Kendi görüşlerim var -sağlam görüşler-, yine de her zaman onlara katılmıyorum. -G. Bush |
|
||||||||||
|
Sesinizi yükseltmeden ; sesli düşünün.. Ürkekçe araladığınız kapıdan içeri girerken, bir muamma yaşayacağınız muhakkaktır. Kendi kendinize sorgulamalar ve kuşkular mutlaka olacaktır, ta ki önünüze bir gölde veya bir silüet çıkana kadar. Bilinmezin esrarı, şüpheleriniz ve güvensizlik vazgeçirecek sizi ilerlemekten. Ben böyle de mutluyum dercesine bir avuntu hissedeceksiniz titreyen yüreğinizde ve hemen geri dönmeye yelteneceksiniz. Ama yine de merakınız ve mecbûriyetiniz engel olacak pamuk ipliğiyle bağlı vazgeçişinize, ve sürükleyecek sizi yine o karşı konulmaz yolculuğa. Arkanızdan sizi iteleyen bir el olmasını hayal edip, destek arayacaksınız umarsızlığınıza, küçücük titreyene kocaman bir destek. Mahir olmak mı gerek acaba cesur olmak için, yoksa hayallerde kaybolmak mı?. Kim doldurabilir bu boşluğu, kim sorgusuz sualsiz, yargısız, sıkıca elinizden tutup çıkartır zifiri karanlığın en mahreminden ? Kim cesaret edebilir ki, esrarengiz size bir tutam sevgi bahşetmeye.. Kim bu kadar cömert olabilir ki ; beklentisiz merhamet sunmaya ? İşte korkularım yine bir yüzleşmeye gebe. Beni benden alıp gidiyor umutlarım ve arsız ruhum, sanki bir teselliye muhtaç. Adı konulmamış gizemli bir hissiyat belki de bu. Kabuğunu kırmaktan aciz, kristalleşmiş duyguların bendesi bir ben’î Âdem’in sancıları belki de. Nedamet giyildi üstüme, ince sızılar bedenimi ha yıktı, ha yıkacak. Hey hat; nereye kadar bu azabım !. Necip Fazıl sanki hislerime kulak misafiri, kaygılarıma sırdaş, ama ne mânâ benimkisi belli ki, ötesiz bir mukâdderat.. Sırtımda, taşınmaz yükü gökleri ; Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem ! İsterseniz hayat aşını verin ; Sayılı nimetler bal olsa yemem !. Oysa uslanmaz, iflâh olmaz bu deli yürek ilâhi işaretlere tevafuk, fıtrîyatın nizâmına hayran, ama neden hala mağrûr, neden hala ferman dinlemiyor ?.. Kendime acımaktan vazgeçtiğim, vicdanım sızlamadan sevdiğim, hele de vaatlerde bulunmaksızın kendimle barıştığım o gün bayramım olacak benim, yegâneye mahsûs, arifesiz, misafirsiz. Ama neye yarar, bu kadar keşkelere giriftâr bir benliğim varken, bayram da olsa, seyran da olsa, yalın bir saadet ne kadar avutabilir ki beni ? Bir nefes can yoldaşı, bir tebessüm gönlümün tercümanı, yârenim ; buğulu gözler anlayabilir, beni ancak !. Nezahat Bekleyiciler
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © nezahat bekleyiciler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |