Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Akşamları bize ait daha çok zaman buluyorum. Benliğimi kazanmaya başladığımdan beri daha fazla ilaç veriyorlar. Şüpheleniyorlar. Nedir düşüncelerimin bana gelmesinden korkmalarının sebepleri tam olarak bilmiyorum hala. Aslını sorarsan bilmekte istemiyorum. Her kendime geldiğimde birkaç cümle yazabilmek için geldiğim bu tuvaletin bendeki anlamını kimsenin öğrenmesini istemiyorum. Kâğıtlarımın okunmasına tahammülüm yok. Seni paylaşmaya veya daha fazla ilaçla uyutulmaya. Düşüncelerimden korktuğumdan değil fakat çok düşünmeyi bende istemiyorum. Düşündükçe kaburgalarıma bir ağrı saplanıyor, nefes almalarım daha bir eziyet edici oluyor. Uzak kalmışlığıma, bu tekerlekli sandalyeye mahkûm eksikliğime fazla kızıyor, yanına, sonsuzluğa gelmek istiyorum. Ölmek çözüm değil ama yaşam düğüm olunca çözmektense ipi kesmek daha bir anlamlı geliyor. Düşüncemden korktuğumdan değil ama bende düşünmenin beni kötü etkilediğini düşünüyorum ara sıra. Yine sürem doldu. Bakıcı kapıya dayanır az sonra. Bilmiyorum ama giderek onlarda bana daha fazla zaman veriyorlar burada. Şüpheleniyorum. Acaba benim ne yaptığımı takip ediyorlar mı diye. Ama yazdıklarıma dokunmadıklarını biliyorum. Çünkü kâğıtları sakladığım, tutunma kolunun boşluğuna her sefer farklı uzaklıklarda bırakıyorum. Bu uzaklığıysa son koyduğum kâğıda şifreleme yöntemimizle yazıyorum. Bu uzaklıklar şimdiye kadar hiç değişmedi. Yinede şüpheleniyorum… Şimdi bu kâğıdı da saklamam lazım. Sevgimle kal… Piraye’ye… 120121600 Bugün fazla yazmak istemiyorum. Dışarıda yağmur var, aynı kaza yaptığımız gün gibi ıslak her taraf… Pencereden dışarıya bakmak istiyorum. İki gündür kendine geldiğim anların sayısı arttığından her sefer tuvalete gelmek dikkat çekeceğini düşünerek bakıcıların yanında kaldığım zamanlar geçirdim. Bakıcıların aralarında konuştuklarını dinleme fırsatım da oldu bu sayede. ‘Pencerenin önünde duran hastalara daha fazla süre geçirebilmeleri için süreleri esnetmek’ten söz ettiklerini duyduğumu sandım bir an ama emin değilim. Yeni görmeye başladığım birkaç doktorla bu olayın sürelerinin kesişmesi beynimi zorluyor. Bir de eski doktorlarımızdan biri daha fazla ilgilenir oldu bizlerle. İşte çok karış. Kafamı toparlayamıyorum. Zaten profillerdeki boşluklar da az kaldı. Ne yapmam gerektiğini düşünmem lazım. Kısa yazma fikrim var en azından bir süre. Karar verene kadar. Canım. Affet beni. Bugün bu kadar yazabileceğim. Gözlerim dolu dolu. Ağlayasım var. Affet beni her şey için… Piraye’ye 134328100 Canım benim, yazmak ne kadar iyi geliyormuş bana bir anlasan. Ayık kaldığım her an buraya gelmek istiyorum. Çok zor tutuyorum kendimi. Ama yazdıklarımı saklamak için yerimin az olması çok sıkıyor canımı. Artık o kadar sıkıştı ki yazdığım tuvalet kâğıtları, profilden çıkacak diye korkuyorum. Bekli de artık ilk yazdıklarımı çıkarıp yeni yazacaklarıma yer açmalıyım. Son üç gündür çok araştırdım, başka saklayabileceğim yer var mı diye, bulamadım. Ne yazdığım ilk yazıları atmak istiyorum, ne de yazmaktan vazgeçmek. Ah burada olsan da bana yardımcı olsan ne olurdu! Ama sen olsan, yazmama gerek kalmazdı. Konuşurdum saatlerce. Beklide sadece susardım, gözlerine bakardım sen anlardın. Ne yazık ki son iki yazı daha yazabileceğim, o da kısa olmak koşulu ile… Tek güzel şey, ne oldu anlamıyorum ama biz engelli hastalara bu tuvalette geçirdiğimiz sürede karışan olmuyor. Fakat nedenini bilmiyorum ama benim camın önünde geçirdiğim iki sefer dışında hep müdahale ettiler. Bu camın önünde bir onları ilgilendiren bir şeyler var ama çözemedim, çözmeliyim. Yine de kendi kendime, kimse karışmadan, bu pencereden dışarıyı izlemek güzeldi. Canım yine uzun yazdım ve seni ne kadar ÖZLEDİĞİMİ anlatamadım da. Varsın bu seferlikte böyle olsun. Sen MELEK’SİN affedersin… Sevgimle kal… Piraye’ye 106048804 Canım, artık içim parçalana parçalana yazdığım ilk yazıları atmak zorundayım. Hiç yerim kalmadı… Son bir haftadır ilk yazdığım yazıları profilden çıkarıp okuyorum. Unuttuğum birçok şeyi hatırlamak iyi gelmedi bana. Daha bir az uyutuyorlar doktorlar ve kendime olduğum sürelerde daha bir a uyuyabiliyorum. Aynalar yalan söylemiyorsa senin söylediğin şekliyle ‘çiroz’ a benzedim. Gözaltlarım renklendi. Tam bir balık oldum… Doktorum her hastasından daha fazla ilgilenir oldu benimle. İyi rol yaparım bilirsin, ,ilaçlarımı azalttığı halde benliğimin kendine gelmeyişine anlam veremiyor, küplere biniyor. Tahminen o da hastalanacak böyle devam ederse… Meleğim istemesem de sözün sonu burası gibi duruyor. Bundan sonra yazmak için daha önce yazdıklarımı yok etmem gerekecek. Yardım et bana, dayanamıyorum. Boğazıma yutamadığım bir lokma sıkıştı, nefes alamıyorum. Neden gittin? Neden beni bıraktın hayatla baş başa, hem de eksik, yarım halde. Neden? Daha mı çok sevdin toprağı? Benden daha mı fazla? Sevgimle kal… Piraye’ye 101989801 Deniz Erdal Kaya
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Deniz Erdal Kaya, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |