöpçatan... Güvenlikçi... gibi tüm meslekleri yerine getirebi-lecek kadar kabiliyetliydiler. Bu nedenle SodGom ülkesinde herkes gibi en küçük kentin en küçük köyünün en küçük mezrasýndaki bakkal dahi onlardan korkardý. Onlarla dalaþan mezra bakkalý kendi hayatýný da riske etmiþ olurdu. Çünkü onlar; bulunduðu mezradaki insanlara gazeteyle birlikte bakkalýnda bulunan tüm malzemeleri hediye edebilecek ve kendisini iflas ettirebilecek kadar güçlüydüler. Onlarýn ise iflasý, ‘na’ veya baþka bir dille ‘no’ mümkün-dü. Çünkü onlar vatandaþýn cebinden aldýk-larýnýn bir kýsmýný onlara geri veriyorlardý. Tüm vatandaþlarýn iflasý ise mümkün deðildi. Çokta önemli deðildi. SodGom ülkesinin hazinesi saðol-sundu...
Bakkal ise kendi kesesi dýþýnda bir kese taþýmýyordu. O da mezrasýnda bulunanlara birer sakýz dahi hediye ettiðinde iflasýný onayla-mýþ olacaktý...

Kurban veya kurban edilmesi gereken cinsten birileri aranýyordu. Senaryo bunu emrediyordu. Ömürlerinin süresi senaryolara uyumlu davranmayla özdeþti. Yoksa baþkalarý kendi yerlerine geçirilebilinirdi. Baþkalarý da arýyordu. Kendileri veya baþkasý bulmuþ fark etmeyecekti.
Uygun kurban bulunmazsa yaratýlacaktý. Gerek kalmadý. Bulun-muþtu. Bir film çekimi için bile bu aksesuarlarý, bu tipleri en ünlü yönet-men ve takýmý dahi oluþturmazdý. Mutlaka bir eksiklikleri olurdu.

Modacýlarý dahi etkileyecek þýklýkta nostaljik biçim ve giyimde küçük bir tarikat grubunun lideri ile yeþil kurdele dýþýnda tarikatýn hiç bir deðerini yansýtmayan güzel bir kýz arasýnda cereyan etmiþ öykü sunulurken Ber’in aklýna gelenlerdi bunlar.
Öykü sýradandý. Olaðanüstü deðildi.
Güzel kýz KurguGirl ile tarikat lideri, dini nikah sonrasý insel iliþkiye girmiþlerdi. Tecavüz yoktu. Karþýlýklý rýza vardý.
SodGomYasasý bu iliþkiyi suç olarak görmüyordu. Dini yasalar yönünden ise býrakýn suç veya günah olmasý sevabýda vardý. Hatta toplam dörde kadar da eþ alma yolu vardý.
Hatta, ahlaki anlamda da bir sorun yoktu.
Cinsellik güzel bir þeydi. Layýkýyla gerçekleþtirilirse taraflarýn varolan negatif enerjilerini pozitife eden özellikteydi. Ulularýn fazla eþli-liklerinin bir nedeni de bu olabilirdi... Belki de olmayabilirdi. Bu uzmanlarýn konusuydu.
Pozitif duygular; meleki... Negatif duygular ise þeytani duygulardý. Meleki duygular ise insanýn beynini ve kalbini açan, aydýnlatan etkiler saðlardý.

Ýki kiþinin birlikte gerçekleþtirdikleri birleþmeyle ortaya çýkardýklarý pozitif enerji neden bazýlarýný rahatsýz etmiþti?...
Rahatsýz etmemiþti... Ama bu olgu baþka amaçlar için negatif düþünceler oluþturmaya uygundu. Deðerlendirilecekti. Engel olandan küsülecekti.

Televizyonun kadrolu sunucusu iþtahla sorular yönlendiriyordu KurguGirl isimli kadýna... Ben iliþkiden negatif duygular aldým, diyordu.
KurguGirl, inkara yöneldi. Ben negatif duygular aldým, dedi.
Soruyu yönlendiren neden bir çok sorular arasýnda ana soruyu geçiþtiriyordu. ‘Madem negatifti. uzaklaþsaydýn. Devam ettirmeseydin!...’ Sorsa da KurguGirl önceden yanýta kurgulanacaktý. Kafalarý karýþtýrmanýn bir anlamý yoktu.

Baþý yeþil kurdelayla kaplý olanlarda bir insandý ve onlarýnda cinsel duygularý vardý. Kurallara uygun gerçekleþen iþlem kýnanýyordu. Toplu-mun hassas damarlarýna vuruþlar yapýlýyordu.
Dindar insanlara karþý negatif enerji oluþmasý saðlanmaya çabalanýyordu. Çünkü þu an hedefte onlar vardý. Bu hedef önceleri ve bir çok kez baþka hedeflere karþý kullanýlmýþtý. Baþarýda saðlanmýþtý. Ama þimdi çýkarlarý onlarýn hedef olmasýný istiyordu. Çýkarlarla senaryolar uyumluydu.
Televizyonda izlemekte olduðu KurguGirl’in sanki kendisiyle konuþtuðu sanýsýna kapýldý Ber. Hayýr duyduðu sesler ondan gelen içsel seslerdi. Sanki onun içine girmiþti.
Duyumsamalarýna kulak kabarttý. "Ödemeyi çekle mi yoksa nakit mi yapacaklar?... Beni bir dizi de oynatýrlarsa meþhur olurum valla... Sümüklü Mahtike beni izliyor mudur?... Peki benle kimse evlenir mi artýk?... Aman para bin ayýbý örter, boþver... Peki bu yeþil kurdelayý ne zaman saçlarýmdan atýp kurtulacaðým. Güzelim saçlarýmý görmelerini de istiyorum..."
Ber, garsonun masada bitmesi nedeniyle kendine geldi.
Boþ bardaðýný alan garsona, "Bu kez doldurmaný istemiyorum..." dedi. "Bu kadar yeterli. Hesabý alayým!"
Ber, hesap ve bahþiþ ödedikten sonra hafif yalpalayarak, birahaneden, "gece caddesine," çýktý.
Otosunu park ettiði yer çok uzakta deðildi.
Otoparkýn giriþinde bulunan görevlinin, ovuþturduðu eline verdiði bozuk para karþýlýðýnda; "Teþekkür ederim, iyi geceler!" dileði aldý.


                         ***


                              31


     Ber, Ad kenti Tut-Býrakma KursEvine doðru yola çýktý. Ýki haftaya yakýn süredir görememenin verdiði özlemi ve hasreti Tar’la giderecekti.
Tut-Býrakma KursEvinin kapý giriþinde tutuklu ve hükümlü tanýdýklarýný ziyaret etme amacýyla bekleþen uzunca kuyruk can sýkýcý bir görüntüdeydi; estetik deðildi...
Kuyruðu aralayarak ulaþtýðý müracaat bölümüne avukatlýk kimliðini, “Ýyi günler!” dileyerek uzattý. Selamýn muhataplarý; dýþ güvenlik temsilcisi ile yargý bakanlýðý temsilcisi idi.
Onlardan bazýlarýnýn, selamý yanýtsýz býrakmak gibi bir gelenekleri vardý.
Öksürdü kibarca... Duyulmadý.
Öksürdü kabaca... Bu kez duyuldu. Dikkatlerini çekebilmiþti.
"Buyurunuz beyefendi!" diye karþýlýk geldi. "Size nasýl yardýmcý olabiliriz?"
"Tutuklu Tar’la görüþmek istiyorum."
"Adý, soyadý ve bulunduðu hücre numarasý?"
"Adý; Tar. Soyadý; TutukluKaldým. Hücre numarasý; Tehlikeli Hücre 11..."
Dýþ güvenlik görevlisi avukatlýk kimliðini aldý.
Onun yerine tutturucusu bozuk ‘Avukatlara Mahsus
Ziyaretçi Kartý. Sol yakaya takýnýz!” yazýlý kartý verdi.
Ber, ‘Bunu yakama nasýl takacaðým?” soru cümlesini kullanma gereksinimi duyduysa da onlardan gelecek yanýtýn hoþuna gitmeyebileceði endiþesiyle vazgeçti. Önüne konan kalýn ciltli ziyaret defterindeki “Üzerimde cep telefonu, silah ve baþkaca eþya olmadýðýný onaylarým,” yazýlý beyanýn ad soyad kýsmýna ‘Ber TERSYORUMDOÐ’ yazarak imzaladý.
Ýkinci giriþ kapýsýna doðru ilerlemeye hak kazanmýþtý.
     Ýkinci giriþ kapýsýnýn önünde dýþ güvenlikten iki kiþi ile simasý yabancý gelmeyen bir bayan avukatýn tartýþmasýna tanýk oldu.
     Kadýn avukatýn, "Kardeþim üzerimde metal bir þey yok, diyorum neden anlamak istemiyorsunuz?" þeklindeki tekrarlý anlatýmý olumlu tepki almasýný saðlamýyordu.
     Geçici dýþ güvenlik görevlilerinden daha genç olaný, "Abla! Bize verilen emir böyle..."diyordu. "Emir kuluyuz... Güvenlik stantýndan altýndan geçtiðinizde sinyal vermemesi gerekiyor. Bayan yargý görev-lisinin üzerinizi aramasýna izin vermezseniz, biz de tutuklu müþterinizle görüþmenize izin vermeyeceðiz!"
     Koþullarý açýk ve net olarak ifade etmiþti. Bir þeyi elde etmek için, bir þey vermek gerekiyordu. Bu genel yasa; dünyanýn en baðlayýcý doðal yasalarýndan biriydi.
Üzerinin aranmasýna izin vermek, görüþme izninin alýnmasýnýn anahtarýydý.
     Görüþme isteminde bulunan avukattý. Bu yasayý da bildiði kabul edilmekteydi. Bu yüzden ona yasanýn ayrýntýlarýyla anlatýlmasýna gerek yoktu.
     Sorun; doðal yasaya uygun hareket etmeyle çözüldü.
     Açýlan kapýdan kolaylýkla giren bayan avukattan sonra kapanan kapýnýn tekrar açýlmasý dileðiyle bu kez Ber bekliyordu.
     Ber, güvenlik stantýnýn altýndan geçtiðinde “bip!” sinyali duyuldu.
Genel arzu üzerine geri çýktý...
Üzerindeki anahtarlýðý, metal paralarý kenarda bulunan masaya koydu.
Tekrar denedi... Yine ayný ses duyuldu.
Üzerindeki tüm metalleri çýkarmýþ olmasýna raðmen, "Bu ses duyul-duðu sürece giremezsin!" uyarýsýný duyumsatan 'Bip!' sesi kulaklarýnýn týrmalayýcýsýydý.
Ber, "Aygýtýnýz bozuk olmalý," diyerek sesli düþündü. Biraz önceki bayan avukata sunulan seçenekler vardý önünde.
Bedeninin, ellenmesi, dokunulmasý yoluyla aranmasýna izin verecek veya Tar'ý görmeden geri dönecekti. Bu 'Bip' sesli makine yeni kurul-muþtu. Avukatlarýn üzerinin aranmasý gerektiði yazýlý Düzenleyici yasa yeni çýkmýþtý. Ýlk uygulama bugündü ve uygulamayla ilk yüzleþenlerden biri de kendisi oluyordu.
Bedenine oldum olasý diþi cins dýþýndaki cinslerin dokunmasýndan rahatsýzlýk duyan Ber, ikilem içindeydi. Üstünü arattýracak veya geliþ amacýný elde edemeden geri dönecekti.
Geçmiþte Markýz'la birlikte oturduðu kafe de Maroðlu ve arkadaþlarýnýn saldýrýsý sonucu kýrýlan koluna platin takýlý olduðunu aným-sadý. Platin; metaldi ve çýrýlçýplak soyunsa da, kendisini ellettirse de 'Bip!' sesinin yine duyulacaðýný düþündü.
Ber, sol kolunun bir olayda aldýðý darbe nedeniyle kýrýlmasý nedeniyle platin takýlý olduðunu belirtti.
Bu kez; bunu kanýtlayacak doktor raporu istenmiþti.
Konuyu dallandýrarak ýsrarcý olma, diretme; “Görevli memura, görevi esnasýnda karþý koyma,” suçunu oluþturacaktý...
Ýkinci kapýnýn önünden ayrýldý. Birinci kapýnýn müracaat kýsmýndan avukatlýk kimliðini aldý, ziyaretçi kartýný iade etti.
Otosuna bindi. Ad kenti merkezinden yarým saat süren yolu, Tar’la görüþemeden yeniden alacaktý...
KursEvinin, sýnýrlarýný açtýktan sonra cep telefonunu açtý. Acil arayanlar olabilirdi. Açmasýyla, çalýnmasý bir oldu.
Arayan; Tar’ýn eþi, Tareþ idi.
Tar'ý ziyaret edeceðinden dün onla gerçekleþen telefon görüþmesinde söz etmiþti. Ber, görüþemeyiþinin olumsuz afaki nedenlerini anlattý ve ekledi; "Tar’la yakýn zamanda dýþarýda görüþme olanaðý bulacaðýmýza inanýyorum. Merak etmeyin..." Tareþ, moral gereksinimindeydi. "Siyasi af konusunda toplum üzerinde alt yapý hazýrlýðý var. Sanýrým, siyasi olmayan cezalara yönelik af çýkarýmý bunun ön hazýrlýðýydý "
Ber, hala ayný noktadan soru yönlendiren Tareþ'e KursEvine gireme-me nedeni olarak kolunda saklý platini bir kaç kez anlatmaktan yorul-muþtu.
Tareþ'in açýklamalara karþý tepkisel sorusu, yýllar sonra bile deðiþmemiþti. "Siz Avukat deðil misiniz?... Filmlerde avukatlar dilediði an tutuklu ve hükümlülerle görüþebilir," þeklindeydi.
Ber, trafikte olduðunu hatýrlatýp, özür diledi. "Yenge! Bir gereksinimiz olursa ben yanýnýzdayým," cümlesiyle diyalogu sonlandýrýp telefonu kapattý.
Bir sigara yaktý. Radyo kanallarýný karýþtýrdý. Kulaða hoþ gelen bir parçada durdurdu. Bir ozan; "Mevlam, gör diye iki göz vermiþ, bilmem aðlasam mý?... Aðlamasam mý?... Dura dura bir sel oldum erenler, bilmem çaðlasam mý?... Çaðlamasam mý?..." ezgisini yorumluyordu.
Efkarlandýran, efsunkar bir ezgiydi. Ruhsal acýyla karýþýk haz duygu-su veriyordu genelde Ber'e...
Bu duygu; bir þairin aþktan sadece verdiði acý nedeniyle zevk almasýna benzer duygulardý, kederden, sýkýntýdan zevk alma duygusu...
Duygu ve düþüncelerde yoðunlaþmak, zamaný yok eden, kýsaltan ve geleceðe önceden yolculuk yapmak gibi bir olguydu.
Ber, Ad kenti merkezine vardýðýný fark etti. Dönüþü bir kaç saniyede gerçekleþmiþ gibi gelmiþti kendisine.
Kentin ana caddesi üzerindeydi. Hýzýný biraz daha düþürerek trafikte seyretmeye baþladý.
Yaya geçidinde, trafik ýþýklarý sürücülere kýrmýzý renkte yanýnca otosunu durdu...
Sarý renk fazla beklemedi, yeþil renk yandý. Iþýklar; tek renkte sabitlenseydi, anlamsýz olacaktý. Bu durumda; trafik araçlarý ve yayalar bayaðý zorlanacaktý. SodGom Ülkesinde, deðiþik renkler ancak bu gibi durumlarda serbestti.
Kendisine yanan yeþil ýþýk ve arkasýnda bulunan araçlarýn "Hadi, Sürsene Lan!" ünlemli duyumsamalar veren korna seslerinin yarattýðý panik havasýyla gazladý.
Ani kalkýþ ve ani hýz trafik kurallarýna aykýrýydý. Bu kural insanlarýn yararýna düzenlenmiþ bir kuraldý ve uyulmasý gerekiyordu. Ber, bu kez uymamýþtý. Otomobilinin yanlarýnda ve arkalarýnda bulunan araçlarýn motor homurtularýnýn, korna seslerinin, dikiz aynasýndan gördüðü el kol hareketlerinin yarattýðý negatif enerjili psikolojik baskýnýn etkisi altýna girmiþti. Negatif etki; negatif tepkiyi doðurmuþtu.
Yolun solundan karþýya geçmek üzere olan bir yayaya çarpma olasýlýðý yüksekti. Korna, kar etmedi. Yaya, ilerlemesini durdurmamýþtý. Fren mesafesi kýsalmýþtý. Hafiften frene dokundu. Sonra debriyaja basarak vitesi düþürdü. Motor, baskýya dayanamamýþtý, homurdandý.
Yayayla temasýna bir iki metre kalmýþtý. Tüm gücüyle, sonuna kadar fren pedalýna yüklendi. Direksiyonu hafif saða kývýrdý. Otomobil sola kýç attý. Otomobilin sol kaportasý, doðal refleksle iki elinin ayasýný uzatan yayayla tokalaþtý.
Yaya yýkýlmýþtý. Ber, zor bela durdurmuþ olduðu otomobilden derhal indi.
Yaya, ayaða kalkmýþ, aðlýyordu. Þaþkýndý, korkmuþtu. Gözleri kýzarýktý. Ama anlýk aðlamadan olamayacak derece de kýzarýktý.
Göz göze temasa geçtiler.
Ber, üzgün olduðunu her haliyle karþýsýndakine gösteriyordu. "Bir yerinize bir þey oldu mu?..." diye sordu.
"Yok!... Bir þeyim yok!..."
Bu tür durumlarda kýrýlma, yaralanma olsa dahi olayýn sýcaklýðýyla kiþi bazen bunu hemen hissedemeyebiliyordu.
Ber, elleriyle yayayý yokladý. Görünürde yaralanma belirtisi yoktu.
Yaya, gözyaþý dolu gözlerini kýrpmadan, baþýný eðmeden Ber'in gözlerine dikmiþ, bakýyordu.
Bu dikkatli gözlerle izlenmekten rahatsýzlýk duydu. "Hastaneye götürmemi ister misiniz?" diye teklifte bulundu, Ber. Yanýt alamadý.
Trafiði aksatmanýn anlamý yoktu. Yaya da kazayý ucuz atlatmýþtý. Baþlarýna daha fazla insan doluþmadan, trafik görevlisi gelmeden olay yerinden ayrýlmak en akýllýca davranýþ olacaktý. Ber, kartvizitini uzatarak, "Bir sorun olursa beklerim," dedi.
Yaya, eline tutuþturulan kartvizite baktý. Aðlayan gözlerde ýþýltý oluþtu. Ber'in elini yakalayarak öpmek için eðildi. Ber, izin vermedi.
Yaya, "Abi!... Seni biraz önce de tanýr gibi olmuþtum." dedi. "Tahminimde yanýlmamýþým. Sen!.. Avukat Ber TERSYORUM-DOÐ'sun!..."
Ber, dikkatli gözlerle bir kez daha yayayý incelemiþ, anýmsayamamýþtý. "Sizi, anýmsayamadým!"
"Avukat abi! Tabi hatýrlamazsýn. Dokuz on yýl oldu..."
"Adýn ne senin?"
"Hüs!..."
"Hangi Hüs?..."
"HasHüsBab'ýn oðlu Hüs!... Kerbe mahallesindeki bir olaydan dolayý gasptan beraat etmiþtim. Abim Has ile komþularýmýz Kur, Bes ceza almýþlardý... "
Ber'in çok iyi anýmsadýðý bir dosyadan söz ediyordu. Zaman insaný ne kadar deðiþtiriyor, diye düþündü.
Hüs'ün biraz önceki donukluðundan eser kalmamýþtý. Aksi davranýþlar göstermeye baþladý. "Abi! Yalvarýyorum, beni de arabana al!... Uzaklaþalým buradan!"
Ber, ikiletmedi. Hüs'ünde binmesini iþaret ederek direksiyon baþýna geçti. Motoru çalýþýr vaziyette duran otosunu hareket ettirdi.


