Bir sanatçı başarısız olamaz; sanatçı olabilmek bir başarıdır. -Charles Horton Cooley |
|
||||||||||
|
--SEEELİİİİM ağzına sıçıyım senin !!! bilmem kaçın, sabahın körümüydü neydi bu çığlıkla uyandığında, hatun talihsizce ona doğru dönmüş olmalı ve sidikten ıslanan yataktan çarşaftan sol tarafı nasibini almış olmalıydı , fakat selim hala uyku sersemi : -nooluyoo yaa, sen kimsin ? nerdeyim, - Yatağımda olduğunu söyleyebilirim artık yatak denir mi bilmiyorum ama, ayrıca bardayken adımı gayet iyi ezberlemiş görünüyordun, boşaldıktan sonra hafıza kaybı başladı sanırım, yada işedikten sonra mı başladı ? heryer leş gibi kokuyordu sanki işememiş sidiğin çekirdeğini parçalamıştı... - tabutlar nerde , adam nerde ? -ananın a..ında , abi heryere işemişsin diyorum sana , rüya gördün galiba? -ben evet oradadan hep geçiyorum ve nedense dönerken farkediyordum önceden... bi sigara verir misin , senin yanında olucaktı, sonra bu defa giderken konuştum onlarla , tam işeyecekken , .. ooo işemiycektim ki ... -yatağa işeyerek urtuldun sanırım, neyse terden sırılsıklam olmuşsun , olur böyle şeyler , -yaaa afedersin ... -istanbulda bir kaza olucak, tabut yetmiycek ölülerei ya da yeticek... -şimdi de kahin kesildin başımıza, hep diyorum kendime her mercedes coupesi olan meşhur yazarla yatmıycaksın, herkesin s..ki t..aşşa var , bunu düşün ,gerçi senin durumunun bunla bir ilgisi yok ama , - ne diyosun sen beee! -neyse kalk bakalım ... mercedes coupesi olan meşhur yazar mı dediniz, selim tezcan dedğimiz gibi bir yolunu bulup beğenilen olmuştu, "Şiddet , belki de yönlendirilmemiş su katılmamış şiddet, 10-11 yaşlarımdayken, dört bacağından , pamuk sulamak için kullandığımız havuzun duvarına çivilediğimiz kurbağaya atacamız taşları tutan avuçlarımızda saklıydı, şimdi buna dört parmak ve bir uçlu kalem hükmediyor " salonda gülüşmeler, onun dışında herkes hayatından memnundur ... "masumane : nasıl sonuçlanacağını bildiğimiz halde nasıl gelişeceğini merak ettiğimiz eylemi gerçekleştirdiğimizde aldığımız zevkle taçlanan kulağımıza mırıldanan , o havuzda ilk kez yüzebilmeyi andıran , şiddet olgusu ; şimdi komplexli sanatın kırbaçlarıyla can çekişiyor, evet şiddet can çekişiyor , basitliğini kaybetmeye zorlanan herşey gibi , anlaşılır olmayı yitiren herşey gibi, sanırım gerçek şiddet bu , yine de o kurbağayı öldürdüğümüz için pişmanım , siz böyle birşeyin olmadığını mı sanmıştınız yoksa ? salondan alkışlar yükselirken , kulise doğru ilerler hayranlık dolu bakışlar arasında Selim Tezcan , Peki neolmuştuda gelecek kararını değiştirmişti bu adam hakkında ? zaman , onu kalemi elinde titireye titreye her gün birilerine hesap vermekle tehdit ederken neden fikir değiştirmişti ? artık şapkadan tavşan çıkmayacağını bilecek kadar umutlarını hilekarlığa sürmüştü , yine hayaller kuruyordu , beklentileri vardı, dergilere yazıyor, internet edebiyat portallarında çevre yapmaya çalışıyordu fakar , anlamsız sıradanlığın ötesine geçemiyordu, bu işin böyle olmayacağını anlamaya başladığı zamanlar da çalmaya özendi, en azından beğendiği yapıtların içlerinden birşeyler sökmeye kendine mal etmeye çalıştı, fakat arkasını yine getiremiyordu, kendinin değildi ne de olsa. Ya tamamen bir eseri kopyalamalıydı ki bu imkansızdı anlaşılırdı tabii ki, Ya da iyi yazan birilerinin yerine geçmeliydi , yani yerine geçeceği kişi : meşhur bir yazarın kendisine getireceği fakat selimin gıpta ettiği tüm sapkınlıklardan (para-ün-şöhret -saygı) kaçan , hatta yazdıklarını takma bir isimle yayınlayacak kadar bohem bir adam olmalıydı, trevanian gibi, yok muydu böyleleri ? işte bunları düşünür olmuştu artık , kestirmeden sünnet... Yalvarıyorum sana yük saydığın bütün güzellikleri en iyi şekilde boynumun borcuymuş gibi seveceğim,sahiplenmek istiyorum bir kenarda unuttuğun sinerjiyi, benim olsun evlatlık gibi duran benimsemediğin düşlerim , ve senin boşlukta sallanıp , karanlıkta üşüyen vasiyetin, benim mirasım...BABA ... ve birgün olan oldu yanından ayırmadığı dizininüstüne bir mail düştü, falanca kişiden , ""bu maile cevap verme, benimle temas kurmaya çalışma , ne istediğini biliyorum , işte metin , bunu seninmiş gibi yayımla , sana faydalı olacak adreslere gönder, korkma senin olduğu anlaşılmaz , sana göre dillendirdim, ve korkma benim olduğu anlaşılır diye kendim gibi yazmadım, beni aslında tanıyorsun, takma adımla yazdığım herşeyin peşindeydin, ve kork başın belaya girebilir biliyorsun , zanettğin gibi bir karşılığı olmayacak bu defa, fakat senden bir iyilik isteyeceğim ; senden yayınlamanı istediğim herşeyi yayınlayacaksın , yoksa bir boşlukta sallanıp karanlıkta üşürler bu güne kadar tüm var ettiğim mirasım gibi, bu isteğimi bir karşılık gibi görürsen eğer " hayatında hiç karşılı görmemişsin derim" görmeyecek kadar ahlaksız olduğunu da az çok tahmin edebiliyorum.... ve kafasında canlandıramadan edemediği en yalın fakat bir o kadar da sınırsızlıkla yazılmış öykü duruyordu karşısında... bu piyangocunun piyango biletini adamın eline tutuşturup yarın sana bir milyon tl çıkmazsa ben sana gel iki milyon vereceğim demesi kadar komik , yalan, bir o kadar da cezbediciydi... ilk kez ailesinin evi bu kadar uğurluydu sanki, çocukluğundaki gibi yine ulu dut ağacı dallarını camına vuruyordu. korkularına rağmen istanbula bir gün sonra döndüğünde eseri yayınladı,
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kuzey darıcı ..., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |