..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > funda kipural




1 Mart 2010
Soluk  
funda kipural
Önce ayaklarını sürükledi adam, bedenini taşıdığından haberi yok gibiydi. Hem orada olmayı hem de uzağa çok uzağa gidebilmeyi diliyordu en derinden, kendi bile farkında değildi. Küçük yürekli kadın anladı yoksunluğunu, yoksunluğundan doğan hoyratlığını adamın. Bu kadar çıplak bakan bir çift göz görmeyeli ne kadar olmuştu. Ne olmuştu da bakıyor, görmüyordu bu rengarenk hayatı. “Heyhat” dedi içinden kadın, “sancı ancak dinlenirsen diner, git bu gözlerden olabildiğince uzağa, basıncı düşük bir yerlerde eyle yaşam denen ne kadar sefa varsa.”


:DCCE:
Önce ayaklarını sürükledi adam, bedenini taşıdığından haberi yok gibiydi. Hem orada olmayı hem de uzağa çok uzağa gidebilmeyi diliyordu en derinden, kendi bile farkında değildi. Küçük yürekli kadın anladı yoksunluğunu, yoksunluğundan doğan hoyratlığını adamın. Bu kadar çıplak bakan bir çift göz görmeyeli ne kadar olmuştu. Ne olmuştu da bakıyor, görmüyordu bu rengarenk hayatı. “Heyhat” dedi içinden kadın, “sancı ancak dinlenirsen diner, git bu gözlerden olabildiğince uzağa, basıncı düşük bir yerlerde eyle yaşam denen ne kadar sefa varsa.”

O an anlam kaybolmuştu aralarında, onca yüklenen oysa. Daima erken giderdi küçük yürekli kadın; duyguya erken giderdi ve elleri bomboş dönerdi. Sanki pazar sabahı iki yumurta bir ekmek almak umuduyla gidilen bakkalın henüz açılmadığını gördüğünde, bakkala mı kendi zamansızlığına mı kızacağını bilememek gibiydi şimdi de hissettiği. “Boş ver, detaylarında kaybolma resmin bu defa” dedi kendine. Hareket, kabiliyetini yitirdi soğuk akşamın birbirine uzanmayan iki çift elinde. Sustu zamirler.

Yemyeşildi adam. Soluğundan yakalasaydı, bırakmasaydı belki değişirdi tabiatın doğası, yerçekimi falan karşı konulabilir kavramlar olurdu sonra. Kendini bildiği andan itibaren beklediği mucizeye baktı, burada mıydı? Bilinmezliğin gizi tam kuruyacakken suya değmiş yara gibi iltihaplandı, içinin tam ortasında ilan etti bağımsızlığını. Yine erken gelmişti belliydi erken dönecekti, neye yorulduğunu bilmeden yorgundu. Belki yormuştu da. Sadece bir an için sıcak bir rüzgar esti, kokusunu duydu adamın, uzak ülkelerden göç eden mızıkacılar gibiydi, az sonra cümbüşü can yakan melodiler uçuşacaktı etraflarında. Çok sonra yalnız kaldığında bu anı hatırlayacaktı küçük yürekli kadın ve soluğundan tutmadığı adamı bir an için de olsa sevmiş olduğunu varsayacaktı. Sonra kuruyacaktı cümleler, yine de o ana bir virgül attı.

Yağmur başlamıştı inceden, deniz desen gücüne sağlık adamdan daha hoyrat. “Her yanım aidiyetken, bu koku, bu ten… Değme, duyma gitsin bitsin bu ait olma savaşı” dedi kendine kadın. “Ya hisler? Değmemek, duymamak, mümkün müydü hissetmemek?” Gemiye binmişlerdi çoktan. “Az sonra bitecekti bu serüven, birbirlerine sicimlenen iki elektronken daha mı kolaydı işler, ses ve suret olumsuzlamış mıydı şimdiyi?”

Gemi sallandı, adamın ceplerinden şuur döküldü. Eli boşlukta kaldı kadının, bulamadı adamın elini. Adam gerçekleşti, gerçekçileşmişti belki de. Gölgesinde kaldı, izi gitti, cebinde bir tutam kokuyla. Soluğuna sahip çıkmak istedi adam “Nefesim nefes olmayınca gecenin canına, gecede ersin gündüze, yansın tutuşsun yarım yanım” diye geçirdi içinden. Olasılığın bir perdesi kapanmıştı, sessizliğe duyulan özlemi ağır basmıştı. Söndü ateş, yabancı oldu küçük yürekli kadın.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ilginç. oldukça ilginç.
Gönderen: mahmut dağ / , Türkiye
8 Ağustos 2011
soyut parçacıklarla dolu, zengin bir analtım. elinize sağlık

:: ...
Gönderen: funda kipural / , Türkiye
30 Nisan 2010
İçten yorumunuz için teşekkür ederim. Kalem ele gelince hepimiz birer acemiyiz, dünya acemisiyiz aslında. Paylaşımların güzelliğini hissetmek dileğiyle...

:: Ellerinize, yüreğinize, kaleminize sağlık
Gönderen: Didem Duruöz / , Türkiye
6 Nisan 2010
Umarım bir gün, bu öykünüzdeki kadar güzel bir anlatım ve derinlikle, öykü yazmayı bende becerebilirim. Küçük prensi tamamladığına karar verdiğini belirtmek için Antoine de Saint- Exupéry nin:"Kitaba ne eklenecek ne de çıkaracak birşey kalmamıştı." diye tanımladığını okumuştum bir yerde. Öykünüz de bana onu hissettirdi. O güzel ve yerli yerindeki kelimeleriniz, derin anlamlı, düşündüren, buram buram duygu kokan cümleleriniz için çok teşekkür ederim.Sevgi ve Saygılarımla.Didem




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Lan İsmail!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sezgi [Şiir]
Matem [Şiir]
Ambrosia [Şiir]
Dipsiz [Şiir]
Gece Gece [Şiir]
Sahi [Şiir]
Usulca [Şiir]
Gidiş [Şiir]
Aydınlık [Şiir]
Kanadı Hışırdar Kuşların [Şiir]


funda kipural kimdir?

-

Etkilendiği Yazarlar:
İstanbul'da dolanan Sait Faik'i anarım her adımda. Yaprakta, güneşte, ayda ve çocuk gözlerde ararım Abasıyanık bir adamın izlerini. Ve durmaksızın fısıldar Aruoba şekillen ama yaşamayı da unutma.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © funda kipural, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.