"Efendim! Kötü ruhlarýn Fiziksel dünya ve ötesi dünyada bazý parçalanmalara, hatta bazen karþýlýklý mücadelelere girdikleri konusunda duyumlar alýyorum?..."
     "Sadece Fiziksel Dünyada gerçekleþen ve tarihsel kötü ruh kimliðini unutan inkarcýlardan kaynaklanan ayrýk sapmalar... Çok önemli deðil... Gerekli uyarýlarda bulunuyoruz... Bu durumlar çok yinelenirse iyi ruhlarýn yarar elde edecekleri anlatýlýyor. Bir yerde çýkar varsa insanoðlu ortak çýkarlarý unutup bazen aþýrý bencilleþebiliyor.. Ortak çýkarlarýn, bireysel çýkarlarý da beraberinde sunduðunu duyumsamayan hainler bazen çýkýyor... Bir de ruhsal deviniminde, önceki yaþamýnda iyi ruh konumunda olanlarýn, iyi ruhluluðu bilinç altýndan nüksedebiliyor..."

                         ...

     "Çok önemli bir kiþi var, bunla..."
Ber, tüm enerjisiyle algýlamalardayken; kapý zili benzeri sesler duy-maya baþlamýþtý.
Telefon sesleri, kapý zili sesleri beyninde uðuldadý.
Kulaklarýnýn sesten aðrýdýðýný hissetti.
Görüntüler, sesler kayboldu birden...
Artýk; bol ekranlý alanda olmadýðýný fark etti.
Her taraf karanlýktý ve ne bir görüntü ne de bir fýsýltý vardý.
Sadece zil sesleri kulaklarýnda sürekli çýnlýyordu...

Gözlerini açtýðýnda kanepenin üzerinde terlemiþ bir halde buldu kendini...
Telefon ile kapý zili ayný anda çalýyordu.
     Önce telefonun ahizesini kaldýrdý.
     "Sap’ýn evi mi?"
     "Deðil," diyerek yanýtladý, Ber.
     "Özür dilerim, yanlýþ çevirdim galiba..."
     Kapýya yöneldi, açtýðýnda kapýcýyla yüz yüze geldi.
     "Hayýrdýr?..." dedi titrek ve sinirli bir sesle, Ber.
     "Bir ihtiyacýn..." sözünü bitiremedi. Ber’in yüzüne daha dikkatli bir þekilde bakarak, "Sana ne olmuþ Ber bey?" dedi.
     ".........................................?!"
     "Yüzün..."
     Ber, "Kap Bey!" diye baðýrdý. "Bir þeye gereksinimim olduðunda sana haber veririm. Senin sormana gerek yok!" dedikten sonra kapýyý çarptý.
Kapýcýnýn endiþeyle yüzüne bakmasý þüphelendirmiþti, Ber’i.
Lavabo aynasýna yöneldi. Alnýnýn; bir elin ayasý kadar alanýnýn kýpkýrmýzý, saçlarýnýn neredeyse dikleþmiþ olduðunu, yüzünün kirecimsi beyaz, göz bebeklerin ela yerine gök mavisi rengine dönüþmüþ olduðunu gördü.
Sabaha kadar izlediklerinin bedensel yansýmasýydý. Normaldi, ‘geçici bir durum,’ diyerek kendisine telkinde bulundu. Þaþkýn birinin çaldýrdýðý telefon ile kapýcý Kap'ýn kapý zilini çaldýrmasý raporlarýn devamýný izlemesini engellemiþti. Buda bir düzenleme olabilir miydi?.. Bu düþüncesine için için güldü.
Yaradan'ýn günü çoktu... Ýleriki günlerde kaldýðý yerden devam edebileceði inancýný taþýyordu.
Bugün, Yargý Grubunda bir duruþmasý vardý. Acele etmeliydi...


                    ***
                              


33


     Solkol'un telefonla bildirdiklerine inanasý gelmemiþ, Secret'e tüm ulusal gazetelerden birer tane almasýný rica etmiþti.
Toplum ve toplumun sesi kabul edilen Medya; TerKazMaf , ÝçDýþ-Güv, SilUyMar, MaþÇet isimli þahýslarýn ölümüyle sonuçlanan trafik kazasý gününü; bu kazayla ortaya çýkan Mafya-Güvenlik-Politika iþbirliðine karþý tepkilerini ifade etmek için temiz toplum çaðýnýn miladi, rumi, hicri takvim baþlangýcý yapmýþlardý. Günlerdir, bu konular irdeleniyordu.
Gazetelerin bir çoðu "Toplum ve Devlet'de Tam Temizlik Kam-panyasý baþlatmýþtý.
Kendisine ilginç gelen bu kampanyaya dün yapýlan ortak basýn toplantýsýyla kan verenlerden bir çoðunun, tanýdýklarý olmasýydý. Bu haberi ilk Solkol vermiþti kendisine.
Gazeteler; politikacýlarýn, iþ adamlarýnýn, Ýþçi ve Ýþveren sendika ile konfederasyonlarýn, ulusal dýþ ve iç güvenlik merkezinin, yargý kararlarýný denetleme ve inceleme grubunun, sivil toplum örgütlerinin ve daha bir çok sivil ve kamusal grubun kampanyaya destek verdiðini belirtmekteydi.
Ortak bildiriyle kampanyaya destek verenlerin toplu fotoðrafý çekilmiþ, soldan saða görevleri ve isimleri belirtilmekteydi.
"Ad Kenti'nin ünlü iþ adamlarýndan ve Ýþveren-Sermaye Grubu Baþkanlarýndan Maf, SodGom Hava Enerjisi Ýþçi Konfederasyonu yeni Baþkaný Soys, Yargý Kararlarýný Denetleme ve Ýnceleme Grubunun 101. Daire Grubundan MafYegTah, Güvenlik Genel Merkezi Baþ Denetmeni G9Güv, Halk Temsilcileri Merkezinden Leftsol, 'Kendine Bakanlar Grubundan' Mafya ile Hesaplaþmadan sorumlu SaðKol, Kara Para ve Fuhuþla mücadele ile ilgili soruþturmalardan sorumlu Devlet Merkez BaþAvukatý KýzKaçSal, isimleri yakinen tanýdýklarýydý.
Bu isimler zamanýnda Ad kentinde görev yapmýþ ve daha sonra kendi alanlarýnda üst düzeylere yükselmiþlerdi. Ýsimler aynýydý. Makamlar deðiþmiþ, dikine kademe atlamýþlardý.
Buda sosyoloji ve psikoloji biliminde sosyal ve bireysel konumda dikey atlama kavramýnýn uygulama örneðiydi. SodGom ülkesinde ki bilimsel uygulama örnekleri ancak bu tür yapýda olan insanlar için geçerliydi. Toplum ve birey ilerlemek, kademe atlama için bu yapýyý tüm içeriðiyle özümsemek zorundaydý. Çaðdaþ medeniyet düzeyine bu düze-nekle varýlacaðýna inanýlýyordu.
'Faili belli-belirsiz ölümleri soruþturmadan' sorumlu Güvenlik Ýstih-barat þefi ise kendisine hiç yabancý gelmiyordu. Çekmeceden çýkardýðý büyüteçle küçük baþý büyüttü. Evet, anýmsýyordu. Bu rüyasýnda gördüðü Rutbin’in katili ; ÝkiYüz'dü...
Bazýlarý, ortak bildiri dýþýnda özel bildirilerde sunmuþtu.

ÝkiYüz, kamuoyunu aydýnlatmak amacýyla sunduðu özel bildiri-sinde, "... Göreve geldiðim günden beri faili meçhul cinayetlerden 11 tanesini aydýnlattým, çýkar amacýyla adam öldürme filini iþleyen bu 11 fail adalete hesap vermektedirler... Çýkar örgütleriyle baðlantýda olan bir baþka 11 kiþi hakkýnda soruþturma baþlatýlmýþtýr. Ayrýca istihbarat görevlilerinin içinde bulunduðu 11 þüpheli açýða alýnmýþtýr..."

Kara Para ve fuhuþla ilgili soruþturmalardan sorumlu Devlet Merkez BaþAvukatý KýzKaçSal, özel bildirisinde; "... Beyaz ve siyah kadýn ticaretinden, uyuþturucudan, sahte faturalardan, Ýhracat yapýyormuþ gibi hareket ederek devletten haksýz alýnmýþ vergi iadelerinden, haraçlardan, rüþvetten.... elde edilen kara para sahibi babalar hakkýnda sürdürdüðümüz soruþturma sonuçlandý. Halk adýna ilgili yargý grubunda bir kaç gün içinde dava açacaðým..."

Güvenlik Genel Merkezi Baþ Denetmeni G9Güv, "...Mafya babalarý hakkýnda gerekli araþtýrmayý yapmayan, onlarýn eylemlerine göz yuman, yardýmcý olan, uyuþturucu ve silah ticareti iþine karýþmýþ, yetki ve görev sýnýrlarýný aþmýþ güvenlik görevlilerinden 11 kiþi açýða alýnmýþtýr. Güven-lik soruþturmasý devam etmektedir. Suçlu babam da olsa görevinden alýnacaktýr..."
Diðerleri de kendi alanlarýnda Temiz toplum ve Mafya ile mücadele anlamýnda özel bildiriler sunmuþlardý.
Ber, Maf'ýn; "Grubum adýna söz veriyorum; Mafya'ya karþý olan topyekün mücadelemizde zafer bizlerin olacaktýr..." þeklinde süren bildirisini acý bir gülümsemeyle okumuþtu. "Yavuz hýrsýz, ev sahibini bastýrýr," özdeyiþini anýmsadý. Olayla örtüþüyordu.
Diðer fotoðraflar ve isimleri yüz yüze olmasa da medya kanalý ile tanýyordu.

Efsane gerçekleþiyordu; "Su, suda; ateþ, ateþ de; toprak, toprak da; hava, hava da gizleniyor ve temizleniyordu"

Toplumu hipnozlama özelliðini sürekli içinde barýndýran bir futbol takýmýnýn içerisinde bulunan 11 oyuncu sayýsý kadar sayý içeren günah-karla; binlerce günahkarlarý... 11 tane günahla; binlerce günahlarý barýndý-ran çok sayýda grup, kendi grubu içinde maskeleme efsanesini gerçekleþtiriyordu.
     Toplum ve birey, yanlýþlara karþý biriktirdiði negatif enerji boþalý-mýnýn verdiði rahatlýk ve pozitif enerji kazanýmý aþamasýndaydýlar. Çoðunluðu memnundular.
Örtünenler; onlardan daha ziyade memnundular... Örtünerek uyum saðlamýþlardý. Sistemlerini tepki görmeden devam ettirebileceklerdi.
Onlara örtünmek serbestti. Dini, geleneksel veya her hangi bir amaçla –bazýlarýnýn iddia ettiði siyasi amaç da dahil- bir bayanýn, yeþil kurdele ile fiziksel bedeninin az bir kýsmýný da olsa örtmesi ise hala yasaklýydý...
Bu yasak; yeþil kurdeleye özgürlük verilmesi taraftarý olanlarýn yoðun olduðu bir partinin iktidarýnda daha yoðun ve sert bir þekilde uygu-lanýyordu.
Güzel ve verimli bir ortamdý. Bir taþla artýk iþe yaramayan onbir yedek kuþ vurulacaktý. Vurulmayacak kuþlar ise liste halinde düzenlen-miþti. Vurulmayacaklar listesinde ise binlerce kuþ vardý ve bu kuþlar kendi asýl kuþlarýydý, onlarýn.
Avlanacak kuþlarýn kendilerine yararlarý kalmamýþtý. Bazýlarý zarar vermeye bile baþlamýþtý. Bazýlarý ise ötüp kulaklarýný çýnlatýyorlardý. Bazýlarý ise toplumun kan isteyen gözlerini doyurmak için öldürülmeliydi. Kim bilir o gözler doymazsa, kendilerine yönelebilirdi...
Baþarýlýydýlar... Önemli olan tek eylemle birçok sonuç alabilmekti. Tek eylemle tek sonucu atalarý Neron’da almýþtý. Medeniyet üst seviye-deydi. Çaðýn çok gerisinde kalan Neron’la özdeþlemek yakýþýk almazdý. O bir olguyu yakmýþtý... Kendileri ise bir ateþle bir çok olguyu yakabilmiþlerdi.

     Ber, üye olduðu gruplarý düþündü. Son zamanlarda grup kavramý; yönlendirilmeye tüm þartlarý ile hazýr bir öðe olduðu kanýsý iyice kesinle-þiyor, hatta üst seviyelere vuruyordu.
Biri; Avukatlýðýný sürdürmek için zorunlu üye olduðu Avukat Odasýydý. Buradan istifa etmek; avukatlýk mesleðinden istifa etmesi anla-mýna gelecekti. Ýstifa edemezdi.
     Mar kentlilerin taþrada dayanýþma ve yardýmlaþmasýyla ilgili derneðin politik bir yapýsý yoktu. Ýstifa etmesinin anlamý yok gibiydi. Bun-dan istifa edip etmeme kararýný atiye býraktý.
     Geriye; Yenilikçi Hukukçular Grubu kalýyordu. Bu gruptan istifa etmesi kendi elindeydi, serbestti ve hatta gerekliydi.
     Oluþan ve oluþturulan kaos ortamýna bilerek veya bilmeyerek kan verenlerden biri de; Yenilikçi Hukukçular Grubu Merkez Baþkaný ve bazý yönetici üyeleriydi.
     Daha dün gibi anýmsýyordu. Ýlk ateþin yakýldýðý, ilk suyun akýtýldýðý, ilk topraðýn havaya savrulduðu akþamý... Birahanede televizyon haberlerinden izlemiþti, onu ve onlarý...
     Gecikmemeliydi. Ýstifasýný yazmalýydý...
Bilgisayarýn baþýna geçti.
     Önce; üst baþlýðý yazdý...
Uzun uzadýya yazdýðý istifa dilekçesinin son paragrafýný; ".............laiklik, çaðdaþlýk, demokrasi benimde kabul ettiðim ve özümsediðim kavramlardýr. Demokrasi inancý, halkýn dini duygularýna, kültürüne saygý göstermeyi de barýndýrýyor. Hatta bireylerin bu yöndeki özgürlüklerine, (baþkalarýnýn özgür alanýna müdahale etmedikleri sürece) býrakýn ket vurmayý, aksine desteklemeyi de demokrasi anlayýþýmýn bir gereði olarak gören þahsýmýn bu anlayýþýyla, sizlerin aksi yöndeki ve dayanaðý olmayan ‘demokrasi anlayýþýnýzla (!)’ çatýþmasý çeliþmesi... Farkýnda olduðunuz veya olmanýz gereken hazýrlanmýþ oyuna, birilerinin üflemesiyle oyuncu olarak rol almanýz nedeniyle grubunuzdaki üyeli-ðimden istifa ettiðimi....." ibareleriyle sonlandýrdý.
     Can alýcý sözcüklerin altýný çizerek, kalýn ve italik düzenleyerek, çýktýlar aldý. Bir örneðinin; Yenilikçi Hukukçular Grubu Genel Merkezine posta kanalý ile, diðer örneðinin ise Ad kenti Yenilikçi Hukukçular Grubu Þube Baþkanlýðýna elden verilmek üzere elemaný Secret'e teslim etti.
     Secret'le yüzleþince, her eve gitmesinde anýmsadýðý, ofise geldiðinde unuttuðu bir gereksiniminden söz etti. "Secret Haným!..."
     "Buyurun, Ber bey!"
     "Tanýdýðýn bir temizlikçi bayan var mý?. Evimin içi pislikten geçil-miyor. Ýyi bir temizliðe ihtiyacý var."
     Secret, "Tanýdýðým yok, " dedi. "Ama; gazetelerde sürekli çýkan bir ilan dikkatimi çekmiþti."
     Secret, Ber'in önünde bulunan gazetelerden birini seçti. Sayfalarýný karýþtýrdý. "Ýþte bu!" dedi, parmaðýyla bir ilanýn üzerine basarak.
     Ber, "Teþekkür ederim. Ben ararým," dedi. "Sen dýþarýdaki iþleri hallet!"
     Firmanýn ismini garipsemiþti.
‘Evlere temizliðe gidilir.’ yazýlý ilanda belirtilen numarayý aradý.
"Alo! Týk Týklý Tam Temizlik Firmasý mý?"
"Evet! Buyurun, ben firma müdürü Yel. Size nasýl yardýmcý olabi-lirim?"
Ses tanýdýk gelmiþti, isim yabancý deðildi. Ses ile isim, tanýdýðý Yel'i çaðrýþtýrýyordu. Yanýlýyor olabilirdi. O gerçekten Yel ise, kendisini tanýyacaktý. "Ben avukat Ber!. Evimin temizliðe ihtiyacý vardý."
Ber, tahmininde isabet kaydetmiþti. "Ber!... Caným... Nasýl istersen... Görüþmeyeli nasýlsýn?..." sözleri peþ peþe sýralandý.
"Yel iþi büyütmüþsün!"
"Eeeee!... Ýnsanlar yükselmek için çalýþmalýlar, ben de öyle yaptým. Bu firmayý kurdum, Temizliðe artýk ben gitmiyorum. Eleman gönde-riyorum..."
"Evimi biliyorsun. Adres vermeme gerek yok. Evi bok götürüyor. Pazar günü için eleman ayarlayabilir misin?..."
"Uygundur."
     "Fiyatý da önceden öðreneyim."
     "Para sorun deðil."
     "Olsun, sen yine de söyle."
     "Tarife duruma göre deðiþir."
     "Tam temizlik istiyorum."
     "Tam temizliði anladýk da, týk týklý mý olsun? Yoksa..."
     "Týk týklý nasýl oluyor?..."
     Yel'in kahkahalarý Ber'in ahizeye yapýþmýþ kulaðýnýn hoþuna gitmemiþti. Ahizeyi, kulaðýndan az uzaklaþtýrdý.
     "Týk Týklý Temizliðin ne olduðunu bilmiyor musun?."
     "Bilmiyorum..."
     "Benim yaptýðým temizlik nasýldý?."
     "Çok iyi temizlik yapýyordun. Memnundum."
     "Temizlik dýþýnda ne yapýyordum?.."
     Ber, ‘Týk Týklý Temizliðin’ anlamýný kavramýþtý.
     "Týk Týksýz olsun," tercihinde bulundu.
     "Sonra cayarsan yine haberim olsun. Ya yabancý mýsýn?... Ne verir-sen... Aðanýn eli tutulmaz."
     Kýsa süren son konuþmalarýndan sonra telefonu karþýlýklý kapadýlar.


                         ***


                              34


     Cinsel açlýklarýný doyurmak, hatta önlerindeki hafta sonuna kadar idare edecek seviyede doyurmak için, tüm birikmiþlerini ve enerjilerini sarf ediyorlardý...
Arada yeni teknikler, taktikler geliþtirmeye çalýþýyorlardý.
Ber ile Markýz arasýnda standart cumartesi günleri, kýsa bir aradan sonra son haftalarda sürekli kýlýnmaya baþlanmýþtý....
Nasýl ve neden geliþtiðini bilmiyordu. Ama Markýz’ýn kendisine karþý soðukluðunu hissediyordu. Bu hissi ve varsa onda oluþmuþ soðuk-luðu yok etme amacýyla elinden gelen tüm çabayý fazlasýyla gösteriyordu Ber.
Kendi cinsel güdülerini bir yana býrakarak, onu mutlu etmeye çaba-lýyordu...
Bunda da baþarýlý olduðunu; o’nun belirli bölgelerinden akan salgý-larýndan, vücut yakýcý sýcaklýðýndan, göðüslerinin aþýrý sertleþmesinden, arada yanlara kayan yeþil renge dönüþmüþ gözbebeklerinden, kendi sýrtýn-da hissettiði týrnak baskýlarýndan, duyduðu sýklýklý soluklarýndan, omuzla-rýnda hala acýsýný duyduðu diþlenmeden kaynaklý aðrýdan, kalp çarpýntý-larýndan ve duyumsadýðý doðal vücut kokusundan anlayabiliyordu.
     "Markýz!...” diye seslendi. “Müthiþsin!..."
     "Sende az deðilsin, Ber!..."
     Ber’in bilinç altýnda Markýz’ýn cinsel gereksinimlerini saðlayarak, onun kendisi dýþýnda baþkalarýna yönelme olasýlýðýný yok etme amacý yatýyordu. Böyle güzel bir kýzý elde etmek için çevresinde dolanan bir çok kiþi olabilirdi. Bir þekilde ikna kabiliyeti olan birinin onu elde etmesinden, onun elinden alýnmasýndan korkuyordu....
Bu olasýlýða duyduðu öfke nedeniyle, üzerinde pek durmamaya gay-ret gösteriyordu.
Karþýlýklý uðraþ devam ediyordu... Ber, beyninde aniden elektriksel akým özelliðine benzer aðrý verici çarpmalar, iðnelenmeler hissetti... Bir süre sonra bu aðrý yerini hoþ duygulara býraktý.
Alnýnýn iki kaþýna yakýn kýsmýndan baþlayan, baþýna, daha sonra omuzlarýna ve sýrasýyla ayak parmaklarýna kadar yavaþ yavaþ ilerleyen ürperiþler hissetmeye baþladý. Aþýrý zevk duyumsuyordu ve bu, sanki bedeninden gelmiyordu...
Kalbi durduracak yoðunlukta hazsal duyumsamalardý...
Aþýrý heyecaný; soluk alýþ veriþlerinden de fark ediliyordu.
Med’le olan iliþkisi esnasýndaki hissediþlerine çok benziyordu...
Hayýr!.. Ta, kendisiydi...
Ber, Med’i algýladý...
Med’in, "Ber! Kusura bakma kendime hakim olamadým," iletisini duyumsadý. "Sizlere katýlma arzumu engelleyemedim.."
"Med! Bu bana biraz aðýr gelecek. Sevdiðim iki kiþi ile ayný anda..." iletisini Med’e sundu. "Dilersen senle baþka bir zaman teke tek görüþe-biliriz..."
"Yüz yüze görüþmeyi tekrarlamayacaðýmý söylemiþtim."
"Med!... Sana göre, þu anda gerçekleþtirdiðin olayý da gerçekleþtir-memen gerekiyordu.... Ne fark eder?.. Seni baðlayan ne var ki?..."
     Ber; yüzünde fiziksel bir acý hissetti.
Nedeni, Markýz’ýn sert tokadýydý...
Sert tokat acýsý ve duyduðu aðlama sesi ile irkildi...
Markýz’ýn çömelmiþ vaziyette aðladýðýný görüyordu.
Az önce hissettiklerinden Markýz’ýn bilgi sahibi olamayacaðý kaný-sýyla, "Neden aðlýyorsun Markýz?.." diye sordu.
Muhatap suskundu.
     Sorusunun yanýtsýz kalmasýnýn verdiði telaþla, "Konuþur musun?..." dedi yalvarýþlý ses tonuyla.
     "Konuþacak ne kaldý?..." dedi hýçkýrarak. "Beni Med’le aldattýðýný tahmin etmeliydim... Beyimizin, ekonomik sýkýntýsýnýn kaynaðýný da böylece öðrenmiþ olduk... Demek paraný hep Med’e yediyordun."Derin soluklar alýp veriyor. Hýçkýrýklarý devam ediyordu. "Benle birlikteyken bile onun adýný sayýkladýðýna göre seni bayaðý etkilemiþ olmalý," dedi kýskançlýk kokularý veren bir sesle.
     Ber, ne diyeceðine karar veremiyordu... Markýz, Med’i nasýl ve nere-den tanýyordu?...
     "Sen Med’i tanýyor musun?..."diye safça sordu.
     "Nasýl tanýmam, benim sayemde tanýþmamýþ mýydýn?... "
     Ber, þaþkýn bakýþlarla, "Sen!... Ne zaman tanýþtýrmýþtýn?" diye sordu.
     "Dalga mý geçiyorsun?... Dur-Al Marketinde birlikte çalýþtýðým arkadaþýmla ben tanýþtýrmamýþ mýydým?..."
     "Onun ismi MedKýz deðil miydi?
     "Biz ismini kýsaltýr, ona Med derdik..."
     Ber, rahatlamýþtý bu yanýta... Yoksa çözümü zor olan binlerce olasý-lýklar içeren düþünceler oluþacaktý beyninde...
     Ber, "MedKýz’la, senin bulunmadýðýn bir ortamda kesinlikle özel görüþmemiz dahi olmadý," dedi. Beyanýný desteklemek amacýyla, "Yemin ederim!" diyerek ekledi.
     "O halde sayýkladýðýn Med kim?... Doðrusunu söyle kýzmayacaðým."
     Markýz’ýn sorusu yanýtsýz býrakýldý.
     "Yanýt versene!... Versene!... Versene!..."
     Markýz’ýn ünlemli ve yinelemeli sorusu beyninde yankýlanýyordu.
     Med’in; "Benden herhangi bir kiþiye söz edersen tüm baðlantýlarýmý koparýrým!" uyarýsýný anýmsadý.
Med’den söz etmemeliydi...
Markýz ýsrarlýydý, "Med’in kim olduðunu ve iliþkinizin boyutunu söylemezsen, bir daha senle asla görüþmeyeceðim ve konuþmayacaðým!..."
     Ber, anlam itibarýyla Med ile Markýz arasýnda bir tercih yapmasý gerektiði teklifiyle karþý karþýyaydý. Ýkisinden birini tercih etmek istemi-yordu. Çünkü, ikisi de kendisi için önemliydi. Her ikisini de çok seviyor-du. Yaþama baðlayan iki önemli baðdý bunlar. Birinin koparýlmasý dahi yaþamýný olumsuz etkileyecekti.
Suskun kalmak en iyi seçenekti... Varolan durumu kurtarmak için kývýrabileceði hiç bir kelime, söylem hatýrýna gelmiyordu. Hassas bir ortamdý. Dikkatsizce söyleyeceði her kelime aleyhine kullanýlabilirdi...
Yanýtlamadý Markýz’ý...
Bu arada Markýz, çýkardýklarýný giyinmiþ, sinirli tavýrlarla evden çýkma hazýrlýðýndaydý.
Markýz’ý þimdi engellemezse bir daha göremeyeceði kanýsý oluþtu.
Markýz’ý kolundan tuttu. Zorla kanepeye oturttu. Zor, oyunu bozardý. Markýz’ýn fiziksel güç kullanmasýna ise ayný þiddette karþýlýk vererek galip çýktý, Ber.
Markýz, yine ayný aðlama sahnelerini tekrarladý. "Beni burada kaç saat tutabilirsin ki?" diye soruyordu.
"Mantýklý bir soru," diye düþündü. Seçenekleri tekrar gözden geçirdi. Med’den söz ederse Med’i; Söz etmezse Markýz’ kaybedecekti. Ýki seçenekte; "Kýrk katýr mý? Kýrk Satýr mý?" özdeyiþiyle özetlenebilecek kendisi için ölümcül tercihlerdi.

Med’le ilk ve son kez birliktelik yaþadýðýný, bundan sonra olamaya-caðýný yeminle destekleyerek Markýz’ý teskin edebilir miydi?...
Med’in az önceki eylemi, onun bazen ilkelerinden taviz verebile-ceðini akla getiriyordu. Onun yýllardýr; bazen telefonla, bazen beyinsel, bazen duyumsal yollarla süregelen baðlantýlarýný koparacaðýna da inanmý-yordu. Düþünsel, duyumsal benzerlikleri zamanla çoðalmýþ, birbirlerine aþýrý baðýmlý iki insan olmuþlardý. Ortak idealleri için ortak mücadele iradesinde bulunmuþlardý.
Markýz’la evlenmeyi düþünüyordu. Bu isteðini bugün ona açacaktý. Geliþmeler ise buna fýrsat tanýmamýþtý.
Solkol’un el altýndan verdiði bilgilere göre; her nedense bir takým kiþilerle telefonla olan diyaloglarýnda sessiz moda giriyormuþ. Bazý akþamlar, lüks bir araba iþyerinden onu alýyormuþ...
Bu iliþkiyi sürekli kýlmak ve saðlamlaþtýrmak için evlendirme görevlisinin önünde imza atmasýnýn gerekliliðine inanýyordu. Ýmza; birbirlerine resmen sahiplenmeleri sonucunu doðuracaktý. En azýndan ufak tartýþmalarda, kýskançlýklarda anýnda ayrýlma olasýlýklarýný yok edecekti bu sahiplenme...
Hem Med’le olan tüm iliþkilerini ayrýntýlý anlatmak zorunda da deðildi.
Ber, çeliþkili düþüncelerdeydi. Kesin bir yargýya varamadan, "Benim internette sörf esnasýnda tanýþtýðým, chat yaptýðým bir bayan... Ýlk ve son kez birlikteliðimiz olmuþsa da ikimiz de bunun devamýný getirmeme sözünü vermiþtik birbirimize."
"Arkadaþým Med olmadýðýndan nasýl emin olabilirim?"
     "Kesinlikle senin arkadaþýn Med deðil!..."
     "Hem bu iliþkinin bittiðine inanmamý nasýl beklersin?... Med, birlikte olduðu insana, -hele bu senin gibi biriyse- kene gibi yapýþýr, býrakmaz."
     "Seni inandýrmam için ne yapmam gerekiyor?..."
     "Sözünü ettiðin Med’in benim arkadaþým olmadýðýný kanýtla!"
     "Nasýl?"
     "Karþýlaþtýr."
     "Gelmez!"
     "Telefon aç o halde sesini duyayým!"
     Ber, baskýdan bunalmýþtý. Sinirden elleri ve dudaklarý titriyordu... Markýz’a yalan söylemediðini ispatlayacaktý. Yalan üzerine kurulu iliþkinin pamuk ipliðine baðlý olduðunu, mesleði gereði ilgilendiði boþan-ma davalarýna kaynaklýk eden olaylar öðretmiþti kendisine.
Telefona sarýldý, gerçekleþen cinsel iliþki günü Med’in kendisine vermiþ olduðu ve ondan sonra bir çok kez aramakla ezberine aldýðý numa-ralarý tuþladý.
Yanýtlayan; tanýdýk olmayan orta yaþlý bir kadýn sesiydi.
"Buyurun!..."
"Ben Ber! Med hanýmla görüþebilir miyim?"
"Med, diye biri yok!...Yanlýþ çevirmiþ olmalýsýnýz."
Ber, özür dileyerek telefonu kapadý. Bu kez tuþlara tek tek kontrollü bastý.
Karþýlýk veren, az önceki sese sahip kadýndý. "Kardeþim! Lütfen dikkatli çevirin... Burada Med isimli kimse bulunmuyor!"
Telefon fihristini kontrol etti. Telefon numaralarýnda bir hata yapma-mýþtý.
Ber, son aramasýnda, "Bir kez daha aramayacaðým, inanýn ki... Sadece sormak istiyorum, bu numarayý Telefon merkezinden ne zaman aldýnýz?..." diye sordu, iyice sinirlenen sese dönüþen telefonun ucundaki kadýna.
"Senelerdir bu numarayý kullanýyorum... Son kez söylüyorum; yine rahatsýz ederseniz sizi þikayet etmek zorunda kalacaðým."
Ber, bu kez özür dilemeden olanca hýncýyla telefonu kapadý...
Saða sola baktý, bacaklarýný salladý...
Elleri titriyordu.
Göz kapakçýklarý tik atýþlarýndaydý.
Ber’in kýrmýzýya dönüþen yüzünü, oluþan tiklerini, el titremelerini, alnýndan akan ter taneciklerini gözlemleyen Markýz, ona çok yüklendiðini düþünerek, yapmacýk olduðu anlaþýlan þefkatli bir ses tonuyla, "Ber, kendini yorma... Sorun deðil," yaklaþýmýnda bulundu. "Ben de seninle bugünlerde iliþkimiz hakkýnda zaten konuþmak istiyordum."
"Kalp kalbe karþýdýr, derler. Ben de seninle bu konuda konuþmak istiyordum."
"Buyur, o halde."
Ber, kendisinin sunacaðý teklifi, Markýz’dan duyacaðý hevesiyle, "Önce sen söylesen?..."
"Ýhanetin yanýnda sýkýlmadan nasýl bu kadar ýsrarcý oluyorsun, anlamýyorum."
Markýz’ý daha fazla kýzdýrmanýn anlamý yoktu. "Dinle, o halde..." diye anlatýmýna baþladý. "Ýliþkimizi resmileþtirmek istiyorum... Kýsaca; kabul edersen seninle evlenmek istiyorum."
Markýz, böyle bir teklif karþýsýnda bocaladý. Bu teklifin arkasýndan, önceden verdiði bir kararý açýklamasýnýn þýk olmayacaðýný düþündü. Oluþan ortam buna uygun deðildi.
Uzun süredir böyle bir teklifi almamýþtý Ber’den. Fiili birlikteliðini sonlandýracaðý bir anda böyle bir teklif geliyordu. Ne diyeceðini þaþýrdý. Ber’i kýrmak da istemiyordu. Onunla güzel günleri olmuþtu.
Ber, teklifinin karþýlýðýný heyecanla bekliyordu.
Markýz, "Þimdilik yanýtlamak istemiyorum, " dedi.
Ber, bunun üzerine, "Peki, iliþkimiz hakkýnda senin söylemek iste-diklerin?..." diye sordu.
"Ýleride vereceðim yanýt bunu da karþýlayacak."
Ber, inatlý ve tekrarlý ýsrarlarýný yineleyerek.
Sonuç alabilmiþti.
Markýz, "Birlikteliðimizi sonlandýrmak istediðimi belirtecektim," dedi gözlerini Ber’den kaçýrarak.
     Ber, hiç bu kadar kötü hissetmemiþti kendisini... Baþýndan kaynar sular dökülüyordu sanki. "Neden!..." diye baðýrdý. "Neden?!..."
     "Aylardýr, sana söylemeye çalýþýyordum. Dilim varmýyordu. Ama bu hafta bunu söylemeye kesin niyetliydim."
     . "Bu kararý vermende seni ne etkiledi?" diye sordu Ber. Gözleri korku doluydu Sorularýnýn olumlu yanýtlanmasýný istemiyordu. "Yoksa, baþka biri mi var?."
     "Baþka biri yok. Birlikteliðimizin sonu yok. Nedeni bu."
     "Sana evlenelim teklifinde bulundum."
     "Ben kabul etsem de ailem kabul etmez."
     "Neden?..."
     "Ailem hem milliyetçi hem de mezhepçidir. Kendilerinden olmayanlarý istemezler. Sen kýrsal kenttensin... Mar’lýsýn. Hem de farklý mezheptensin!."
     "Þimdiye kadar Mar milliyetçiliði veya mezhepçilik yaptýðýmý aným-samýyorum. Doðduðum yere, ailemin mezhebine ben karar vermiyorum. Ayrýca; ailen ve sen mezhebinize uygun olarak neler yaptýnýz þimdiye kadar?... Madem bu farklar vardý, ailen benle çýkmana neden izin verdi?..."
     Markýz, sorular karþýsýnda terlemiþti. Yanýtlayabileceði sorular deðildi bunlar. Ber’i iyi tanýrdý... Her yanýtý, onun daha baþka sorular yönlendirmesini doðuracaktý. Köþeye sýkýþtýrýlacaktý. Çeliþkileri gidere-bilecek gücü de kendinde bulamayacaktý.
     Ber, içini çekerek, "Markýz!... Birbirimizi yýllardýr tanýyoruz. Her þeyimizi paylaþtýk. Birbirimizin, ses tonu, anlýk bakmalarýn, küçücük mimiklerin ne anlamlara geldiðini dahi bilebilecek aþamayý dahi geçtik..."
     "Evet?.."
     "Sen!. Yalan söylüyorsun. Ayrýlma isteðinin gerçek nedenini söyle-meden seni býrakmayacaðým. Bunu kafana sok."
     "Gerçeði mi istiyorsun?"
     "Kesinlikle."
     "Gerçeði seni daha çok incitebilir."
     "Senden ayrýlmak acýsý yanýnda gerçeði bilmemek de çok acý verecektir."
     Ber, gerçeði istemiþti. Öfkeliydi. Açýkladý.
"Neyine güvenerek benle birlikteliðini devam ettirme hatta evlenme isteðinde bulunmaya cesaret edebiliyorsun?... Anlamýyorum."
     Ber, bu karþýlamayý beklemiyordu. Markýz ne demek istiyordu? Onu tanýmasaydý, sözlerinin iliþkide çýkarlarýný gözeten bir bayana ait olduðunu düþünecekti. "Kendime ve sana ve yýllardýr süren birlikteliðimize güvene-rek..."
     "Bunlarýn yeterli olmadýðýný biliyorsun."
     "Eksik olan ne var?..."
     "Dinle o halde, hangi parayla benle iliþkini sürdüreceksin?... Araba-ný, kooperatifte sana düþen daireni, içine dahi geçemediðin büronu satma-na raðmen hala bankaya, tefecilere olan borçlarýn bitmedi. Eskisi gibi para da kazanamýyorsun. Býrak bir demet çiçeði, bir dürüm kebap ikramýnda dahi bulunamayacak ekonomik bir seviyeye düþtüðün halde hala bu iliþkiyi sürdürebileceðine nasýl inanabiliyorsun?... Anlamýyorum. Dýþarý-da, oturup bir þeyler yiyemeyeli haftalar oldu!... Lütfen! Sen de beni anla..."
     "Söylediklerini anlýyorum. Senin böyle þeyler söylemeni anlamýyo-rum."
     "Gerçekle yüzleþmek bazen üzücü olabiliyor."
     "Bu senin gerçeðin ve dediðin gibi üzücü..."
     Markýz, daha fazla kalmasýnýn ve konuþmasýnýn gereksiz olduðunu düþünerek kapýya yönelirken, Ber; gözlerinden akan iki damla yaþla uðurladý onu...


                         ***


Devamý: 20.SAYFA'DA.