..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




25 Temmuz 2002
Dansöz Kývýrmalarý-21.sh.  
21.SAYFA

Bahattin YILDIZ


Birde gelenekselleþen ve yansýmasýný filmlerde sürekli bulan bayan yanýndaki koruyucu, soðukkanlý erkek tipini oynamalýydý.


:AFHJ:
37


     Ber’in, Ruh ve Ters Algýlama Tedavi Merkezinde kýsa süren tedavisinin üzerinden on bir ay geçmiþti...
Her yönüyle aleyhine iþleyen süreci barýndýran on bir ay...
Özelde BireyMalDen-YemDomMedy Holdingin ve irili ufaklý birçok þirketin; neredeyse her bireyin yýllýk gelirinin yarýsýndan fazlasýný sövüþlemesi nedeniyle oluþan ekonomik kriz nedeniyle çok az sayýda kalan müþterilerinin ödeme yapamamalarý, parasal durumu iyi olanlarýn ise bu bahaneye sýðýnarak ödememesi... Ýcra takibi dosyalarýndan birço-ðunun borçlusunun adresini deðiþtirmiþ olmasý; adresi bilinen borçlularýn mallarýnýn deðer ifade etmemesi, parasal deðerde görülüp haczedilen ve depoya kaldýrýlan eþyalarýn satýþýnýn o ana kadar yapýlan ve çoðunluðu devletin kasasýna giren masraflarý dahi karþýlamamasý, çözülen dosyalarýn da ufak deðerde komisyon býrakmasý, birkaç iyi para kazandý-ran müþterilerinin kendi onurunu zedeleyici davranýþ biçimi sergilemeleri nedeniyle iþlerine bakmaktan vazgeçmesi, birkaçýnýn da borçlu ile elele vererek kendisini devreden çýkarmasý, ikisinin vefatý ve mirasçýlarýyla anlaþamama nedeniyle el çektirilmesi ve daha birçok nedenle özellikle 50.000.dolar deðerinde olan dosyasýnda, borçlunun imza itirazý üzerine Büyük Kent’deki Ýmza Ýnceleme Grubunun verdiði, "Borçlunun örnek imzalarýyla, bonoda bulunan borçlu imzalarý arasýnda benzerlik bulunma-dýðýndan ve kuyruk eðiriliðinden imzanýn borçluya ait olmadýðý kanaatine varýlmýþtýr..." þeklinde vermiþ olduðu rapor nedeniyle dosyanýn iptal olmasý, üstüne üstlük borçlunun Anti-Hafif Mahkeme’ye ‘sahte imza kullanýlmýþtýr’ vaki þikayeti üzerine suçsuz SaðMüþ’ün, alacaðýndan oldu-ðu gibi iki yýl da hapis cezasý almýþtý.

Secret’in içeriði sert olan yumuþak sesi duyuldu. "Ber Bey! Posta memuruyla, Devlet Alacaðýný Tahsil Eden Görevli sizle görüþmek istiyor-lar!"
Ber, "Buyursunlar!" dedi.
Posta memuru önce geldi, gide gele kendiliðinden oluþan samimi-yetle, "Üç tebligat var..." dedi. "Son zamanlarda avukatlara götürdüðüm tebligatlarýn çoðunluðu mesleðiyle ilgili deðil, hadi hayýrlýsý..." dedikten sonra ayrýldý salondan.
Devlet adýna tahsilat yapan görevli, posta görevlisi çýkýþý akabinde boy gösterdi. Her geliþinde sürekli tercih ettiði koltuða kuruldu. "Avukat bey!" diyerek baþlangýç yaptý, Ber’ce bilinen konuþmasýna baþlamadan. "Artýk bu kez son... Þef beni çok sýkýþtýrýyor, ya ödeme yapacaksýn, yada ofisindeki malzemeleri haczedip, depoya kaldýrmak zorunda kalacaðým." dedi.
     Ber, boyun bükme, acýndýrma seanslarýna girmeyi kendisine yedire-medi. "Bana ödemede bulunacaklar, sözlerini yerine getiremeyince size mahcup oldum. Malum ekonomik kriz bir avuç azýnlýk dýþýnda toplumun her kesimini oldukça olumsuz etkiledi," dedi.
     "Anlýyorum ama devletimiz, sizlerden alýnan vergilerle ancak ayakta kalabilir, ondan alma bundan alma n’olucak bu devletin hali?... Savaþ hali var. Ödenecek vergilerle yurt savunmasýna da katkýda bulunacaksýn. Manevi yönleri de var."
     "Savaþ konusunu sizle tartýþmak istemiyorum. Ödenen vergilerin ufak kýrýntýlarý ancak topluma yansýyor. Büyük kýsmý bankalar ile genelde boþa verilen kötüye kullanýlan teþviklere, karþýlýksýz krediler ile her çeþitten yolsuzluklarýn oluþturduðu açýklara gidiyor. Son günlerde birkaç firmanýn usulsüz kredi kullanýmýyla hazinede doðan boþluðu doldurma görevi biz bireylere verildi. Bundan menfaatdar olanlarýn elini kolunu sallayarak dolaþýyor olmasý da canýmý sýkýyor... Aslýnda galiba bizler vergimizi devlete vermek yerine, direk bu þahýslarýn hesaplarýna yatýrsak da hiç olmazsa ara masraflar olmasa, kolaycýlýk olur, diye düþünüyorum bazen."
     "Avukat bey!... Bu muhabbetler güzel de... Ödeme yapacak mýsýnýz?..."
     "Ödeyecek param yok... Yoktan da var edemem." dedi Ber buz gibi bir sesle. "Takdir senin... Yalnýz büroda bulunan mallar üzerinde sizin hacziniz dýþýnda devlet sigortasýnýn var. Ayrýca dört bankanýn haczi var. Faize para aldýðým tefeci sivil kiþinin haczi var..."
     "Tamam lütfen sayma!... Ezberledim gide gele... Yinede bir þeyler yapýn... Bugünde gidiyorum, yakýnda tekrar gelmek istemiyorum," dedi tahsilatçý.
     Ýkram edilmiþ olan çaydan son yudumunu aldýktan sonra "Hayýrlý iþler!" diyerek ofisten ayrýldý.
Posta görevlisinin býrakmýþ olduðu belgeleri incelemeye baþladý. Ýki tebligat yine banka borçlarýyla ilgiliydi.
Diðer tebligata bir anlam veremedi. Tebligat zarfýnýn üzerinde avukat veya borçlu olarak deðil, davalý olarak gösteriliyordu. Zarfý açarak, içindeki dilekçeyi okumaya baþladý. Dava, Yansý isimli bir bayan tarafýndan kendisi aleyhine açýlmýþtý. "Varol" isimli yeni doðan çocuðunun babasýnýn Ber olduðunun karar altýna alýnmasý istemli bir davaydý. Yansý isimli tanýdýðý bir bayan hiç olmamýþtý. Galiba isim benzerliði nedeniyle yanlýþlýkla kendisine gönderilmiþti. Fakat, dava dilekçesinin açýklama bölümünü okuyunca yüzü kýzardý.
Avukat Ber’den, yani kendisinden söz ediyordu. Ad kentinde kendisiyle ayný ismi taþýyan baþka bir avukat yoktu.
Güya "Kendisini bir konu görüþmek üzere evine davet etmiþ ve bir þekilde ikna ederek iradesi dýþýnda cinsel iliþkiye girmiþ, hamile kaldýðýný öðrendiðinde kürtaj yaptýrmak için doktora baþvurmuþ, doktorun kürtaj olduðu takdirde hayati tehlike riskinin ölümle sonuçlanacak kadar yüksek olduðunu belirtmesi üzerine doðurmak zorunda kalmýþ olduðunu..." özetle belirtiyordu.
Ber, þaþkýnlýðýný sesli kahkahalarla boþaltmaya çalýþtý.
     Ber, dava dilekçesinde davacý Yansý’nýn vekili olduðu anlaþýlan Avukat Avyansý’nýn telefonunu aramasýný, Secret’den rica etti.
     Telefon baðlantýsý kurulmuþtu.
Samimi iliþkileri olmayan Avyansý’ya, davadan söz ederek, bunlarýn yalan iddialarla dolu bir dilekçe olduðunu ve davasýna baktýðý kadýný tanýmadýðýný belirtti.
Buna karþýlýk Avyansý, "Özür dilerim ama Yansý haným benim uzaktan akrabam olur ve dürüst bir bayandýr, iddiasýnda çok ýsrarlý olunca böyle bir dava açmak zorunda kaldým," dedi.
     Ber, yumuþatmaya gayret ettiði ses tonuyla, "Peki bu bayanla karþýlaþtýrma olanaðýnýz var mý? Belki de beni baþkasýyla karýþtýrýyor, yüz yüze geldiðimizde kendiside yanýldýðýný anlayacaktýr sanýrým," dedi.
     "Teklifinizi kendisine ileteceðime emin olun. Kabul ederse sizi arayacaðým," diyerek, kestirip attý Avyansý.
     Sýkýntýlar, bir kaç tane olduðunda deðer ifade etmiyordu. Üst üste gelen sýkýntýlar gerçekliklerini daha aðýr hissettiriyordu. Dayanmalýydý, dayanacaktý...
     Bu tür durumlarda uyku, en iyi ilaçtý... Eve gitmeli ve uyumalýydý...

                              ***

Gündüzün yorgunluðundan kurtulmak, bedensel, ruhsal ve zihinsel dinginliðini geçicide olsa saðlamak için uykuya dalan Ber, her uyuyan gibi, gerçek alemdeki olaylarýn, kiþilerin, nesnelerin deðiþik görünümlerle yansýdýðý rüyalar alemine irade dýþý dalmýþtý.

Derin uykular, rüyasýz olmazdý. Aksi halde derin uyku sayýlmazdý.
     Bu kural Ber içinde geçerliydi.
     Kendisini milyonlarca seyirciyi barýndýran bir futbol stadyumunda buldu. Iþýklý tabelada, Arjbool Ülkesinin stadyumu olduðu yazýlýydý. Ýki futbol takýmýnýn çetin karþýlaþmasý vardý.
Sahanýn ortasýnda kurulu yuvarlak masada on bir kiþi kendi arala-rýnda karþýlýklý bilgi, belge alýþveriþlerinde bulunuyorlardý. On bir kiþinin dýþsal görünümü, tavýrlarý, giyimleri deðiþik gruplarýn temsilcileri olduklarýný fark ettiriyordu. Seyirciler ve oyuncularýn hatta hakemlerin gözleri ise onlarý görmede özür sahibiydiler. Takýmlar oynarken, seyirciler oyuncularý izlerken masadakiler, masada bulunmayanlara görünmeyen gölgelerdiler. Toplar ve oyuncular onlarýn içinden geçiyordu. Ne onlarýn toplantýlarý engelleniyor, ne de onlar futbol oyunlarýný...
     Yuvarlak masada bulunanlarýn en kýdemlisi, "Gerekli kararlarý almak ve uygulamak için zamanýmýz kýsalýyor... Futbolla zihinsel kontrol hipnozumuzun Arjbool yurttaþlarý üzerinde etkisi git gide zayýflamakta olduðunu beyan ederim. Yeni hipnoz yöntemlerini harekete geçirinceye kadar, hipnozun sonlanmamasý en büyük dileðimiz... Yoksa..."
     Sezgiler güçlüydü, yakýn olacaklar daha erken hissediliyor ve aðýzdan dökülüyordu. Lafý yarým kalan kiþinin korktuðu gerçekleþiyordu.
     "Birkaç kiþi bizi fark etti."
     "Amigolardan yandaþ olanlarýmýzý uyarýn. Birþeyler yapsýnlar. Zihinleri, dikkatleri daðýtsýnlar!... Gerekirse olay çýkartsýnlar."
     "Yararsýz gibi görünüyor... Fark edenlerin sayýsý çoðalýyor."
     "Seyirci yurttaþlarýn çoðunluðu, futbol maçýný izlemekten vazgeçti-ler... Direk bizi gözetleyip, konuþtuklarýmýzý duymaya çalýþýyorlar..."
     "Duyumsamalarý artýyor... Etkin araçlarýmýz, üyelerimiz onlarýn zihinlerini artýk kontrol edemiyorlar...."
     "Bizi duyumsuyorlar... Yönetsel uygulamalarýmýzýn çoðunu kendile-rine yönelik iþlenmiþ suçlar olarak düþünmeye baþladýlar... Ýstihbarat kaynaklarýmýz bu yönde rapor sunuyor."
     "Büyük þefle baðlantýya geçin... Ne yapmamýz gerektiðini sorun!..."
     "Bireyler arasý telepatik iliþki kurmalarýný engelleyin... Birbirleriyle enerji alýþveriþlerini negatif kýlýn..."
     "Bireylerde bizlere karþý oluþan bireysel negatif enerjinin kitlesel enerjiye dönüþmesi engellenemiyor... Zihinlerindeki kin ve öfke gözlerin-den okunabiliyor."
     "Bize karþý saldýrýya geçecekler..."
     "Son bir çare kaldý..."
     "Sizi dinliyoruz efendim!"
"Futbol hipnozun bozulmasý sonucu, önceden duyumsayamadýklarý açlýklarý kýsmen açýða çýktý... Beyinsel etkileþim saðlayarak cinsel, mide-sel açlýklarýný daha etkin hissettirin... Mideleri dýþýnda bir þey düþüneme-sinler..."
"Gerekli talimatlar verildi, efendim... Bu arada her olasýlýða karþý güvenlik tedbirleri artýrýldý."
"Yalnýz... Efendim!... Ýçlerinde ekmek alabilecek kadar zenginleri hala var..."
"Yandaþ olan hýrsýzlarýmýza gerekli uyarýyý gönderin... Bireylerin ceplerindeki paralarý tek kuruþuna kadar çalsýnlar!"
"Emriniz uygulandý efendim."
"Son durum?..."
"Son durum da iç açýcý deðil, efendim!"
"Evet!..."
"Midesel açlýklarýný bizleri yiyerek, cinsel güdülerini ise bizleri ".......," bastýrmak istiyorlar..."
"Ýstedikleri et ve ......."
"Evet efendim!"
"O halde futbol sahasýna bizlerin sayýsý kadar inek salýn... Onlarla uðraþýrlarken, bizler de baþka hipnoz tekniklerini etkin kýlma açýsýndan zaman kazanmýþ oluruz."
"Son kararýnýzdan olumlu sonuçlar alýnýyor efendim... Ýnekleri canlý canlý parçalayýp yemeye çalýþýyorlar. Hayvan sayýsý az olduðundan birbirlerine düþtüler... Ama cinsel güdüleri hala tatminsiz."
"Dansöz striptizcileri çýkarýn. Kývýrtmalar onlarý bir süre oyalar."
"Ülkede dansöz kalmadý efendim. Daha önceden halk tarafýndan telef edilmiþlerdi."
"Demokraside çareler tükenmez. Sempatizanlarýmýzdan fiziði düzgün olanlarýna dansöz kýyafetleri giydirin. Kývýrsýnlar, bir þeyler yapsýnlar iþte..."

Ber, rüyasýnda Arjbool Ülkesi yurttaþlarýnýn canlý ineklerden kopardýklarý parçalardan birini kendisi de kapmak için uzandý... Eline bir þey geçmemiþti. Onlar Arjbool kaplanýydý. Kendisi ise SodGom ülkesi kedisiydi. Onlar kadar yýrtýcý olamamýþtý.
Rüya devam ediyordu.

Birden kendisini baþka bir futbol sahasýnda buldu.
Bu futbol sahasýný daha önceden görmüþ gibiydi.
Takýmlara, oyunculara, hakemlere, seyircilere ve saha ortasýnda bulunan yuvarlak masada bulunanlara aþina gibiydi.
Konuþulan dili, seyircilerin küfürlerini kelimesi kelimesine anlayabiliyordu.
Evet, burasý kendi ülkesi olan SodGom'un en büyük futbol stadyu-muydu.
Önceki rüyasýnda gördükleri kýsmen yineleniyordu. Yuvarlak masada bulunanlar bilgi ve belge, alýþveriþindeydi.
Önceki stadyumdan farklý yönleri vardý. Oyuncular, seyirciler, hakemler yuvarlak masayý görebiliyorlar ve duyabiliyorlardý. Oyuncular, onlarýn olduðu bölüme geldiklerinde çevrelerinden dolaþýyorlardý. Onlar kutsaldý ve ne kendileri nede arada ayaklarýnda bulunan top onlara deðme-meliydi.
Seyircilerin büyük çoðunluðu, yuvarlak masada bulunanlarý izlemek, onlarý duymak ve duyumsamak yerine futbol oyununu izlemeyi tercih ediyorlardý. Hipnoz çok güçlüydü, görmek, duymak bu gücü eksiltmi-yordu. Bireyselleþme yoktu. Seyircilerin büyük çoðunluðu, belirli sivil, kamusal, partisel örgütlere üye veya sempatizandý... Seyircilerin tabi olduðu gruplarýn yönetici ve baþkanlarýnýn emirleri yeterliydi. Çünkü; SodGom Ülkesinde toplumun Lidere itaat etmesi geleneklerinde vardý.
‘Amir yanlýþ yapsa da ona itaat farzdý. Aksine hareket fasýklýktý, asilikti. Ferman padiþahtan çýktýktan sonra sodgomlaþýrdý. !Ferman padiþahýn, daðlar bizimdir!’ deyiþi içki masalarýnda kullanýlan nostaljik bir mezeydi.’
Böylece Arjbool ülkesindeki sýkýntýlarý yuvarlak masa çekmiyordu...

     Sodgom ülkesinin üst düzey saygýn yöneticilerinin bulunduðu yuvarlak masa toplantýsý önemliydi ve seyretmeyen seyircileri de ilgilen-diriyordu. Çünkü; bir çoðunun cebinden çýkan paralarýn hesabý bugün soruluyordu. Ýçlerinde iyi ruhun az çok etkisi altýnda kalan azýnlýkta kiþilerde vardý. Ama ortam bu duygularýný bastýrmalarý gerektiðini tüm görkemiyle sunuyordu.
     Ýyi duygular, kiþilik bozumuna uðranýlmadýðý takdirde zaptý zordu. Zincirlerini kýrardý. Azýnlýk iyilerin iyi duygularý her nasýlsa bugün olabildiðince özgürdü. Diðerlerinin olmayan zincirlerini kýrmaya çalýþý-yordu.

En son soygunu gerçekleþtiren BireyMalDen-YemDomMedy holdingin ve birçok firmanýn neden olduðu ekonomik krizin Devlet, Top-lum ve birey üzerinde ki etkileri tartýþýlýyordu, saha ortasýndaki masada.
Baþýnýn üzerinde SodGom Ülkesinin Büyük Baþkaný yazýlý ‘resmi-yetteki büyük baþkaný’ gözleri inatçý parlaklýðýnda, tavizsiz bakýþlarla bir cins kuþ görünümlü yüze sahip "Kendine Bakanlar Grubu" Üyesi görevliye, "Devleti ve milleti soyup soðana çeviren holdingi isteseydin engelleyebilirdin...."diye, baðýrarak söyleniyordu.
Bir cins kuþ görünümlü þahýs yanýt vermedi. Suskun kabullerdeydi.
Baykuþ tiplemeli görevli, baþýný çevirmeden gözbebeklerini kaydýra-rak kendi liderine baktý. Bu bakýþlar, "Sen yanýtlamazsan, ben yanýtlaya-caðým ortalýðý velveleye vereceðim," ifadesini yansýtýyordu.
Baykuþ tiplemeli görevlinin görünürde lideri, tepkisel söylemini sunmakta gecikmedi. Çünkü senaryo böyle yazýlmýþtý, "Sayýn Büyük Baþkan!... Lütfen konuþmanýzý düzeltin, kendinize gelin!" dedi.
Baykuþ bakýþlý adam üyesi bulunduðu grubun liderinin tepkisel söylemi gölgesi altýnda rahatlamýþtý. Ek yanýt sundu. "Resmiyette Büyük baþkan görünsen de benimle bu þekilde konuþamazsýn. Konuþmana dikkat et. Beni suçlayamazsýn. Yoksa..." diye baðýrdý.
Baykuþ’un yanýtý ve gözleri saldýrý pozisyonundaydý. Büyük baþkan yanýt vermeliydi. Aksi halde topluma ve bireylere zarar verenlerin son operasyonlarýný onaylamak anlamýna gelecekti. Buna tahammül edebilecek geniþlikte deðildi. "Terbiyesizlik yapma!" diye baðýrdý.
Baykuþ tiplemeli görevli, baykuþ görünümü aldý... Her þey aslýna dönerdi... Bu görünüm, dýþsal bir grubun logosuna uygun bir görünümdü...
Baykuþ; toplumda ölüm habercisiydi. Toplumda yaygýn olan söylenti; Baykuþ'u görmek veya ötüþünü duymak, gören kiþilerin yakýn-larýndan birinin veya birilerinin veya kendisinin öleceðinin sinyaliydi.
Görevli, ruhsal evrimine uygun baykuþ görüntüsü almýþtý. Görüntüsüyle uyum saðlayan seste çýkarýyordu. Ses týrmalayýcýydý...
Koltuðundan kanatlarýný çýrparak yükseldi.
Resmiyetteki büyük baþkanýn üzerine saldýrý amacýyla iniþe geçti.
Baþkan saldýrýyý karþýlamak zorundaydý. Bu saldýrýnýn sonuç elde etmesi kendisi dýþýnda tüm Sodgom ülkesi bireylerine daha fazla zarar verebilecek boyutlardaydý.
Meþru müdafaa zemini oluþmuþtu. Saldýrýyý bertaraf etmek için yanýnda cisim aradý el yordamýyla.
Bir kitap eline geçti. SodGom ülkesi ileri gelenlerince düzenlenmiþ kutsallýk atfedilen bir kitap eline geçmiþti. Ýçindekileri okuyup ona üfledi-ðinde bir sonuç alýp alamayacaðý tereddüdü duyumsadý. Onun daha güçlü kutsal kitaplar okuyarak kendisinde her türlü okuma ve üflemelere karþý bir zýrh oluþturduðunu anýmsadý. Etkilenmeyecekti. Kutsal kitabýn fiziksel gücünü kullanmalýydý. Öyle de yaptý.
Havada saldýrý uçuþu yapmakta olan baykuþlaþmýþ görevliye sert, fakat estetik bir þekilde fýrlattý kitabý...
Atýlan kitap hedefin yüzüne yapýþtý. Bu kitap ilk kez bu kadar etkin oluyordu.
Baykuþ yere düþmüþ, can havliyle baðýrýyordu. Baykuþ'un, "Göremiyorum!.. Soluk alamýyorum!" diyerek haykýrmasý üzerine lideri, onu yerinden kaldýrmaya çalýþtý. Baþarýlý olamadý. Hýrýltýlý sesler, onun can çekiþmekte olduðunu duyumsatýyordu.
Lider, onun nefes almasýný ve görmesini saðlamak zorundaydý. Liderliði, onun yaþamasýna baðlýydý. Aksi halde; Baykuþ, bu kez hem kendisinin hem de baþkalarýnýn ölüm habercisi olarak anýlacaktý.
Baykuþ’un yüzüne yapýþýk kutsal kitabý çýkarmaya çalýþtý... Kutsal kitap, yapýþkan maske gibiydi. Maskeyi zorlamak altýndaki yüz maskesinin de çýkmasýný saðlayacaktý. Bunun olmasý da doðru deðildi. Onun gerçek yüzünün ortaya çýkmasý kendisinin de gerçek yüzü hakkýnda gören bazý gözlere ipucu verebilirdi...
Kutsal kitap yüzünden çýkmýyorsa, gözlerinin görmesi ve soluk ala-bilmesi için üç delik açmalýydý... Önce ürktü... Kitap kutsaldý ve üç delik kutsallýða hakaretti. Ama, daha önceden de bir çok kez bir çok delikler açýlmýþtý. Hatta; ‘Kitapda bir kez delik açmaktan bir þey olmaz’ sözü literatüre girmiþti. Delik açanlar cezalandýrýlmadýðýna göre korkacak bir þey yok, diye düþünerek rahatladý... Gözleri hizasýnda iki delik, aðýz hizasýnda bir delik açarak, görmesini ve soluk alýp vermesini saðladý yandaþýnýn.
     Dönüþüm yeniden baþladý... Yine önceki haline, yani baykuþ tiple-meli insan haline dönüþmüþtü...
     
     "En kötü düzen, düzensizlikten iyidir," sözünü masada bulunanlarýn tümü özümsemiþlerdi.... Olan olmuþtu. Þimdi ne yapýlacaktý?... Üst grup çatýþmasý yurttaþlara yansýyabilirdi. Birlikte karar alýmý önemliydi. Bütün-leþtiriciydi. Var olan düzeni az yara ile sürdürücüydü.
     Son ekonomik kriz darbesi yurttaþlarýn midesine balyoz gibi indiril-miþti. Bu kez bazý ayarlar farklý tekniklerle gerçekleþiyordu. Toplum, midesinin bir kenarýnda ‘yedek olarak bulunsun n’olur n’olmaz’ diyerek hala hazmedilmemiþ halde bekletilen yiyecekler dahi kusturulmuþtu. Dü-zenleme grubu böyle buyurmuþtu... Alt düzenleyiciler sessiz kalarak, ana düzenlemenin iþlerlik kazanmasýný saðlamýþlardý. Fiiller ve failler sayýsýz-dý.
     Halkýn aþýrý tokluðu kadar aþýrý açlýðý da, kötüydü... Düzenlemelerde sapma meydana getirebilirdi. Aç yurttaþlarýn baðlý olduðu gruplarýn lider-leri dahi üyelerini bir aþamadan sonra hipnoz edememe riski taþýyorlardý.

     Uluslararasý Düzenleme Genel Merkezinin alt kollarýndan resmi ismi "Uluslararasý Tefecilik Merkezi" gerçek ismi "Her þeyinizi parayla satýn alýrým" olan finans kurumuyla baðlantýya geçildi. Sonuç pek olumlu deðildi. Yanýt, aðýr koþullar içeriyordu. Doyurucu deðildi.

