Sana veda ederken senden tek bir cevap beklemiştim 'gitme kal bu şehirde'. Bu cevap için herşeyden vazgecmeye hazırdım. Bütün hayallerimden emeklerimden. Ama sen benim beklediğim cevabı vermedin. Benim hoşcakal dememe sen güle güle dedin. Kalbim sanki bin parcaya bölünmüştü. Sana aşık olduğum o yerde sana veda etmek beni mahvetti. Hiç mi sevmedin beni, hiç mi aşık olmadın bana. Gitme deek çok mu zordu be aşkım. Ama ben ordan çıkarken arkama bile bakamadım. Çünkü baksaydım biliyorum gidemeyecektim seni bırakamayacaktım. Ama biliyorsun ben çok gururluyum ve artık sana dönmem kendimi hiçe saymak olurdu. Ama benim ömür boyu beklediğim aşk sendin. Antep'e doğru yeni bir hayata başlamak üzereyken bile aklımda hep sen vardın. Eski anılar gözlerimde canlandı birden. Nasıl başlamıştık ve nasıl bitti. Ben annesini yeni kaybetmiş okulu yeni bitirmiş biriydim. Babam bunalıma gireceğimden korktuğu için başhemşireye rica ederek beni hastaneye aldırtmıştı. Ben hastanenin değişik branşlarında calıştıktan sonra en son acil de başlamıştım. Bu arada hastanedeki herkes beni tanır olmuştu. Hem babamdan dolayı hem de başhemşirenin bana verdiği her görevi başarıyla yerine getimemden dolayı ünlüydüm artık hastanede. Ama benim can dostum olan ve hayatımdaki bütün sırları bilen iki kişi vardı. Bunlar ayşegül ve aysel di. Canım dostlarım hep benim yanımdaydılar. Acil deki ilk günümü hiç unutamıyorum.cok gergindim bilmediğim bir yer ve ben ilk kez nöbet tutacaktı. Korkuyordum aynı zamanda ama ordaki hemşire ablalarım sayesinde bunun da üstesinden gelmiştim. Artık hem acil de nöbet tutuyor hem de fototerapi de calışıyordum. Çok yorucu oluyordu ama buna mecburdum. Artık acilde nöbet tutmaktan zevk alır olmuştum. Ama seni ozamana kadar tanımıyordum. Taki dayımın bir gün orda bilgisayarda özkan var git bul onu sana sahip çıkar demesine kadar. Seni tanıdıktan sonra hayatımın bu kadar değişeceğini bilmiyordum. Bir gün gene nöbetteyken seninde nöbetçi olduğunu duydum. Şimdi seni görüp dayımın selamını söylemem gerekiyordu. Odadan ilk içeri girdiğim anı hatırlıyormusun aşkım. Ben hiç unutmuyorum nasıl unuturum ki.Kapını acar acmaz 'merhaba ben esra burda özkan diye biri varmış nerde diye sormuştum.' Sen gülmüştün ama ben seni nerden bilebilirdim ki orda çok kişi vardı ve ben seni daha önce hiç görmemiştim. Sen bana gülerek'buyrun benim 'demiştin. Çok sevimliydin be aşkım.sonra ben sana 'sizmisiniz ben uğur bayazıtın yeğeniyim size selamı var bana sahip çıkaçakmışınız.'dedim.sonra ben de anladım ne kadar komik olduğumu.ondan sonra bir çok nöbetimiz birlikte oldu. Hatırlıyormusun bir de ibrahim vardı otak arkadaşımız.İkimizinde en iyi arkadaşıydı. Ama biliyormusun ben seni ozaman hep abi gibi sevdim. Çünkü birinin benimle ilgilenmesi çok hoşuma gitmişti. Senin sıçak konuşmaların sıçak gülümsemen, hayata hep pozitif bakman beni çok etkili,yordu. Çünkü senin dediğin gibi ben bardağın hep boş olan kısmına bakıyordum. Oysa sen hep dolu tarafından bakıyordun ve bana da bunu öğretmeye çalışıyordun. Sonunda başarmıştın ben de artık bardağın dolu olan kısmına bakıyordum.