                         ***


     "Hüs! Olum sen þu ileride gözcülük edeceksin!... Anormal bir þey gördüðünde ýslýk çalacaksýn!... Tamam mý?"
     "KursEviEðitmen abi, elli sefer söyledin, anladým!... Anladým!..."
     "KursEviEðitmen abime ukalalýk etme lan!... Saygýlý ol!"
     KursEviEðitmen isimli þahýs, Bes'in, Hüs'ü uyarmasýndan hoþnut kalmýþtý. Gevrek gevrek güldü. Aðýrlýðýný bir kez daha hissettirmek için, "Bakýn! Tut-Býrakma KursEvin'de yaptýðýmýz provalarý hatýrlayýn!" dedi. "Panik yapmayýn! Tereyaðýndan kýl çeker gibi soygunu gerçekleþtireceðiz. Acil bir durum olmazsa silahlar kullanýlmayacak. Güvenlik görevlisi ile ben ilgileneceðim. Giriþte orada bulunanlarý ben gözleyeceðim. Bes, veznede bulunanla ilgilenecek, parayý o alacak. Kur, orada bulunacak insanlarý bankanýn ortasýna toplayýp, yüzü koyun yere uzatacak. Hüs'de banka karþýsýnda, araba bozukmuþ gibi motor kaputunu açarak çevreyi gözleyecek. Yakalanan kimseyi ele vermeyecek. Sonrasýný biliyorsunuz. Para beþe bölünecek iki hisse benim."


                         ***

Devamý: 17.SAYFA'DA



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.