"Usun ve deneyimin aksaçlılarınki gibi, ama yüreğin masum çocuklarınki gibi olsun." -Schiller |
|
||||||||||
|
Çocuklarımın bir evi olsun diye dünyanın sıkıntısının altına girmekten çekinmeyen ve aynı anda memur maaşıyla altı nüfusu geçindirmeye çalışan babamın halini anlamaktan aciz olan ben: Bu kadar sıkıntı yetmezmiş gibi, özürlü ablamın üzerine yüklediği maddi ve manevi ağırlığı düşünmek bir yana, bırakın süslü püslü giyinmeyi, üniversite sıralarını sadece yol ve yemek parasıyla aşındırmaya çalışan ve bu durumdan hiç şikayetçi olmayan ağabeyimden... Minicik suratı, minicik elleriyle ilköğretim sıralarına, aynı sıkıntı ve metanetle tutunmaya çalışan kız kardeşimden... Varlığı ve yokluğu anlayamayacak kadar özürlü olan, ama hakikatte her manada benden çok daha sağlam olduğuna inandığım ablamdan... Ve ne olursa olsun çocuklarım diye çırpınan, hazırladığı her lokmanın en kıymetlisini onlara ayıracak kadar fedakar olan annemden habersiz kalan ben!... Evet ben; küstah bir tavırla babamın karşısına dikilip, affedilmeyecek bir ses tonuyla: ''Bana yeni kıyafetler alacaksınız, ben artık modası geçmiş eşyaları kullanmak istemiyorum!...'' dediğimi nasıl bir utançla hatırladığımı anlatmama gerek yoktur umarım. Bütün dünyası ailesine kol kanat germek, vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirmek, gözünün ve anlının değdiği her noktadan Allah'a ulaşmak ve satırlarına gömüldüğü kitap sayfalarında küçüldükçe, içindeki İNSAN'ı yüceltmeye çalışmak olan babamın; anlatacağı hadiseye göre şekillendirdiği gözlerini sabırla üzerime diktiği ve derin bir nefesin ardından '' Bak oğlum! '' diye başladığı cümleleriyle sizleri baş başa bırakıyorum: ''Bak oğlum: var ya da yok, olmuş ya da olmamış, aç ya da tok, mutlu ya da mutsuz ve senin şu an şikayetçi olduğun; eski ya da yeni...bunlar senin hakikatlerin! Bu hayatta hiç kimse bir başkasının hakikatinde değildir! Görmek istersen hep başkalarını görürsün. Duymak gibi bir derdin varsa, yeri gelir eksik kalan övgüden bile incinirsin. Çorabın delikse kime ne? Üşüyen ayak senin, görünen parmak senin... Ve senin hakikatlerin ancak seni incitir! Başkaları ya sözünü eder, y ada yüzünü çevirir! Lakin yine de bir şey değişmez, hakikat sende kalır. Değiştirmeye kalkarsan sahip olduklarını da yitirirsin! Bence boşver bunları sen. Aklına giydirdiğin elbisenin ne halde olduğunu görmekten acizsin. Gel biz onu değiştirelim, ötekinden hayır gelmez! '' Ve enseme inen hakikat tokatları; irkiliyorum!... Cümleler altında ezilen başımı kaldırmaya çalıştıkça; annemin yamalı kıyafeti... Utanç altında bükülen belimi doğrultmaya çalıştıkça; ağabeyimin bacaklarına kısa gelen pantolonu... Ağlamak üzere olan gözlerimi parmaklarımın boğumları vasıtasıyla açmaya çalıştıkça; kız kardeşimin kurdelesi solmuş önlüğü... Ve anlamaz kalbime aklımın tokadını vurdukça, ablamın düzelmeyecek haliyle irkiliyordum! Şefkat ölçüsü; evlatlarını dışlamak yerine bağrına basmak, şımartmak yerine hakikati aşılamak olan ailemin yanından ayrılalı yaklaşık on iki sene oluyor. On iki sene sonra, yani bu günlerde ben; o günleri ne tür bir hasret ve pişmanlıkla arayan insanımdır, işte bunu size anlatmak istesem de anlatamam. Şimdi maddi manada ihtiyacım olan her şeye sahibim. Sahibim de; bu sefer eksik olan bir şey var! Ve eksik kaldığım bu şeyi kimden isteyeceğimi de bilmiyorum. Ne mi? HUZUR!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk YILMAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |