..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Ömer Faruk YILMAZ




28 Ağustos 2010
Sevdiğimi Söyleyin O'na  
Ömer Faruk YILMAZ
Bir an gelecek en unuttuğum yerden çıkıp gülecek diye bekliyordum hep. Bazen dualar yolluyordum günahlarına, cezalandırıldığım kadar bağışlansın istiyordum. Onsuz bir beni görünce, aldatılan çocuk, bıçaklanan göz, yankesilen ciğer, yırtılan perde, buruşan surat(...)bana beni anlatıyordu; anlatamıyordum!...


:AHFB:
Hayvansı bir kalbin insansı aklımı zorladığı zamanlar.... Cüzzi irademin basit yalnızlığıma teslim olduğunu görmek zor değildi! Çünkü, ne yana baksam ya onu görüyordum yada ona görünmüş bir şeyi...

Varlığı ile yokluğu arasına bir tartı koysam ve varlığının üstüne kondurduğum ihanet tozlarını çıkarsam, aynı gramın eksikliğini ölçtüğümü biliyordum. Herşeyi bu kadar iyi hesaplarken, adının harf miktarını eksiltmeye çalıştığım eşya, hadise ve hayallerdeki rakamsal yanılmalarım, unutma çabalarımı sürekli başa sarıyor, her günü, başladığım ilk günün reçetesiyle yaşadığımı, bilmeyi istemediğim kadar iyi biliyordum. Hiçbirşey eskisi gibi değil diyordu aynalar! Taze acılarımı bırakmamacasına kavrayışım veyahut yeni sancılara gitmemecesine esir oluşum, eski hazlarımın yerine gelmemecesine bittiğini anlatıyordu bana. Böyle senelere bedel öyle günler yaşıyordum ki, hayatı sürmekle sürüklemek tezatına kurban gidiyordu herşey. Seccademin merhamet yüklü yönünde bile yaralarıma merhem bulamayışım, ruhumu, en keskin imani noktalarıma varana kadar, kör ve imansız bir düşünceye yuttururcasına kaybettiriyordu. Adımlarımın iki hareketi arasındaki zaman ve mekan kırıntılarını biribirine bağlayamayacak kadar güçsüz olduğum geceler, yorganımın karanlığına gözyaşı pahasına saklandığımı hatırlıyorum. Ondan kalan beni bile görmeye tahammülüm yok artık! Bütün suçluluk duygularımın üstünde biriktikçe ağırlaştırdığı, gözkapaklarımın, uykuya teslim olduğu o anlar, evet o anlar, şarbonun beyin duvarlarında oluşturduğu dayanılmaz sarsıntıyı kanayıncaya kadar ovuşturan acı çaresizinin tavırlarına eş, öz dudaklarımdan kafatasımı çıkartırcasına geriye dönüyordum. Güneş ayak uçlarıma sarılınca gönül talkımının korkunç sesiyle uyanıyor, başımı yokluğuna çarpınca tükenenin yalnızca ben olduğumu bir kez daha anlıyordum. Ve bu satırları yazana kadar, geçmesi için yalvardığım ne kadar gecem varsa hepsinde aynı serüveni, fotokopi misali yaşamaktan kendimi alıkoyamıyordum... Derken dostlarım diyordum! Dışına bakınca ben gibi ağlayan, içine dönünce kendi gibi gülen dostlarım. Kalbimi köşe başlarında sıkıştırıp, duygularıma muska misali sığdırmaya çalıştıkları tesellilerden parça parça faydalanamıyordum aslında! Birleştirince de damla gözyaşıma yetmediğini görüyordum. Dosttu adı, ne yapsa da dost kalacaktı ya, bunu da iyi biliyordum!... Ve hayat, sevgi, ölüm, duvak, kefen, mezar, sabır...ne varsa hepsi dönüp dolaşıp yine ona geliyor; gidemiyordum!... Evet ne yapsam bitmiyordu bu sancı! Ama o, yine suskunluğunu yollluyordu bir gece, sessizce bir kez daha kayboluyordu!... Eğer ona doğru uzattığım ellerin arasında, benim kan dolu avuçlarım olmasaydı gitmeyecekti belki de, belki gidemeyecekti; bilmiyordum, bilemiyordum!...

Ve kahrolası bu hayatı sevmiyordum o yokken, sevemiyordum!... Bir an gelecek en unuttuğum yerden çıkıp gülecek diye bekliyordum hep. Bazen dualar yolluyordum günahlarına, cezalandırıldığım kadar bağışlansın istiyordum. Onsuz bir beni görünce, aldatılan çocuk, bıçaklanan göz, yankesilen ciğer, yırtılan perde, buruşan surat(...)bana beni anlatıyordu; anlatamıyordum!...

Artık her gece zindanımda, başımın altında, kanını içtiğim bu sevdanın dantelli yastığı var. Üstümde yine onun işlemeli yorganı. Bir de şu koynunuzda yatan sevgilinin, her gece yorganımı üstüme çeken ve alnımdaki teri silen merhametli parmakları!... Eğer beni duyuyorsanız yedi kat karanlık, kefen, taput, münker ve nenkir; son defa sevdiğimi söyleyin ona! Sevdiğimi söyleyin ve sevgimle sulayın o minicik ellerini; kurumasın artık toprakları...
   



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ey Kalbim
Bir Utancın Satırları
M'yi Alıyorum Bizden!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Frezya
Kör Bir Ebe!
Dört Mısra Arası Hayalin
Sabır Güncesinden; Sana!
Sayıklamalar 1
Bağışla Beni!
Sayıklamalar 2

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bekle - Zannet - Sabret [Şiir]
Sende Kaldı [Şiir]
Sinn - Raa [Şiir]
Ah Ne Yazık! [Şiir]
Oldu Mu Yar? [Şiir]
Kaçar Ayak [Şiir]
Olabilmek! [Şiir]
Olsun [Şiir]
Durmuyorlar! [Şiir]
Dolor [Şiir]


Ömer Faruk YILMAZ kimdir?

Et ve kemik, gölgesi yere düşmeyen insan. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk YILMAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.