     Koþullarýn bazýlarý, SodGom Ülkesi yurttaþlarýnýn lehine idi. Demokratik bazý kurallarýn tam uygulanmasý içerikliydi. Fakat bir taraf için iyi olan bazen diðer taraf için de iyi oluyordu. Yeni Dünya Düzeni, anlayýþýnda düzenleme grubunun bazý bölgeler için istediði þekilde düzenlediði raporlarýn uygulama alaný bulabilmesi için istedikleri an geri alabilecekleri demokratik kurallardan bazýlarýnýn da yürürlüðe girmesi gerekiyordu.
     Bireylerin cebinden çýkan paralarýn bir þekilde onlarý yerden kaldýracak kadarýyla yerine konabilmesi için büyük meblaðlý borçlar vermeleri kendi ekonomik, sosyal ve siyasi amaçlarýyla çeliþecekti. Ortam arzu ettikleri ve düzenledikleri gibi gerçekleþmiþti. Sapma yoktu. Bundan sonraki raporlarýn uygulama alaný bulmasý gerekiyordu. Bireylerin açlýðý kendi açlýklarý deðildi.
     Ama, aþýrý açlýk tehlikeliydi... Raporlardan sapmayý getirebilirdi.
     Aþýrý doygunluk da tehlikeliydi. Finansýn baðlý olduðu grubun raporlarýna uyum saðlanamayacaktý. Rapor iþgali emrediyordu. Ýþgal için elveriþli ortamlardan birini de SodGom ülkesi bireylerinin açlýðý saðla-yacaktý. Öncesinde yerli iþbirlikçilere ortam saðlanarak hazinenin boþaltýlmasý saðlanmýþ. SodGom ülkesine girmiþ yabancý sermaye, yandaþ olmayanlara da ekonomik korku salýnarak geri çektirilmiþti. Güvensiz bir ortama, ticaret hukukunda tanýmý yapýlan basiretli iþ adamlarý girmezlerdi. Akýllarýný ekmek ve domuzla mý yemiþlerdi?...
     Aradaki boþluklar bir þekilde baþka þeylerle doldurulmalýydý. Futbol stadyumunda bulunan seyircilerin bazýlarýndan bireysel çatlak sesler çýkmaya baþlýyordu. Aç mideler uyarýcý oluyordu. Bu sayý git gide artýyordu.
     "Açým!" diyen belirli bir gruba sahipse yasalara göre cezalandýrmak kolaydý. Hemen organize suça girdirilebilinirdi. Organize suçlarýn cezasý aðýrdý. Ama, siyaseten baðlantýsýz, organizesiz bireylerin tek baþlarýna ayný içerikte sözcükleri kullanmasý ve "açým!" demesi düzen için risk taþýyýcýydý.. Baþkaca bireylerin ve gruplarýn desteðini almakta zorlanýr-lardý. Yasa dýþý örgüt üyesi suçlamasýnda bulunamazlardý. Onlardan izole edemeyebilirlerdi. Ülkenin en ücra yerleþim biriminde bulunan birey dahi, "Açým, diyeni neden cezalandýrdýnýz?... O sadece ‘açým!’ demiþti. Bir ceza yerine bir lokma ekmek verseydiniz" sorularýný sorabilir. Bu duygularý taþýyabilirdi. Bazýlarý korkudan sesli ifade etmese de bir an gelir... O an, bu duygularda yoðunlaþan bireylerin her biri birbirinden baðýmsýz, tek baþýna patlamaya hazýr bir bomba olabilirdi...
     Yeþil kurdele, kýrmýzý kurdele ile onlarýn gözlerini ve zihinlerini baðlamakta, birbirlerine düþürerek oyalanmalarýný saðlamada dahi baþarýlý olamayabilirlerdi. Aç insanýn açlýðý süreklilik kazandýðýnda birkaç aþamadan sonra gözleri þahin gözleri iþlevi gibi keskin ve derin görmeye baþlardý. Kurdeleler arkasýnda kalan gözleri, çýplak gözleri kadar çevreyi gözlemleme yetisine sahip olurlardý. Gözbaðý olarak baðlanan kýrmýzý, sarý, siyah, mavi, yeþil... renkli kurdeleler renk deðiþimine uðrayabilir, tümü beyaz renk halini alabilir ve beyaz sayfa açmaya geldik, diyenlerin açtýklarý sayfalarýn siyah renkte olduðunu algýlayabilirlerdi. Bu nedenledir ki bir kýsým budistler, tasavvuf ehilleri, azizler, azizeler bu gözlere sahip olmak kendilerine açlýk yaþatmýþlardý.
     Grup liderlerine gerekli talimatlar zihinsel iletiþim yoluyla verildi. Grup liderlerinin deðerlerini biliniyordu. Ýlla kendi yandaþlarý olmalarý gerekmiyordu. Onlarýn bir kýsmý farkýnda olmadan programlarýna göre hareket ediyorlardý. Düzenleme raporlarý hazýrlanýrken, sosyal, psikolojik, ekonomik, politik deðerler araþtýrýlýr ve bunlardan her yapýnýn uyabileceði þekilde deðerler gözardý edilmeden düzenleme yapýlýrdý.
     SodGom Ülkesini bu anlamda dýþardan idare etmek çok kolaydý. Kendilerinin fark edilebileceði bir çok alan; bir þekilde ufak çaplý olgular ve bir kýsým medyanýn da yardýmýyla örtülmüþtü... Son düzenlemelerde önemli olaylardan hatýrda kalanlar; Rutbin ve arkadaþlarý öldürülerek, onlara özenenlere korku salýnmýþ, dini milli sivriliklere karþý bir dini tarikatýn liderinin, güzel bir bayanla iliþkisi gündeme getirilerek deðerler konusunda soðutma saðlanmýþ, hatta rahatlýkla tarikatýný söyleyerek propaganda yapanlar pasifize edilmiþ, trafik kazasý sonucu, toplumu isyan noktasýna getiren mafya, güvenlik, politika kirlenmiþliði on bir kiþi ile gizlenmiþ, toplum rahatlatýlmýþ, verdiði sözün aksine sapma meydana getiren iktidar ise sivil inisiyatif olarak gösterilen beþ dakika karanlýk otuz saniye aydýnlýk eylemi baþlangýç yapýlarak, baþka bahanelerle düþürül-müþtü.
     Nemgöz Hocanýn etkinliði büyüktü. Dinsel kurallarý farklý yorumlatabilirdi. "Emir veren, hýrsýzda, soyguncu da olsa emrine uygun hareket edilmeliydi. Çünkü, emir verene tartýþmasýz uymak dini kuraldýr..." demeliydi.
     Bazý grup liderleri, talimatlarý direk alýp aynen uygulardý... Birkaç küçük sahte tepki ile gözler boyanarak, grup üyelerinin tehlikeli tepkileri ile liderlerinin asýl yüzlerini görmeleri engellenebilirdi...
     Diðer gruplar da gerekeni yapacaktý...
En önemli ve büyük güç ise yandaþ bir kýsým medya idi. Onlar gerekli bilgi pompalamalarýyla bireylerin ve toplumun zihinlerini kontrol edebilirler, yönlendirebilirlerdi.
     Aksi hareket edenler hasada uðratýlacaktý... Hasadý gerçekleþtirecek bir çok ellerinde orak taþýyan görevliler bulunmaktaydý...
     Bu yüzyýlda; genelde politik liderlerde, bazý politik kaygýlarla risk gösterimi olabilirdi. Risklerle ufakta olsa uðraþmak efor kaybýydý. Dolaylý yönetim yerine, doðrudan yönetim saðlanmalýydý. Yeni dünya düzenine göre ülke yöneticileri bir ilin valisi gibi olmalýydý. Kendilerinin bulunduklarý yere baðlý bir vali... Ortam buna uygundu. .
     SodGom Ülkesi hazýrdý buna...
     Toplum ve bireyde hazýr olmalýydý. Açlýk onlarý kýsmen hazýrlamýþtý. Daha fazla aç býrakýlmadan harekete geçilmeliydi.
     Onlar, geleneklerinde var olan kurtarýcýyý diðer adýyla Mehdi’yi bekliyorlardý. Mehdi'nin onlarýn ýrkýndan veya dininden olmamasý halinde inandýrýcý olmayacaktý. Hatta Þam yöresinden olmalýydý.
     Kendileri için sapma meydana getirmeden çalýþacak ve –ve þimdiye kadar çalýþarak rüþtünü kanýtlamýþ- birini temin etmeliydiler...
     Kiþisel dosyalar araþtýrýldý ve bulundu. Bulmak kolaydý. Herþey ve herkes bilgisayarda kayýtlýydý.
     "NoEkonomi YesPolitika" isimli finans uzmaný görevli bunun için biçilmiþ kaftandý.
     Ekonomik kariyeri vardý. Ekonomi bilimine ait kurallarýn soygun ortamýnda hiçbir iþe yaramayacaðýný seyirciler bilmiyorlardý. Daha öðrenememiþlerdi. SodGom Ülkesine gönderecekleri faizli parayý onun eli ile sunmalarý halinde herkesi ve her kesimi ona biat etmeleri konusunda zorlayabileceklerdi... Çoklu tekellik, tekli tekelliðe dönüþmeliydi... Bu doðrudan ve kolay yönetimi birlikte getirecekti. Tarih boyunca her yüzyýl için iki genel düzenleme üst senaryosu hazýrlanýrdý. Son elli yýllýk senaryolarýnýn meyvelerini toplamak üzereydiler. Rastgele birileri olma-malýydý. Ama insanlar çið süt emmiþlerdi. Nefes alýþveriþini dahi kontrol etmeliydiler. En klasik taktik uygulanmalýydý. Baþkaca ülkelerdeki bazý liderlere uyguladýklarý gibi yatak odasýnda dahi bulunabilecek kendi yandaþlarýndan biriyle evlendirmeliydiler onu. Sapma olduðunda, uykuda hoþa gitmeyen sayýklamalarýný dahi kendilerine bildirecek bir eþ olmalýy-dý. Bu, yeni dünya düzenine uygun bir anlayýþtý.
Bankalarýn hoþnutsuzluðu da giderilmeliydi. Faizli kredi alan bireylerden paralarýnýn geri dönemeyeceði korkusunu taþýyorlardý. Uygun ortam onlara da saðlanmalýydý. Diledikleri kadar faiz oranýný yükselterek ödeme olasýlýðý olan kiþilerden tahsilat yaparak farký kapatabilirlerdi.

     "Minareyi çalan, kýlýfý önceden hazýrlamalýdýr." Bu genel kural SodGom'da da uygulanan kutsal kurallardan biriydi. "Dýþsal egemen ve Dýþsal egemenlik etkisindeki Ýçsel Düzenleme Grubu gereðini yapma-lýydý..."

     Bunlar düzenlenirken ve olurken baykuþ tiplemeli görevli ile lideri toplantýyý birlikte terk etmiþlerdi.
Ara holde "Þimdi ne yapacaðýz?" sorusunu soran liderine, "Bu bizim için iyi bir bahane oldu... Bir ay sonra ortaya kendiliðinden çýkacak eko-nomik krizi bugünden baþlatabiliriz. Kutsal kitabýn Baþkan tarafýndan yüzüme fýrlatýldýðýný belirterek siyasi kriz oluþturalým. Bunun sonucunun ekonomik kriz olacaðý gün gibi aþikar... Böylece ekonomik krizin tüm suçu Büyük Baþkan’a yükletilmiþ olur. Bu doðrultuda dýþarýda bulunan medyaya açýklamada bulunalým," dedi.
Baykuþ tiplemeli þahsýn resmiyetteki liderine de bu düþünce uygun geldi. Aksi halde toplumun yaygýn kaný olarak taþýdýðý dürüstlüðü yara alacaktý. Ýçtenlikle ortamýný yansýtan bir þairin, "Bir kedim bile yok!..." deyiþine uygun bir yaþam sürmüþtü ve sürecekti. Birilerinin; kendisinin sessiz kalarak çevresindeki insanlarýn masum güvercinleri avlamak, çoðaltmak ve daha fazla zenginleþmekte kullanmak üzere yüzlerce kediyi talanla edindiðini sormayacaðýný sanýyordu... Bir zamanlar ‘seyirciler sahaya!...’ çýðýrtkanlýðýný bu kez mýrýldanmak bile istemeyecekti.

Baykuþ Tiplemeli Görevli'nin yüzüne yapýþýk kutsal kitap git gide yüzünün rengini almaya baþlamýþtý. Sonunda kutsal kitap yüzünün altýna geçerek kayboldu. Bu onun üçüncü maske sahibi olmasýný saðlamýþtý. Artýk, " Ben Kutsal kitabý!," dediðinde bir baþka kanýtý daha vardý. Kutsal kitabýn kurallarýnýn neler olduðu kendisine sorulacaktý. Çünkü kutsal kitap tekti ve kendisinde saklýydý. Bu kitap yüzünün altýna gömülmeden hafýzlayanda olmamýþtý. Bazý ilgili üniversite hocalarý ise dün ne yedikle-rini ve ne söylediklerini dahi unutacak kadar hafýza zafiyeti içindeydiler. Bu durum güzeldi. Bir piyangoydu. Sorulan sorulara kendi yararýna uygun þekilde kurallar uyduracaktý. Ters bakanlara, bu kutsal kitapta yazan bir kuraldýr, inanmayanlar, uymayanlar lanetlenecektir, diyecekti. Toplantý olumlu geçmiþti.
Lider, bu doðrultuda gerekli beyanatý hüzün dolu ses tonuyla medya görevlilerine sundu. Onlarda gereðini yapacak deðiþik renk ve sesle de olsa, kendilerini destekleseler de desteklemeseler de sonuçta olan olguyu tüm SodGom bireylerine duyurmada aracýlýk yapacaklardý

Futbol sahasý ortasýndaki masada bunlar cereyan ederken, futbol karþýlaþmasý ile seyircilerinin durumunu ihmal etmemek gerekirdi. Ber, mercek altýna aldý.
Maçýn son dakikalarý oynanýyordu. Bu maçdan alýnacak sonuç önemliydi. Sodgom milli takýmý ile Ad-Semud milli takýmý arasýnda cereyan ediyordu. Sonuç Evrensel Futbol Turnuvasýnda ilklere girme yolunu açacak veya açmayacaktý.
Bu bir milli meseleydi. Sahanýn ortasýnda cereyan eden olaylara bakýpta kafa bulandýrmaya gerek yoktu. Bu maç dakikalarýnýn heyecanlý anlarýný ve sonrada devam edecek yorumlarý kaçýrmamak gerekiyordu.
Seyirciler bu milli þuurla ceplerinde bulunan son paralarýnýn tek tek en azýdan ‘yankesicilik suretiyle hýrsýzlýk’ fiiliyle hýrsýzlandýðýný fark ede-miyorlardý.
Maç bitmiþti. Maç sonucunun ne olduðunu Ber öðrenmemiþti. O daðýlan seyircileri ve oyuncularý izlemekle meþguldü. Oyuncular þort ve tiþörtlerine aþýrý sayýda yeþil parayý sýðdýramadýklarýndan, derhal kurulan gezici banka þubesine yatýrmak zorunda kalmýþlardý. Seyirciler ise bindikleri toplu taþýma araçlarýndan inmek zorunda kalmýþlardý. Dolmuþ parasýný vermek içinde ellerini ceplerine attýklarýnda korkunç gerçeði geçte olsa öðrenmiþlerdi. Zorunlu olarak dolmuþtan indiler. Eve kadar aþacaklarý yol uzundu. Bazýlarý yolun daha fazla uzun olmasý temenni-leriydi. Onlar, çocuklarýnýn ve eþinin verdiði sipariþleri alamayacaklardý, eþinin, "Evlendiðim güne lanet olsun!" sözlerini duyar gibiydiler. Bu kezde; "Maçtan siz ne anlarsýnýz olum!" diyebilecek miydi. Þüpheliydi.

     Ber, kan ter içinde uyandý. "Bu rüyayý sadece ben mi böyle gördüm?" diye kendi kendisine söylendi. Ayný rüyayý bu þekliyle gören insanlarla düþünsel alýþveriþte bulunmak aþýrý arzusu duydu, içselinde. Yarýn, yöneticisi olduðu "Ýyi Ruhlar" isimli web sitesindeki "Rüya" bölümünde yayýnlamalýydý... Hatta gördüklerini Ýyi ruhlar e-mail haber grubundaki üyelere de iletmeliydi...
     Tekrar gelen uykusuna kaldýðý yerden devam etti.


                         ***

Devamý: 22.SAYFA'DA




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.