Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Güneş, çirkin dünyayı tekrar gün yüzüne çıkardığında bir kadın hızlı adımlarla adliyeye gidiyordu. Kadının elinde siyah bir iş çantası vardı. Giyiminden de anlaşılacağı üzere önemli bir kadındı. Yalnız attığı adımların hızlı olmasının nedeni işine olan arzusu değildi bu sefer. Adımları hızlıydı. Yüz kasları rahat değildi. Gözleri buğuluydu ve bu çirkin dünyayı aydınlatan Güneş’ten ilk kez rahatsızlık duyuyordu. Uzun kahverengi saçları omzunun üstünden yanlara sarkmıştı. Saçları o kadar düzdü ki insanın bu düzlükte bir saçının olması için saatte bir saçını ütülemesi gerekiyordu. Bir an için gözlerinden yaş geldiğini zannetti. Gözleri buğulanmış olabilirdi. Hafif bir toz kaçmıştı belki de. Ama yaş gelmesi için bir sebep göremiyordu kendinde. Hava da günlük güneşlikken nerden gelmişti de bulmuştu Handan’ı? Belki de yoldan geçen bir arabanın aşırı hızından etrafa saçılan tozlardandı bu toz. Araba hızlı gidiyordu. Çünkü arabanın şoförünün de aklında kötü şeyler vardı. Belki de kızı ölümcül bir hastalığa yakalanmıştı. Belki de karısı onu aldatıyordu! Handan Hanım bu düşünceleriyle adliye kapısının içerisinden girerken bir an için insanoğlunun düşüncelerini ne denli kontrol edebildiğini düşündü. Bunu yaparken yine aynı şey olmuştu. Aynı duygu… Düşünceler… Acı verici ve garip! -Günaydın Handan? -Eee, günaydın Selma. -Hâlâ bir haber yok mu? -Maalesef Selma. Handan daha fazla konuşmak istemedi. Hemen odasına gitmek istiyordu. Son günlerde insanların yüzüne bakamıyordu. Gözlerini daima konuşurken sağa sola oynatıyor, konuştuğu zaman laflarını kısa kesmeye özen gösteriyordu. Odasına girdiği zaman masasının üzerindeki resme baktı. Her zamanki resim ona artık korkunç gelmeye başlamıştı sanki. İnsanlarla konuştuğu zaman yaşadığı duyguyu en yoğun bu resimde hissediyordu. Resimdeki bir çift mavi göze bakarken ilk defa hırçın bir okyanus gördü. Gözlerdeki o derinlik artık bilgelikle ve sevgiyle parlamıyordu sanki! Daha fazla bakamayacaktı. “Neredesin? Nereye kayboldun, bitsin bu acı!” diye feryat etti kalbi Handan’ın. O derin okyanusa son bir kez baktı ve Avukat Handan Hanım kocasının resmini usulca alıp masanın çekmecesine koydu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Halil , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |